Banner 468 x 60px

 

29 Haziran 2009 Pazartesi

Akşam Yemeği Sofrası

0 yorum
KMTN5446-2

DİDEM'DEN YENİ GELİN SOFRASI :)
Bir önceki yazıda; "karpuz-peynir sezonunu açtık, öyle ahım şahım tarifler beklemeyin bir süre" demiştim :) Tamam dedim ama ben yapmayacağım dedim, yemeyeceğim demedim ki :)
Davete icabet esastır bizde :)
Fotoğrafta görülen rengarenk, cıvıl cıvıl sofrayı Didem'ciğim hazırladı bizim için. Sofranın, daha doğrusu bir araya gelmemizin iki güzel nedeni vardı o akşam (sadece nedenler olduğunda bir araya gelmiyoruz tabi, Uno oynamak genellikle en önemli nedenimiz :)
Birincisi; Didem'in biricik aşkının doğum günü olmasıydı, ikincisi ise yaklaşık bir ay önce evlenen yakın arkadaşlarımızın yemeğe alınması gerekliliği idi :)
Biliyorsunuz adettir, yeni evli çiftler, akrabaları ve dostları tarafından kahvaltıya yada yemeğe alınır, ben kalabalık kahvaltı davetimizde üzerimdeki yükün bir kısmını attım, ama o sayılmaz, sadece onları yemeğe alacağız bir akşam :)
Damat bey her ne kadar, "niye tüm cümleler yeni gelin diye kuruluyor, yeni gelin sofrası, gelin el öpmesi, bende damat oldum !" diye sitem etsede, bu böyle :)
Ben gelinimizi ilk gördüğüm günden beri kendisine "cici" diyorum :) Onu tanımayanlar, başta buna anlam veremesede, tanır tanımaz, "haklıymışsın Müge" diyor. O kadar şirin ki, insanda sürekli dizine yatırıp sevme isteği uyandırıyor :)

Didem'in Köfteleri :)

Didem'ciğim o akşam kelimenin tam anlamı ile döktürmüştü, bir çok çeşit hazırlamıştı ve hepsinde de klasik tariflere modern dokunuşlar vardı, zeytinyağlı barbunya'ya tarçın eklemek gibi. Hepside birbirinden lezzetli idi.
Ama beni asıl cezbeden sofranın renkleri oldu, herkes çok acıktığı için, gerekli ışık düzeni kurulamadı :) bu yüzden tam yansımadı ama kırmızılar, maviler, sarılar her objesi çok şeker bir sofra idi.
Didem; bir sonraki kurduğum sofra bunun taklidi olacak haberin olsun :)

Soframızda neler mi vardı ?
  • Ballı ve Baharatlı Tavuk
  • Kimyonlu Misket Köfte
  • Sebzeli Risotto
  • Zeytinyağlı Barbunya (Tarçınlı)
  • Yoğurtlu Semizotu Salatası
  • Mevsim Salata
  • Kırmızı Biber Sarması
  • Patlıcan Salatası

Didem'in Pilavı

Çeşitlerin hepsi çok lezzetli idi, ama beni patlıcan salatası bitirdi, Pınar'ı ise risotto :) İçindeki enginar kalbi, bezelye, mısır, renkli biberler ve dereotu ile çok zengin bir yemekti. Sofrada nefes almadan yediğim, sonrasında da oyuna dalıp tarifleri not almadığım için çok kızdım kendime ama ilk fırsatta alacağım hepsini :) Didem'ciğim bir kez daha ellerine sağlık şekercim.

Yasomun pastası

Yazının en başında, o akşam toplanmamızın iki nedeni vardı; birincisi, "Didem'ciğimin biricik aşkının doğum günü olması" demiştim. İkinci nedenden uzun uzun söz edip, Hakan'dan söz etmemek olmaz. Sevgili arkadaşımız kendisine yapılan bu sürpriz doğum gününe hem çok şaşırdı hem de çok sevindi, bunda en büyük pay ise gecenin yıldızı olan, deyim yerinde ise ortalığı yıkıp geçen doğum günü pastası idi !

Pasta, tüm detayları ile olağanüstü idi, konusu, figürleri ve en önemlisi lezzeti ile. Benim içinde çok anlamlıydı, çünkü Yaso'ma verdiğim ilk siparişti :) Yaso beni yanıltmadı, bütün gece duyduğum övgüler ile gururlanmamı sağladı. Pastanın öyküsünü, Yaso'cuğumun neşeli kaleminden okumak için (hatta yorumları da okuyun bence) sayfasını tıklayabilirsiniz.

