Banner 468 x 60px

 

31 Ağustos 2010 Salı

İftar Sofrası - 2010 (2)

0 yorum
İftar Sofrası - 2010 (2)

RENGARENK BİR İFTAR SOFRASI...
Bu yıl; Ramazan ayı çok sakin geçiyor Hünerli Bayanlar’da…
Ama böyle olacağını ben size ilk iftar sofrasında uzun uzun anlatmıştım, “dediği farklı, yaptığı farklı” gibi bir durum yok yani :)
Kendimde arka arkaya misafir ağırlayacak gücü bulamadığım için, bu yıl iki ya da üç kez iftar daveti vermeyi planlıyorum, demiştim, takvime bakılırsa aksi olmayacak gibi görünüyor.
Hadi iftar daveti vermiyorum, bari yan tarafa menü örnekleri yazayım değil mi?
Yok, vallahi halim yok :) idare edin beni bu yıl.
Hasta değilim çok şükür ve başka bir sebepte yok, sadece sıcaklardan tembelleşmiş durumdayım :)
Geçtiğimiz hafta sonu; yani bu iftar sofrasında rüzgarın öyle bir azizliğine uğradım ki, sormayın :(
Eşimin göz yaşartan azmi olmasa tek bir fotoğraf bile olmayacaktı…
Sofrayı önce balkona kurdum, içeri girer girmez; “şangır” diye bir ses!
Kadehleri devirmiş rüzgar, o kadar şiddetli…
Tüm masayı toplayıp, içeriye kurdum aynı şekilde ama eşimle düşündük, ne kadar rüzgarlıda olsa hala yaz akşamı, içeride oturmak çok bunaltıcı olabilir.
Hop, masayı tekrar topla, tekrar dışarı kur. Bu arada bendeki stresi hayal edebilirsiniz, bir yandan son anda taze hazırlanması gereken şeyleri hazırla, bir yandan üç kez sofra kur!
Eşim fotoğraf çekmeye çalışırken, sürekli havada uçan peçeteleri, en sonunda toplamak zorunda kaldım, siz tüm sofranın; en alt fotoğraftaki gibi olduğunu varsayın olur mu? :)
İftar sofrasını; biricik Yaso’m ve değerli ailesi, Beyza, Ayşenur ve eşi için hazırladım.
Yaso ne zamandır; “bana hep pratik pratik sofralar kuruyorsun, hiç böyle blogdakiler gibi sofra hazırlamadın” deyince, elimden geldiğince çok özendim canım dostuma…

İftar Sofrası - 2010 (2)

Soframızda neler vardı?
  • Köfteli Çorba
  • Kremalı Mantarlı Bonfile
  • Domatesli Pilav
  • İmam Bayıldı
  • Baklava Yufkası ile Makarnalı Börek
  • Közlenmiş Kırmızı Biber
  • Antep Salatası
  • Çeşnili Zeytinyağ
  • Üzümlü Peynirler
  • Haydari
  • İftariyelikler (Kuru yemiş, kuru meyve, zeytinler)
  • Pelit'ten Güllaç (Yaso'dan)

İftar Sofrası - 2010 (2)

İmam Bayıldı, Kremalı Mantarlı Bonfile gibi ilk kez denediğim yemeklerde vardı soframızda, tariflerini en kısa zamanda ekleyeceğim…

İftar Sofrası - 2010 (2)

Közlenmiş Kırmızı Biber, Cevizli Kuru Kayısı ve Üzümlü Peynirleri; “Fikrim Geldi!” ye ekledim :)
“Çeşnili Zeytinyağı”nı Pratik Lezzetler’e ekleyeceğim.

İftar Sofrası - 2010 (2) -Hazırlıklar

Eşim; ben sofrayı üçüncü kez tekrar kurarken! hem yardım etti, hem sakinleştirdi sağ olsun…
Hem de fotoğraf çekti… Eee ne de olsa Hünerli Bay :)

Peçete Halkaları

Sofrada kullanılan;
Yemek takımı, çay tabakları ve ahşap servis; Mudo Concept....
Kadehler, çay bardakları, salata kaseleri ve renkli servis tabakları; Paşabahçe....
Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli)....
Kedili çatal bıçak aparatı; Bernardo....
Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş... Pul işlemeli runner; Kilis'te bir mağaza...
Renkli tabureler; Koçtaş...
Peçeteler; Papia...
Peçete halkaları; Lsi Agency (0212-231 61 23)

Devamını Oku...

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Kümbet Patates Salatası

0 yorum

Kümbet Patates Salatası
Malzemeler;5 adet patates2 adet havuç3 - 5 adet salatalık turşusuDere otu1 su bardağı süzme + 1 su bardağı normal yoğurtya da 2 su bardağı yoğurt ve 2 yemek kaşığı mayonezPul biber, nane, tuz
Yapılışı;Patateslerin kabuklarını soyun 4'e 5'e bölün. Bir tencerede 3 su bardağı suyla birlikte haşlayın. Kalan sudan yarım çay bardağı kadar ayırın, kalanını süzün. Ayırdığınız
Devamını Oku...

Közlenmiş Kırmızı Biber

0 yorum

Közlenmiş Kırmızı Biber

Közlenmiş kırmızı biber salatasını; düz şekilde tabağa dizmek yerine rulo yaparsanız sunumu çok daha şık olacaktır.
Geçen hafta; Münevver ablacığımda gördüğüm bu sunumu vakit kaybetmeden uyguladım :)

Malzemeler ve Yapılışı;

  • Kırmızı biberleri üzerinde birkaç delik açarak, fırının ızgarasında közleyin.
  • Kabuklarını soyun ve çekirdeklerini temizleyin, uzunlamasına ikiye bölüp, rulo yapın.
  • Küçük bir kasede; göz kararı zeytinyağı, ezilmiş sarımsak, tuz, limonu karıştırın ve biberlerin üzerine gezdirin.
  • İnce kıyılmış maydanoz ile servis edin.

Közlenmiş Kırmızı Biber

Devamını Oku...

29 Ağustos 2010 Pazar

Cevizli Kuru Kayısı

0 yorum
Cevizli Kuru Kayısı

Mevsimi geldiğinde bu sunumu kuru incir ile de yapabilirsiniz…
Devamını Oku...

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Üzümlü Peynir Küpleri

0 yorum
Üzümlü Peynir

İstediğiniz tüm peynirler ile hazırlayabilirsiniz.
Bir siyah üzüm, bir küp peynir ve bir beyaz üzüm dizerek daha da renkli bir sunum haline getirebilirsiniz.
Devamını Oku...

27 Ağustos 2010 Cuma

Mısırlı Ton Balıklı Makarna

0 yorum

Mısırlı Ton Balıklı Makarna
Malzemeler;
Yarım paket küçük boru makarna
1 kutu konserve mısır
1 kutu ton balığı
1 çay bardağı sıvı yağ

Yapılışı;
Büyük boy bir tencereye su doldurun, sıvıyağın yarısını ekleyerek kaynamaya bırakın. Su kaynadığında 2 - 3 tatlı kaşığı tuzla birlikte makarnaları tencereye alın. Ara ara karıştırarak makarnaları haşlayın. Makarna kıvamını aldığında altını kapatın, bir
Devamını Oku...

güllaç tatlısı

0 yorum
Hafif bir tatlı olan güllaç, genelde ramazan aylarında iftar sofralarımızda yerini alır. Güllaç hazırlamasının kolay oluşu ve tatlının sunumunda hazırlayıcısına sonsus sayıda seçenek sunmasının keyfi bir başkadır. Hayal gücünüzün sınırlarına göre güllaç yapraklarını şekilden şekile dönüştürebilirsiniz. Güllaç tatlısı tüketileceği miktarda yapılmalıdır ve gün içerisinde tüketilmelidir. Güllaç beklediği vakit lezzet ve görüntüsünden çok şey kaybeder. Güllaç tarifleri ambalajı üzerinde yazmaktadır. Tarifim bir porsiyon güllaç hazırlamak için örnektir. Kış mevsiminde hazırlanan güllaç dışarıda kalması sorun yaratmaz. Yaz aylarında hazırlanan güllaç buzdolabına kaldırılmalıdır, değilse ekşir. Fazla söze hacet yok, hadi bakalım, kolay gelsin.

Neler Lazım
bir adet güllaç yaprağı
bir bardak süt
iki kaşık toz şeker
antep fıstığı, file fındık
kiraz şekeri, hindistan cevizi

Yapılması
1 adet güllaç yaprağını dört parçaya bölün
süt ve şekeri karıştırın, el dayanabilir ısıda ısıtın
tepsi içine bir parça güllaç yaprağını parlak yüzeyi üste gelecek şekilde koyun
ve sütle ıslatın, yumuşayan yaprağı kase içine alın.
diğer üç parça yaprak için aynı işlemi uygulayın.
kaseyi servis tabağına ters çevirerek güllaçı alın
fıstık, fındık, hindistan cevizi, kiraz şekeri ile süsleyin ve servis edin.
bu tarif bir porsiyondur, ihtiyacınız ölçüsünde
malzemelerin katlarını kullanarak güllaçınızı artırabilirsiniz.
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

ZEYNEPLE TATİLDE :)

0 yorum

TATİLDEYİMMM:)))

BOL GÜNEŞLİ VEEE SEVGİ DOLU ÖPÜCÜKLER:)))
Devamını Oku...

