Garnitürlü Makarna Salatası Malzemeler;Yarım paket boncuk makarna1 kutu garnitür2 su bardağı yoğurt1 su bardağı süzme yoğurtİsteğe bağlı mısır taneleri, kornişon turşu, dere otuİsteğe bağlı 1 diş sarımsak Yapılışı;Makarnayı haşlayıp süzün ve soğuması için bekletin. Bu arada yoğurtları ve sarımsağı çırpın. Garnitür malzemelerini birbirine karıştırın. Bütün malzemeleri büyük bir kap içerisinde
Haftaya en sevdiğim yemekler arasında ilk 5'e kesin giren karnıyarıkla başlayayım dedim:)
Birincisi nedir diye sorarsanız şayet bağıra bağıra zeytinyağlı yaprak dolması derim:))))Onun kalbimdeki yeri değişmez:)))Yaprak dolması candır:)
Karnıyarığın yanına yapılacak olan tane tane bir pirinç pilavı ve hafif sarımsaklı bir cacık da olursa eğerrrr benden mutlusu olamaz sanırım:))))
Hiç hayır demem, diyemem,affetmem yerim yani...ay duygularımı anlatacak başka söz bulamadım:))))))
Yapması kızartma işleminden dolayı bazen gözümüzde büyüyor biliyorum:)))ama yemesi ayrı keyif :))
Aramızda ilk defa karnıyarık yapacaklar varsa eğer, eminim korkacaksınız ne kadar uzun diye:))) hatta vaz bile geçebilirsiniz...Ama sadece aşamalı olduğu için tarif etmesi uzun,yapması gayet pratik:) Elinizi korkak alıştırmayın lütfen:)))Yapın yapın yiyin:)
Buyurun nefisss karnıyarığımızın tarifine:)
6-7 adet orta boy patlıcan
1 adet iri kuru soğan
300 gr. dana kıyma
1 adet domates
1 yemek kaşığı salça
2 diş sarımsak
1 tutam tarçın
Kızartmak için,ayçiçek yağı
Süslemek için ,
1 adet domates,2-3 adet çarliston biber
1 su bardağı kadar salçalı su
maydanoz
Yapılışı:
Patlıcanları alaca soyup bıçakla ortalarına birer kesik atın.
Bol tuzlu suya atarak 15 dakika kadar acılığının çıkması için bekletin.
Patlıcanları tuzlu sudan çıkarıp bol suda yıkayın ve kurulayın
Genişçe bir tavada patlıcanları çevirerek kızartın.
Havlu kağıt üzerinde fazla yağlarını süzdürün.
Kıymalı iç harç için,
Soğanları yemeklik doğrayın.
2 yemek kaşığı kadar ayçiçeği yağında kıymayı ilave beraber kavurun.
Sarımsakları rendeleyip,salçayı ve çekirdekleri çıkartılmış domatesi küp küp doğrayıp kıymalı harca ilave edin,tekrar kavurun.
Tuz, karabiber ve bir tutam tarçını ilave edin karıştırıp ocağın altını kapatın.
İsteğe göre bir tutam maydanozu ince ince kıyıp karışıma ilave edin.
Kıymalı harcı dikkatlice orta yerinden kestiğimiz patlıcanların içlerine doldurun ve üzerlerine birer dilim domates veya biber koyun.
Patlıcanları fırın kabınıza dizip,1 bardak ılık suya 1 tatlı kaşığı salça koyup karıştırıp dökün ve pişmeye bırakın.
Pişen karnıyarıklarınızı maydanozlarla süsleyip servise hazır hale getirin
Çarşamba günü Pelin Özbay'ın kıymetli daveti ile MSA'da düzenlenen "Nutella ile Lezzetli Kahvaltı Tarifleri" etkinliğine katıldım.
Mailin geldiği günden beri çarşamba olsa bir an önce diye sabırsızlıkla bekledim....Konu Nutella olunca akan sular durur bizim evde...Pek öyle ekmek üstü yemeyiz biz...tarafımızdan itinayla kaşıklanır genelde :))
Emre'm "ekmekli istemiyorum anneeee... ben boş Nutella seviyorummmm" der mesela:))) Baba oğul arasında nutella kavgası çıkmışlığı da vardır hatta:)))
Ah Nutella ahhh ne güzel şeysin sen öyle:))))Ailecek hayranınız:))) Cep boyun olsun istiyoruz:))))Akışkan kıvamının hastasıyızzzz:)))
Sevgili ortağım Yaseminciğimle Birbirinden nefis lezzetler hazırladık. Uzun zamandır bu kadar çok eğlenmemiştim bunu da belirteyim,Kıkır kıkır kıkırdadık ortağımla:) Acayip keyifli çalıştık.
Sağım solum da sevdiklerimle doluydu zaten...vakit nasıl geçti hiç anlamadım...
MSA' da yapılan etkinlikleri kesinlikle tadı bir başka güzel oluyor.Her defasında pozitif enerjimle mutlu mutlu ayrılıyorum oradan...
Neler yaptınız diye sorarsanız eğer....Nutella'lı Pita Ekmeği,Nutella'lı poğaça ve Nutella'lı açma yaptık:)
Ayyy hangi birini anlatsam ki Nutella başlı başına müthiş bir lezzet malum...kendimizden geçe geçe yedik valla...Herkesin surat ifadesi aynıydı diyebilirim.
DİYET DÜŞMANI, KALORİ BOMBASI :)Sizi bilmem ama tahinli çörek deyince benim aklıma sadece böyle zararlı sıfatlar geliyor :) Kalori deposu, yoldan çıkaran, rejim bozduran vs vs.. “E niye yaptın o zaman Müge” demeyin, “madem yaptın, eşe dosta ikram et, kendin niye bir oturuşta dört-beş tane yedin” hiç demeyin. :) Tahin helvası, tahin-pekmez, Tahinli Kurabiye… Tahinin girdiği her şeyi seviyorum işte ötesi yok. :)
Tahinli Rulo Çörek çok ama çok uzun zamandır aklımda olan bir tarif. Yalan yok çokça da araştırmasını yaptım, sayısız dergi, kitap karıştırdım. İnternette uzun uzun aradım. Pek çok tarif okudum, inceledim. Lakin hayalimdeki tarife ulaşamadım. Rulo çörekler hep rulo yapıldıktan sonra dilim dilim kesilen ve o şekilde pişirilen görüntüde idiler. Benim hayalim ise; pastanelerde satılan tahinli rulo çörekti. Hani şu rulosunu koparıp koparıp yediğimiz, tel tel ayrılan, tahinin ıslak kıvamını değil sadece tadını hissettiğimiz… Hatta işi iyice abartıp, bir pastane ile muhabbete girerek tariflerini istemeyi bile düşündüm. Ama gerek kalmadı çok şükür :) Birkaç gün önce internette; “pastanede satılanlar gibi tahinli çörek” şeklinde azimli! aramalarım sonucu “işte bu!” dediğim tarife rastladım. Sevgili Aynur Arslan’ın blogundayapılış şeklini de görünce; “tamamdır” dedim. Yapılış aşamaları kesinlikle ilham vericiydi çünkü. Üstelik diğer tüm tariflerin aksine margarin ile değil sıvıyağ ile yapılıyordu...
Ben hamurunda ve mayalanma aşamalarında bazı değişiklikler yaptım. Sarım şekli olarak ise en önemli önerim; rulo haline getirirken sıkı değil çok gevşek şekilde sarmanız. Böylelikle mayalanma ve pişme sırasında yukarı doğru tepecik şeklinde değil, yanlara doğru genişleyerek, düz bir şekilde pişecekler. Benim kullandığım tahin uzun zamandır kavanozda beklediği için inanılmaz sertleşmişti. İçine şeker ve birazcık ılık süt ekledikten sonra kavanozun içinde mikser ile çırparak ancak biraz yumuşatabildim. Bunun tek iyi yanı; hamurun üzerine sert bir krema gibi rahatça sürebilmem oldu. Kenarlarından akma gibi bir sorun yaşamadım yani. Eğer siz taze ve akışkan bir tahin ile yapacaksanız; hamuru rulo yaptıktan sonra, mutlaka uçlarını sıkıca büzün ve öyle mayalanmaya bırakın. Bu tarifi en kısa zamanda şeker yerine pekmez ile deneyeceğim. İlk deneme orijinal hali ile olsun istedim :) Tahin pekmezli de muhteşem olacak diye düşünüyorum. Hatta bu hamur aynı yapılışı aşamaları ile nutellalı ya da evde hazırlayacağımız bir çikolatalı krema ile de şahane olabilir. Üzeri için isterseniz yumurta sarısı kullanabilirsiniz. Ben çok uzun zamandır ne böreklerin ne hamur işlerinin üzerine yumurta sarısı sürmüyorum, oluşan o ince kabuğun tadı nedense hoşuma gitmiyor. Böreklerin içine ve üstüne sadece yağlı su, çöreklere de yoğurt ve pekmez sürüyorum. Bu nefis çöreği; çocuklara bol bol, büyüklere azar azar ikram etmeniz önerisi ile tarife geçiyorum :)
Malzemeler
Hamuru için;
1 Su Bardağı (200 ml.) Ilık Süt
½ Su Bardağı (100 ml.) Sıvı Yağ (fındık yağı kullandım)
3 Yemek Kaşığı (tepeleme) Şeker
1 Çay Kaşığı (silme) Tuz
1 Paket (instant) Kuru Maya
1 Adet Yumurta
4-5 Su Bardağı Un
İç Harcı için;
1,5 Su Bardağı Tahin
2 Çay Bardağı (8 Yemek Kaşığı) Şeker
Üzeri için;
1 Yemek Kaşığı Yoğurt
2 Yemek Kaşığı Pekmez
Susam
Yapılışı
Derin bir kapta 3 su bardağı un, şeker, tuz ve kuru mayayı karıştırın.