Benzer Tarifler;

Devamını Oku...

26 Haziran 2009 Cuma

Kahvaltı Sofrası

0 yorum
Mavi Kahvaltı Sofrası

MAVİ BEYAZ DOSTLUK SOFRASI...
Son zamanlarda blogumu oldukça ihmal ediyorum değil mi? Hem tarifler arasındaki süre uzuyor, hem de deyim yerinde ise adam akıllı bir tarif pek yok.
Nedenler belli; havaların ısınması yüzünden karpuz-peynir döneminin başlaması, kendimize uydurmasyon :) misafirlere de daha önce yaptığım ve blogumda yer alan yemekleri hazırlamam, ülkenin hatta dünyanın içinde bulunduğu tatsızlığın, artık hepimize yansımış, hayatlarımızın baş köşesine yerleşmiş olması :( gibi...
Geçtiğimiz haftalarda, evde olmanın etkisiyle bir çok deneme yaptım aslında. Ay çöreği, ekler pasta, sütlü nuriye, yulaflı beze, kayısı püreli muhallebi hatta mantı
ve çiğ börek... Evet evet yanlış duymadınız :) hemde sahicisinden yalancısı değil.
Hemen hepside tattırdığım kişiler tarafından beğenildi, ama ya fotoğrafı çekilemeden bitti, ya fotoğrafı beni mutlu etmedi yada bir kaç deneme daha yapıp iyice oturtayım tarifi dediğim için beklemedeler :)
Evde olduğum sürede uzun zamandır yapmak istediğim şeyi yaptım bol bol, misafircilik oynadım :) Arkadaşlarımı ağırladım, ben onlara gittim, annemle hafta içi çarşı pazar keyfi yaptım.
Hele canımın içi Yaso'm ile misafirciliği iyice abarttık, çarşamba o bana geldi, cuma ben gittim. Yetmedi, hafta sonunun tamamını birlikte geçirdik ! Yinede doyamadık birbirimize :)
Fotoğraftaki sofra, Yaso için hazırladığım mavi beyaz sofra. Her zamanki gibi az çeşitli ve sade. Ama "herkese özeniyorsun bana gelince dilimleyiveriyorsun" dediği için, kaşar peyniri bile çiçek kalıbı ile kesildi :)
Klasik kahvaltı çeşitleri, patlıcanlı börek, sucuklu yumurta, sertleşmiş tahin yüzünden biraz ceviz katarak uydurduğum yalancı yaz helvası, salçalı ezme ve ev yapımı ekmek vardı soframızda. Kahvenin yanında ise vişneli muhallebi.
Geçen yaz olduğu gibi, yaz rehavetine kapılıp, uzun bir ara vermek yerine, aralıklı da olsa tarif paylaşmayı sürdürmek istiyorum bu yaz, umarım gerçekleştirebilirim.
En kısa zamanda yayınlamak istediklerim ise; sütlaç tarifine gelen yorumda istenen "muhallebili kadayıf" ve "geçen yaz, annem yazlıktan dönsün, yaptırıp yayınlayacağım dediniz ama hala irmik helvası tarifi bekliyorum" diyen sabırlı okuyucum için :) irmik helvası.
Şimdilik kısa bir ses vereyim istedim, gerisi için hayırlısı diyelim :)

Benzer Yazılar;
Devamını Oku...

23 Haziran 2009 Salı

KISIR

0 yorum
Herkese kocamannnn sevgi dolu merhabalar:))


Günlerdir oğlumla beraber şiddetli soğuk algınlığıyla mücadele ediyoruz. Önce Emre'm hastalandı, hemen arkasından da ana yüreği tabi dayanmadı veee ben hastalandım:)))...

ikimiz de perperişan olduk.
Emre şu an daha iyi ama ben hiiiiç dinlenemediğim için hala hastayım:(((
Hasta olup da evi çekip çekirmek, çocuğa bakmak çok zor çook:(((
Acayip halsiz ve keyifsizim fakat iştahımda hiç bir sorun yok her zaman ki gibi:(((
Hani bazen derler ya çook hastayım canım hiç birşey yemek istemiyooor....
şu cümleyi hiiiç ama hiiiiç kullanamadım hayatım boyunca:)))
Sinir oluyorum kendime sinir.....hasta hasta canım birde kısır çekmez mi!!!!
Hayır Zeynep, hayır Zeynep diye diye, ayaklarımı sürüye sürüye mutfağa zor attım kendimi ve en acilinden bir kısır yaptım kendime:)))
Şifa niyetine de bir güzel yedimmmmm:) Ohhh afiyet olsun Zeynep sana:)))

Umarım biran önce iyileşip,güzel bloglarınızı ziyaret edebilirim.