26 Ağustos 2010 Perşembe

kırmızı biber közleme

0 yorum
Kapya biberi ya da kırmızı biber, mutfaklarımızda çorbası, dolması, kızartması ve çoğu et yemeklerinde katkı sebze olarak kullanıldığı gibi değişik tariflerle meze yapılarak kullanılır. Etli kırmızı kapya biberler mutfaklarımızda geniş kullanım alanına sahiptir. Bu tarif közlenmiş kapya biberinin çok bilinen hazırlanışı ile ilgilidir. Sultan aklına estiği vakit, közlediği kapya biberlerini bu tarifle hazırlar. Hadi bakalım, kolay gelsin.

Neler Lazım
yarım kilo kapya biberi
bir kaşık üzüm sirkesi
iki diş sarımsak
üç kaşık zeytinyağı
tuz

Yapılması
biberleri delin, közleyin ve soyun
sap kısmını kesin, çekirdeklerini çıkartın
kap içine ezilmiş sarımsak, sirke, 1 çay kaşığı tuz
ve zeytinyağını koyun ve karıştırın,
biberleri tek tek, soslayarak tabak içine alın
ve dilediğiniz gibi servis edin.
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

Bir Yaz Akşamı Sofrası

0 yorum

İftar Sofrası-3

İFTAR SOFRASI İÇİN BİR MENÜ SEÇENEĞİ...
Sofrada iftariyelik olmamasından anlayacağınız üzere :) bu sofra Ramazan öncesine ait.
Fotoğrafları da bendenize ve bücür makineme :)
Kurduğum sofralara çok özendiğimi ve mümkün olduğunca fotoğraflayıp sizlerle paylaşmayı çok sevdiğimi biliyorsunuz.
Ama bu; hazırlanan tüm sofraların fotoğraflandığı anlamına gelmiyor tabiî ki…
Her evde olduğu gibi bizde de, bazen kalabalık, bazen de sakin pek çok sofra kuruluyor, bunların bazıları da fotoğraf makinesi yerine, gönül gözümüz ile çekilip, beynimize kaydediliyor :)
İşte bu sofra da; hafta içi, -benim ölçülerime göre- çok fazla özenmeden kurulmuş bir sofra.
Masa örtüsü olarak; günlük bir dertsiz kullanmışım, peçetelere ve simetriye çok fazla dikkat etmemişim.
Bir de o dönem, kısa bir süre fotoğraf makinemiz yoktu :( İçten içe kendime bile itiraf edemeden; “nasılsa yayınlamayacağım, boşver” diye düşünmüşte olabilirim :)
Eşim; masa hazırlandıktan sonra; “kendi makinen ile çek istersen” dedi, “ne olur ne olmaz, bulunsun elinde, bakarsın yayınlarsın, beğenilirse benimde pabucumu dama atarsın, hem”… :)
Bende söz dinledim, çektim birkaç kare.
Ama makinenin içinde unutmuşum gitmiş, alışkanlık işte.
Bugün başka bir şey ararken, tesadüfen gördüm ve aniden sizinle paylaşmaya karar verdim.
Fotoğrafları çok başarılı olmasa da, iftar sofralarımız için sizlere fikir verebilir.

İftar Sofrası-2

Soframızda neler vardı?

İftar Sofrası-4

Taze fasulye kızartması ve şehriyeli çıtır patates kroket’in tariflerini en kısa zamanda paylaşacağım.

İftar Sofrası-1

Sofrada kullanılan; yemek takımı; Karaca....
Kadehler ve su bardakları; Mudo Concept...
Büyük servis (ekmek, salata ve meyve) tabakları ve sürahi; Paşabahçe....
Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli)....
Yaldızlı servis tabağı ve dikdörtgen servis tabağı; Yağmur Züccaciye....
Peçeteler; Ikea...
Peçete halkaları; Lsi Agency (0212-231 61 23)

Devamını Oku...

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Mantar Soslu Tavuk Biftek

0 yorum

Mantar Soslu Tavuk Biftek
Malzemeler;
500 gr mantar
1/2 su bardağı krema (100 ml)
1 büyük soğan
1 kilo tavuk biftek
1 yemek kaşığı tereyağı
Yarım limon
1 yemek kaşığı sıvı yağKekik
Tuz


Elma Dilim Patates
4 - 5 adet patates
Kekik, karabiber, tuz
1 yemek kaşığı sıvıyağ


Yapılışı;
Biftekleri enlemesine 3'e ve daha sonra ortadan ikiye bölün.Yani bir biftekten 6 parça çıkacak şekilde kesin. (4'e
Devamını Oku...

yeşil mercimekli köfte çorbası

0 yorum
Bu tarif, bütün çorbalar gibi sıradan bir çorba tarifi. Neler lazımsa malzemeleri tedarik edip anlatılanlara uyarsanız, yaptığınız nefis bir çorbayı gönül huzuru içerisinde kaselere paylaştırır, tadanlardan hayır duasını bekler ve de alırsınız. Bundan hiç şüphe duymam, emin olabilirsiniz. Çoğu tarifler gibi bu tarifte sultan'a aittir. Sultan sevdiklerini ağırladığında çoğu zaman bu tarifi kullanır. Hadi bakalım, kolay gelsin.

Neler Lazım
250 gr. kıyma
bir küçük soğan
bir domates
üç kaşık yeşil mercimek
iki kaşık ince bulgur
bir kaşık tereyağ
yarım kaşık salça
bir kaşık un
kuru nane, karabiber, kimyon, tuz

Yapılması
soğan ve domatesi rendeleyin
mercimeği yumuşayıncaya kadar haşlayın ve süzün
kap içine kıyma, soğan, bulgur, karabiber, kimyon ve tuzu katın yoğurun
tuzunu ayarlayın, köfteden fındık iriliğinde parçalar koparın misket köfteler yapın
köfteleri un serpilmiş tepsi içerisine bırakın
sos'un hazırlanması
tereyağında salçayı kavurun, naneyi katın kavurun,
domatesi katın kavurun
6 bardak su içerisinde köfte ve mercimeği 30 dakika haşlayın
üzerine sosu ilave edin ve tuzunu karar hale getirin
tencereyi bir taşım kaynatın ve servis edin.
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

24 Ağustos 2010 Salı

Kazandibi Muhallebisi

0 yorum

Kazandibi Muhallebisi

Malzemeler;
1 litre süt
1 su bardağı toz şeker
3 yemek kaşığı pirinç unu
3 yemek kaşığı buğday nişastası
2 yemek kaşığı un
2 adet damla sakızı
1 yemek kaşığı tereyağı
Vanilya
2 - 3 su bardağı fındık,fıstık,ceviz kırığı

Yapılışı;Tabii ben bu tatlıyı yaksaydım kazandibi olacaktı, yakmadığım için muhallebisi oldu. Şekeri, unu, nişastayı ve pirinç ununu bir tencereye alın,
Devamını Oku...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Yeşil Mercimek Yemeği

0 yorum

Yeşil Mercimek Yemeği
Malzemeler;1 su bardağı yeşil mercimek1/2 su bardağı iri bulgur1 adet soğan2 yemek kaşığı salça2 yemek kaşığı tereyağıİsteğe bağlı yeşil biber
Yapılışı;Mercimekleri siyah suyunun çıkması için bir tencerede 10 dk. kadar haşlayın.Haşlandıktan sonra suyunu süzün. Bir tencerede yemeklik doğradığınız soğanı tereyağıyla birlikte pembeleşene kadar kavurun.Eğer biber
Devamını Oku...

Kotanyi Yemek Yarışması ve BAHARATLI PİLAV

0 yorum
Kotanyi yemek yarışmasında Baharatlı pilavımla oylarınızı bekliyorum:)))


http://www.kotanyisofrasi.com/yemek-tarifi/baharatli-pilav/  (Bu linki tıklayıp tarife ulaşabilirsiniz)





BAHARATLI PİLAV



MALZEMELER:

1 su bardağı yasemin pirinç

2 su bardağı sıcak su

½ çay bardağı ayçiçek yağı

½ çay bardağı kotanyi kuş üzümü

½ çay bardağı kotanyi dolmalık fıstık

1 çay kaşığı kotanyi tarçın

1 çay kaşığı kotanyi nane

1 tutam kotanyi karabiber

4 adet kesme şeker

Tuz



YAPILIŞI:



Pilav tenceremize ayçiçek yağımızı ekleyip dolmalık fıstıklarımızı rengi dönene dek kavuruyoruz.

Yıkanmış pirincimizi ve kuş üzümümüzü de ilave edip 1-2 dakika karıştırıyoruz.

Kotanyi baharatlarımızı ,şekeri ,tuzu ve 2 bardak suyumuzu da ilave edip karıştırıp, pilavımızı pişmeye bırakıyoruz.