Ilık süt, sıvıyağ ve yumurtayı ekleyin. Yoğurmaya başlayın.
Azar azar un ekleyerek, ele yapışmayan, yumuşak bir hamur yoğurun.
Hamurun üzerini örterek, 10-15 dk. dinlendirin.
Dinlenen hamuru, limon büyüklüğünde 15 parçaya ayırın.
İç harcı için; tahin ve şekeri iyice çırpın.
Her parçayı, hafifçe unlanmış tezgahta pasta tabağı büyüklüğünde açın.
Üzerine tahinli harçtan, her yerine dağılacak şekilde, 2-3 yemek kaşığı kadar sürün.
Hamuru rulo yapın ve uçlarını büzerek kapatın.
Tüm hamuru bu şekilde tamamlayın ve yağlanmış tepsiye dizin.
Üzerini örterek ılık bir ortamda 1 saat mayalandırın.
Mayalanan ruloları, yaklaşık 50-60 cm. olacak şekilde iyice uzatın.
Kendi etrafında çok gevşek bir şekilde sararak, yuvarlak rulo haline getirin.
Hafifçe yağlanmış tepsiye 1 cm. aralıklar ile dizin.
Üzerlerine yoğurt ve pekmez karışımından sürün ve susam serpin.
Hiç bekletmeden 190 derece ısınmış fırında, 20-25 dk. üzeri ve altı iyice turuncu olacak şekilde pişirin.
Evde kahvaltı keyfi için; Sabahları istediğiniz her şeyi yiyebilirsiniz:) Salatalık ve domatese ya çekirdek ya çörek otu serpiyorum faydası ve rengi için...Haşlanmış patatesler sumak serpiştirilmiş, ikisini birbirine çok yakıştırırım, bir de limon suyu...Yine bir tabak - çatal - kaşık - peçete resmi...Kuru Domatesli Zeytinli Dereotlu PoğaçalarElmalı KekDomates Ezmesi biber ilavesiz hazırladım.
YAZ GELDİ, PATLICAN BAŞKÖŞEYE YERLEŞTİ… :) Gerçektende öyle, bendeki bu patlıcan sevdası; bitmez, tükenmez :) Blogda şöyle bir istatistik yapmaya kalksam patlıcanlı tarifler açık ara öne çıkar sanırım.
Köfteli islim kebabını; Tavuklu Mantar Dolması tarifinde söz ettiğim üzere Selahattin Abi ile birlikte hazırladık. Daha doğrusu ben malzemeleri hazırladım, tüm yoğurma, pişirme işlemlerini o yaptı. Sadece malzemeleri verip, gerisini tarif etme konusu, Kurabiye eğitimleri nedeniyle fena alışkanlık yaptı bende :) yardımcısız çalışamaz oldum artık :)
İslim kebabının orijinali parça et ile yapılıyor. Ancak internette şöyle bir dolaşınca neredeyse et ile yapılan tarif yok gibi, herkes köfteli yapmış… Ve bu şekilde bence de çok daha lezzetli ve hafif oluyor… Tarifler hemen hemen aynı ancak ben hepsinin lezzetinin farklı olduğunu düşünüyorum çünkü bana göre her kadının köftesinin lezzeti başkadır. “Aynı malzemeler bile olsa, elin hatta evin lezzeti geçer köfteye” der annem, haklıdır da… Köfteye çok uzun zamandır yumurta koymuyorum, kendi köfte tarifinizde yumurta var ise ve memnunsanız ekleyebilirsiniz, damak zevkinize kalmış. Karbonat ise mutlaka ekliyorum, karbonatlı köfteler çok daha pufidik ve yumuşak oluyor. Ekmeği ıslatmak köftenin kıvamını epey yumuşatıyor, “yoğurmakta zorlanırım” derseniz ufalanmış, kuru, bayat ekmekte koyabilirsiniz ancak ıslanmış ekmek ile köfte daha yumuşak oluyor. Yemeğin; köftelerini ve patlıcanlarını dört beş saat önceden kızartıp, hazırlayıp, servisten hemen önce sosunu dökerek fırınlayabilirsiniz. Bir gece önceden yapmanızı ise çok önermiyorum. Şeklini neden klasik bir şekilde sarmak yerine, kuş yuvası gibi yaptığıma gelince :) Bu şekilde pişerken, domatesin suyu ve domates sosu, köfte ile temas ediyor ve çok daha lezzetli oluyor…
Öncelikle köfte için; ekmekleri ıslatın ve suyunu iyice sıkın.
Soğanı rendenin ince tarafı ile püre şeklinde rendeleyin.
Maydanozları ince ince kıyın.
Ekmek, soğan, kıyma, maydanoz, salça, kimyon, köfte baharatı, karbonat, damak zevkinize göre tuz, karabiberi karıştırın ve iyice özleşinceye kadar yoğurun.
Köfte hamurundan, iri parçalar koparıp yuvarlayın ve üstüne hafifçe bastırın.
Çok az yağlanmış teflon tavada (ya da fırının ızgarasında) önlü arkalı kızartın.
Patlıcanları alacalı şekilde soyun ve uzunlamasına dilimleyin. Her bir dilimi de ikiye bölün.
Tuzlu suda yarım saat kadar bekletin, suyunu sıkın.
Patlıcanları kızgın yağda hafif turuncu olacak şekilde, önlü arkalı kızartın. Bir kağıt peçete üzerine alarak fazla yağını çekmesini sağlayın.
Patlıcanlara, içine bir köfte koyarak (videoda gösterilen şekilde) kuş yuvası gibi şekil verin.
Üzerine bir dilim domates ve biber koyun.
Sos malzemelerini kısık ateşte 3-4 dk. pişirin.
Sosu patlıcanların üzerine gezdirin ve önceden ısıtılmış 190 derece fırında 10-15 dk. (domatesler ve biberler pişinceye kadar) pişirin.
Fırından çıkınca üzerlerine kekik serpin ve sıcak servis yapın.
Ne olur ne olmaz, belki yorumlarda sarım şekli ile ilgili sorular gelebilir diye önlemimizi baştan aldık. :) Selahattin Abi bir tane örnek hazırladı, eşimde kayda aldı. Ben güya “Selahattin Abi sen süper yapıyorsun, videoda da sen olmalısın” desem de yine çenemi tutamamışım :) Kenardan kayınvalide kıvamında burnumu sokmuşum :) Önce sesimin yerine bir müzik mi koysam o bölüme diye düşündüm ama sonra vazgeçtim, ne yapayım bende böyleyim işte :)
ÇOK AMAÇLI BİR İÇ HARÇ DAHA… :) Tavuklu mantar dolması; geçen haftanın öğle yemeklerinden biri… Tam bir mutfak aşığı olan; sevgili Selahattin Abi ile ortak yapımımız :) Selahattin Abi, mutfağı öyle çok seviyor ki elinden gelse hiç çıkmayacak, sabah, öğle, akşam nefis yemekler hazırlayacak ama maalesef önünde ciddi bir bariyer var :) “Mutfağıma benden başkası girmesin” prensibinde olan eşi Serpil ablamız :) Bende onun bu aşkını yakınen bildiğim için her fırsatta mutfağıma davet ederim :) Geçen hafta hep birlikte, hem bu mantar dolmasını hem de nefis bir İslim Kebabı yaptık… İnanılmaz eğlendik, güldük, biz pişirdik eşim fotoğrafladı hatta İslim kebabının bir bölümünü videoya bile kaydetti. Düzenlemeleri biter bitmez, bir sonraki yayın o olacak inşallah :)
Tavuklu mantar dolmasının orijinal tarifi Şef Serkan Bozkurt’a ait… Ev sahipliğini yaptığım KRC Marifetli Set etkinliğinde hazırlamıştı. O zamanda tadı damağımda kalmıştı ama yapmak bugüne kısmet oldu :) Orijinal tarifte; şef, iç harcı çiğden hazırlamış ve yemeği buharda pişirmişti. Tadı gerçekten olağanüstü idi, pişmez sandığım tavuklar lokum gibiydi :) Ben hem ofiste buharlı pişirme aparatım olmadığı için, hem daha da lezzetli olacağını düşündüğüm için, iç harcını pişirerek hazırladım. Selahattin Abi sayesinde minik minik doğrama yönünden de bir sıkıntı yaşamayınca! gayet lezzetli bir ara sıcak keşfetmiş olduk :) Mantar çok kolay pişen bir sebze olduğu için iç harcı önceden hazırlamakta mantıklı oldu. Yalnız yorumlarda siz sormadan ben söyleyeyim; “tavuğu bir gün önceden hazırlayıp, misafir geleceği zaman mantarları doldurup, fırınlasak olur mu?” derseniz, bence olmaz. Çünkü tavuk piştikten sonra bekleyince tadı ağırlaşıyor ve güzel olmuyor. Mümkün olduğunca servise yakın hazırlamanızı öneririm.