Hepinizi çok çok çok öpüyorum ve tarife geçiyorum...




MALZEMELER:

1 su bardağı ince bulgur

1/2 demet yeşil soğan

1/2 demet maydanoz

1/2 demet dereotu

1 yemek kaşığı domates salçası

1 yemek kaşığı biber salçası

1 adet limon suyu

tuz

zeytinyağı

nar ekşisi

karabiber

pulbiber

kimyon vs. baharatlar

sıcak su



YAPILIŞI:

İnce bulguru geniş ve kapaklı bir kaba alalım.

Üzerini biraz geçecek kadar sıcak su ilave edip kapağı kapatıp 15 dakika kadar bulgurların şişmesini bekleyelim.

Bütün yeşilliklerimizi iyice yıkayıp ,ince ince doğrayalım.

şişen bulgurlarımıza salçayı ilave edip güzelce karıştırıp,yeşilliklerimizi ilave edelim.

tuzumuzu,baharatlarımızı,limonumuzu,nar ekşimizi ve zeytinyağımızı da dilediğimiz kadar ekleyip tekrar karıştıralım.

Kısırımız servise hazırdır.


AFİYET , BAL OLSUN...

SEVGİLER , ÖPÜCÜKLER veee SAĞLIK DOLU GÜNLER:)

KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN.



Devamını Oku...

22 Haziran 2009 Pazartesi

Vişne Soslu Muhallebi

0 yorum
Vişneli Muhallebi

VİŞNE SOSLU YALANCI TAVUK GÖĞSÜ...
Havaların ısınması ile birlikte, tatlı denildiğinde artık aklıma sadece dondurma, mozaik pasta, parfe geliyor...
Hamurlu tatlılar, çikolatalı pastalar bir kaç ay bekleyecek tarafımdan yapılmak üzere :)
Vişneli tatlıyı, her zamanki gibi "ani gelen" :) misafirler için uydurdum.
Ama o kadar çok beğenildiki, sonraki günlerde bir kaç kez haberli gelen misafirler için bile yaptım. Hatta hafta sonu aynı tatlının kayısılı versiyonunu yaptım. O da çok güzel oldu, tarifi bir sonraki yazıda...
Tarif inanılmaz pratik, toplam hazırlanma süresi yaklaşık yarım saat. Dinlenmesi de hesaba katılırsa, işten eve gidince akşam dokuz gibi çaya gelecek misafirler için serin serin ve çok iltifat toplayan bir ikram. (tecrübe ile sabittir :)
Tatlıyı eğer, benim yaptığım gibi dilim şeklinde ikram edecekseniz, tarifte belirttiğim gibi yani mikser ile uzun süre çırparak hazırlayın. Tek tek kaselerde yada kuplarda ikram edecekseniz ve kıvamının muhallebi, puding gibi olmasını isterseniz, mikserle hiç çırpmadan direk kaselere dökebilirsiniz.
Ben, her seferinde, vanilyalı pastacı kreması tarifimi kullandım. Siz damak zevkinize göre, diğer krema çeşitlerini de yapabilirsiniz, yöntem hep aynı yalancı tavuk göğsü gibi kıvamlı olsun isterseniz mikserle çırpmak, puding gibi olsun derseniz çırpmamak :)

Malzemeler

Muhallebi tabanı için;
  • 3 Su Bardağı (600 ml.) Süt
  • 1 Çay Bardağı Un
  • 2 Çay Bardağı Şeker
  • 2 Tatlı Kaşığı Mısır Nişastası
  • 2 Adet Yumurta Sarısı
  • 1 Paket Vanilya
  • 1 Adet Limon Kabuğu (rendelenmiş)

Vişneli kat için;

  • 1,5 Su Bardağı Vişne (çekirdeksiz)
  • 1 Su Bardağı (200 ml.) Su
  • 1 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Mısır Nişastası
  • 4 Yemek Kaşığı (Tepeleme) Şeker