Demlendikten sonra servise hazırdır.



Afiyet Olsun...

SEVGİ DOLU ÖPÜCÜLER


Devamını Oku...

Pratik ve Şık Sunum Önerileri

0 yorum
İftariyelik

FİKRİM GELDİ !
Kendimi bildim bileli sunum konusunda takıntılıyım. Henüz küçük bir kızken bile annem kurabiye hamurunu şekillendirmem için bana verir ya da böreğin iç harcını hazırladıktan sonra sarma işlemleri bana bırakırdı.
Kesmeli, katlamalı, dizmeli oyuncaklı işler ve sofra kurma işi benimdi yani.
Geçen hafta sonu annemle birlikte iftar daveti için hazırlanırken, bir kez daha emin oldum bu huyuma.
Manzara aynen şöyleydi;
Bir yanda;
Geniş bir tabağa dizilip, üzerine sos dökülmek için kızartılan ama son anda patlıcan dizmesi olan patlıcanlar…
Çukur bir kaseye konup, iki yaprak nane ile süslenecekken, salatalık dilimleri üzerine şekil verilerek sıkılan haydari…
Çekirdekleri çıkarılarak içine fındık yerleştirilen hurma…
Diğer yanda;
Ben bunlarla dakikalarca uğraşırken; aynı süre içinde, tavuklu bonfile kulesinin harcını -ıspanak yıkanması dahil- hazırlayıp pişiren, pilav, salata ve kızartmaları halleden, üstelik tezgahın üzerinde tek bir dağınıklık bırakmayan, arada sırada arkasını dönüp bana; “bitmedi daha oyuncaklarınla oyunun?” diye sorup duran annem :)
...
Bunları size anlatmanın nedeni ise; dün aldığım bir e-posta...
Virgülüne bile dokunmadan şöyle;
Müge Hn merhaba...
Sayfanızı çok beğenerek ve gıpta ile takip ediyorum. Yalnız sizden benim için küçük, belki sizin için uğraştırıcı bir şey isteyeceğim. Dikkat ettiğim kadarı ile davet sofralarınızda mideden ziyade göze hitap etmeyi seviyorsunuz. Sizin kadar çok misafir ağırlamasam da bende onu seviyorum. Hani istiyorum ki sofradaki en değişik bir tarifi ilk kez benim evimde görsünler. Sizin hemen hemen her davet sofranızda bunlardan var. Örneğin son sofranızda hurmaların çekirdeklerinin çıkarılıp içlerine fındık konulması gibi…
Sözün kısası; bu tür tariflerinizi bir başlık altında toplayıp bunları oraya eklemeniz. Belki sizi uğraştıracak ama biliyorum ki sizin bloğunuz ve sizi takip edenlerin yorumları, görüş ve önerileri sizin için çok önemli.
Şimdiden çok teşekkür ediyor, başarılarınız devamını diliyorum.
Aylin.

Beni diğer tüm övgü dolu mektuplar kadar sevindiren ama aynı zamanda çok heyecanlandıran, yan tarafa bir kategori daha eklemek için, harekete geçiren bir mektup oldu bu.
Çokta haklıydı, güzel bir fikir yakalayabilmek için bir blogun tüm arşivini gezmek benim içinde çok yorucu olur çoğu zaman…
Hemen arşivimi hızlıca taradım ve bulabildiğim kadar farklı sunum bulmaya çalıştım, kendisinin de söylediği gibi biraz uğraştırıcı oldu ama değdi.
Bundan sonra yaptıkça ekleyeceğim için, bu yazı dışındakiler beni zorlamayacaktır neyse ki :)
Kategorinin isim annesi; Hünerlopedi’de olduğu gibi fikir fabrikası Yaso’m.
Sadece birkaç dakika düşündü ve dedi ki; Bİ FİKRİM GELDİ! …
Umarım sizlerde, “diyet ve sağlık”, “videolu tarif” ve “hünerlopedi” gibi “fikrim geldi!” kategorisini de çok seversiniz…

İftariyelik

Sondan geriye doğru gidecek olursak, fındıklı hurmalar ile başlayabiliriz :)
Aslında bu konuda fikir çok fazla…
Hurmaların içine fındık yerine, badem ve ceviz de konabilir.
Aynı şekilde kuru kayısı veya kuru incirde kesilerek, içine ceviz, badem, fındık konabilir.

Salatalık Dilimleri Üzerinde Haydari

Haydariyi krema sıkma aparatına doldurup, buzdolabında 1-2 saat beklettim. Böylelikle rahatça şekil aldı. Tarifini en kısa zamanda yazacağım.
Salatalıkları biraz daha kalın dilimleyip, içini oyarak çukurlarına da haydari ya da ufalanmış beyaz peynir konabilir.

Peynir Dolgulu Kiraz Domates ve Salatalık Dilimleri

Yıllar önce Ülkü’cüğümden öğrenip, eşimin işyeri açılışında yapmıştım bu minikleri.
En son da; eşimin 2008’deki doğum günü partisinde…
Beyaz peyniri çatalla ezip, kıyılmış maydanoz ekleyip, karıştırıyorsunuz.
Domateslerin içini oyup, salatalıkların ise kabuğunu soymadan, içini oyup, maydanozlu peynir ile doldurup, dilimliyorsunuz ve çörek otu ile süslüyorsunuz, hepsi bu :)
Yazması, yapmasından daha uzun inanın :)

Patlıcan Salata - Antep Salata

Özellikle dilimlenip servis edilecek, pastalarda ve tatlılarda, tek kişilik sunumlar her zaman favorim…
Salatalarda da tek kişilik sunumlar çok pratik oluyor, tabağınıza aldığınızda “diğer yemekler ile suyu karışacak” derdi yok, “suyuna ekmek bansam, millet ne der” derdi yok :) Süper!

Portakal Diliminde Kabaklı Salata - Domates Çanağında Patlıcan Kızartması

Tek kişilik sunumlara başka bir örnek…
Portakal dilimleri üzerinde Kabaklı Havuçlu Salata
Domates çanağında; soslu patlıcan kızartması, üzerinde sarımsaklı yoğurt…
Portakalı da içini oyarak -ama tamamen oymadan- çanak haline getirip, içine yoğurtlu salatalar ya da makarna salatası koyabilirsiniz.
Domates çanağına kısır da koyabilirsiniz, çok şık oluyor.

Baharatlı Tereyağ - Baharatlı Haşlanmış Yumurta

Minik buz kalıplarında tereyağ hazırlayabilirsiniz, ister eriterek, ister eritmeden yumuşak tereyağını baharat ile karıştırarak…
Haşlanmış yumurtanın sarısını, biraz mayonez, kaşar ve baharat ile karıştırıp, şık bir sunum yapabilirsiniz. Tarifleri için; tıklayınız...

Etiketli Peynirler

Sofranızda birden fazla peynir çeşidi var ise, onları bu şekilde bir espri ile sunabilirsiniz :)

Pastırma Sarma - Çemenli Simit - Beyaz Peynir, Domates Fesleğenli Ramazan Pidesi

Pastırma Sarması için; kaşarları serçe parmağı gibi kesin, pastırmanın içine 2-3 tane kaşar koyup rulo yapın.
Arzu ederseniz, pastırmanın üzerine sarmadan önce, incecik mayonez de sürebilirsiniz.
Aynı şekilde salamlı da hazırlayabilirsiniz.

Sokak Simidi ile Kanepe için; simitleri ince dilimleyin, üzerine ister çemen sürün, ister Amerikan Salatası koyun ya da közlenmiş kırmızıbiber salatası. Hepsi de muhteşem oluyor.

Ramazan pidesi ile iftariyelik kanepeler yapmak ise; deyim yerinde ise hayal gücünüz ile sınırlı yani; seçenekler sınırsız :)

Çiçek Havuçlar

Yer gök; çiçek ve yıldız :)

Çiçekli Kahvaltılar

Arşivimi dolaşırken, en çok dikkatimi çeken çiçek şekilleri oldu :)
Kurabiye kalıpları ile kesmedik sebze, meyve, peynir bırakmamışım çok şükür :)
Abartıp, Zeytinyağlı Kereviz’in bile havuçlarını çiçek şeklinde yapmışım.
Gördüğünüz gibi, kalıbın dışında kalan parçalarda, sigara böreğinin üzerinde, süs olarak kullanılmış ve yenmiş, yani süs yapacağım derken, ziyanlık yapmak asla yok.
Devamını Oku...

22 Ağustos 2010 Pazar

Yaban Mersinli Panna Cotta

0 yorum

Yaban Mersinli Panna Cotta
Malzemeler;2 kutu krema (400ml)2 su bardağı süt6 yemek kaşığı pudra şekeri2 yemek kaşığı nişasta2 yemek kaşığı toz jelatinYarım limon suyuVanilya
Yabanmersini reçeli
Yapılışı;Mutfağa girdiğim zaman en çok sütlü tatlı ve salata yapmayı seviyorum.Yemekten en zevk aldığım şeylerse sütlü tatlı, meyveli tatlı, dondurmalı tatlı,kek ve salata.Aslında sütü neredeyse hiç
Devamını Oku...