İç harcı başlıkta da söylediğim gibi gerçekten çok amaçlı :) Pişirip tadınca beni daha iyi anlayacaksınız. Bu harcı hazırlayıp, lavaş ile dürüm yapabilirsiniz mesela, rüya gibi olur! Hamburger ekmeği ya da istediğiniz bir ekmeğin içine koyarak şahane sandviçler yapabilirsiniz. Üzerine biraz kaşar peyniri serperek, peynir eriyinceye kadar fırına verip ana yemeklerin yanında servis edebilirsiniz. Ve en güzeli; Hünkar Beğendi’nin patlıcanlı beğendi kısmını hazırlayıp, üzerine tavuklu harcı ekleyerek, Tavuklu Hünkar Beğendi yapabilirsiniz :)
Malzemeler(ortalama 12 adet için)
12 Adet (iri) Mantar
2 Parça (kemiksiz, derisiz) Tavuk But Eti
4-5 Adet Kurutulmuş Domates
1 Adet Sivri Biber
2-3 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
1 Tutam (kuru) Biberiye
1 Tutam Kekik
Tuz
Karabiber
Yapılışı
Mantarların saplarını koparın ve iyice yıkayın.
Kurutulmuş domatesleri 10 dk. kadar kaynar suda bekletin, süzün.
Yazı getirdik galiba sonunda...Güneş içimizi ısıtmaya başladı hafifte olsa:)
Ben kesinlikle güneş enerjisiyle çalışıyorum geç de olsa anladım:))) İçim fıkır fıkır...
Hele Emre'm sokaktan içeri girmek istemiyor...Yataktan kalkar kalkmaz gökyüzüne bakıp programlara başlıyor...Müsait olmadığımı anladığı zamanda da çok iyi bir anne olduğumu söyleyip ,çocuk parkına gitme ödülü kazandığımı bile söylüyor uyanık gonzales:)))
Şaka bir yana son bir kaç aydır iyice büyüdüğünü fark ediyorum..Bazen beni öyle bir güldürüyor ki gözümden yaşlar geliyor...maço tavırları da bir bitse herşey süper olacak:)
2 gündür kısa kollu da giyinmeye başladı,pek mutluyuz:) Cıbıl cıbıl kollar tabii ,öpmeye doyamıyorum:)))ne zaman emekleyecek,yürüyecek,konuşacak derken bir bakıyoruz kocaman olmuşlar...ah ahhh.zaman çok hızlı ilerliyor...
Hele şu patatesler neredeyse 2 aydır sırada bekliyorlar tarafınızdan okunmak için:)))
Yazık onlara:)))
Herkese mutlu mutlu,sağlıklı,neşeli,sıkıntısız,güneşli bir hafta dilerimmmmmm.
Yemek yapmanın püf noktaları, bizleri büyük bir iştahla yenilebilir yemek hazırlamaya yönlendirir. Ayrıca mutfakta israfın önüne geçer. Bu sayede ekonomimize küçükte olsa bir katkı sağlar. Daha da önemlisi, hazırladığımız yemeklerin lezzetini artırır. Yemek hazırlama sırrımın bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum. Sultan, aşağıda sıralanan bilgi kırıntılarına her daim uyar. Hadi bakalım kolay gelsin. Kasap ve marketlerden hazır kıyma almayın. Eti siz beğenin ve kıymanızı öyle çektirin. Yemekte yağı kullanırken, etin yağını da göz önüne alın. Yemek hazırlarken, mümkün olduğu kadar salça ve baharatları az kullanın. Yemeklerinizde domates ve salçayı ortak kullanın. Her ne kadar yemeğinizin lezzettini kullandığınız malzemeler belirliyorsa da ocak ısısı, bu konuda çok çok önemli. Yemeğinizi fokur fokur kaynatan ısıda pişirmeyin.
Tencereniz kaynıyorken, kapaktan gelen şıngırtı sesi kesinlikle duyulmasın. Tencereden çıkan buhar, kapak aralığından rahat bir şekilde çıksın. Ocağınızın ısısını buharın kapak aralığından rahat bir şekilde çıkışına göre ayarlayın. Yemek yaparken tencereniz mutlaka, tabanı kalın çelik tencere olsun.
Çorbaların üzerinde gezdirmek için tava içerisinde yağ'da kavurulmuş biber, nane hazırlarken; önce yağınızı kızgın hale getirin. Sonra hangi baharatı ilave edecekseniz, baharatı ilave edin, karıştırın. Ocağı söndürün ki, baharatınız yanmasın. Çorba yaparken, çorbanız piştikten sonra tuz katın. Aynı şekilde bu önlem tencerede pişen sulu yemekler içinde geçerlidir. Yemek içerisine sonradan katılan tuz yemeğinizin lezzetinden bir şey kaybettirmez.
Yemek hazırlarken pişirme sırasında yemeğinizin suyu biterse, tencerenize kaynar su ilave edin. Sonradan ilave edeceğiniz su miktarı en fazla, tencere içerisindeki malzemelerle yüz yüze olmalıdır. Asla ve asla, yemeğinize soğuk su ilave etmeyin. Haşladığınız makarnaları asla sudan geçirmeyin. Ve makarnalarınızı haşladıktan sonra üzerine tuz ekmeyi ve tuzunu ayarlamayı unutmayın.
Arpa şehriye veya tel şehriye çorbası hazırlarken şehriyenizi kavurur iseniz, bir gün sonrası içeceğiniz çorba aynı kıvamda olacaktır. Kavurmadan kullandığınız şehriyeler, pişirildikten 15 Dakika sonra şişmeye başlarlar ve soğudukları zaman tencereniz içerisinde kepçe hareket etmez, ona göre. Salatalar için yapacağınız en güzel sos, limon ve zeytinyağı karışımıdır.
Her ailenin kendine özgü bir damak zevki ve lezzet anlayışı mevcut. O nedenle, mutfakta kullandığım çoğu ekstra tadlandırıcılara tarifimde yer vermiyorum. Tariflerimde yağ, salça oranlarını ve baharatları en alt ölçü de veriyorum. Bu malzemelerin azlığı veya fazlalığı yemeğin aroma ve lezzeti ile ilgilidir, ailenizin yemek alışkanlıklarına göre bu malzemeleri kulanabilirsiniz. Tadlandırıcılarda kendim şunları kullanırım; iyi marka et ve tavuk suyu tablet, zeytinyağı içerisine tereyağı, yemek ve çorba suları için et suyu ve tavuk suyu. Et ve tavuk suyu tabletlerini yemeklerde 1/2 Tablet, çorbalarda ise, 1 Tablet kullanırım.
Izgara yaparken, ızgaranızı çok iyi ısındıktan sonra kullanın. Büyük balıkları ızgara yaparken derilerinin ızgaraya yapışmaması için; üzerlerini unladıktan sonra bitkisel yağ ile hafif yağlayın. İnce yaprak dilimlenmiş etlerinizi pişirirken et yüzeylerinde ızgara izlerinin çıkması etinizin piştiğini gösterir, etinizi kurutmadan ızgaradan alın.
Beyaz ve siyah etlerinizi ızgara öncesi tuzlamayın. Etlerinizi ızgaraya koyarken tuzlayın ve fırça ile yağlayın. Kalın etlerinizi ızgara yaparken yüzeyde oluşan su damlacıkları alt yüzeyin piştiğini işaret eder. Etinizi çevirdikten sonra, tekrar yüzeyde oluşan su damlacıkları etinizin tamamen piştiğinin habercisidir, etinizi ızgaradan alın.