Yapılışı

  • Muhallebi malzemelerini (vanilya hariç), orta ateşte çırpma teli ile sürekli karıştırarak pişirin. Kaynamaya başlayınca ocağı kapatın ve vanilyayı ekleyin. Mikser ile en az 5 dk. muhallebi ılınıncaya kadar çırpın. Hafifçe sudan geçirip, süzdüğünüz bir kaba (ben 30 cm.lik tart kalıbımı kullandım) dökün. Oda sıcaklığında soğumaya bırakın.
  • Muhallebiniz soğuyup, üzeri hafifçe kaymak tutarken, vişneli püreyi hazırlayın.
  • Vişneleri, rondodan geçirerek püre haline getirin. Diğer malzemeleri ekleyin ve sürekli karıştırarak orta ateşte pişirin. Kaynamaya başayınca, ateşi kısın ve 4-5 dk. arada sırada karıştırarak pişirin. Püreyi soğumasını beklemeden, muhallebinin üzerine yayın ve oda sıcaklığında soğumaya bırkın. Soğuyunca, buzdolabına kaldırın ve en az 2-3 saat, mümkünse 1 gece dinlendirip, servis yapın.

Vişneli Tatlı

Bu tatlıyı, biraz daha uğraşarak isterseniz hafif bir pasta yada çakma cheesecake :) haline getirebilirsiniz. Nasıl mı?

  • Muhallebinin altına, bir kat hazır yada ev yapımı pandispanya koyup, hafifçe şekerli su ile ıslatın ve önce muhallebiyi, sonrada meyveli püreyi yayın.
  • Buzlukta, parça kekleriniz varsa, aynı truf yapar gibi hazırlayın, (kekleri rondodan geçirip, süt, krema yada biraz muhallebi, puding vs. ile yoğurun.) kalıbın tabanına yayıp, elinizle iyice bastırın, daha sonra muhallebi ve meyveli püreyi yayın.
  • Kedi dili, Pötibör yada yulaflı bisküvileri, bir fincan ılık şekerli suya yada kahveye batırıp çıkararak, kalıbın tabanına dizin, daha sonra muhallebi ve meyveli püreyi yayın.
  • Yulaflı bisküvileri rondoda toz haline getirin, bir parça erimiş tereyağı ile yoğurun. Karışımı kalıbın tabanına yayın ve elinizle iyice bastırın. Daha sonra muhallebi ve meyveli püreyi yayın.

Benzer Tarifler;

Devamını Oku...

18 Haziran 2009 Perşembe

Baklava Yufkası ile Patlıcanlı Börek

0 yorum
Patlıcanlı Börek

HER BÖREĞE UYGUN BİR HARÇ...
Benim iki tane börek harcım vardır, gözüm kapalı yaptığım, hemen her tür böreğe yakıştırdığım. Biri sosisli - mantarlı, diğeri patlıcanlı. Her ikisine de domates, biber de eklerim.
Bu iki harcı son zamanlarda, baklava yufkası ile de denedim. Ama çok memnun kalmadım, lezzet olarak güzeldiler ama baklava yufkası çok ince olduğu için, sanki börek yiyormuş gibi değilde sadece harç yani sote yiyormuş hissi verdi.
Hatta bu yazımda, biraz bahsetmiştim, sosisli mantarlı böreği anlatırken.
Patlıcanlı harcı; katmer poğaça hamuru ile, klasik poğaça hamuru ile ve milföy hamuru ile denedim. Hepsi birbirinden başarılı ama en güzel klasik yufka ile oluyor. En iyi sarım şeklide biraz kalınca sigara böreği şeklinde.
Hatta evde börek hamuru açan hamarat hanımlar; sözüm size, eminim en güzel o şekilde olur ama ben daha küçüğüm büyüyünce yapacağım onu da :)

Malzemeler (16 Adet börek için)
  • 3 Adet İnce Uzun (Kemer) Patlıcan
  • 2 Adet Çarliston Biber (yada tatlı sivri biber)
  • 1 Adet (Küçük) Domates
  • 1 Adet (Orta boy) Soğan
  • 3 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
  • 1 Tatlı Kaşığı Biber Salçası (isteğe bağlı)
  • 2 Adet Yufka

Yapılışı

  • Öncelikle patlıcan ve biberleri közleyin. (Ben fırının ızgara bölümünde közlüyorum) Kabuklarını soyun ve minik minik doğrayın.
  • Soğanı yemeklik, minik minik doğrayın, sıvı yağ ile orta ateşte, 3-4 dk. pembeleşip, şeffaflaşıncaya kadar kavurun.
  • Domatesin kabuklarını soyun ve minik minik doğrayın, kavrulmuş soğana ekleyin, kısık ateşte domatesler eriyinceye kadar 2-3 dk. pişirin.
  • Salçayı, patlıcan ve biberi ekleyip, 1-2 dk. karıştırarak pişirin.
  • Hazırladığınız harcı soğumaya bırakın.
  • Yufkayı sekiz eşit parçaya bölün. Geniş kısmına bir yemek kaşığı kadar harç koyun ve biraz genişçe, sigara böreği sarar gibi sarın.
  • Hafifçe yağlanmış, tepsiye dizin. Üzerine yumurta sarısı sürün ve susam serpin. 180 derecede ısıtılmış fırında 25-30 dk. üzeri ve altı turuncu renk alıncaya kadar pişirin.

