1 Ağustos 2011 Pazartesi
"Yağmur'u Beklerken" Partisi
MÜGE PEMBE HARİKALAR DİYARINDA! :)
Her şeyden, her sözden önce yürekten, kocaman bir; “merhaba ve hayırlı Ramazanlar efendim!”
Dört yılı aşkın bir süredir blog yazıyorum ve ilk defa hiç ses etmeden bu kadar uzun ara veriyorum :(
Daha öncede zaman zaman çeşitli nedenler ile yazamadığım olmuş amma velakin durumu haber etmişim size…
“Benden biraz ara” demişim, “Benden haberler” demişim, “Bu aralar ben” demişim yani illaki bir son durum raporu vermişim ama bu kez olmadı işte, olamadı, ne olur kusura bakmayın, affedin beni…
Çok uzun bir süre yazmayınca insanda garip bir tutukluk oluyormuş, yazmaya başlayınca anladım :)
Kaç dakikadır yazıp yazıp siliyorum inanın :)
Kelimeler hiç yaşamadığım doğum sancısını çekiyor sanki, debeleniyor ama çıkmıyor.
Bende öylece, içimden geldiği gibi, daldan dala yazmaya karar verdim.
Bir önceki yazımda; “bu hafta sonu taşınıyoruz” demiştim evet Temmuz ayı başında evimize taşındık.
Evliliği saymazsanız hayatımda ilk defa taşınma yaşadım ve bir daha da gözüm yemez diye düşünüyorum :)
Meğer taşınmak ne kadar zor bir şeymiş!
Taşınmadan önce arkadaşlar, akrabalar ile konuşurken fiks cümlelerim vardı; “işte Temmuz da taşınıyoruz, ay sonuna kadar rahat rahat yerleşirim, Ağustos ayında sizi iftara alacağım inşallah”
Bu konuşmayı pek çok kişi ile yaptığımı tahmin edersiniz ki bu da dolu dolu bir Ramazan ayı demek :)
Ancak kazın ayağı öyle değilmiş. Bekara boşanmak kolay misali atıp tutuyormuşum ben.
Neredeyse bir ay oldu ama ben daha yerleşemedim, evde hala açılmamış koliler, yerleşmemiş bölümler var :)
Bırakın eve misafir çağırmayı son günlerde yediğimiz tek şey dışarıdan söylediğimiz tavuk ve benim yanına yaptığım fırında patates! :)
Yani bu blog ne zaman o eski şaaşalı günlerine kavuşur hiç bilemiyorum :)
Söz verip de mahcup olmak istemiyorum artık "bu kaçıncı söz" demeyin ama inşallah en kısa zamanda yeni tarifler ve sofralar ile blogumu cıvıldatmak istiyorum :)
Yazamadığım bu uzun sürede hiç beni yalnız bırakmayan, arayıp soran, mail gönderen ve en önemlisi her gün blogumu ziyaret etmeyi sürdüren tüm takipçilerime sonsuz teşekkür ediyorum ve tekrar herkese “Hayırlı Ramazanlar” diliyorum efendim…
Bu yılın başından beri; yeni ev telaşı, sağlık problemleri ve kurabiye kursları nedeniyle canım grubumdan istemeden de olsa uzak kaldım.
En son Esra’nın Baby Shower Partisine katılabildim. Sonrasında sevgili Adaş’ım ve sevgili Pınar’a da partiler düzenledik ama ben katılamadım :)
Artık şeytanın bacağını kırma vakti dedim ve geçen hafta tüm şartları zorlayıp, grubumuzun naif prensesi Neslihan’ın; “Yağmur’u Beklerken” partisine katıldım.
Hepsini o kadar özlemiştim ki sabah uyandığımda heyecandan yerimde duramıyordum :)
Neslihan; yılbaşında olduğu gibi bizi yine büyüledi! Gerçek hayattan koparıp masal diyarlara sürükledi.
Hepimiz kendimizi "Alice harikalar diyarında" masalında gibi hissettik.
Kusursuz, mükemmel bir ev hazırlamıştı yine bizim için üstelik bu kez kocaman bir göbüş ile :)
Ben ne dersem diyeyim, kelimeler yetersiz kalacak o nedenle sizi Pınar şekerimin çektiği şahane görüntüler ile baş başa bırakıyorum :)
Evin her köşesine ayrı bir süs, ayrı bir güzellik serpiştirmişti Neslihan…
Hiçbir detayı atlamamıştı.
Hatta bazılarını karnım doydukça fark ettim ve kendi kendime çok güldüm sonradan :))
En çok bayıldığım, dakikalarca önünden ayrılmadığım ve kızlara sürekli “buranın fotoğrafını çektiniz değil mi” diye içlerini baydığım :) köşe…
Bebek bezi pastası, hediyelik ağacı, anı defteri ve süslü kurabiyeleri ile burası da ayrı bir rüya köşesi idi…
Süslü kurabiyelerini nacizane ben hazırladım ve böyle bir güzelliğin içine onları yerleştirmekten de ayrıca keyif aldım.
Kurabiyelerin leylek figürlü olanlarını da Selen’ciğimin elleriyle hazırladığı ahşap boyama arabanın içine yerleştirdim. Hepimizin minik dokunuşları ile güzellik kat kat arttı böylece…
Selen şekerim, blogunda günümüzü çok detaylı bir şekilde ve bol fotoğraflar eşliğinde anlatmış, mutlaka göz atın derim :)
Bu masalsı dekorasyon, hepimizin el birliği ile hazırladığı mamalar ile zenginleşti. Benim kısır döngü başköşeye kuruldu yine :) “başka bir şey bilmiyor musun sen Allah aşkına” demeyin, özlemiş kızlar kısırı :)
Münevver Abla’nın makaronları yine olağanüstü idi. Bu kez olaya el koydum ve kimse hakkından fazla yemesin diye Münevver abla’ya “hepimizin önüne sayı ile koy” dedim :))
Bitecek korkusu ile hızlı hızlı yememe gerek kalmadı böylece… :))
Muhteşem lezzetler yiyip, mest olduğumuz, oyunlar oynayıp kahkahalar ile güldüğümüz kısacası hem midemizi hem ruhumuzu doyurup hatta bayram ettirdiğimiz bir gün daha yaşadık birlikte.
Neslihan’cım her şey için bir kez daha gönülden teşekkürler. Yağmur kızımız sağlıkla, huzurla katılsın aramıza inşallah…
Sırada Yaso’mun şahane terasında iftar buluşmamız var, bekleyiniz efendim… :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder