Banner 468 x 60px

 

11 Eylül 2007 Salı

Severim...

0 yorum
Sevgili Devletşah bu günlerde bloglarda oynanan yeni bir oyun için beni sobelemiş. Ardından sevgili Aybike'ciğim ve sevgili Papatya'da aynı oyun için beni davet etmiş. Hepsine ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum, hatırlanmak ve davet almak kadar mutlu eden bir şey yok sanırım...Blog dünyasındaki ilk günlerimde, tarifler ve fotoğraflar kadar oynanan oyunlar da çok ilgimi çekmiş, bu sayede severek takip ettiğim sitelerin yazarlarının düşüncelerinden ve zevklerinden de haberdar olmuştum.
Devletşah'ın beni sobelediği ve katıldığım ilk oyun olan; 3x3 oyunu bana göre en bilgilendirici oyun idi:)
Yeni oyunumuz "
Severim"... Sevgili Gazoz Ağacı başlatmış. Bence aynı 3x3 oyununda olduğu gibi, birbirimizin sevdiği şeyleri öğreneceğimiz çok zevkli bir oyun.

Yazıyı yazmadan önce, oldukça uzun düşündüm. Hem konu çok geniş kapsamlı idi, hem de yazılarını okuduğum arkadaşlar da "A evet, bende bunu çok severim" dediğim şeyler çok fazla idi. Özellikle Devletşah'ın "Çat kapı gelen misafiri, arkadaşlarımla mutfakta zaman geçirmeyi ve film izlemeyi severim, sabah kahvaltıya gelip, akşam giden misafir en sevdiğimdir" cümlesi bana bire bir uymakta :) Benim de en sevdiğim şey arkadaşlarımın bize gelmesi, kahvaltı sofraları hazırlamak ve kahvaltıdan sonra gün boyu, kah film izleyerek, kah oyun oynayarak günü geçirmek.

Gelelim benim sevdiklerime;
  1. Ben en çok annemi severim, biliyorum hepimiz çok severiz diyeceksiniz ama ben daha çok severim :) Bu oyun ile ilgili eşime gidip, "Ben en çok ne severim?" diye sorunca, bir saniye bile düşünmeden "Anne'ni" diye yanıtladı. Evet, en çok annemi severim, onun fedakarlığını, çalışkanlığını ve enerjisini severim. Kahvaltıdan sonra onunla sohbet ederek, türk kahvesi içmeyi severim. Kim ne derse desin, bir kadının her yaşta ve her zaman en iyi dostunun annesi olduğunu düşünürüm. Bir anne asla sizi yarı yolda bırakmaz, asla bir sırrınızı açığa çıkartmaz, yanlışlarınızın üzerini örter, doğrularınızı dünyaya duyurur. Ne zaman ararsanız ulaşırsınız, onun hiç "daha önemli bir programı" olmaz. Anneciğim; seni ben pek çok severim...
  2. Doğum günlerini çok severim. Kaç yaşında olursam olayım, kendi doğum günlerimde de, sevdiklerimin doğum günlerinde de çok heyecanlanırım. Mutlaka ararım, aranmak da isterim. Doğum günlerinde sürprizleri çok severim, hediye sofralar hazırlamayı çok severim. Doğum günlerini sıradan günler gibi geçirenlere kızarım, doğum günleri özel olsun isterim.
  3. Hazırladığım bir yemeğin ya da pişirdiğim bir tatlının, pastanın beğenilmesini ve anında bitirilmesini çok severim. "Sanki ev yapımı değil bu, hazır gibi..." denmesini çok severim. "Sen iyice öğrendin bu işi" denmesini çok severim. "Geçen gün sende yediğim kurabiye'nin tam tarifini alabilirmiyim, ben de yapacağım" denmesini çok severim.

Bende eğer kabul ederler ise bu oyun için, Selen, Pınar, Yasemin ve Ayşem'i sobeliyorum.

Bu sevimli ördekler Yemek.Name'nin ilk sayısında yer aldılar. Bu gün burada olmalarının nedeni ise; konuk oldukları evin, güzel ev sahibesinin doğum gününü kutlamak istemeleri. Sevgili Devletşah; doğum günün kutlu olsun, seni tanıdığım için çok mutluyum, umarım yeni yaşın sana çok uğurlu gelir ve tüm hedeflerin bir bir gerçek olur...

VE AYRICA;

Eski Ramazanlar’da iftara gelen davetlilere “Ne iyi ettiniz de geldiniz, dişlerinizi bizim yemeklerimizle eskittiniz” denilerek ufak diş kiraları verilirmiş. Yemek.Name de sizler için ufak bir diş kirası hazırlandı. Bugün sürpriz diş kiranızı indirmeyi unutmayın.

0 yorum:

Yorum Gönder