Taze mantarlar uzun süre tazeliğini koruyamazlar. Zaman içerisinde sulanarak çürürler. O nedenle, mantarlarınızı haşlayarak kendi suyu içerisinde kavonozlarda saklayın.
Hamsilerinizi kızartmak için unlarken, 1/3 Oranında un ve mısır un'u kullanınız. Yani, un karışımı hazırlarken 1 Ölçü un, 2 Ölçü mısır unu kullanınız demektir.
Dana etini kavurma yaparken, 1 Kg. üzeri etler kavurulurken fazla su ilavesine ihtiyaç duymazlar. Etin kalitesine göre, ağırlığı fark etmez 70 ila 90 dakika içerisinde kavurulurlar. Düşük ölçekli etleri kavururken mutlaka kaynar su ilavesi gerekir. Su ilavelerinizde ölçü; Su, et ile yüz yüze olmalıdır. Ocak, en düşük ısı konumunda çalışmalıdır. Tuz ve baharat etin servisi sırasında kullanılmalıdır.
Tavsiye bizden uyması sizden, hadi kolay gelsin. Sultan
Yoğurtlu Patlıcan Sarma Malzemeler;3 adet geniş ve düz patlıcan (dilimlerin daha düz olması için)1 su bardağı süzme + sade yoğurt 1 adet çengelköy salatalık iri rendelenmişDere otu Yapılışı;Patlıcanları uzun dilimler halinde kesin, tuz serperek yarım saat kadar acısının çıkması için bekletin. Bu arada yoğurt, dere otu ve salatalığı karıştırın. İsterseniz içine krem peynir veya labne de
NAMI DİĞER; YAĞ MANTISI… Bu tarif, Necla Abla’nın çay sofrasından beri aklımda... En kısa zamanda bende yapmak istiyorum demiştim hatırlarsanız. Aslında Necla abla gibi yufkadan yapacaktım ama bugün ofiste biraz bol vaktim olunca hamurunu elimde açıvereyim dedim :)
Bazı yemekler; insanın hafızasında bir anıyı canlandırır diye düşünüyorum, örneğin sadece memleketinize gittiğinizde yediğiniz, başka nerede yerseniz yiyin aynı lezzeti bulamadığınız bir yöresel tat gibi… İşte çiğ börek benim için böyle bir tat… Çiğ börek demek, benim için; babaannem demek, Erdek demek… Küçükken, yazları Erdek’e gittiğimiz ilk gün, daha sokağın başında karşılardı bizi kokusu… Zaten bilirdik, babaannem, babam çok sevdiği için çiğ börek yapıyordur ama kokuyu duyunca emin olurduk sanki :) Bahçeden içeri girdiğimizi kapıdaki çıngırak sayesinde duyar, başındaki beyaz tülbenti uçuşa uçuşa kapıya çıkardı. “Alla, kimler gelmiş!!, alla ciğerimin köşesi geelmişşş!” :) diyerek önce babama sonra bizlere sarılırdı. Ayçiçek yağı, fındık yağı falanda bilmezdi, tanımazdı, zeytinyağı kazanına kepçeyi daldırıp doldururdu tenceresini. Zeytinyağı dumanından göz gözü görmezdi mutfakta :) ama ya lezzet; aman Allahım!! Elimizi yüzümüzü yıkayıp hemen yemeğe başlardık sıcak sıcak. İnanın bu satırları yazarken bile tadı damağımda sanki…
İşte ben bugün canım babaannemi anarak, ruhuna dualar ederek ve gözlerim nemlenerek hazırladım bu çiğ böreği. Onunki kadar lezzetli oldu mu? Tabi ki hayır, yanından bile geçemedi… Ama ne yapalım idare edeceğiz :)
Ufak tefek notlara gelince; ben göze daha hoş görünsün diye minik üçgenler şeklinde hazırladım ama bu şekilde orijinal tadını biraz kaybetti bu nedenle size mümkün olduğunca iri parçalar halinde yapmanızı öneriyorum. Tarifte de bu nedenle, “fincan tabağı büyüklüğünde kesin” dedim. İç harcında soğanı ne kadar bol tutarsanız, harç o kadar sulu olur ve buda lezzetle doğru orantılı bence :) Tuz ve karabiberini de bolca koymanızı öneririm. Seviyorsanız harcına çok ince doğranmış sivri biber ya da maydanozda ekleyebilirsiniz. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve salçalı sos eklediğinizde yağ mantısı haline geliyor ama isterseniz yoğurtsuz da börek gibi pekala yenebilir. Yanında çay ya da ayran mükemmel olur :) Pişer pişmez sıcak sıcak yiyin dememe de gerek yok sanırım :) Biraz bekleyip soğuyunca hamur ağırlaşıyor çünkü…
Malzemeler Hamuru için;
2,5 Su Bardağı Un
1 Tatlı Kaşığı (tepeleme) Tuz
1 Adet Yumurta
1 Paket (instant) Kuru Maya
1 su bardağı (200 ml.) Ilık Su
İç Harcı için;
200 Gr. (az yağlı) Dana Kıyma
1 Adet (iri) Kuru Soğan
Tuz
Karabiber
Salçalı Sosu için;
2 Tatlı Kaşığı Biber Salçası
2-3 Yemek Kaşığı Zeytinyağı
1 Çay Bardağı Su
Tuz ve Sarımsaklı Yoğurt
Yapılışı
Derin bir kapta un, tuz ve kuru mayayı karıştırın. Yumurtayı ve ardından azar azar suyu ekleyerek 4-5 dk. yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun. (hamur elinize yapışsa bile un eklemeyin, yoğurarak toparlanmasını sağlayın)
Üzerini örterek ılık bir ortamda 45 dk. mayalanmaya bırakın.
Soğanı çok minik yemeklik doğrayın. Kıyma, soğan, tuz ve karabiberi birlikte yoğurun.
Salçalı sos için; su, yağ, salça ve tuzu karıştırın ve kısık ateşte 2-3 dk. pişirin.
Hamur mayalanınca tezgaha alın ve gazının çıkması için 1-2 dk. daha yoğurun.
Hamurdan limon büyüklüğünde bezeler koparın ve unlanmış tezgahta açabildiğiniz kadarce açın. Bir çay fincanı tabağı ile yuvarlak kesin.
Kıymalı harçtan 1 yemek kaşığı kadar hamurun üzerine yayın ve hamuru (yarım ay şeklinde olacak şekilde) ikiye katlayın.
Bu şekilde hamur bitene kadar hazırlayın ve unlanmış bir masada biriktirin. (bu şekilde börekler biraz daha mayalanmış olacak)
Sıvı yağı kızdırın ve börekleri arkalı önlü çok fazla turuncu hale gelmeden kızartın.
Sarımsaklı yoğurt ve salçalı sos ekleyerek servis edin.
Öylesine sevimli bir bitki ki kaldirik otu, her yörede bir adı var. Hodan, kaldirik, sığırdili, ıspıt, zılbıt, zırbıt bunlardan bazıları. Kaldirik mevsimi geldiğinde mutfaklarımızda bir çok kaldirik yemeği yapılır. Kaldirikle bulgur veya pirinç katkılı sulu yemeği, yumurtalı yumurtasız kavurması, sarması, turşusu yapılır. En fazla bulgurla yapılan yemeğini severim. Tarifim; yumurtalı kaldirik kavurması ile ilgilidir. Sultan, kaldirik kavurmasını her daim bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.
Neler Lazım yarım kilo kaldirik otu üç yumurta iki kaşık tereyağı bir soğan karabiber, tuz Yapılması kaldirik otunu ayıklayın, yıkayın ve sirkeli su içinde bekletin ardından bol su ile yıkayın, süzün ve kuşbaşı doğrayın yumuşayıncaya kadar 25 dakika süre ile haşlayın ve süzün soğanı yarım ay doğrayın, tereyağı içinde soğanı kavurun üzerine kaldirikleri katın kavurun tuz ve karabiberi ilave edin, tuzunu ayarlayın üzerine yumurtaları kırın, malzemelerle karıştırın ve yumurtaları pişirin ardından isterseniz sarımsaklı yoğurt ile gönlünüzce servis edin Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin. Sultan
Kıymalı Turşulu Kol Böreği Malzemeler;4 - 5 adet yufka250 gr kıyma1 yemek tabağı veya küçük paket lahana turşusu 2 adet orta boy soğan2 yemek kaşığı sıvı yağKarabiber, kimyon, tuz Börek Sosu;1 su bardağı süt2 yemek kaşığı yoğurt1 yemek kaşığı sıvı yağ1 paket kabartma tozu Üzeri için;1 yumurta Susam çörek otu Yapılışı;Yanlış hatırlamıyorsam bir yemek dergisinde benzer bir tarif görmüştüm.
