Banner 468 x 60px

 

29 Ekim 2011 Cumartesi

salata sosu nasıl yapılır

0 yorum

Salatalarda kullanılan özel ve genel binbir çeşit sos vardır. Bizler sofralarımızda çoğunlukla bilinen salataları hazırlar ve tüketiriz. Salatalarımızı mevsimsel sebzelerden yaptığımız için, mevsimine göre salata çeşitimiz değişir. Bunlardan bazıları kıvırcık veya marul salatası, domates salatası, patlıcan salatası, patates salatası, turp salatası, havuç salatası, mor veya beyaz lahana salatası, çeşitli sebzelerden hazırlanan karışık salatalardır.

Yapılan salatalarda sos kullanılmaz ise, bildiğiniz gibi salata sevilerek yenmez. Bu yüzden salatalara tatlandırıcı olarak sos hazırlarız. Temel sos malzemesi zeytinyağı, limon suyu ve karabiberdir. Tarifim, saydığım bütün salata çeşitlerinde kullanabileceğiniz genel amaçlı salata sosu ile ilgilidir. Sultan; bazen limon suyu yerine sirke kullansa da, çoğu zaman hazırladığı salatalarda bu sos'u kullanır. Hadi bakalım, kolay gelsin.

Neler Lazım
üç kaşık zeytinyağı
yarım limon suyu
bir çay kaşığı karabiber

Yapılması
bir kap içerisine 3 kaşık zeytinyağı,
sıkılmış yarım limon suyu,
ve bir çay kaşığı karabiberi
koyun ve bir güzel karıştırın.
ardından hazırladığınız salatanızın üzerine
bu sosu gezdirin ve karıştırın.
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

25 Ekim 2011 Salı

Peynirli Otlu Muffinler

0 yorum

Veeee O şimdi 5 yaşında:)

Çok şükür bu günleri de görüyorum....vakit çabucak geçiyor...Hala maço tavırları devam etse de oldukça sempatik bir çocuk olma yolunda hızla ilerliyor miniğim.Beni bazen öyle çok güldürüyor ki işte diyorum "annesinin oğlu":) Heyecanı,sabırsızlığı,hareketliliği,tez canlılığı,hassas ruh hali,centilmenliği,mızmızlığı ,neşeli tavırları,her şeyi beni kendisine günden güne daha çok aşık ediyor...Tarifi yok sanırım bu duygunun.

Her sabah yataktan kalkıp Pepee'den öğrendiği "sen benimmm bir tanemmmm ,canım annemsinnnn" şarkısını söylemiyor mu...Ahhhh beni benden alıyor inanın...Aşk sarhoşluğu bu olsa gerek:)

Aslında kerata işini de biliyor yani,beni böyle şarkılarla laylaylom ruh haline sokuyor erkenden...Sonra da "öğlen yatmasam olur mu,parka gitsek olur mu ,köfte yemesem sadece patates yesem olur mu , 3 kaşık nutella yesem olur mu" vs.bütün "olur mu"ları  peşpeşe sıralıyor:) ve tahmin edersiniz ki bir çoğu da oluyor:)

İşte aşağıdaki muffinler de bu yaramaz doğum günü çocuğu için yapıldı:)

Bu tarif sayesinde maydanoz ,dereotu vs. sevmeyen çocuklar farkında bile olmadan afiyetle yiyecekler benden söylemesi:)

Buyurun nefis muffinlerimize...


Malzemeler:

2 Adet yumurta
1 çay bardağı ayçiçek yağı
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı beyaz peynir
2 dal yeşil soğan
1/3 demet dereotu
1/4 demet maydanoz
3 yaprak taze fesleğen
1 paket kabartma tozu
tuz
aldığı kadar un (~1,5 su bardağı kadar)

süslemek için,
susam ve çörek otu

Yapılışı:

Yumurtalarla tuzu çırpıyoruz.
Yoğurt ve yağı da ilave edip tekrar çırpıyoruz.
Yeşilliklerimizi ince ince kıyıp,ufalanmış beyaz peynirle karışıma ekliyoruz.
kabartma tozunu ve yavaş yavaş unu da ilave edip kalıplarımızın 1/3 ü dolacak şekilde pay yapıyoruz.
Susam ve çörek otu ile süsleyip önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişiriyoruz.
Sıcak veya ılık servis yapıyoruz.

AFİYET OLSUN...

SEVGİ DOLU ÖPÜCÜKLER:)



Devamını Oku...

Çok Üzgünüm...

0 yorum
Herkese merhaba;
Dün akşam itibariyle tatilden döndük...
Sevgili kardeşlerimiz bizi mükemmel bir ev sahipliği ile ağırladılar.
Kıbrıs'ta ayak basmadık, gezilmedik yer, dolaşılmamış mağaza, tatmadığımız lezzet bırakmadık…
Normal şartlarda bu cümleleri size gülme işaretleri ile yazmak isterdim çünkü huzurlu bir tatil idi…

Ancak bu mümkün değil.