19 Ağustos 2010 Perşembe

Kabaklı Kiş (Milföy Hamuru ile)

0 yorum


Kabaklı Kiş (Milföy Hamuru ile)


Malzemeler;
6 adet milföy hamuru
2 adet kabak
5 - 10 dal dere otu
1 su bardağı rendelenmiş peynir
Kırmızı biber, tuz
Üzeri için rendelenmiş kaşar


Yapılışı;
Resmim pek güzel değil biliyorum ama hem lezzetinden hem de sahur alternatifi olacağını düşündüğümden paylaşmak istedim.
Milföyleri yumuşaması için bir kenara alın. Kabakları rendeleyin, suyunu
Devamını Oku...

İftar Sofrası - 2010 (1)

0 yorum
İftar Sofrası - 2010 (1)

HERKESE HAYIRLI RAMAZANLAR...
Aslında üst başlığa; “Hoşgeldin Ramazan” yazacaktım ama takvime bakınca çok geç kaldığımı anladım. Neredeyse ortasına yaklaşmışız çok şükür :)
Bu yıl Ramazan’ı -iftar davetleri anlamında- geçen yıla oranla daha sakin geçirmeye karar verdim.
Geçen yıl, belki hatırlarsanız hazırlıklara çok önceden başlamış, alışveriş yapmış, kimi, hangi gün davet edeceğime dair listeler bile hazırlamıştım.
Liste hazırlarken; “şu gün, şu kadar kişi ağırlarım, bugün bu kadar” demek çok kolaymış, gel gör ki iş uygulamaya gelince epey zorlandım.
Arka arkaya misafir ağırlamak, benim gibi bir misafir delisini bile yorgunluktan, hastalanacak hale getirmişti.
Hatta son iftar davetinde; deyim yerinde ise lastiğim patlamıştı, sizlere de uzun uzun anlatmıştım o günü :)
Bu yıl iftar davetlerini mümkün olduğunca az, birbirine uyumlu kişileri, kalabalık gruplar halinde davet edecek şekilde yaptım planlarımı.
Sonuçta kaç kişi olursa olsun bir hazırlık yapıyoruz, kalabalık olsun, ölçüleri biraz fazla tutarım, diye düşündüm.
Evliliğimiz süresindeki Ramazan’lara, istatistiksel olarak baktığımda; bir yıl çok yoğun, bir yıl çok sakin geçirmişim hep, bu da; Allah izin verirse, seneye Ramazan çok aktif olacağım demek, hayırlısı bakalım :)
2010 yılının ilk iftar davetinde de kural değişmedi, ilk iftarı geçen yıl olduğu gibi; annem, kardeşim, anneannem, yeni evli kuzenlerimiz ve bir arkadaşım için hazırladım.
Annem ile birlikte hazırlandığımız için çok fazlada yorulmadım, herkes soframı ve yemekleri çok beğenince, zaten az olan yorgunluğum uçtu gitti, sahura kadar sohbet ettiğimiz, upuzun bir gece oldu.

İftar Sofrası - 2010 (1)

İftar soframızda neler vardı?

İftar Sofrası - 2010 (1)

Sofrada her seferinde, başöğretmen gibi, çatalı tabağın kenarına vurarak; “salatada yiyin, suyuna da banın!” demekten çok yorulduğum için :) Antep Salatası’nı ayrı servis etmek istedim bu kez…
Hurmaların çekirdeklerini çıkarıp, fındık yerleştirme fikrini ise; kırmızı mutfak’tan aldım :)

İftar Sofrası - 2010 (1)

Fotoğrafları düzenlerken, sofraya zeytinyağ ve peynir koymayı unuttuğumu fark ettim…
Halbuki son ana kadar aklımda idi :(

İftar Sofrası - 2010 (1)

Yaz geldi, domates soslu köy biberi kızartması sofralarımın baş köşesine yerleşti :) Kaç çeşit olursa olsun, mutlaka biber kızartması da olsun diyenlerdenim ben :) Biberi; actifry’da kızartıyorum, domates sosunu ise; Kızarmış Patlıcan Dizmesi tarifinde anlatmıştım.
Makarnalı Börek; tarifinde değişiklikler var, daha pratik hale geldi :) Önümüzdeki hafta paylaşacağım, şimdilik eski tarife yönlendiriyorum sizi :)
Sezar Soslu Patates Salatası ise; son zamanlardaki favorim, sürekli göz kararı yapıyorum aslında ama onu da toparlayıp paylaşacağım en kısa zamanda :)
Salatalık dilimleri üzerinde haydari fikri ise; kendi arşivimden esinlenme :) Eşimin 2008'deki doğum gününde, peynir dolgulu salatalıklar ve kiraz domatesler kapış kapış gidince, bu şekilde de çok sevilir diye düşündüm, yanılmadım :)

İftar Sofrası - 2010 (1)

Sofrada kullanılan; yemek takımı; Karaca....
Kadehler, salata kaseleri; Paşabahçe....
Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli)....
Yaldızlı servis tabağı ve dikdörtgen servis tabağı; Yağmur Züccaciye....
Kedili çatal bıçak aparatı; Bernardo....
Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş... Pul işlemeli runner; Kilis'te bir mağaza...
Üçgen servisler ve minik zeytin servisleri; hediye (mağaza ismini bilmiyorum)
Peçeteler; Papia...
Peçete halkaları; Lsi Agency (0212-231 61 23)

Devamını Oku...

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Kuru Meyveli Sütlü İrmik Tatlısı

0 yorum

Kuru Meyveli Sütlü İrmik Tatlısı

HAFİF KELİMESİ YETERSİZ KALIYOR :)
Sütlü irmik tatlısı; içinde bulunduğumuz çok sıcak yaz günlerine ve akşam iftar sonrası yemekten bir hal olmuş midelerimize uygun, çok hafif bir tatlı.
Hatta biraz fazla bile hafif denebilir :)
Öyle ki, eğer tatlı olarak tercihiniz, şerbetli ya da yoğun çikolatalı tatlar ise, babam gibi; “tatlı dediğin insanın ağzına bulaşacak şöyle canım” diyenlerdenseniz, bu tatlıyı denemeyin bile derim.
Sütlü irmik tatlısını; yazın çok sık, genelliklede içine sadece limon kabuğu rendeleyerek yaparım ama bu şekli ile yayınlamamışım nedense, çok basit diye düşündüm sanırım, her zamanki gibi :)
Çünkü; bisküvili İrmik Pastası ve üç renkli Narlı İrmik Pastası yayınlamışım ama sade olana gerek görmemişim :)
Bu kez de rahat durmadım gerçi, limon kabuğunun vereceği mayhoşluk az göründü gözüme, birazcıkta kuru meyve ekledim, süper oldu.
Geçtiğimiz hafta sonu; iftar sonrası en pratik, en hafif nasıl bir tatlı yapabilirim diye düşününce aklıma yine sütlü irmik tatlısı geldi.

Size de öyle oluyor mu? Yemek davetlerinde benim en zor karar verdiğim, yapmayı en sevmediğim kısım hep tatlıdır :(
Dünya kadar yemek, salata, meze yapayım zor gelmez ama tatlı dendi mi; kitlenir kalırım…
Bu yüzden de en özenli, en zengin çeşitli sofralarımda bile, final; o sofraya yakışacak mükellef bir tatlı ile değil, basit bir tatlı ya da meyve ile olur.
Yaso bu satırları okurken, eminim gülecektir, çünkü bizim evde tatlı krizine girip, çaresizlikten nutella kaşıkladığı çok olmuştur :)
Sonuç olarak; yapımı beş dakika süren, az malzemeli, çok sağlıklı bu tatlıyı biz çok seviyoruz, sizinde aklınızda bulunsun efendim :)

Malzemeler

  • 5 Su Bardağı (1 Lt.) Süt
  • 9 Yemek Kaşığı (tepeleme) İrmik
  • 9 Yemek Kaşığı (silme) Şeker
  • 3 Yemek Kaşığı Kuru Meyve Karışımı
  • 1 Adet Limon Kabuğu Rendesi
  • 1 Paket Vanilya (isteğe bağlı)

Yapılışı

  • Kuru meyveleri 5 dk. kaynar suda bekletin. Süzüp, peçete ile kurulayın.
  • Bir tencereye; süt, irmik, şeker ve limon kabuğu rendesini koyun.
  • Orta ateşte, çırpma teli ile -kaynayana kadar- sürekli karıştırın.
  • Kaynamaya başlayınca ocağı kapatın ve kuru meyveler ile vanilyayı ekleyin, çok az karıştırın.
  • Karışımı koyacağınız kabı -ya da kapları- içinde bir kaç damla su kalacak şekilde, su ile çalkalayın.
  • Karışımı kaba dökün ve ılınınca üzerini örterek, buzdolabına koyun.
  • 4-5 saat ya da bir gece beklettikten sonra servis edin.