Not 1: Böreği vaktiniz var ise, yumurta sarısı sürmeden önce buzdolabında 4-5 saat, hatta bir gece bekletin. Pişireceğiniz zaman, yumurta sarısı sürüp fırına verin. Sadece bu börek için değil, tüm börekler için aynı şey geçerli, buzdolabında dinlenmiş böreğin tadı gerçekten çok farklı oluyor.

Not 2: Baklava yufkası ile peynirli börek yazısına; "yufkanın markası nedir?" şeklinde pek çok yorum geldi. Bir kaç farklı marka denedikten sonra, ben "Yuka" marka baklava yufkasında karar kıldım. İnceliği ve lezzeti bence çok güzel. Sizlere de gönül rahatlığı ile öneririm.

Devamını Oku...

16 Haziran 2009 Salı

HAVUÇLU VE ZENCEFİLLİ KEK

0 yorum

Eminim 2,5 yaş sendromunu yaşamış olan,belki yaşayan bir sürü kişi var aramızda...ne biçim bir durumdur bu böyle...Hayatımın en sıkıntılı dönemi diyebilirim size.

Ah ah... tam Emre büyüyor,rahat nefes alacağız derken bir sendromumuz eksikti...Öyle zor günler geçiriyoruz ki anlatamam size...zaten iştahsızdı şimdi hiç bir şey yediremez oldum. Sadece tost,pirinç pilavı,puding ve arada bir kek....

Herşeye tadına bakmadan hatta görmeden pissss diyor.

Nereden öğrenmiş hiç anlayamadık. Birde suratını ekşitmiyormu saçlarım diken diken oluyor inanın.

Aramızdaki diyolog sürekli şu şekilde gelişiyor ve devam ediyor...

Zavallı Ben: Oğlum gel üstünü değiştireyim bak çok kirlenmiş....

Sendromlum: Hayııııırrrr çooook güsellllll, ciciiiiii

Zavallı Ben: Oğlum hadi dışarı çıkalım hava çok güzel yürüyüş yapalım

Sendromlum: Hayııııırrrr hava çok soğuk

Zavallı Ben: Oğlum hadi artık evimize gidelimmmmm yarın yine geliriz....

Sendromlum: Hayırrrrrrrrr..... ciyaaaakkkkkk

Nasıl savaşıyoruz anlatamam size...herşeyin tam tersini yapıyor,hiç ama hiç bizi dinlemiyor...sürekli kendini kanıtlama durumunda.

Araştırdığım kadarı ile üzerine gitmemeli ve onunla tatlı tatlı iddialaşmadan orta noktayı bulmamız lazımmış... Bu süreçte hangi sakinleştiriciyi kullanmam konusunda hiç bir tavsiyede bulunmamışlar ama:))) Bazen ne yapacağımı bilemiyorum inanın ,oturup hüngür hüngür ağlayıp rahatlıyorum...öyle yorgun hissediyorum ki kendimi... Geçecek bu günler inşallah deyip eşimle birbirimizi sakinleştirmeye çalışıyoruz.

Geçecek değil mi arkadaşlar?...

Aşağıdaki kekte Emre bey'in belki canı çeker de yer diye yapılmış olup,kendisinin iyi tarafına denk gelip koca bir dilim yemesi ile favorilerimiz arasına girmiştir...


Malzemeler:

3 yumurta
2 su bardağı şeker
3 su bardağı un
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvı yağ
1 tatlı kaşığı karbonat
(ben 1 pk. kabartma tozu kullandım)
2 tatlı kaşığı tarçın, 2 tatlı kaşığı toz zencefil
2 su bardağı havuç rendesi
1 su bardağı ceviz (1/2 Su bardağı kullandım)


HAZIRLANIŞI:


Yumurta ve şekeri köpük köpük olana dek çırpıyoruz.

yağı ve yoğurdu ilave edip çıpmaya devam ediyoruz.

Diğer bütün malzemeleri de yavaş yavaş ilave edip önceden ısıtılmış 160 derece fırında 40-45 dakika kadar pişiriyoruz.

NOT:Şeker oranı bana çoook fazla geldi.