Yüreğimizi dağlayan şehit haberleri…

Aslında -Japonya’da olduğu gibi- kimsenin burnu bile kanamayacak bir doğa olayını, insan hayatını hiçe sayıp, canına kast edecek şekilde kağıttan evler yapıp, bir cehennem felaketine dönüştüren insafsızlar nedeniyle…

İçimiz yanıyor…

Gün; Van'daki kardeşlerimiz için elimizden geldiğince çabalayıp, onlara gücümüz yettiğince yardım etme zamanı...

Acılarımız biraz küllenince (inşallah) Gizem’ciğimin muhteşem lezzetlerini, özenli sofralarını ve fotoğraflar ile gezi notlarımızı sizinle paylaşacağım…

Çok sevgilerimle…
Devamını Oku...

22 Ekim 2011 Cumartesi

erişteli mercimek yemeği

0 yorum

Yeşil mercimek her çeşit yemek içerisinde doğrudan, ya da katkı malzeme olarak kullanılabilir. Yeşil mercimeğin taneli, ezme veya süzme çorbası, etli etsiz yemeği, dolmalarda iç, pilavlarda, köftelerde, çorbalarda ve bakliyat yemeklerinde katkı malzeme, salatası, püresi, böreği, yahnisi, piyazı, mantısı, krepi, poğaçası ve burada sayamayacağım ölçüde yemeği yapılır. Tarifim erişteli yeşil mercimek yemeği ile ilgilidir. Bu yemeğin içerisine yemek piştikten sonra kuru nane de ilave edilebilir, ben öyle yaptım. Elbette, nane ilavesi tercihe bağlı. Sultan, havaların soğuması ile birlikte yeşil mercimek yemeklerini sıklıkla yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.

Neler Lazım
bir bardak yeşil mercimek
yarım bardak erişte
bir soğan
yarım kaşık salça
bir kaşık tereyağı
bir kaşık zeytinyağı
karabiber, tuz

Yapılması
mercimeği yumuşayıncaya kadar haşlayın
soğanı yemeklik doğrayın
yağ içinde soğanı kavurun, salçayı katın kavurun
üzerine mercimeği, 4 bardak kaynar su ve karabiberi katın, karıştırın
tencere kaynamaya başladıktan sonra erişteyi ilave edin
ardından bir kez tencereyi fokurdatın ve kapağı kapayın
ağır ateşte 30 dakika süre ile yemeğinizi pişirin
yemeğin tuzunu karar hale getirin
ve gönlünüzce servis edin
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

18 Ekim 2011 Salı

Zeytinyağlı Havuç

0 yorum
Bizim evden zeytinyağlı yemek hiç eksik olmaz.Acayip severiz.Mevsimine göre alıp alıp pişiririm. Mesela birazdan limonlu limonlu bir pırasa pişireceğim yarın için:) 1 gün bekleyince tadına doyum olmuyor.
Pazar-pazartesi Manavgat'ın pazarı kuruluyor.Kendimden geçiyorum resmen:) Bir kitapçıda gezerken böyle oluyorum bir de pazarda:)))) Görseniz herşey öyle taze öyle doğal ki...Ne alacağımı ne pişireceğimi şaşırıyorum:) Fesleğen,nane öyle buram buram kokuyor ki....Bu güzellikler karşısında şükretmemek imkansız oluyor...Şaka maka burda da  acayip organik oldum valla...geldiğimde de göreceksiniz zaten:) gürbüz gürbüzüm:))Yanaklar tam makaslık:)))
Ay sonunda kavuşacağız inşallah blogcanlarım,beni özlemeye devam edin tamam mı:)



Malzemeler:

1 kg. havuç
1 adet limonun suyu
1 çay bardağı zeytinyağı
2 adet kesme şeker
3 yemek kaşığı pirinç
1-1,5 su bardağı kadar su
tuz
(isteğe göre, 1 adet kurusoğan)

Yapılışı:

Havuçların kabuklarını soyup(kazıyıp) tencereye yuvarlak yuvarlak doğruyoruz.zeytinyağını,limon suyunu,pirinci,şekeri tuzu ve suyuda ilave eiyoruz.
Sık sık suyunu kontrol ederek havuçlar yumuşayıncaya dek pişiriyoruz.
Soğuk veya ılık servis yapıyoruz.

AFİYET OLSUN.

Devamını Oku...