Sonunda büyük gün geldi çattı veeee sıcacık güneşli bir pazar gününde 5. blog yazarları buluşmamızı Fenerbahçe Özsüt Atölye’de gerçekleştirdik.
Harika bir gün oldu...Herşey tıkır tıkır işledi çok şükür.
Sponsorlarımız sağolsunlar müthişlerdi...Çok rahat oldu herşey.
Sevil ,Yasemin ve ben zaten çok iyi de arkadaş olduğumuz için iletişimimiz sürekli lay lay lom modundaydı:)
Pazar günü önce güneş bizi tüm güzelliğiyle ısıttı...Sonra da teker teker gelen dostlarımız .....
Gün boyunca ne kadar şanslıyım diye düşünüp mutlu oldum.Nereye baksam sıcacık mutlu yüzler gördüm...Kahkahalar havada uçuştu...samimi duygularla sarıp sarmaladık birbirimizi....
Her bir misafiri tek tek anlatmak isterdim aslında size...nasıl yardım etmek için çırpındıklarını,nasıl pozitif enerji saçtıklarını,nasıl heyecanımızı paylaştıklarını hepsini yazmak isterdim ...Fakat kişi sayısı 100'ün üzerinde olunca bu imkansız oluyor tabi:))
Gelelim Özsüt 'e...Özsüt bizler için çırpınıp durdu cumartesiden beri...Sağolsunlar oldukça fazla olan hediyelerimizi bir gün öncesinden muhafaza ettiler...1 sn. bile yüzlerindeki gülümsemeyi esirgemediler bizden.Bizimle beraber koşturup durdular günler öncesinden.Kendimizi evimizde hissettirdiler bize sağolsunlar...Hijyen 10 numara zaten...beni yakından tanıyanlar bilirler temizliği nasıl sevdiğimi:)Mekan temiz,çalışanlar mis gibi...menü süper:) Eee daha ne olsun:) Bize sadece coşmak kaldı:)
Bizler için muhteşem bir Ege kahvaltısı hazırlamışlardı...Afiyetle kahvaltılar yapıldı.Sonra sponsorlar eşliğinde hediye çekilişlerimiz yapıldı...
NOHUT YEMEĞİNİN BONUSU :) Doğum günü kızı hala şımarık… Hala gerçek dünyaya dönemedi. :) Salı gününden (hatta bir hafta öncesinden ) başlayan tüm ülkede ve dış temsilciliklerde kutlanan :) doğum günüm hala devam ediyor. Tam bitti bu coşku, “hadi Müge kendine gel diyorum” kapı çalıyor bir çiçek buketi, kapı çalıyor kocaman bir kargo paketi! Bu hafta hem pasta hem kurabiye eğitimim olmasından dolayı öğrencilerin daha doğrusu misafirlerimin yaptığı jestlerde cabası! :) Mutfakla pek ilgisi olmadığını söyleyen; Zeynep Hanım’ın, sırf benim doğum günüm için kendi elleriyle yapıp, süslediği ve getirdiği un kurabiyesini, hayatım boyunca unutmayacağım mesela.
Bu aralar eğitimler ve kendi kendime yaptığım çalışmalar nedeniyle mugehuner.com a epey malzeme çıkıyor ama Hünerli Bayanlar’ın boynu biraz bükük :) Ama bu konuyu; sizinle aramızda konuştuk hallettik, Haziran sonuna kadar beni idare edeceksiniz söz verdiniz :)
Ofis mutfağında pişen, basit ama temel tariflere devam diyelim. Nohutlu Pilav pek çok kişi için kolay ötesi bir tarif ama olsun. Arşivimde olsun istedim. :) Nohutlu pilavın benim için tek olmazsa olmazı; nohutların kabuklarının soyulması. Kesinlikle çok daha güzel oluyor bu şekilde. Daha parlak, daha temiz görünümlü bir pilav oluyor. Tamam, kabul ediyorum biraz el oyalayıcı ama Nohut Salatası yaparken koca bir tabak nohudun kabuklarını soymaya da alışkın olduğum için, pilav için olanı bana kolay bile geldi :) Bir diğer konuda bulyon konusu. Eğer bulyona karşı değilseniz ve pilavda tadını seviyorsanız tavuk yerine et bulyon kullanmanızı öneririm. Böylelikle daha ağır Osmanlı tarzı bir pilavınız oluyor :)
Yapılışı neredeyse temel pilav tarifi ile birebir aynı. Sadece birazcık yağını arttırıyorum çünkü nohut yağın büyük kısmını çekiyor. Ama siz damak zevkinize göre tabiî ki yağı azaltabilirsiniz. Bu pilavı; aynı aşamaları izleyerek nohut yerine konserve mısır ekleyip, mısırlı pilav haline getirebilirsiniz. Benim en çok yaptığım pilav, mısırlı pilavdır bu arada :)
Malzemeler
2 Su Bardağı Pirinç
3 Su Bardağı (600 ml.) Kaynar Su
1 Su Bardağı (haşlanmış) Nohut
1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
½ (yarım) Limon
Tuz
½ Çay Kaşığı Şeker
1 Adet Et Bulyon
Yapılışı
Öncelikle pirincin üzerine 1 tatlı kaşığı tuz ve iri parçalar halinde doğradığınız limonu serpin. Üzerini bir parmak geçecek kadar kaynar su ekleyin ve 1 saat bekletin.
Pirinci akan suyu berraklaşıncaya kadar iyice yıkayın ve süzün.
Teflon tencereye yağı koyun ve ısıtın. Pirinci ekleyin ve 3-4 dk. bazı pirinçlerin uçları şeffaflaşıncaya kadar kavurun.
Ayrı bir kapta; kaynar su, bulyon, şeker, pirinci ıslattığınız limonların suyu ve tuzu karıştırın.
Kavrulan pirinçlerin üzerine sulu karışımı ekleyin. Bir kez karıştırın.
Kabukları soyulmuş nohutları da hemen ekleyin ve yine bir kez karıştırın.
Tencerenin kapağı kapalı şekilde, orta ateşte 1 dk. daha sonra kısık ateşte 8-10 dk. pişirin.
Pilavın ortasına kaşığı batırıp, hafifçe itin, suyunu çekmiş ise olmuş demektir.
Ateşi kapatın ve kapağın altına bir kağıt havlu yerleştirin.
İzmir köfte, tencere yemekleri ve fırın yemekleri arasında sayılır. Çünkü, izmir köftesi iki yöntem kullanılarak hazırlanabilir. Tencere kullanılarak hazırlanan İzmir köfte ocak üzerinde pişirilir. Diğer yöntem ise, tepsi içerisinde fırında kızartılır. İzmir köfte hangi yöntemle pişirilirse pişirilsin, lezzettinden bir şey kaybetmez. Önemli olan köftesini hazırlamak için kullanılan kıymanın kalitesidir. Bir de, kıyma harçı için kullanılan bayat ekmeklerin fazla olmamasıdır. Köfte harçı hazırlanırken maydanoz katkısı tamamen tercihize kalmış bir şey. Aynı şekilde yemeğin hazırlanmasında sivri biber kullanmakta aynı seçenek, isterseniz kullanabilirsiniz. Sultan, İzmir köftesini her daim bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.
Neler Lazım yarım kilo kıyma bir soğan bir domates iki patates bir kaşık salça iki dilim bayat ekmek bir yumurta karabiber, kimyon, tuz kızartma yağı Yapılması patatesi, domatesi doğrayın, soğanı rendeleyin bayat ekmek dilimleri ıslatın ve sıkın yoğurma kabı içine kıyma, bayat ekmek, yumurta, soğan, karabiber, kimyon ve tuzu katın, karıştırın macun kıvamında yoğurun ve tuzunu ayarlayın buzdolabında 30 dakika süre ile dinlendirin köfte harcından ceviz büyüklüğünde parçalar koparın avuç içinde parmak köfteler yapın. patatesleri ve köfteleri yağ içinde yakmadan kızartın. tencerede yağ içinde salçayı kavurun, ardından domatesi katın kavurun üzerine köfte ve patatesleri dizin, 3 bardak sıcak su ve tuzu katın tuzunu ayarlayın, kapağı kapatın ağır ateşte köfteler yumuşayıncaya kadar pişirin ve ardından gönlünüzce servis edin Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin. Sultan
Mücver; kabak, patates, patlıcan gibi sebzelerin doğranarak veya rendelenerek içerisine un, yumurta, peynir, taze soğan, sarımsak, dereotu, maydanoz, tuz ve karabiber katılmasıyla yapılan bir köfte türüdür. Yapılan bu köfte, kızgın yağ içerisinde kızartılarak yemek çeşitleri arasında sofralarımızda yerini alır. Mücver çeşitleri olarak pazı mücveri, kabak mücveri, patates mücveri, patlıcan mücveri, ıspanak mücveri, pırasa mücveri olarak sayabiliriz. Mücver hazırlarken sebzelerin suyu sıkılarak alınmalıdır. Mücver harçı çok katı olmamalı ve katkı malzemelerinin oranına çok dikkat edilmelidir. Bol yağ içerisinde kızartılan mücvere şekil vermek oldukça zordur. Bu nedenle az yağ kullanılarak mücveri kızartmak gerekir. Bir de yağ ısısı çok kızgın olmamalıdır. Mücver fırında da kızartılabilir. Tarifim; kabak mücveri ile ilgilidir. Sultan, kabak mücverini bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.