Kuru Meyveli Sütlü İrmik Tatlısı

ÖNERİLER;

Kuru Meyveli Sütlü İrmik Tatlısı

  • Ben hemen hemen tüm tatlıları mayhoş veya ekşi sevdiğim için; bu tatlıya, pudinglere ve pastacı kremalarına limon kabuğu rendeliyorum.
    Bu kısım sizin damak zevkinize kalmış, sade de gayet güzel oluyor.
  • Tatlıyı; silikon kaplarınız yok ise minik cam ya da plastik kaseye, bardağa, fincana kısacası her şeye koyabilirsiniz, su ile çalkalamayı unutmayın yeter :)
  • Dilimleyerek servis etmek isterseniz, -dilim kalınlığı tercihinize göre- tek bir büyük kapta da hazırlayabilirsiniz.
Devamını Oku...

17 Ağustos 2010 Salı

Körili Domates Çorbası

0 yorum

Körili Domates Çorbası
Malzemeler;4 - 5 adet domates1 yemek kaşığı salça2 yemek kaşığı un2 yemek kaşığı tereyağı1 çay kaşığı köriTuz ve alabildiği kadar su
Yapılışı;Domateslerin kabuklarını soyun ve rondoda püre haline getirin. Bir tencereye yağ ve unu alarak unun kokusu çıkana dek kavurun. Bu esnada tel çırpıcı kullanmanız unun topaklanmasını engeller. Salçayı da ekleyerek 1 - 2dk. kadar daha
Devamını Oku...

Kızarmış Patlıcan Dizmesi

0 yorum
Kızarmış Patlıcan Dizmesi

SOSYETİK PATLICAN :)
İnsanın kendi uydurduğu bir yemeğe isim bulması ne kadar zor bir şeymiş :)
Yarım saattir fotoğraf bana bakıyor bende ona. “yoğurtlu, domates soslu patlıcan” mı desem, “kızartma kulesi” mi desem :) karar veremedim gitti.
Halbuki karar verip üst üste dizmesi birkaç dakikamı almıştı :)
Yemek kitaplarında gördüğüm; “yaz gecesi rüyası”, “sıcak şelale” vs. gibi isimleri bulanları bir kez daha tebrik ettim, ne yalan söyleyeyim :)
Hadi itiraf edin, fotoğrafı ilk gördüğünüzde; “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Müge” dediniz değil mi?
Daha dün; kızarmadan pişmiş, mis gibi sağlıklı bir patlıcan tarifi ver, “yemeğin en güzel yanı kızarmıyor olması” de, güzel güzel yorumları da at cebe, sonra daha yirmi dört saat olmadan kızartmanın gözüne vur :)
Oldu mu? Oldu, oldu…
E benim, illa sağlıklı yemek tarifleri vereceğim, doğallığın suyunu çıkaracağım diye bir iddiam yok ki zaten, isteyen o tarifi yapsın, isteyen bunu…
Ben ne mi yapıyorum? Fark edeceğiniz üzere hepsini yapıyorum, afiyetle de yiyorum :)
Yemek; hafta sonu evimizdeki ilk iftar davetinin masasını süsledi, aslında niyetim; patlıcanı iki ayrı servis tabağına dizip, birinin üzerine sarımsaklı yoğurt, diğerinin üzerine domates sosu gezdirmek idi.
Hem masada iki çeşit olacaktı, hem de herkesin damak zevkine hitap edecekti ama son anda karar değiştirip, böyle süslü sunmaya karar verdim.
Tarifte vereceğim domates sosu biraz fazla olacak, önerim; yoğurdun üzerine bol bol, şöyle kenarlarından akacak şekilde dökmeniz. Ben fotojenik olsun diye az koydum ama yerken bolca ekledik üzerine :)
Domates sosu tarifi; aynı zamanda tüm kızartmalarda ve makarna sosu olarak kullandığım tarif, aklınızda olsun.

Malzemeler
  • 2 Adet (iri) Bostan Patlıcanı
  • 2-3 Adet (iri) Domates
  • 1 Kase Yoğurt
  • 4 Diş Sarımsak
  • 4-5 Adet Domates
  • 2 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
  • 1/2 (yarım) Çay Kaşığı Tuz
  • 1 Çay Kaşığı Şeker
  • 1 Tutam Kekik
  • Sıvı yağ (kızartmak için)
  • Maydanoz (süslemek için)

Yapılışı

  • Patlıcanları alacalı şekilde soyun, 1 cm. kalınlığında dilimleyin. Bol tuz eklediğiniz suda yarım saat kadar bekletin.
  • Patlıcanların suyunu sıkın ve kağıt havlu ile iyice kurulayın.
  • Domatesleri de 1 cm. kalınlığında dilimleyin.
  • Bir tavaya 1 parmak yüksekliğinde sıvıyağ koyun ve kızdırın.
  • Önce patlıcanları, ardından domatesleri kızartın ve kağıt havlu üzerine alıp, bekleterek, iyice yağını süzdürün.
  • Yoğurdu, 2 diş ezilmiş sarımsak ve biraz tuz ile iyice çırpın.
  • Diğer domatesleri rendeleyin yada robotta kabukları ile birlikte çekin.
  • Domates rendesine, 2 diş ezilmiş sarımsak, zeytinyağ, tuz, şeker ekleyin ve karıştırın.
  • Orta ateşte, yarım saat kadar pişirin. Ateşi kapatınca kekiği ekleyin.
  • Servis tabağına bir dilim patlıcan koyun, üzerine bir dilim domates, bir kaşık yoğurt, tekrar bir dilim patlıcan, bir kaşık yoğurt ve bir kaşık domates sosu koyun, maydanoz ile süsleyin.

NOTLAR;

  • Sos yapacağınız domatesler; mümkünse yumurta gibi olan domateslerden olsun. Şimdi tam mevsimi, ben o domatesler ile yapılan, sosun, menemenin ve salatanın tadına doyamıyorum :) Hatta bolca rendeleyip, kış için buzluğa koyuyorum.
  • Kekiği mutlaka pişme işlemi bitince ekliyoruz, yoksa tadı acılaşır.
  • Kızartma yağı olarak; fındık yağı kullanıyorum ve çok memnunuz. Çotanak ve Oruçoğlu markaları özellikle çok lezzetli...
Devamını Oku...

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Sirkeli Patlıcan

0 yorum
Sirkeli Patlıcan

LOKUM GİBİ BİR PATLICAN YEMEĞİ…
Evet, tarifin adı sirkeli patlıcan ama sadece sirkeli demek biraz haksızlık olur, bol domatesli ve bol sarımsaklı demek daha doğru…
Ama o zamanda, bu kadar az malzeme ile yapılan ve bir o kadar pratik olan bu yemeğin ismi çok uzamış olurdu :)
Sirkeli patlıcan; Selen’ciğimin halasının tarifi
Geleneksel buluşmalarımızın, Yaso’cuğumda yapıldığı gün, sofrada hepimizin göz bebeği oldu ve inanın, anında kapışıldı :)
Bu sofrada kapışılan bir şey daha vardı ki; o da Adaş şekerimin; tavuklu salatası. En kısa zamanda onu da yapıp sizlerle paylaşacağım, muhteşem ötesi idi.
Gerçi bu buluşmalara lezzetsiz bir şey getiren yok çok şükür, hepimiz birer kilo almış olarak dönüyoruz evlerimize :)
Dönelim sirkeli patlıcana; kızartılarak yapılmaması, daha tadına bakmadan, bu yemeğe anında artı puan kazandırıyor zaten.
İçinde bol miktarda sarımsak olmasına karşın, yerken çok yoğun bir sarımsak tadı da almıyorsunuz, sanırım sirke dengeliyor bunu.
İlk denediğimde, sadece domates ile dibi tutar diye korkup, biraz su eklemiştim ama sulu oldu, sonraki yapışımda hiç su eklemedim.
Ayrıca sirke miktarını biraz azalttım.
Şu sıcak yaz günlerinde, lokum gibi yumuşacık, ağızda dağılan bir patlıcan yemek istiyor ve sosuna taze ekmek banacak bir şeyler arıyorsanız, hemen bu tarifi deneyin derim.
Ben, kış gelinceye yani patlıcan bu yıl tedavülden kalkıncaya kadar sürekli yapmayı düşünüyorum :)

Malzemeler (4-5 kişilik)
  • 5-6 Adet (ince-uzun) Kemer Patlıcan
  • 2 Su Bardağı Rendelenmiş Domates
  • 1/2 (yarım) Limon
  • 8-10 Diş Sarımsak
  • 6-7 Yemek Kaşığı Elma Sirkesi
  • 4 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
  • 2 Çay Kaşığı Şeker
  • Tuz, Karabiber
  • Maydanoz (süslemek için)

Yapılışı

  • Patlıcanları tamamen soyun ve saplarını kesin. Uç kısmını 1 cm. kadar kesmeden, uzunlamasına dörde bölün yani tamamen dörde ayırmayın.
  • Kararmaması için, patlıcanları soydukça, bol limon suyu sürün.
  • Patlıcanları, karnıyarık tenceresi diye de bilinen, kısa kenarlı yayvan bir tencereye dizin.
  • Domatesleri rendeleyin ya da kabukları ile birlikte rondo da çekin.
  • Domates rendesinin içine; tuz, şeker, karabiber ve zeytinyağını ekleyip karıştırın.
  • Karışımı patlıcanların üzerine eşit şekilde yayın.
  • Orta ateşte kaynayana kadar, daha sonra ateşi kısarak 40-45 dk. kadar pişirin.
  • Ayrı bir kapta; sirke ve ezilmiş sarımsakları karıştırın.
  • Yemeği kontrol edin, patlıcan pişmiş ise; sirkeli sarımsağı ekleyin ve 5 dk. daha pişirin.
  • Ateşi kapatın ve kapağını açmadan yemeği soğumaya bırakın.
  • En az 5-6 saat dinlendirin ve maydanoz ile süsleyerek servis yapın.