Kıbrıs Yolcusu Kalmasın :)

0 yorum
KMTN0273-1

Herkese kocaman bir merhaba! :)
Sizlere sık sık bir şeyler yazacağımı, en azından bir ses edip, neler olup bitiyor anlatacağımı söyledim. Kuralı bozmuyorum :)
Bu hafta, hatta belki önümüzdeki hafta bloga yeni bir şeyler ekleyemeyeceğim :(
Günlerce aynı kahvaltı sofrasını gösterip meraklandırmak da istemedim…

Başlıktan da anlaşılacağı üzere yarın kısmetse Kıbrıs’a gidiyoruz…
Bu yıl; neredeyse hiç evde oturmadığımız geçen yazı, mumla aradık :)
Taşınma ve yerleşme telaşı nedeniyle çok fazla tatil yapamadık, biliyorsunuz az çok.
Tam; “ne yapalım bu yazda böyle oluversin” diyorduk ki çok şeker bir davet aldık. Hiç naz niyaz etmeden balıklama atladık bu teklife :)
Teklif manevi kardeşim Gizemcim’den :)
Kendisi hep sahip olmak istediğim bıcır bıcır, şirin mi şirin bir kız evladı :)
Yaklaşık üç yıl önce başlayan dostluğumuz, abla kardeş seviyesinde ilerliyor şimdilerde :)
Geçen yıl Kıbrıs’a gittiğimizde ve bu yıl O İstanbul’a geldiğinde kısacık görüşebildik ama yetmedi.
Şimdi dolu dolu bir hafta ile acısını çıkaracağız inşallah…

kibrissokaklari-1

Daha önce birkaç kez Kıbrıs’a gittim. Birkaç yer hariç çokta etkilendiğimi söyleyemem açıkçası.
Ama bu kez çok farklı olacak diye tahmin ediyorum.
Gizemcim yıllardır orada olmanın verdiği tecrübe ile bize dopdolu bir program hazırlamış, ser verip sır vermiyor ama “çook yorulacaksınız, ayak basmadık yer bırakmayacağız Kıbrıs’ta” diyor :)
Hadi hayırlısı bakalım.
Taşınma telaşı ile yorulan bünyemizi, Erdek’te yan gelmeli yatmalı bir tatil ile dinlendirmiştik.
O yüzden şimdi gezerek yorulmaya hiç itirazım yok :)

kıbrıs-maria'nın yeri

Gizem tam bir mutfak kuşu! :)
Bayılıyor pişirmeye, taşırmaya. Mühendislikte okurum, yemeğimi de yaparım cinsinden :)
Blogumda yayınlamak için bana verdiği sayısız tarif ve fikir, tembel Müge yapsın diye klasörlerde bekliyor :)
Bu kez işi sağlama alacak, benimle birlikte pişirecekmiş çoğunu yani anlayacağınız fotoğrafı çekilmiş pek çok tarif olacak dönüşte elimde…

Şimdilik herkese sevgilerimi gönderiyor ve her zaman olduğu gibi büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öpüyorum efendim :)
Devamını Oku...

17 Ekim 2011 Pazartesi

Balkabaklı Katlar

0 yorum

Balkabaklı Katlar


Malzemeler;
2 dilim bal kabağı (karpuz dilimi)
1 çay bardağı su
1/2 çay bardağı toz şeker
1 paket yulaflı bisküvi
Parça fındık, ceviz veya badem 
1 paket dolgu kreması 
veya artmış puding muhallebi vs.


Yapılışı;
Bal kabaklarını yarım çay bardağı toz şeker ve 1 çay bardağı su ilavesiyle iyice yumuşayana kadar haşlayın. Haşlandıktan sonra blendırdan geçirerek püre haline
Devamını Oku...

14 Ekim 2011 Cuma

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi

0 yorum
Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-1

PRATİK HAFTASONUNUN ÖZENLİ SOFRASI
Ülkü ve Aytaç ile geçirdiğimiz neşeli hafta sonundan bir önceki yazıda söz etmiştim.
Bu arada o şekilde rahat yazılar yazmakta pek hoşuma gitti. Bugüne kadarki en basit tarifimi bile düşünüp, yazıp sizlerle paylaşmak en azından yarım günümü alırdı.
Böyle konuşur gibi şipşak bir yazı hazırlamakta başka bir keyifmiş. :)

Ülkü ile beylerin baskısına dayanamayıp, akşam yemeklerini çok pratik bir şekilde geçiştirdiğimizi anlatmıştım.
Aynı şeyi kahvaltıda da yapmaya çalıştılar. Hatta Aytaç bunu gerçekleştirmek adına sabah erkenden kalkıp, pastaneden bir dolu alışveriş yapmış, hiçbir şey hazırlamadan çay ile yiyelim bitsin diye. :)
Ama yağma yok, o kadar da değil. Ülkü ile bir araya gelmişim, mutfağa girip şöyle alengirli bir yemek ya da tatlı yapamamışız hiç değilse kahvaltı sofrasını adam gibi kuralım öyle değil mi? :)
Velhasıl beylerin tüm isyanlarına inat yavaş yavaş, özene bezene kurduk soframızı.
Evet, belki el yapımı bir poğaça, börek yapmadık.
Sosis, salam ya da sucukla şöyle şık bir şeylerde yapamadık ama olsun sözümün arkasındayım, bundan sonra kurduğum her sofra, yaptığım her şey anında paylaşılacak sizlerle. :)