Neler Lazım bir kabak '200 gr.' bir yumurta bir kahve fincanı un bir yeşil soğan bir diş sarımsak dereotu, maydanoz karabiber, tuz bir çay bardağı kızartma yağı Yapılması kabağı, kabak soyucunun tırtıllı tarafı ile kazıdıktan sonra rendeleyin ardından sıkın ve süzgeç içerisine alın soğan, sarımsak, dereotu ve maydanozu doğrayın yumurta ile bir fincan unu çırpın bütün malzemeleri bir kap içerisinde karıştırın ve tuzunu ayarlayın kızarma yağını ısıtın, bir kaşık ölçüsünde harçtan alın yağ içinde yakmadan alt üst ederek kızartın sade, ya da sarımsaklı yoğurt ile gönlünüzce servis edin. Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin. Sultan
Davet sofrası hazırlamak benim için çok zevkli hele ki işlerim sürekli bölünmezse benim için eğlenceye bile dönüşebilir. Ama bir gün bölünmezse:) İşte bir sofra daha; bordo detaylı ve her sofrada olduğu gibi denediğim yeni tariflerle...
Favori salatalarımdan Nohutlu Tabbule (Nedense resmini çekmemişim) Yeni ve muhteşem bir tarif Kıymalı Turşulu Kol Böreği
ŞIMARIK DOĞUM GÜNÜ KIZI BİLDİRİYOR :) Her insan gibi bende doğum günümde aranmaktan sorulmaktan, sürpriz yapılmasından hoşlanırım elbette. Ama bir o kadar da utanır ve mahcup olurum bu durumdan. Bu nedenle mümkün olduğunca doğum günümü söylememeye çalışırım etrafıma. Sanki önceden söyleyince; hediye bekliyormuşum, tebrik edilmeyi bekliyormuşum gibi gelir :) Bloga bile sadece bir kez, bugün benim doğum günüm tarzında bir yazı yazmışım hatta.
Bu yıl kuralı bozuyorum artık. Çünkü bu yıl, üç gün üç gece süren, o kadar coşkulu bir doğum günü geçirdim ki sizlerle yani ilk göz ağrım blogumun okuyucuları ile paylaşmaz isem olmaz :)
Kutlamalar bu yıl Yaso’m sayesinde bir hafta önce başladı :) Uzun zamandır hayalimde olan kurabiye kalıplarını, ben almadan sürpriz yapabilmek adına erkenden ulaştırdı elime ve ilk sevinç gözyaşları da o gün döküldü gözlerimden… Kalıpları bana ulaştıran sevgili Elif Hanım’da Facebook’ta; “nice mutlu yıllar” deyince sosyal alemde 2011 resmi kutlamaları başlamış oldu :)) Daha sonra Anneler günü vesilesi ile aile içi kutlamalarımız başladı :) Her yıl olduğu gibi, annem, anneannem ve ben Pazar kahvaltısında bir aradaydık ve karşılıklı hediyeleştik…
Salı günü sabah erkenden telefonlarım çalmaya başladı. Kıbrıs’tan canım kardeşim Gizem ve Almanya’dan çok sevgili arkadaşım Eya’cığımın cıvıl cıvıl sesleri ile başladım güne. Ofise gelince Eya’cığımın benim için hazırladığı bu melek günaydın dedi bana ekrandan!... Sonrasında sürekli çalan telefonum, mail kutumdaki sevgi dolu, esprili kutlama mailleri, mesajlar ve facebook’tan kelimenin tam anlamı ile yağmur gibi yağan yorumlar. Geçen yıl bana sürpriz yapan Yaso’m bu yıl davetli misafirimdi… Birlikte neşe içinde yediğimiz öğle yemeği sonrası tam pastamı kesmeye hazırlanıyorduk ki kapı çaldı. Elinde kocaman çiçeği ile güzel yürekli Necla abla idi gelen. Zamanlaması da süperdi :) Ben artık gülsem mi, ağlasam mı, ne yapsam hallerde şaşkın ördek gibi dolaşmakta idim etrafta :) Gündüz dostlarımla, akşam ailemle geçirdiğim şahane bir doğum günü yaşadım anlayacağınız.
Durun daha bitmedi :) Ertesi gün; pasta kursuna gelen cici öğrencilerim doğum günüm olduğunu bildikleri için ellerinde hediyelerle girdiler kapıdan içeri!! Onlara da söylediğim gibi bu yıl iki gün boyunca harika geçti, yeni yaşıma sayelerinde mutlulukla girdim ve hala da mutluluk sarhoşuyum. Hatta yazı bitince şöyle bir arkama yaslanıp okudum da nasılda hızlı hızlı, çocuksu ve acemice bir yazı olmuş dedim :) Ama yazıyı düzeltmemeye, geriye dönüp değişiklik yapmamaya karar verdim. O anda içimden ne geldiyse bu yazıda da o kelimeler olsun :)
Sevilmek, aranmak, özel günlerde hatırlanmak öyle güzel ki… Allah tüm sevdiklerime bu mutluluğu fazlasıyla yaşatsın diye dua ediyorum. Özel günler; eğer seni arayan birileri varsa özel diyorum ben, yoksa bir günün diğerinden bir farkı yok. İki gün boyunca ayaklarımı yerden kesen tüm dostlarıma, arkadaşlarıma, okuyucularıma binlerce kez teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, iyi ki hayatımdasınız…
Haftaya tatlı bir tarifle başlayalım taptatlı günlerimiz olsunnn ve accuk da hafif de bir tatlı olsun ki yuvarlanmayalım bu yaz dedim:)))) hihihihi hohoho:)
Bu hafta Yasocum ,Sevilcim ve benim için dolu dolu heyecanlı bir hafta olacak...Zaman çabucak geçti ve dostlarımla pazar günü Allah'ın izniyle hep beraber Bahara Merhaba Diyeceğiz:) Düşündükçe içimde kelebekler uçuşuyor inanın:) Zaten hep söylüyorum yer mekan bahane sohbet şahane diye:)
Çok heyecanlıyım çooook.
İnşallah pazartesi süper bir postla size herşeyi anlatacağımmmm:)
Şimdilik ben kelebeklerimle sağa sola uçuşayım siz de irmik tatlısıyla idare edin tamam mı ....:)))
Çok seviyorum hepinizi:)
İRMİK TATLISI
MALZEMELER:
1 Su Bardağı İrmik
4 Su bardağı süt
1,5 Su Bardağı tozşeker
2 çorba Kaşığı Hindistan cevizi
1 paket vanilya
Süslemek için, tarçın
YAPILIŞI:
Tencereye irmik,süt ve şekeri koyup karıştıralım.
Vanilya ve Hindistan cevizini de ilave edip orta ateşte koyulaşana dek pişirelim.
Servis yapacağımız kaseye döküp soğumaya bırakalım.
Soğuduktan sonra tarçınla süsleyip servis yapalım.
Haşhaşlı Revani Malzemeler;3 yumurta3/4 su bardağı toz şeker1 su bardağı sıvı yağ1 su bardağı yoğurt1.5 su bardağı irmik1/2 su bardağı un2 - 3 yemek kaşığı haşhaşKabartma tozuVanilya Şerbeti için;2.5 su bardağı toz şeker3 su bardağı su Yapılışı;Karşınızda Durumutfak'ın ilk şerbetli tatlısı... Yapamadığımdan değil, yemediğimizden:) Misafire yapmasam gene yapacağım yoktu... Ama güzel bir şerbetli
Yağ içerisinde kavrularak pişirilen sebze ve meyve yemeklerinin adına kalye denir. Meyve ve sebzeler kullanılarak hazırlanan kalye adı verilen yemekler, etli ya da etsiz olarak hazırlanabilir. Bunlardan bazıları, kereviz kalyesi, kabak kalyesi, sakız kabağı tavuklu kalye, patlıcan kalyesi, ayva kalyesi, havuç kalyesi gibi yemeklerdir. Etsiz hazırlanan kabak yemekleri fazla su kullanılmadan ağır ateşte 25 dakika sürede pişer. Tarifim; zeytinyağlı, domatesli kabak kalyesi ile ilgilidir. Sultan, bazen kabak kalyesini bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.