Bir dahaki sefere 1,5 bardaktan biraz az ilave edeceğim.

Pamuk pamuk bir kek oldu:)

Umarım beğenirsiniz.

Tarifi tarçının mutfağından aldım.Orjinalini görmek isterseniz eğer burada ;



AFİYET, BAL OLSUN.



SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER :)
Devamını Oku...

12 Haziran 2009 Cuma

Baklava Yufkası ile Peynirli Börek

0 yorum
Peynirli Börek

ÇITIR ÇITIR BİR LEZZET :)
Baklava yufkasına öyle bir alıştımki, diğer yufka gözüme çok kalın gözüküyor artık :) Tabiki klasik yufkanın yeri her zaman ayrı ama baklava yufkası da inceliği, çıtırlığı ile gönlümü fethediyor. Baklava yufkası deyip geçmeyin, onda da çeşitli markalar var, hele bir tanesi o kadar kötü ki, burada isim söylemeyeceğim ama firmaya bir mail yazmayı planlıyorum.
İlk defa alacaksanız, etrafınızda daha önce kullanmış ve memnun kalmış kişilere danışabilirsiniz, ben öyle yaptım :)
Baklava yufkası ile hemen her çeşit börek çok güzel oluyor ama ben en çok kıymalı üzümlü Karaköy tarzı olanı seviyorum. Peynirli de ben, eşim ve misafirler tarafından çok beğenildi.
Patlıcanlı da yaptım bir kaç kez ama fotoğrafı çekilemeden bitti :)
Peynirli börekte, beyaz peynirin yanısıra kelle (mihaliç) peyniri kullandım. Tek başına oldukça yoğun kokusu olan bir peynir, bu nedenle beyaz peynir ile karıştırdım. Çok güzel oldu. Siz daha hafif olsun isterseniz, beyaz peynire kaşar peyniri rendesi yada lor ekleyebilirsiniz. Beyaz peyniri tek başına kullanacağım derseniz yağsız, erimeyen bir peynir kullanmanızı öneririm.

Malzemeler (16 adet için)
  • 8 Adet Baklava Yufkası
  • 4-5 Yemek Kaşığı (ezilmiş) Beyaz Peynir
  • 3-4 Yemek Kaşığı (rendelenmiş) Mihaliç Peyniri
  • 7-8 Dal Maydanoz
  • 1 Kase Yağlı Su
  • 1 Adet Yumurta Sarısı ve Susam (üzeri için)

Yapılışı

  • İki baklava yufkasını üst üste koyun ve üzerine fırça ile yağlı su sürün.(Yağlı suyu yarım su bardağı su 2-3 yemek kaşığı sıvı yağ ile hazırlayabilirsiniz)
  • Ezilmiş peynirleri ve kıyılmış maydanozu karıştırın.
  • Yufkanın üzerine iki yemek kaşığı kadar harçtan serpiştirin.
  • Yufkanın geniş tarafından başlayarak, çok sıkı olmayacak şekilde rulo yapın. Dört eşit parça halnde kesin.
  • Hafifçe yağlanmış tepsiye dizin. (Baklava yufkasında pişirme kağıdı kullanmamanızı öneririm) Üzerine yumurta sarısı sürün ve susam serpin.
  • 180 derecede ön ısıtma yapılmış fırında, 25-30 dk. üzeri ve altı turuncu oluncaya kadar pişirin.

Benzer Tarifler;

& Baklava Yufkası ile Kıymalı Börek

Devamını Oku...

9 Haziran 2009 Salı

ÇİKOLATA SOSLU CHEESECAKE

0 yorum
Bu nefis cheseecake tarifim ne zamandır aklımdaydı, sonunda dün sabah tamam dedim bugün seni pişirip yarın da afiyetle yiyeceğimmmm:)))

Hiç hayal kırıklığına uğratmadı beni sağolsun:)))

Kesinlikle çok hafif ve nefis bir tarif oldu.Sıcak yaz günleri için nefis bir lezzet,tavsiye ederim.

