TATİLDE BUNDAN YAPMALI

Erken rezervasyon imkanı bitmeden hafta sonu tatilimizi satın aldık nihayet. Bu sabah Cem ile kahvaltı ederken televizyonda yine kar geldiği haberini duyunca içimden dedim ki herhalde bu sene yaz gelmeyecek. 

Hoplaya zıplaya tatile gittiğimiz yerde lapa lapa yağan karı seyredip donmuş havuzların üzerinde buz pateni yaptığımızı düşündüm bir an. En çok Nil üzülürdü herhalde. Bütün kış boyunca geçen sene çektiğimiz tatil görüntülerini izleyip "Ne zaman gidiyoruz Mimiciğim?" diye soran küçük hanım, soğuk falan dinlemez kendini havuza atar muhtemelen.Babasına çekmiş kerata :) 

Bundan taaaaaaa 9 sene önce. Aralığın başında evlenmiştik. Balayımızı Antalya'da bir otelde geçirmiştik. Yolda giderken öyle çok kar yağıyordu ki otobüs iki kere neredeyse yolda kalmak üzereydi. Antalya'ya vardığımızda ise hava İstanbul'un bahar havası gibi hafif serin bir sıcaklıkta ve yağmurluydu. İkinci günümüzde sahile inip biraz deniz havası alalım dedik. Cem de tutturdu illa "Denize gireceğim" diye. 

"Yapma, etme, bak soğuktur, donacaksın" dedim ama dinlemedi. Attı kendini serin sulara. On dakika sonra titreyerek çıktı ama hiç renk vermedi. "Su çok güzel" dedi. "E bir daha gir o zaman" dedim. "Cıks yoruldum, yarın girerim artık" dedi ama tabi bir daha sahile bile inmedik :))

Şimdi gelelim fotoğrafın yorumuna. Hani belirli aralıklarla mail kutunuza düşer ya muhteşem kumdan kalelerin fotoğrafları. İşte ben o konuda çok beceriksizim. Çocukken de büyüyüp de kızım doğduktan sonra da sahilde kumdan kale yapma çabalarım hep başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Kovayla kalıpları çıkartır çıkartır sonra beğenmez yıkarım. En sonunda da içi su dolu dev bir çukur açıp bacaklarımı dizlere kadar ıslanıp ağırlaşmış kuma gömüp ellerimi kullanmadan çıkmaya çalışırım :)

Bu sene böyle bir çalışma yapmayı düşünüyorum tabi bunun daha primitif bir versiyonu olabilir. Şöyle kumdan rahat koltuklara kurulup gün batımını seyrederiz ailecek. Nasıl olur?

İç Mimar
Pelin Pelister Akyürek