Neler Lazım dört kabak iki domates bir soğan bir kaşık pirinç yarım kaşık salça beş kaşık zeytinyağı karabiber, kimyon, tuz iki diş sarımsak dereotu Yapılması kabakları kabak soyucunun çentikli tarafı ile kazıyın ve doğrayın, domatesleri rendeleyin, soğan ve sarımsağı doğrayın yağ içinde soğanı kavurun, sarımsağı katın karıştırın üzerine salçayı katın kavurun, kabakları katın kavurun ardından domates, pirinç, 1 bardak sıcak su, karabiber, kimyon ve tuzu katın tuzunu ayarlayın, kapağı kapatın ağır ateşte kabaklar yumuşayıncaya kadar pişirin. üzerine dereotu serpin ve gönlünüzce servis edin. Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin. Sultan
HER KÖŞESİ AYRI ZEVKLİ BİR SOFRA… Evet, benim şu an bir mutfağım olmayabilir, misafir ağırlayamıyor ve sofra hazırlayamıyor, bu nedenle basit ofis yemeklerimi yayınlıyor da olabilirim. :) Ama konuk olduğumuz birbirinden güzel ziyafet sofralarını sizinle paylaşabilirim öyle değil mi? Maksat “gözümüz şenlensin ve hafta sonu ağırlanacak misafirlere yeni fikirler olsun” ise Necla Abla’nın sofrasından daha iyi bir örnek düşünemiyorum ben.
Necla abla’yı blogumu takip edenler artık çok iyi tanıyor. Onun kurduğu sofralar hem bin bir çeşidi ile hem lezzeti ile ve en önemlisi göz ziyafeti çekmesi ile dillere destandır. Şahsen ben kendisinin en fanatik hayranlarındanım :) Zaman zaman sohbet ederken, o kadar çok benzer yanımızı buluruz ki; “Necla abla acaba sen benim annem olabilir misin? hastanede bir karışıklık falan olmasın” derim :) Simetri ve düzen takıntımızdan tutunda, giysilerimizdeki sadeliğe ama yemeklerimizi tam tersi elimizden geldiğince süslememize kadar :) Benim zeytinyağlı kereviz yaparken havuçları çiçek kalıbı ile kesmem gibi o da mantıları çiçek kalıbı ile keser mesela :) Abant gezisinde, piknik yaparken sepetinden çıkarttığı, porselen kahve fincanları, ayaklı kadehler hala aramızda espri konusudur mesela :)
Geçenlerde beni arayıp, akşam çayına bekliyoruz dediğinde her zamanki gibi müthiş zevkli bir sofra ile karşılaşacağımızı tahmin ediyordum, sizinle paylaşacağım güzel kareler çekeceğimizi de ve yanılmadım… İşte sizlere çay sofralarınız için bilinen tariflere bile farklı sunum seçenekleri verecek; muhteşem zevkli bir Necla Abla sofrası daha…
Mercimek köftesini bilinen klasik sunumu yerine minik toplar şeklinde hazırlamıştı mesela… Bende yaptığımda fotoğrafını çekerken bu şekilde hazırlamaya karar verdim :)
Lezzetli bir patates püresi ile hazırlanan çanakların içini Meksika fasulyeli salata ile doldurmuştu. Bu süper fikride hemen not aldım, içi farklı farklı malzemeler ile doldurulmuş bir patates çanakları dosyası gelebilir pek yakında :)
Yufka ile hazırladığı ve çiçek kalıbı ile kestiği yağ mantısı hakikaten şahane idi. Mantıların servis saatine kadar yumuşamaması için; sarımsaklı soslu yoğurdu ayrı bir tabakta, mantıları ayrı bir tabakta bekletmişti. Bunu da en kısa zamanda deneyip sizinle paylaşmak istiyorum… Tabi benim en kısa zaman dilimimde :)
Nane likörlü elma tatlısı ise yemelik değil fotoğraflıktı sanki :) Bir tatlı bu kadar mı fotojenik olur :) Bu tatlının likör yerine gıda boyası ile hazırlanabileceğini de belirteyim. Daha önce pişirdiğim Elma Tatlısı’nı kırmızı ve yeşil gıda boyası ile pişirip, bir çocuk doğum gününde rengarenk hazırlayabilirim mesela :)
Kapanış fotoğrafı da Necla abla’nın ince zevkini yansıtsın istedim, sofradaki pek çok şey gibi bu çaydanlığı da görünce, eşime; “hemen çek hemen” dedim :) Necla abla’ya hem bu güzel sofraları hem verdiği fikirler ama hepsinden önemlisi neye elimi atsam verdiği sonsuz destek için minnettarım, bir kez de bu yazı ile teşekkür etmek isterim kendisine…
Davet Sofrası'ndan salatamız... Havuç Kabak Tarator Malzemeler;5 adet havuç3 adet kabak5 - 10 dal dereotu1.5 su bardağı yoğurt1/2 su bardağı süzme yoğurt1 diş sarımsakTuz Yapılışı;Kabakların ve havuçların tepelerini kesin, havucun kabuklarını soyun. Sebzeleri rendenin iri tarafıyla rendeleyin. Kabakları salatayı sulandırmaması için fazla suyunu sıkın. Ayrı ayrı tencerelerde birer kaşık sıvı
Mutfaklarımızda çiriş otu kullanılarak çorbası, etli veya etsiz yemeği, pirinç ve bulgur katkılı zeytinyağlı yemeği, pilavı, böreği, gözlemesi ya da yumurtalı, yumurtasız kavurması yapılır. Çiriş otu ile yapılan çoğu yemeklerin servisinde sarımsaklı yoğurt kullanılabilir. Tarifim; yoğurtlu, yumurtalı çiriş kavurması ile ilgilidir. Sultan, mevsiminde arada bir çiriş kavurmasını bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.
Neler Lazım bir kilo çiriş otu dört yumurta iki kaşık tereyağı bir kase yoğurt iki diş sarımsak tuz Yapılması çiriş otlarının kök kısmını kesin sapı üzerindeki saydam yaprakları çıkarın ayrılmış olan yeşil yapraklarını bol su içerisinde yıkayın, süzün ve doğrayın yumuşayıncaya kadar on dakika süre ile haşlayın, süzün ve sıkın tava içerisinde tereyağını ısıtın, üzerine yumurtaları kırın ve karıştırın yumurtalar piştikten sonra çiriş otunu ve tuzu'nu ilave edin, hafif kavurun ve sarımsaklı yoğurt ile gönlünüzce servis edin. Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin. Sultan
Düşünün şimdi canınız acayip kızartma istiyoooor...
Ama göbişiniz aklınıza geliyor, hatta gözünüzün önünde olduğu için aklınızdan hiç çıkmıyor...Moraliniz bozuluyor tabi....haklısınız:)
İşte Airfryer artık imdadımıza yetişti kızlar:)
Kızartıp kızartıp yiyelim...Sıfır yağ,sağlıklı,lezzetli ve hızlı....
Nereden mi biliyorummm:)
Geçtiğimiz haftalarda Onur Bey'in daveti ile The House Cafe Atelier’de düzenlenen, Mutfak Koçu Gülhan Kara’nın da katıldığı bir etkinlikte Philips airfryer'ı tanıma ve dostlarımla keyifli bir akşam geçirme şansını yakaladım.
Blogcanlarımla beraber Airfryer'da birbirinden nefis yağsız köfteler pişirdik de ondan biliyorum...
İnanın parmaklarımızı yedik.Patatesler de müthişti,sağa sola yamulmuyorlar piştikten sonra:)kuru kuru da gelmiyor baymıyor içimizi...Ketçaba bana bana yiyesiniz geliyor:)))
Ben kendi adıma çok beğendim ve sevdim valla...