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-2

Soframızda neler mi vardı?
İşte fotoğrafta ne görüyorsanız hepsi o. :)
Mis gibi kahvaltılıklar, Erdek zeytinleri ve zeytinyağı, Karadeniz’den petek bal, sucuk, omlet ve hazır börek, poğaça, pide…

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-7

Ülkü’cüğümün hazırladığı bol kaşar peynirli, tereyağlı, kaymaklı omlet…

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-5

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-4

Daha önce tarifini verdiğim; Acılı Ezme...

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-6

Hikayesini daha önce Fikrim Geldi! de anlattığım; Fondü’de Sucuk

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-3

Ülkü ve Aytaç’ın Karadeniz gezisinden bize getirdikleri nefis petek bal, annemin bu yaz yaptığı şeftali marmeladı ve fındık kreması…

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-9

Gecesi ile gündüzü ile bir hafta sonunu sizlerle paylaşmış oldum bu hafta.
Hızıma kendimin bile şaşırdığı bir hafta oldu :)
Haftaya da böyle devam ederiz inşallah diyor, hepinize mutlu hafta sonları diliyorum efendim…

Ülkü ve Aytaç ile Kahvaltı Keyfi-8

Sofrada kullanılan;
Yemek takımı; Karaca....
İnce-uzun ahşap servis, iki katlı cam servis, üçlü tatlı servisi, kalp şeklinde servisler; Mudo Concept...
Diğer servis tabakları; Paşabahçe....
Mini döküm tava; Hecha...
Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli)....
Kaşık şeklinde servisler; Güral Porselen...
Kedili çatal bıçak aparatı; Bernardo....
Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş...
Runner ve kumaş peçeteler; Boyner Evde...
Peçeteler; Ikea...
Peçete halkaları; Lsi Agency (0212-231 61 23)
Devamını Oku...

13 Ekim 2011 Perşembe

Buzdolabı Böreği ve Elmada Bitki Çayı

0 yorum


Buzdolabı Böreği


Malzemeler;
3 adet yufka
3 adet patates
3/4 su bardağı süt
İsteğe bağlı olarak
Rendelenmiş kaşar, mısır, zeytin, maydanoz, pastırma
Tuz, kırmızı pul biber

Üzerine 1 yumurta sarısı

Yapılışı;
Patatesleri kabuklarını soyarak haşlayın, süzdükten sonra süt ve tuz ekleyerek püre haline getirin. Bu sırada eğer farklı malzemeler eklemek isterseniz ufak ufak doğrayarak veya
Devamını Oku...

12 Ekim 2011 Çarşamba

Browni Kurabiye

0 yorum

Gün Sülüman günü olunca günün anlam ve önemine uygun olarak tatlı birşeyler paylaşayım dedim:))))
veee benim en çok ama en çooook sevdiğim nefis kurabiyelerin tarifini vermeye karar verdim:)

Tarifi canım arkadaşım, hatta kardeşim limonum  Tümayım'dan aldım.Ayyy blogcanlarım yok böyle bir şey kesinlikle...bu kurabiyeleri yerken fren yapamıyorum valla... bu yüzden de tehlikeli tariflerden biri benim için.
Tehlikeyi severim,bana birşey olmaz diyorsanız buyurun tarife:)))Bağımlılık yaratıyor benden söylemesi...

Tarifi aynen aktarıyorum.Orjinal tarife buradan da ulaşabilirsiniz:)


 Browni Kurabiyeler İçin,

Malzemeler:

1 adet oda sıcaklığında margarin
2 adet yumurta
1 çay bardağı fındık yağı
2 kahve fincanı toz şeker
1 paket kakao (8-9 yemek kaşığı)
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Şerbet için;

1 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker


Yapılışı:

Kurabiye için gerekli olan tüm malzemeleri genişçe bir yoğurma kabına koyup karıştırın.

Ele yapışmayacak bir hamur elde edinceye kadar unu ilave ederek yoğurun.

Kulak memesi kıvamına gelince yağlanmış fırın tepsisine yuvarlayarak dizin.

170 derecede önceden ısıtılmış fırında 10 dakika kadar çatlayana kadar pişirin.

Bu esnada şerbet için süt ve şekeri ayrı bir kapta karıştırın.

Şeker tamamen eriyinceye kadar karıştırarak eritin. Kesinlikle ateşe koymayın.