Sirkeli Patlıcan

NOTLAR;

  • Tüm zeytinyağlılar gibi bu yemekte; bir gece buzdolabında dinlenirse şahane oluyor.
  • Sarımsak ve sirke oranında damak tadınıza göre değişiklikler yapabilirsiniz ama önerim ilk önce bu tarif ile denemeniz, daha sonra değişiklik yapmanız olacaktır.
  • Fotoğrafta biberiye ile süsledik ama lezzetine en çok yakışan maydanoz.
  • Yemeği pişerken arada kontrol edin, dibi tutacak gibi olursa çok az su ekleyin ama genellikle gerek olmuyor.
  • Kısık ateş ile kastettiğim; gerçekten çok kısık yani "çay demler gibi" bir kısık ateş. Yemeğin özelliği ağır ağır pişmesi, bu yüzden patlıcanlar lokum gibi oluyor...
Devamını Oku...

15 Ağustos 2010 Pazar

Zeytinyağlı Enginar

0 yorum

Zeytinyağlı Enginar
Malzemeler;6 adet enginar1 adet soğan1 adet patates1 adet havuç1 su bardağı bezelyeBirkaç demet dere otu1 limonTuz2 - 3 yemek kaşığı sıvı yağ veya zeytinyağı
Yapılışı;Enginarları limonla ovalayıp geniş bir tencereye alın. Üzerini geçecek kadar suyla doldurun,kalan limonu haşlama suyuna sıkın, ağzını kapatın ve haşlamaya bırakın. Bu arada soğanları yemeklik, diğer sebzeleri
Devamını Oku...

13 Ağustos 2010 Cuma

Limonlu Hindistancevizli Muhallebi

0 yorum

Limonlu Hindistancevizli Muhallebi
Malzemeler;3 su bardağı süt1 çay bardağı un1 çay bardağı toz şeker1 çay bardağı hindistancevizi1 limonun suyu ve kabuğunun rendesi1 yemek kaşığı tereyağıVanilyaİsteğe bağlı damla sakızı
Yapılışı;Un ve toz şekeri bir tencerede karıştırın.Sütü ekleyerek muhallebi kıvamını alana dek kaynatın. Yağ ve vanilya hariç diğer malzemeleri ekleyerek bir iki taşım daha
Devamını Oku...

Mayonezli Arpa Şehriyeli Salata

0 yorum


Sıcak günlerde soğuk soğuk bir tarifle aranızdayım yine :)) Hem hafif, hem pratik ,hem de çoook lezzetli :)

Buyurun tarifimize;



MAYONEZLİ VE ARPA ŞEHRİYELİ SALATA



Malzemeler:

1 su bardağı arpa şehriyesi

¼ demet dereotu

1 adet havuç

1 adet salatalık

1 çay bardağı mısır

5 adet kornişon turşu

1 kase yoğurt

½ kase mayonez

1 diş sarımsak

Tuz



Yapılışı:

Arpa şehriyeyi diri kalacak şekilde haşlayıp süzüyoruz.

Geniş bir kaseye havucu iri iri rendeliyoruz, kornişonları ve salatalıkları minik minik olacak şekilde kabuklarıyla beraber küp küp doğruyoruz.

Dereotunu yıkayıp incecik kıyıyoruz, mısırı ve soğuyan arpa şehriyeleri de ilave ediyoruz.

Ayrı bir kapta mayonezi ve yoğurdu rendelenmiş sarımsakla ve tuzla karıştırıp salata malzemeleriyle iyice harmanlayıp, soğuk soğuk servis yapıyoruz.


Afiyet Bal Olsun…

Hayırlı Ramazanlar Dilerim...


Devamını Oku...

12 Ağustos 2010 Perşembe

Özsüt'ten Frambuazlı Beyaz Çikolatalı Güllaç

0 yorum
Frambuazlı Beyaz Çikolatalı Özsüt Güllaç

KİŞİYE ÖZEL ETKİNLİK... İŞTE BUDUR! :)
Geçen hafta, Özsüt’ün Ramazan için özel hazırladığı; frambuazlı, beyaz çikolatalı güllacının tadım etkinliğine davetli idim.
Vaktim var ise bu etkinliklere seve seve katıldığımı söylemiştim ama Özsüt’ün etkinliğine, hafta içi ve öğle saatlerinde olması nedeniyle şartları zorlayarak gittim biraz...
İyi ki de gitmişim, çünkü tadına doyulmaz birkaç saat geçirdim.
Bugüne kadar katıldığım tüm etkinlikler –hepsinden çok keyif aldım, alıyorum, o ayrı- genellikle aynı şekilde olurdu. Güzel bir mutfak ya da cafe, ünlü bir şef, etkinliğin konusu olan ürünü tanımak ve diğer blogger arkadaşlar ile birlikte hoş vakit geçirmek.
Özsüt’den davet maili geldiğinde de aşağı yukarı aynı şeyleri yaşayacağımı düşünmüştüm ama çok farklı oldu bu kez…
Feneryolu Özsüt’e ilk girdiğimde, yarım saat geç kalmama rağmen, etkinliğe çok erken geldiğimi düşündüm önce, çünkü kimsecikler yoktu :)
Mine hanım ve Yeşim hanım çok sıcak bir şekilde karşıladılar beni. Sohbetin ilk dakikalarında anladım ki, bu etkinlik kişiye özel yani sadece ben varım! :)
Ne kadar hoş bir düşünce değil mi?
Kendimi bir Vedat Milor, bir Mehmet Yaşin gibi hissettim birden :)
“Biz sizinle özel olarak sohbet etmek, fikirlerinizi birebir duymak istedik, kelimelerimiz kalabalık içinde kaybolmasın istedik” dediler.
Sonraki iki saat nasıl geçti inanın ben anlamadım, bir yandan güllaçların tadına baktım bir yandan sürekli güldük ve konuştuk.

ozsut-kolaj-1

Mine hanım, tüm şirinliği ile Özsüt’ü, minik bir pastane ile başlayan hikayesini, aile şirketi olduklarını, ne kadar büyüseler de ilk günkü heyecanlarını hiç kaybetmediklerini, bugün bile tüm malzemelerini ne kadar özenerek seçtiklerini, üretim yerlerine; fabrika değil, “büyük bir mutfak” demekten hoşlandıklarını anlattı.
Ben de büyük bir keyifle dinledim kendisini.
Dünyaca ünlü, kendi kakaosunu kendi üreten ve bu kakao ile çikolata yapan Valhrona markasını ürünlerinde kullanmaları ise özellikle ilgimi çekti.
Kullandıkları tüm malzemelere aynı şekilde özen gösteriyorlarmış.
Mine hanım; tüm bunları öyle bir içten, öyle gözleri parlayarak anlatıyordu ki, eşim bir ara kendisine; sizde Özsüt ailesinden misiniz? diye sordu :)

Frambuazlı Beyaz Çikolatalı Özsüt Güllaç

Buluşmamızın ana konusu frambuazlı güllaç ise tek kelime ile şahane!
Sizde benim gibi hafif mayhoş hatta ekşi tatlıları seviyorsanız eminim çok beğeneceksiniz. İçinde beyaz çikolata olmasına rağmen çok hafif bir tatlı olmuş, beyaz çikolata aynı zamanda ekşiliği de bastırarak tadını çok güzel dengelemiş.
Ben hafta sonu; eşim dahil :) altı farklı kişiye de ikram ettim ve herkesin yorumu; “çok hafif çok lezzetli” oldu.
Malum bu yıl Ramazan çok sıcak günlere denk geldi, iftarda mümkün olduğu kadar hafif şeyler yiyelim diyoruz ama sofraya oturunca bütün ezberler bozuluyor, deyim yerinde ise saldırıyoruz yemeklere :)
İftar sofrası için hazırlanırken, “bir de tatlı telaşına girmeyeyim, tadı hafif ama göz doyurucu bir tatlı ikram edeyim misafirlerime” derseniz, süper bir seçenek bence…
Ya da iftara giderken hediye götürmek için…

Mineciğime ve Yeşimciğime –günün sonunda hitaplarımız buna dönüştü çünkü- bana böyle güzel bir gün yaşattıkları, kendimi böylesine özel hissettirdikleri için çok teşekkür ediyorum.
Umarım en kısa sürede tekrar görüşürüz :)
Devamını Oku...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Kabak Kaygana

0 yorum


Kabak Kaygana


Malzemeler;
4 adet kabak 
4 yumurta
5 - 10 dal dere otu ve maydanoz
1 su bardağı un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
Kırmızı biber
Tuz
İsteğe bağlı 1 diş sarımsak


Yapılışı;
Kabakları yıkayıp rendeleyin. Suyunu sıkarak geniş bir kalıba alın,ince doğranmış maydanoz ve dere otunu ekleyin.Yumurtalarla birlikte kalan malzemeleri de katın. Karıştırarak krepten biraz daha yoğun kıvamlı
Devamını Oku...