Bir dahaki sefere limon kabuğu vs. de eklemeyi düşünüyorum. Değişik versiyonlarını da paylaşacağım inşallah sizinle:))))

Hepinize şeker tadında günler dilerim:)

Buyurun tarifime;


MALZEMELER:

tabanı için,

2 paket burçak bisküvi
3 yemek kaşığı becel margarin

içi için,

1 paket krema
2 paket labne peynir
3 adet yumurta

1 su bardağı tozşeker
1 paket vanilya
2 yemek kaşığı söke un

sos için;

Dr. Oetker çikolata sosu
2,5 bardak süt


YAPILIŞI:

Bisküvilerimizi rondodan geçirip toz haline getiriyoruz.
margarinimizi eritip toz bisküvilerimizle karıştırıyoruzve kelepçeli kalıbımızın dibine döşüyoruz.Tabanımız hazır:)
içi için; oda ısısındaki yumurtalarımızı tozşekerle iyice köpük köpük olana dek çırpıyoruz.
diğer malzemeleri de yavaş yavaş ekleyip onları da çırpıyoruz. bisküvilerimizin üzerine döküp önceden ısıtılmış 170 derece fırında 50 dakika kadar üzeri sertleşene kadar pişiriyoruz.Soğuduktan sonra dolaba kaldırıp mümkünse 1 gün bekletiyoruz.
Bol çikolata sosla servis yapıyoruz.



AFİYET, BAL OLSUN


SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER
Devamını Oku...

8 Haziran 2009 Pazartesi

Kahvaltı Sofrası

0 yorum
Pazar Kahvaltısı (07.06.09)

NİHAYET BALKON SEZONUMUZ AÇILDI :)
Bir önceki sofra yazısında; aslında bu yazının başlığı; "nihayet balkon sezonunu açtık, mangalımızı yaktık, olacaktı ama havalar birden o kadar soğudu ki, değil balkonda oturmak, tekrar kombi yakmaya başladık" demiştim.
İstanbul'a bu yıl sıcak havalar epey geç geldi ama tam geldi :) Kıştan direk yaza girdik, baharı yaşamadan.
Bir kaç gün öncesine kadar üzerimize bir hırka almadan oturamadığımız balkonumuzdan bu hafta sonu kahvaltı biter bitmez salona geçmek zorunda kaldık. Bu durum bana çok sevdiğim bir şiirin dizelerini hatırlatır hep;
- Yağmuru sevdiğini söylüyorsun ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun.
Güneşi sevdiğini söylüyorsun ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun. İşte bu yüzden çok korkuyorum sevgilim, çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun....
Her ne kadar ben ılık ılık esen baharı sevsemde, bütün kış üşüyen bünyelerimize sıcacık balkon keyfi çok iyi geldi.
Üstelik bu keyife, kalabalık arkadaş grubumuz ve ortalıkta coşan yaramazlarda :) eklenince tadından yenmez oldu :) Blogumun arşivine keyifli bir gün daha eklendi.

Soframızda;

Salçalı Ezme

Hemen her kahvaltı sofrasına yaptığım ve kalanı da sonraki bir kaç gün afiyetle tükettiğim; salçalı ezme :) Tarifi burada... Pizzayı sıcak servis ettiğim için, fotoğrafı yok. Sık sık yaptığım için artık ölçülerini ezbere yaptığım bu pizza hamurunun tarifini en yakın zamanda sizlerle paylaşacağım. Peynirli böreği de aynı şekilde, yakında... :)

Kahvaltı Sofrası

"Kahvaltı sofrasını daha yakından görmek istiyoruz", şeklinde yorumlar da geldi :) Bu tarz, yakın ilgi gösterilen, blogumun dikkatlice takip edildiğini hissettiren yorumlar, inanın beni çok sevindiriyor. Çok teşekür ediyorum. Çok detaylı olmasada, sofrayı daha yakından gösteren bu fotoğrafı da sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku...

6 Haziran 2009 Cumartesi

CEVİZLİ VE ÇİKOLATALI KEK

0 yorum
Herkese kocaman özlem dolu merhabaaaalar;

Yokluğumda bloğumu güzel yorumlarınızla yanlız bırakmadığınız için çoook teşekkür ederim.
Ailecek mini bir tatil yapıp döndük.Her zaman ki gibi tatili en çok Emre bey yaptı:)
Bol bol düşe kalka oynadı,zıpladı...bacakları kolları yarabere içinde kumlarla, börtüböceklerle, çimenlerle oynadı durdu.
Bizi de kendini de iyice yordu ve evimize döndük çok şükür sapasağlam:)
Evimi nasıl özlemişim anlatamam. Herşey bir yana evim bir yana:)))

Sizden ayrı kaldığım zamanlarda 1 yaşta büyümüş oldum bu arada:)))

Dün koskoca 29 yılı da geride bırakmış oldum. Ah bir 18 olsam derken şimdi nasıl geçiyor vakit şaşıyorum:)

İyi ki doğmuşum diyorummmmm ve hemen nefis tarifime geçiyorum.