(Kurabiyeler sıcak, süt soğuk olacak. )Pişen kurabiyeleri sıcakken soğuk süt şerbetine batırın ve bir saklama kabına dizin.

Kalan şerbetinizi de kurabiyelerin üzerine dökün.

Bu nefis lezzete dayanabilirseniz ılık olarak servis yapın:) 

Afiyet Bal Olsun:)

Devamını Oku...

Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi

0 yorum
Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi-2

MUTLU ve ÇALIŞKAN ARILAR GRUBU :)
Blogumu takip edenler, hatta sıkı takip etmeyip arada bir göz atanlar bile Ülkü ve Aytaç’ı tanıyor eminim…
Biz bir araya geldik mi inanılmaz mutlu olan, birlikte yaptıkları her şeyden çok keyif alan, Aytaç’ın esprileri ile karnımıza ağrılar girinceye kadar gülen bir grubuz :)
Zaman zaman Ülkü’nün bizler için hazırladığı sofraları, bizim onlar için hazırladığımız sofraları paylaşıyorum sizlerle.
Hatta geçen yaz, bütün bir gün uğraşıp bloguma süper tarifler kazandırdığımız bir sofrada hazırlamıştık. Beyler gecenin on birine kadar bekleyip, risottolu, puteneska salatalı bir menü ile karşılaşınca isyan bayrağını çekip epey mızıldanmışlardı ama olsun, biz memnunuz bu durumdan ilk fırsatta tekrar yapacağız böyle bir etkinlik :)
Ülkücüğüm şimdiden aklında tarifler biriktirmeye başlamış benim için :)

Lakin bu hafta sonu beyler kazandı; “blogluk sofra istemiyoruz” diye kazan kaldırdılar.
Hep beraber girdik mutfağa, Cumartesi akşamı; etli, mantarlı dürüm ve salata, Pazar akşamı ise; balık yaptık.
Mutfakta en fazla yarım saat kaldığımız pratik şeyler hazırladık yani. Böylece sohbete, filme ve oyun oynamaya bolca zamanımız kaldı :)

Şimdi siz haklı olarak; “E sofra fotoğrafı yok, detaylı bir tarif yok, bu yazı da neyin nesi Müge” demezsiniz değil mi? Demeyin lütfen :)… Kendime verdiğim bir söz olarak düşünün.
Hatırlarsanız Erdek yazısının çok uzun süre blogda kalmasına sitem etmiş ve “yeni yazı isteriz” demiştiniz.
Bende; “söz bundan sonra, kurduğum sofralar beni çok tatmin etmese de, tariflerimi basitte bulsam sizinle paylaşacak, sohbet edecek yani ses vereceğim” demiştim. İşte bu yazıyı öyle bir ses kabul edin ve hafta sonu keyfimize dahil olun istedim :)

Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi-1

Lezzetlerinin karışmaması ve pişme süreleri farklı olduğu için eti ve mantar soteyi ayrı ayrı pişirdik. Sofraya da ayrı ayrı getirip, masada kendi dürümümüzü kendimiz hazırladık :)
Aslında tarif vermeyip, yine eşimin üzerine atacaktım suçu ama size de kıyamadım ona da :)
Tariflerimi her zaman milimetrik, gramı gramına vermeyi sevdiğimi biliyorsunuz bu seferlik bir değişiklik yapacağım, göz kararı vereceğim tarifi… -göz kararından kasıt, eşim yaparken çaktırmadan onu izlediğim kadarıyla demek- :)
Baştan sona rahat bir yazı bu anlayacağınız, kasmıyorum :)

Etli Mantarlı Dürüm

Etli harç için;
  • 6 parça bonfile, parmak şeklinde (jülyen) doğranır, 1 yemek kaşığı elma sirkesi, 2 yemek kaşığı soya soyu, 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 diş sarımsak ve taze çekilmiş karabiber ile yarım saat marine edilir.
  • 1 Yemek kaşığı tereyağ, 2-3 yemek zeytinyağ, 3-4 defne yaprağı, 1 diş sarımsak ve 2-3 tane arpacık soğan birlikte 1-2 dk. orta ateşte sotelenir.
  • Marine edilmiş etler eklenir, ilk 3-4 dk. etin mühürlenmesi için yüksek ısıda daha sonra orta ateşte çok fazla karıştırmadan, pişirilir. Bonfile çok çabuk pişen bir et olduğu için ortalama 10-15 dk. içinde hazır olacaktır.
Mantarlı harç için;
  • 1 Yemek kaşığı tereyağ, 1-2 yemek zeytinyağ, 3-4 defne yaprağı, 1 diş sarımsak ve 2-3 tane arpacık soğan birlikte 1-2 dk. orta ateşte sotelenir.
  • İnce ince doğranmış 1 paket (400 gr.) mantar ve ince ince doğranmış birer adet kırmızı ve yeşil biber eklenir. Sürekli karıştırarak tüm malzemeler pişene kadar sotelenir.
Lavaş olarak Uno’nun Unx marka lavaşını alıyoruz, çok memnunuz. Lavaşları da teflon tavada ısıtıp öyle tüketiyoruz, ısınan lavaşlar inceliyor ve lezzetleniyor…

Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi-3

Arka fonda yemek sonrası film keyfi ile tüketeceğimiz sağlıklı atıştırmalıklar! :)
Bol yağlı kalorili dürümler, salatanın üzerinde bile fıstıklar, yemek sonrası abur cuburun gözünü çıkartma :)
Sonra “ay çok kilo aldım, bunalımdayım, kusura bakmayın yeni tarif deneyemiyorum” diye blogunu ihmal eden Müge :)
Ne ceza verseniz haklısınız bana :)

Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi-4

Cumartesi akşamı kalori bombardımanı yaşayıp, Pazar sabahı da kahvaltıda ipin ucunu kaçırınca akşama kendimize gelmeye karar verdik :)
Bunun en güzel yolu da balık elbette…
Yine hep birlikte beş dakikada hazırlayıverdik yemeğimizi ve salatayı. Hem midemizi şenlendirdik hem de vicdanımızı rahatlattık. :)

Ülkü ve Aytaç ile Hafta Sonu Keyfi-5

Balığın tarifi; fotoğrafta görülüyor zaten :)
  • 2 iri palamudu kalın kalın dilimledik. Temizleyip yağlanmış tepsiye dizdik.
  • 2-3 diş sarımsak, 7-8 tane arpacık soğan, limon dilimleri, defne yaprakları, kırmızı biber, tane kırmızı biber ve üzerine de biraz zeytinyağ gezdirdik. Sonra yarım saat kadar fırınladık, hepsi bu…
İşte bizim bir hafta sonumuz böyle geçti, kahvaltı sofrasını akşam yemekleri gibi yapmadığımız Ülkü ile birlikte özene bezene hazırladığımız için kahvaltı soframız bir sonraki yazıda :)
Devamını Oku...

milföy hamuru nasıl kullanılır

0 yorum

Milföy yağlı hamurdur ve çeşitli börek, pasta, tatlı yapımında kullanılır. Milföy hamurunun mutfaklarda kullanım alanı nerdeyse sınırsızdır. Yemek malzemelerinin nasıl kullanılacağını bilen biri, milföy hamuru ile harikalar yaratır. Milföy hamuru yoğurmak biraz zahmetli olsada evde yoğurulabilir. Fakat, bakkal ve marketlerde dondurulmuş olarak satılan hazır milföy yapraklarını kullanmak daha pratiktir. Milföy yaprakları difrizden çıkartılır ve oda sıcaklığında çözdürüldükten sonra kullanılır.

Milföy hamuru ile yapılan börek çeşitleri; peynirli, sosisli, patatesli, karışık sebzeli, sucuklu, mercimekli, kaşarlı, ıspanaklı, kıymalı, kuşbaşı etli, tavuk etli, pastırmalı, mantarlı, zeytinli, ton balıklı, domatesli, makarnalı, garnitürlü, kavurmalı, pazılı ve lorlu börekleri sayabiliriz. Milföy hamuru ile yapılan tatlı çeşitleri;samsa, kremalı, çikolatalı, fıstıklı, fındıklı, çilekli, vişneli, tahinli, haşhaşlı, kayısılı, elmalı, pudingli, cevizli, muzlu ve frambuazlı milföy hamuru ile yapılan tatlılardan bazılarıdır. Milföy hamuru ile çeşitli çörekler ve baklava dahi yapılabilir.

Tarifim tavuk etli milföy böreği ile ilgilidir. Sultan, milföy hamuru ile yapılan dana etli talaş kebabını, samsa tatlısını ve bu tarifle yaptığı böreği fazlasıyle sever. Hadi bakalım kolay gelsin.