Blogların Korkutan Yükselişi :)

0 yorum
komsufirin-12

BİRAZ DERTLEŞEBİLİRMİYİZ?
Artık, çok iyi biliyorsunuz ki ben keyif aldığım her şeyi sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Denediğim ve beğendiğim bir tarif, özenerek kurduğum bir sofra, gittiğim bir tatil yeri, gezdiğim tarihi bir mekan, yemek yediğim ve memnun kaldığım bir restoran gibi…
Genelde yeme-içme ağırlıklı olsa da aslında yelpazem çok geniş, keyif aldığım her şeyi sizinle paylaşmak istiyorum, paylaşmazsam bir yanım eksik kalıyor sanki.
Fotoğraf makinemizin olmadığı o kısacık sürede buna bir kez daha emin oldum.

Biliyorsunuz uzun zamandır, çeşitli markalar blog yazarlarına etkinlikler düzenliyor, ürünleri hakkında bilgiler veriyorlar.
Blogundan hiçbir maddi beklentisi olmayan, mutfağa ve denediklerini okuyucuları ile paylaşmaya gönül vermiş bizlerin, fikirlerini merak ediyorlar.
Bu firmaların, bizlere çıkarcı bir gözle yaklaştıklarını düşünmüyorum, düşünmek istemiyorum daha doğrusu.
Bende müsait olduğum her fırsatta bu davetlere katılıyorum, hem ürünü yakından tanıyorum, hem firma hakkında daha detaylı bilgiye sahip oluyorum, hem de arkadaşlarım ile hoşça vakit geçiriyorum.
Hepsini olmasa bile, bazılarını da sizlerle aktarıyorum…

Son zamanlarda sosyal paylaşım sitelerinde ya da bazı bloglarda çok çirkin bir karalama kampanyası sürüyor.
Bloglar reklam aracına dönüştü diye…
Özellikle bugün okuduğum bir cümle beni öyle üzdü ki :(
“Gazetelerdeki köşe yazarlarına bir iki satır yazdırmak çok maliyetli, oysa bloggerlar bir paket çikolata için, sayfalarca yazı yazıyorlar” diye bir cümle!
Ben bu şekilde yazıyor muyum, hayır… Katıldığım etkinliklerin hepsini yazsam ya da evimdeki hediye edilen ama blogumda söz etmediğim ürünleri görseniz şaşırırsınız, inanın dolaplar yetmiyor.
Peki, bir şekilde memnun kalsa da, kalmasa da ürün hakkında güzel şeyler yazanlar var mı? Ne yazık ki evet…
Bu eleştirileri neden üstüme alıyorum o zaman değil mi? Evet, alıyorum hem de seve seve…
Çünkü ben blogumu çok seviyorum, yazdığım her kelimeye çok özeniyorum ve bilmem kaçıncı kez aynı cümleyi kuruyorum; keyif aldığım her şeyi sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum…

Bu tarz; “çamur at izi kalsın” cümleleri kuran kişilere de tek bir şey söylemek istiyorum.
Siz de bir etkinliğe davet edilseniz –blogunuz olsun olmasın hiç fark etmez- güzel bir mekanda, en güzel ikramlar ile prensesler gibi ağırlansanız, zaten hobiniz olan mutfakta zaman geçirmeyi, profesyonel mutfaklarda ve ünlü şefler ile birlikte yemek pişirerek gerçekleştirseniz, sizinle aynı duyguları paylaşan, ortak hobiye sahip arkadaşlar ile tanışıp, kahkahaların ortalığı çınlattığı bir gün geçirseniz, bunu herkesle paylaşmak istemez misiniz?
Blogunuz yok diyelim, o günü sevdiğiniz herkese anlatmaz mısınız?

Sevdiği birinden hediye almak, herkesi mutlu eder, ya hiç tanımadığı birinden hediye almak?
Geçirdiğiniz harika günün sonunda, zaten mutluluğunuz tavan yapmış iken, “sizler için bir hediyemizde var” diyerek uğurlanmak yada kapıyı açtığınızda kargocunun size kocaman bir hediye paketi uzatması, kimi mutlu etmez, peki bundan kimseye söz etmek istemez misiniz?

Lütfen, bu tarz, kırıcı cümleleri kurmadan önce biraz düşünün, “boğaz dokuz düğüm” demiş atalarımız.
Herkesin damak zevki farklıdır, aynı yemeği beş kişiye ikram etseniz, her birinden farklı bir yorum alırsınız.
Sırf siz o tarz çikolata sevmiyorsunuz diye; “ayy, iğrenç… bloglar bu rezil ürünü tanıtıyor bir de” diye ağız ishali şeklinde konuşup durmayın.
Sanmayın ki, blogları aşağıladığınızda size alkış tutulacak –var ise- blogunuz ziyaretçi akınına uğrayacak, yok öyle bir şey…
Yılların usta gazetecileri zaten biliyorlardır, ben ise üç yıllık deneyimimde çok iyi anladım ki, okuyucuyu kandırmanız imkansız!
Hele ki bugün ak dediğinize, yarın kara diyor, okuyucuyu balık hafızalı sanıyorsanız…
Neyin doğru, neyin yanlış, ne samimi, ne reklam, okuyucu öyle güzel idrak ediyor ki bunu, siz hiç kafanızı yormayın.

Yemek dergilerini sürekli takip edenler bilirler, tariflerin yanı sıra, sofra önerileri, püf noktaları, temel bilgiler, yeni çıkan kitaplar, yeni çıkan ürünler ve markalar, hoş bir tatil beldesi, güzel bir restoran da yer alır…
İşte ben de blogumun; zamansız bir yemek dergisi olması hayaliyle çıktım yola…
Kullandığım markaları da yazıyorum, beğendiğim ürünleri de…
Sizlerin ilgisini sürekli hissettiğim içinde, kendimce doğru bir yoldayım diye düşünüyorum, yani bundan sonrada aynı şekilde devam edeceğim yazılarıma...
Doğru eleştirileri baş tacı yapıp, altı boş, iftira şeklinde olanları kulak arkası ederek...
Bloguna özen gösteren herkesin; bu şekilde yapmasını öneriyorum nacizane...
Unutmayalım; "meyve veren ağaç taşlanır"...

Ohh, vallahi rahatladım :) Sizinle dertleşmek her zaman iyi geliyor bana.
Siz bu satırları okurken, ben keyifli bir etkinliği yazıyor olacağım, bir sonraki yazı; “Özsüt Güllaç Tadımı Etkinliği” :)
Devamını Oku...

10 Ağustos 2010 Salı

Ülkü'nün Akşam Yemeği Sofrası

0 yorum
Ülkü'nün Akşam Yemeği Sofrası-1

BENDEN HABERLER ve İFTAR SOFRASI ÖNERİLERİ...
Bir ay… Uzunluğu ve kısalığı çok göreceli bir zaman dilimi.
Kiracı iseniz çok kısa, ay dediğin şıp şıp geliyor :( Girdiğiniz bir sınavın ya da yaptırdığınız bir testin sonucunu bekliyorsanız ise, çok uzun.
Blog yazıyorsanız hele; bir ay, birkaç yıl kadar uzun geliyor insana.
Öyle çok kelime, cümle birikti ki içimde, hepsini yazarsam, bir süre sonra okumayı bırakıp, fotoğraflara bakıp çıkıverirsiniz diye korkuyorum :)
Bu yüzden Temmuz ayını kısa birkaç cümle ile özetlemeye çalışayım…
Temmuz; bizim için tatil ayı oldu bu yıl. Çok uzun zamandır, birçok nedenden dolayı eşimle tatil yapamamıştık ve artık bu durum ruh sağlığımızı bile bozmaya başlamıştı.
Bu duruma bir el koyalım ve imkanlar el verdiğince çok sayıda tatil yapalım bu yıl dedik.