Malzemeler:

3 adet yumurta
1 su bardağı ceviz
1 su bardağı tozşeker
1/2 su bardağı damla çikolata
1/2 su bardağı yoğurt
1/2 su bardağı ayçiçek yağı
1 paket vanilya

1 paket kabartma tozu
3 yemek kaşığı nestle kakao
2,5 su bardağı söke un

Yapılışı:
Yumurtalarımızı ve şekerimizi köpük köpük olana dek çırpıyoruz.
Yağımızı,yoğurdumuzu da ilave edip tekrar çırpıyoruz.Yavaş yavaş diğer malzemeleri de ilave edip önceden ısıtılmış 160 derece fırında kekimizi pişiriyoruz.




AFİYET,BAL OLSUN


SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER
Devamını Oku...

4 Haziran 2009 Perşembe

Zeytinyağlı Patlıcan

0 yorum
İmam Bayıldı

İMAM BAYILDI'NIN MUSAKKA HALİ :)
İçinde patlıcan geçen tüm tariflerde kullandığım cümleyi yine tekrarlıyorum; patlıcan olsun da ne olursa olsun :)
Benim için; çiğ hariç, her şekilde, her şeyin içinde yiyebileceğim iki yiyecek; bulgur ve patlıcan.
Sihirli değnek gibi, girdiği her tarifi yenilir kılıyor bana göre bu ikisi :)
Yaz geldi, benim için patlıcan sezonu açıldı. Her ne kadar pişirdiğim tüm patlıcanlı yemekleri tek başıma tüketiyor olsamda, şikayetçi değilim, azar azar yapıyorum.
Orjinal imam bayıldı, çok daha zahmetli bir yemek... Bu pişirme şekli ise, yazın taze ekmek ile buz gibi zeytinyağlı yemek yemeye bayılan ve patlıcanı da listesinde üst sıralara yerleştiren benim için demirbaş bir yaz yemeği...
Kızartmaya göre çok hafif ve közlenmişe görede çok daha az uğraşmalı...
Tarif; annemden. Diğer zeytinyağlı yemeklerin yapılışı ile aynı, tek fark soğanın tuz ile ovuluyor olması.
Annem bu yemeği bazen orjinalinde olduğu gibi, (önce patlıcanı bütün şekilde kızartıp, sonra içini doldurarak) yapar, bazende böyle doğrayarak.
Karnıyarık; dağınık pişirildiğinde patlıcan musakka, kabak dolması dağınık pişirildiğinde ise kabak musakka adını aldığına göre, bende bu şekilde pişirdiğimde imam bayıldı musakka :) demeliyim sanırım...
Son olarak her zamanki notumu yineliyorum; ben zeytinyağlı yemekleri çok tatlı sevdiğim için, şeker miktarını biraz bol tutuyorum. Siz damak zevkinize göre azaltma yapabilirsiniz.

Malzemeler
  • 4 Adet (ince - uzun) Patlıcan
  • 1 Adet (orta boy) Domates
  • 2 Adet Çarliston Biber (veya tatlı sivri biber)
  • 1 Adet (orta boy) Kuru Soğan
  • 1 Çay Bardağı Zeytinyağ
  • 1,5 Su Bardağı Su
  • 2 Çay Kaşığı Tuz
  • 1,5 Tatlı Kaşığı Şeker

Yapılışı

  • Patlıcanları alacalı (siyah beyaz şeritli olacak şekilde) soyun. Yarım ay şeklinde doğrayın. Bolca tuz attığınız, su dolu bir kap içinde yarım saat kadar bekletin.
  • Soğanları piyazlık (ince ince, yarım ay şeklinde) doğrayın, iki çay kaşığı tuz ile biraz ovun. Yıkayıp, süzün.
  • Domatesin kabuğunu soyun ve irice doğrayın, biberleri de irice doğrayın.
  • Karnıyarık tenceresi de dediğimiz, yayvan bir tencereye, önce suyunu süzüp, iyice sıktığımız patlıcanları, daha sonra soğanları en üstede biber ve domatesleri koyun.
  • Yağ, su, tuz ve şekeri ekleyip, tencereyi hafifçe sallayarak karıştırın.
  • Yemeğin suyu kaynayana kadar, yüksek ateşte daha sonra kısık ateşte 20-25 dk. patlıcanlar yumuşayıncaya kadar pişirin. (Pişirme sırasında bir kez hafifçe karıştırabilirsiniz)
  • Yemeği ılınınca buzdolabına kaldırın ve en az üç dört saat beklettikten sonra servis yapın.
Devamını Oku...