Tavuk Etli Milföy Böreği

Neler Lazım
bir paket hazır milföy hamuru
bir bütün tavuk göğsü
iki orta boy soğan
iki orta boy domates
iki tatlı sivri biber
dört kaşık zeytinyağı
karabiber, tuz
maydanoz

Yapılması
tavuk göğsünü kuşbaşı doğrayın,
soğanı iri olarak yemeklik doğrayın
biberleri ince halka doğrayın ve domatesleri rendeleyin
yağ içinde soğanı ve üzerine biberleri katın kavurun
ardından tavuk etini ilave edin, beyazlaşıncaya kadar kavurun
üzerine domates, karabiber ve tuzu ilave edin, karışımın tuzunu ayarlayın
ve malzemeler tamamen suyunu çekinciye kadar pişirin
ocaktan alın soğutun ve doğranmış maydanozu ilave edin
milföy yapraklarını 16 ila 18 cm. boyutunda açın
üzerine 2 kaşık içten koyun ve zarf gibi katlayın
ve tepsiye dizin, üzerine yumurta sarısı sürün
çörek otu serpin, önceden 200°C ısıtılmış fırının orta rafına sürün
börekler kızarıncaya kadar yaklaşık 25 dakika süre ile pişirin
ardından gönlünüzce servis edin
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

11 Ekim 2011 Salı

Fındıklı Kurabiye

0 yorum
Fındıklı Kurabiye

ANNE KURABİYESİ
Akraba Daveti Sofra’sını sizlerle paylaştığım yazıda çeşitlerin nasıl oluştuğunu detaylı olarak anlatmıştım. Benim listemdeki çeşitleri oyuncaklı ve yenilebilemez :) bulan eşim ve annem kendi zevklerine uygun klasik bir menü hazırlamışlar bende onlara uyum sağlamıştım.
Cumartesi akşamı; herkes arı gibi çalışıp, kendi üzerine düşeni pişirirken bende pastayı ve mereng toplarını hazırlıyordum, o sırada annemin bakışları öyle bir üzerimdeki arkam dönük halde hissediyorum :)
Bakıştaki elektrik aynen şu; “Allahım! ne yapıyor bu kız ne uyduruyor yine” :)
Ertesi sabah merenglere şekil verirken ise dayanamayıp, bombasını patlatıyor; “şu fındıklar bitmeden bir tane de adam gibi yenilebilir, klasik bir kurabiye yapsan, ne iyi olurdu” :)

Annemi kıracak değilim, anında kafamda uyduruyorum malzemeleri. :)
Merenglerden artan yumurta sarıları, un, yağ, şeker ve fındık…
Yoğurması, tepsiye dizmesi; on dakika, pişirmesi; yirmi dakika…
Görüntüsü ve tadı; oldukça tatmin edici…
Tam yoğururken annem; “ ee kabartma tozu koymayacak mısın” dedi. Yoo dedim, kurabiyelerime kabartma tozu ya da vanilya koymayalı asırlar olmuş sanki :)
“Kabartma tozu olmadan kurabiyemi olurmuş canım” dedi. Tamam, anne dedim ekleriz :)
Masadaki çeşitlerin içinde, yapılması için en az zaman ve emek harcanan ama görüntüsü ile masaya şıklık katan bir lezzet çıkıverdi ortaya.

Bekledikçe güzelleşen ve kıtırlaşan, kolay bayatlamayan, mis gibi fındık kokan çok lezzetli bir kurabiye…
Üzeri için ben fındık kullandım siz isterseniz çukurlarına reçel ya da nutella koyabilirsiniz.
Çukur elde etmek için; fırına vermeden önce üzerlerine birer fındık ya da nohut koymalısınız, eğer parmağınızla çukur yaparsanız, içinde kabartma tozu olduğu için yayılıp şeklini kaybediyorlar…
Bir başka süsleme şekli üzerini kıyılmış fındık ile kaplamak. -ki bu annemin favorisidir- Bunun için bir kasede yumurta akını hafifçe çırpın, hamur toplarını önce yumurta akına sonra iri kırılmış fındığa batırın ve tepsiye dizin. Bu şekilde de çok şık ve lezzetli oluyor.

Malzemeler
  • 250 Gr. (1 Kase) Yumuşak Margarin (zeytinyağlı becel kullandım)
  • 1 Su Bardağı Pudra Şekeri
  • 2 Yumurta Sarısı
  • 1,5 Su Bardağı (bütün) Fındık
  • 1 Paket Kabartma Tozu
  • 1 Çay Kaşığı Tarçın
  • 1 Tutam Tuz
  • 3-4 Su Bardağı Un
  • 20-25 Adet Fındık (üzeri için)
Yapılışı
  • Margarin, pudra şekeri, yumurta sarıları, tarçın ve tuzu birlikte malzemeler iyice karışana kadar yoğurun.
  • Fındığın bir su bardağını irice kıyın, yarım su bardağını robotta un haline gelecek şekilde çekin.
  • Karışıma fındıkların tamamını, unu ise azar azar ekleyin ve yoğurmaya başlayın. Ele yapışmayacak kadar oldukça yumuşak bir hamur yoğurun.
  • Vaktiniz var ise hamuru buzdolabında yarım saat dinlendirin.
  • Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, yuvarlayın.
  • Hafifçe yağlanmış tepsiye, ikişer cm. aralık bırakarak, top şeklinde dizin.
  • Üzerlerine birer fındık koyun.
  • Önceden ısınmış fırında, 180 derecede 20 dk. üzeri pembeleşip , altı turuncu oluncaya kadar pişirin.
Devamını Oku...

