KIRMIZI BEYAZ VE SEVGİ DOLU BİR SOFRA...
Söylemiştim değilmi? Benim depresyonum bile kendime has, ayran gönüllüdür diye :)
"Bakmayın böyle konuştuğuma, bir kaç güne güneş açar, kendime gelir, evin en sevdiğim bölümü olan mutfağa dönerim" dememişmiydim ?
İşte camdan vuran güneşin, sol omzumu tatlı tatlı ısıttığı, harika bir günde, tekrar pıtır pıtır tuş sesleri var odanın içinde :)
Cumartesi günü, kendimi mutfağa kilitleyip, altı saat terapi yaptım :)
Sevdiklerimizi yemeğe davet edip, eskiden olduğu gibi yeni yeni tarifler denedim.
Stok yaptım anlayacağınız :) ara vermeden de arka arkaya yayınlayacağım hepsini...
Sıkıntılı ruh halimin, bu kadar çabuk beni terketmesinin tek nedeni güneş değil tabiki, hatta güneş en küçük kısmı :)
En büyük nedeni; "hey Müge, silkelen ve kendine gel" diyen sizlersiniz.
Bir önceki yazı'ma bıraktığınız ve okurken hepside gözlerimi dolduran yorumlarınız, dualarınız, güzel dilekleriniz, yorum yetmez diyerek özel olarak gönderdiğiniz mailler, msn ile yolladığınız kısa ama beni çook mutlu eden mesajlarınız, bloglarınızda bana layık gördüğünüz ödüller...
Ne diyebilirim ki ?, duygularımı sizlere hissettirebilecek kelime yok gibi, ne desem, ne söylesem az görünüyor gözüme.
Çok ama çok teşekkürler iyiki varsınız, iyiki bir blogum var, kendimi yanlız hissetmem mümkün değil sayenizde.
Oyy, çok duygulandım yine, ağlamaya başlamadan soframızdakilere geçeyim :)
Sofradaki çeşitleri arşivimin düzenli olması için, ayrı ayrı yazılarda yayınlayacağım.
Ekmek tabağı üzerine bir kaç şey söylemek istiyorum ama :)
Eskiden dışarda yemek yerken, ekmek tabağı fikri bana biraz saçma gelirdi açıkçası, ne gerek var diye düşünürdüm.
Şimdilerde fikrim değişti :) Yemek yerken ekmeği ya yemek tabağımızın kenarına bırakıyoruz, yada masa örtüsünün üzerine. Hem hoş bir görüntü olmuyor, hemde örtüye ekmek kırıntısı dökülüyor. Bence de ekmek tabağı olması gereken bir obje artık :)
Kısacası, herhangi bir şey sofra kuralı haline getiriliyor ve uygulanıyorsa boşa değilmiş :)
Sofralar da; herhangi bir işlevi olmayan, sadece süs amaçlı objeler kullanmaktan, pek hoşlanmıyorum biliyorsunuz, işlevsel ve sade sofra dekorasyonlarını seviyorum.
Bu aralar, çatal bıçağı kullanmadığımızda, örtüye bırakmak yerine, üzerine koymak için yapılan minicik aparatlar gözüme çarpıyor mağazalarda ve onlarda gözüme çok kullanışlı gözükmeye başladı.
Ekmek tabağından bile gerekli aslında, yağlı çatal bıçakları, servisimiz değişirken masaya bırakmak yada elimizde tutarak beklemek yerine.
Edinmek lazım kısa zamanda :)
Soframızdakiler;
- Yayla Çorbası
- Garnitürlü Patates Püreli Tavuk Sarma
- Mısırlı Pirinç Pilavı
- Çıtır Paneli Muska Böreği
- Közlenmiş Biberli Patlıcan Rulo
- Mevsim Salata
- Çekirdekli Tam Buğday Ekmeği
- Mini Tiramisu
Sofrada kullanılan, yemek ve servis takımı; KRC.... Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli).... Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş (Şişli).... El işi runner; özel dikim (anneannem).... Mini ekmek sepeti; Eminönü.... Kırmızı peçeteler; Ikea.... Sürahiler ; Paşabahçe.... Kırmızı kadehler; Mudo Concept.... Peçetelikler; Müge....
0 yorum:
Yorum Gönder