Ortağım küçük Yaso'ya da buradan selamlarımı gönderiyorum:))))) Çok iyi bir ikili olduk,Ulvi bir görevi üstlendik ve beraberce gurmelik yaptık doya doya:)
Airfryer'ın tipi ,rengi çok güzel...kullanışlı,pratik,yormuyor sizi...Koy malzemelerini ,ayarla dakikasını...o tın tın pişerken siz başka bir iş yapın:)))
Mesela ben bugün biber kızarttım.Salatamı hazırlayana kadar biberlerim pişmişti:) Koku yok,yağ yok,mutfak temiz:))) Ayyy dedim bunca zamandır nerdeydin airfryer'cım:)
Şu an yeni oyuncağımla birbirimizi tanıma sürecindeyiz...Eminim harika bir ikili olacağız.Bu hafta kendimi ona adadım...Bakalım neler pişireceğiz beraber:)
Emre patateslerden çok memnun...yağsız olduğunun farkında bile değil:) Emre memnunsa zaten bizim memnun olmamamız imkansız:)))
Gerçekten anneler günü de yaklaşırken acayip güzel bir hediye alternatifi olabilir:) Önümüz yaz suçluluk hissetmeden bol bol kızartır yeriz:)))
Çok keyifli bir akşam geçirdim...
Fotoğraflara keyifle bakıyorum kaç gündür ...Hepimizin gözleri gülüyor:)
Demek ki neymişşşş airfryer hem gözü hem mideyi mutlu ediyormuş:))))Kıssadan hisse oldu:)
Gülhan Hanım'la tanıştığım için de inanılmaz mutlu oldum. Kesinlikle çok zarif bir hanımefendi...Mutfağa çoook yakışıyor,kendisini zevkle dinletiyor ve zevkle öğretiyor...Pozitif enerjisi müthişti...Keşke vakit daha uzun olsaydı daha çok beraber olsaydık:) Umarım en yakın zamanda tekrar beraber oluruz.
Bu keyifli organizasyon için Philips'e ve güleryüzlü ekip arkadaşlarına,Gülhan Hanım'a,Bersay İletişime,Onur Bey'e, The House Cafe'ye sonsuz teşekkürler ederim.
Davet Sofrası'ndan kek tarifimiz.... Vanilya Soslu Elmalı Altüst Keki Malzemeler;Elmalı Kat2 adet elma1 çay bardağı ceviz içi1 tatlı kaşığı tarçın1 yemek kaşığı toz şeker1 - 2 damla limon suyu
Kek3 yumurta1/2 su bardağı esmer toz şeker1/2 su bardağı toz şeker1 su bardağı süt3/4 su bardağı sıvı yağ1 çay bardağı yulaf ezmesi1 su bardağı kepekli un1 su bardağı normal un1'er paket kabartma tozu ve
NAMI-DİĞER; KÖLÜK AŞI… Bir önceki yazıda söz ettiğim, daha doğrusu söz verdiğim gibi ofis mutfağında pişen basit yemekleri paylaşmaya devam ediyorum :) Çorbayı az önce pişirdim, sıcak sıcak birer kase içtik eşimle. Sonra bir fincan çayımı aldım ve geçtim ekranın karşısına… Yani daha tadı damağımdan gitmeden yazısını yazıyorum :)
Kölük Aşı; Kilis yöresine ait bir tarif... Çok lezzetli, çok besleyici ve misafirlerinize ikram edeceğiniz kadar da zengin bir çorba… Kayınvalidem oldukça sık pişirir, hem bulgurlusunu hem pirinçlisini. Her seferinde tarif isterim, o da; “kızım ölçülü yapmıyorum ki, ne diyeyim” der :) Başında dikilip ölçüleri not almakta kısmet olmadı bir türlü. Bende yıllar içinde yapa yapa ve eşimin acımasız eleştirileri sayesinde kendime bir ölçü oluşturdum. Kimi zaman koyu dedi, kimi zaman şusu eksik, busu fazla :) Böyle böyle oturdu bizim evin Kölük Aşı :)
Bugüne kadar neden yayınlamadın? derseniz açıkçası çok basit bulmuştum. Normalde çok zor, atraksiyonlu tarifler yayınlarım, her gün mantı açar, cheesecake falan yaparım ya! Bu tarifi basit gördüm nedense :)) Sonra bir gün; Kurabiye Kursunda Hilal’ciğime ikram ettim bu çorbadan, pek sevdi iltifat etti, sonrada “mutlaka yayınlamalısın” diye fırçaladı beni :) Bende bu tarif yokluğunda tam zamanıdır diye düşündüm. :)
Yapımı bana göre hazır çorbadan daha kolay, kaynayana kadar devamlı karıştırma seremonisi bile yok, düdüklüye koy malzemeleri, pişsin gitsin. Ufak tefek notları da her zamanki gibi aşağıda belirttim.
Malzemeler
1 Su Bardağı Kırmızı Mercimek
2 Yemek Kaşığı (tepeleme) Pilavlık Bulgur
1 Tatlı Kaşığı Biber Salçası
1 Tatlı Kaşığı Tuz
7 Su Bardağı (1,4 Lt.) Su
2 Çay Bardağı Sıvı Yağ (Fındık Yağı kullandım)
1 Tatlı Kaşığı Kuru Nane
½ Tatlı Kaşığı Pul Biber
2 Tatlı Kaşığı Kimyon
Yapılışı
Kırmızı mercimeği akan suyun altında iyice yıkayın ve süzün.
Düdüklü tencereye mercimeği, bulguru, tuzu, salçayı ve suyu koyun. Salçayı mümkün olduğunca suyun içinde eritin.
Orta ateşte buharı çıkıncaya kadar, buhar çıkınca ateşi kısıp; 7 dk. pişirin.
15 dk. sonra buharını çıkartıp, tencerenin kapağını açın.
Küçük bir tavada sıvıyağı kızdırın.
Kızgın yağı, çorbanın üzerine ekleyin ve çırpma teli ile karıştırın.
Nane, pul biber ve kimyonu da ekleyip karıştırın.
Çok fazla bekletmeden servis yapın.
Notlar;
Çorbanın kıvamı gözünüze koyu görünürse bir miktar kaynar su ekleyerek açabilirsiniz.
Aynı şekilde tuz miktarını da damak zevkinize göre azaltıp, arttırabilirsiniz.
Yağ miktarı gözünüze biraz fazla görünebilir ama en azından ilk denemede orijinal hali ile yapın derim, mercimek yağı pek sever :)
Salçayı suyun içinde mutlaka eritin, yoksa düdüklü tencerede erimeyip, koyduğunuz şekli ile kalabilir.
Çorbayı el blenderından ya da mikserden geçirmeyin.
Ben; Karaca düdüklü tencere ile pişirdim. Buharı çıkınca, ateşi kısıp, düğmesini 2 no'lu seçeneğe getirdim. Siz kendi düdüklü tencerenize göre süreyi ayarlayabilirsiniz.
Yazmam gereken o kadar çok şey var ki vah ki vah bana...İpin ucunu kaçırınca da cezaya dönüşüyor sanki post hazırlamak:)
Kumanda panelime de bir haller olmuş zaten:( ne nerede bulmak gıcık etti beni:) stres oldum resmen,hiç de beğenmedim bu halini aramızda kalsın:)
Eski kumanda panelimiz daha bir kullanışlıydı sanki,alışırım inşallah çabuçak:)
Bugün aslındaaaa güzel bir haber vereceğim size....
Ben bu ayyyy Kırmızı Dergisi Mayıs ayı sayısındayımmmm:))) Çay saatiyle huzurlarınızdayım:)
İnanlmaz heyecanlı ve güzel bir anı oldu benim için. En güzeli de herşey olup bittikten sonra dergiyi elime alıp vaayyy dediğim an oluyor:)))) İçim içime sığmıyor:)
Bu defa Ayşenciğimle tam vapura binecekken... bayide dergiyi görüp panter edasıyla üstüne atladım hemen:))))beraber paylaştık bu sevinci arkadaşımla:)))) Pek romantikti:))))
Biz Bu mudurrrr budurrrrr dedik:)
Umarım sizler de beğenirsiniz blogcanlarım:)))
Bugünün anlam ve önemine uysun diye kıpkırmızı bir çorba tarifi vereceğim size:)
Geyiği bozmayalım ve söylemeden geçmeyelim bu çorbayı kim buldu bilmem amaaaa dermişimmm siz de gülermişsiniz:)))
Biz karıkoca çok seviyoruz bu çorbayı,denemediyseniz tavsiye ederim:)
Malzemeler:
3 Adet Kırmızı Biber 3 Adet Közlenmiş Kırmızı Biber 1 adet havuç 1 yemek kaşığı ayçiçek yağı 1 yemek kaşığı un 1 yemek kaşığı acıbiber salçası 2 diş sarımsak tuz,karabiber,pulbiber 5-6 bardak kadar su
Yapılışı:
1 yemek kaşığı sıvıyağda sarımsağı ve unu hafifçe kavuruyoruz. Havucu rendeleyip,biberleri küp doğruyoruz karıştırıyoruz. salçayı ve baharatları ilave edip suyumuzu ekleyip 15 dakika kadar pişiriyoruz. Çorbamızı blenderdan geçirip 5 dakika kadar daha pişirip servise hazır hale getiriyoruz.