Temmuz başında; eşimin kuzeninin düğünü sebebiyle Kilis’e gittik. Her dakikasından ayrı keyif aldığım, bol koşturmacalı, telaşlı ama bir o kadar da keyifli bir gezi oldu benim için.
Kilis’ten döndükten birkaç gün sonra, balayı çiftimiz ile birlikte, bu kez baba memleketim Erdek’e gittik. Erdek’in benim için anlamını artık biliyorsunuz, orada da yine her anı dolu dolu geçen nefis bir tatil yaptık.
Erdek dönüşü; “bu tatiller bizi epey sıfırladı, bütün kış idare eder” diyorduk ki, dostumuz Yaşar sayesinde sürpriz bir Kıbrıs tatili girdi devreye...
Kıbrıs tatili de, daha önceki kötü anılarımı silip, tekrar Kıbrıs’a gitme hayalleri kurmamı sağlayacak kadar muhteşemdi.
Olağanüstü bir denize, iskeleye ve plaja sahip otelimizde keyif yapmak, Kıbrıs sokaklarında dolaşmak, Bellapais’i ve Mavi Köşk’ü gezmek çok ama çok keyifli idi…

Bu tatillerin arasında boşluklar yani İstanbul’da geçirdiğimiz günler de oldu elbet.
Biri; Kilis dönüşü amcamızı Amerika’ya uğurlamadan önceki akraba daveti olmak üzere, dört kez misafir ağırladım, sofralar kurdum bol bol yani :)
Hatta bacağımdan minik bir operasyon geçirdiğim hafta sonu, hem Cumartesi hem Pazar misafir ağırladığım için, dikişlerin biri attı, o derece... Bendeki misafir ağırlama aşkını zaten siz biliyorsunuz, bir şey söylememe gerek yok aslında :)
Bu sofraların ve tariflerin fotoğrafları yok ne yazık ki… Çünkü kısa bir dönem fotoğraf makinemiz yoktu.
Eşim kullanmakta olduğu markadan başka bir markaya geçiş yapmaya karar verdi ve kararını hızlıca hayata geçirdi.
Neyse ki aradaki makinesiz dönem –bana çok uzun gelse de- uzun sürmedi, kısa sürede yeni bir cicimiz oldu :)
Bu sürenin kısalığında; benim her sofra kuruşumda; “ya bu sofrayı da çekemedik :( hadi bunlar neyse de, Ramazan yaklaşıyor, iftar sofralarımızı çekemeyeceğiz” diye sürekli mızmızlanmamın payı var elbet :))

İşte benim kısa anlatımım da bu kadar oluyor :)
Benden tüm haberleri verdikten sonra, iftar sofralarımız için; pek çok fikir edinebileceğimiz, Ülkü’nün muhteşem sofrasına göz atalım, ne dersiniz…

Ülkü'nün Akşam Yemeği Sofrası-2

Ülkü’yü artık hepiniz tanıyorsunuz, soyadı Hüner değil ama Nagehan annem gibi, Siret ve Filiz yenge gibi “Hünerli Bayanlar” ekibinin bir parçası artık o da :)
Kurduğu muhteşem sofralar ve verdiği fikirlerle hazırladığımız tarifler ile bloguma ayrı bir renk katıyor sağ olsun.
Cumartesi günü, Ülkü’yü sabahtan aradım ve “akşam size geliyoruz” dedim, bu kadar geç haber vermemin tek nedeni ise bir hazırlık yapmasını engellemekti!
Cumartesi günü de çalıştığını bildiğim için, özellikle bir gün önceden bile aramadım.
“Bana söz ver” dedim, “hiçbir şey yapmayacaksın, biz de olduğu gibi, hep birlikte gireceğiz mutfağa, tavuk, makarna ve salata… Sonra film keyfi yapacağız”.
“Tamam, söz veriyorum” dedi, ben de inandım. Akşamüstü arayıp, “fotoğraf makinenizi de getiriyorsunuz değil mi? Sonra bücür makinem güzel çekemedi sofrayı diye ağlama” dediğinde biraz şüphelendim aslında ama yine de böyle bir sofra beklemiyordum.
Sözünü tutmadığı için Ülkü’ye kızgın mıyım? Evet! Konuşmuyoruz hala, küsüz :)

Ülkü'nün Akşam Yemeği Sofrası-5

Bizim evde hazırladığımız sofrayı, çok sosyetik bulan ve bütün gece; “aç kaldık” diye söylenen Antep’li iki kafadarın beğeneceği şekilde hazırlanmış bu kez Ülkü :)
Gavurdağı salatası, Acılı Ezme ve Haydari gelin gibi süzülüyordu masada.
Benim için zeytinyağlı taze börülce ve sofrada kaç çeşit olursa olsun, illa patates olmalı diyen eşim için de bolca kızarmış patates :) Daha ne olsun…

Ülkü'nün Akşam Yemeği Sofrası-3

Ülkü’nün Kahvaltı Sofrası'nı yayınladığımda, fotoğraflarda pek görünmemesine rağmen, dekorasyon konusunda sizlerden övgü dolu pek çok yorum geldi. Ben de bu kez mümkün olduğunca evi de katmaya çalıştım fotoğraflara :)
Ülkü bu konuda gerçekten çok ama çok zevkli bir hatun, ben bugün evleniyor olsaydım, evimi bir iç mimara teslim eder gibi kendisine bırakır ve bitene kadar da tek kelime müdahale etmezdim…

Yemekler

Gelelim en önemli kısma, yani yemeklere :)
Soframızda neler vardı?
  • Baharatlı Tavuk Kızartması
  • Pratik Perde Pilavı
  • Zeytinyağlı Taze Börülce
  • Haydari
  • Acılı Ezme
  • Sirkeli Patlıcan (Benden)
  • Gavurdağı Salatası
  • Patates Kızartması
  • İçli Köfte ve Etsiz Yaprak Sarması

İçli Köfte - Yaprak Sarma

Ülkü’de benim gibi kayınvalide konusunda çok şanslı. Derin dondurucusunda her daim İçli Köfte ve Yaprak Sarma olan şanslı kişileriz biz :)
Ani misafir geldiğinde yaprak sarmayı mikrodalga fırında çözdür, içli köfteleri de kızart, oldu bitti :)

Acılı Ezme

Acılı Ezme’nin tadı o kadar profesyoneldi ki, önce vakti çok az olduğu için dışarıdan satın aldı sandım ama tabi ki Ülkü’cüğüm yapmış :) Malzemeleri göz kararı koyduğu için ne yazık ki ölçü veremiyor. Ramazan ayında ben de acılı ezmeli kanepeler yapmayı düşünüyorum o zaman bu tarifi kullanacağım, oluşturduğum ölçüleri de sizlerle hemen paylaşırım.

Ülkü'nün kaleminden Acılı Ezme'nin malzemeleri;

  • Domates
  • Sivribiber
  • Salatalık
  • Sarımsak
  • Maydanoz
  • Domates Salçası
  • Biber Salçası
  • Karabiber, kuru nane, pulbiber, tuz
  • Zeytinyağı

Yapılışı

  • Tüm malzeme robottan geçirilir. Süzgeçten suyu süzülür ve ceviz ile servis yapılır. Ben kuru soğan koymadım, çok koku yapmasın diye isteyen soğan da koyabilir.

Garnitürlü Perde Pilavı (Yufka ile)

PRATİK PERDE PİLAVI (Hazır yufka ile)
Malum, iftar sofralarında mümkün olduğunca zengin görünümlü, şık yemekler sunmak istiyoruz konuklarımıza. Perde Pilavı’da bu lezzetlerden biri bence. İç pilavının; tavuk haşlanarak ve el oyalayıcı şekilde hazırlanması, hamurunun elde açılması, perde pilavını biraz göz korkutucu hale getiriyor.
Bu durumda; Ülkü’nün pratik perde pilavı imdadımıza yetişebilir.

Malzemeler (6 kişilik)

Yapılışı

  • Garnitürlü pilavı tarifteki gibi hazırlayın. 20 dk. kadar dinlendirin.
  • Orta boy bir borcamı ya da pasta kalıbını sıvıyağ ile hafifçe yağlayın, yufkayı serin. Pilavı içine koyun ve üzerini kaşıkla düzleştirin. Kanarlardan sarkan yufkayı üzerine kapatın. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında yufkanın üzeri iyice kızarıncaya kadar pişirin.

NOTLAR;

  • Kabı yağladığınızda içine kabuğu soyulmuş bademler serpiştirebilirsiniz. Görüntüsü gerçek perde pilavı gibi olur.
  • Pilavın içine kuş üzümü, tarçın gibi baharatlar ve haşlanmış tavuk eti ekleyebilirsiniz.
  • Ne kadar yüksek bir pilav isterseniz, o kadar küçük bir kap tercih etmelisiniz :)

Ülkü'nün Akşam Yemeği Sofrası-4

Siz sormadan ben söyleyeyim diye, Ülkü’ye sofrada kullandığı ürünlerin markalarını sordum :) Yemek takımı ve tüm servis tabakları; Karaca… Çatal, kaşık takımı; Hisar.
Peçeteler; Selpak… Peçete Halkaları; Zara Home…
Sürahi; Paşabahçe… Masa örtüsü ve kadehleri sormayı unutmuşum yalnız :(

Umarım; iftar sofralarınız için yararlı olmuştur bu yazı, hepimize hayırlı ramazanlar...

Devamını Oku...