10 Ekim 2011 Pazartesi

Sebze Mücveri

0 yorum
Sebze Mücveri
Malzemeler;1 adet patates1 adet kabak2 demet ıspanakBir kaç dal dere otu ve maydanoz1 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri2 yumurta1  çay bardağı un1 kaşık kabartma tozu veya karbonatTuz ve kırmızı biber
Yapılışı;Patates,kabak ve kaşarları rendeleyip sebzelerin sularını sıkın. Tüm malzemeleri birbirine karıştırın. Yağlanmış orta boy fırın kabında 180 derecede üzeri hafifçe kızarana
Devamını Oku...

8 Ekim 2011 Cumartesi

yumurta oturtma

0 yorum

Yemek yaparken her bir porsiyon yemek için 20 gram yağ kullanılabileceğini biliyorum. Bilmeklede kalmıyor, bütün yemeklerimde bu ölçüde yağ kullanıyorum. Bir yemek kaşığı dolusu ayçiçek veya zeytinyağı miktarı 10 gram gelmektedir. Bu yağları kullanırken yemekte kullanılacak yağ miktarını ölçmek kolay. Tarifteki gibi yemekte tereyağı, ya da margarin kullanılmak istenirse ölçüyü kaçırmak mümkün. Bu yüzden, yemek yaparken katı yağları mutfak terazisi ile ölçmek en doğru yoldur. Bir kaç kez ölçüm yaptıktan sonra, kaşıktaki yağ miktarına gözünüz alışacak ve teraziye ihtiyaç duymuyacaksınız. Tarifim soğanlı yumurta oturtma ile ilgilidir. Sultan ekmeğini bandıra bandıra yemek istediği vakit, yumurta oturtmasını bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.

Neler Lazım
üç yumurta
bir iri soğan
bir kaşık tereyağı
bir fincan su
bir domates
yarım kaşık salça
karabiber, pul biber
tuz

Yapılışı
domatesi rendeleyin, soğanı piyaz doğrayın
yağ içinde soğanı kavurun
üzerine salçayı ilave edin kavurun
ardından domatesi katın kavurun
üzerine bir kahve fincanı sıcak su,
baharatları ve tuzu ilave edin
tuzunu ayarlayın ve kapağı kapatın
ağır ateşte malzemeler hafif sulu kalıncaya kadar pişirin
ardından yumurta yuvaları açın, yumurtaları kırın ve kapağı kapayın
ağır ateşte yumurtaların beyazı piştiğinde ocaktan alın
üzerine tuz serpin ve gönlünüzce servis edin
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

7 Ekim 2011 Cuma

Ispanaklı Kol Böreği

0 yorum
Ispanaklı Börek

ÇARPI İKİ ANNE LEZZETİ :)
Öncelikle -bu arada neredeyse tüm yazılarıma ve gönderdiğim maillere “öncelikle” diye başladığımı fark ettim az önce, günlük hayatımda en fazla kullandığım kelime bu sanırım :)- evet ne diyorduk, öncelikle bir önceki yazıya gönderdiğiniz şahane yorumlar, hayırlı olsun dilekleri, beğenileriniz ve hatta güzel dualarınız için çok kocaman bir teşekkür etmek istiyorum…
Beni bu şekilde doğru anladığınız, içtenlikle paylaşımlarımı kabul ettiğiniz için, sağ olun var olun :)

Ispanaklı börek tarifini hiç geciktirmeden paylaşmak istedim. Hatta özellikle bugüne yetiştirmek istedim ki, hafta sonu denemek isteyenler olabilir. :)
Bu börek anneannemin spesiyali, tadı muhteşem ötesi. Hani bazı güzel lezzetleri tarif etmek için, anne eli değmiş gibi, anne lezzeti deriz ya işte bu börek; başlıkta da dediğim gibi çarpı iki anne lezzeti; anneanne lezzeti. :)
Anneannem her Türkiye’ye gelişinde ondan ilk istediğimiz şey bu börek olur. Misafir gelecekse ya da annem bir yere gidecekse…
Geçen haftalarda bir bebek mevlidine giderken götürmüşler mesela, ev sahibi hala annemin peşinde koşuyormuş tarif diye. :)
Eğer internetten anlayıp, benim blogumun tam olarak nasıl bir şey olduğunu bilseydi, muhtemelen bana da vermezdi tarifi.
Ama ben hala onun mutfakla çok ilgisi olmayan minik torunuyum ya, “nasıla yapmaz bu tembel kız, ya da en fazla bir kere dener sonra unutur” diye düşünmüş olabilir.
Ama yanıldın anneanne ben artık tam bir mutfak kuşuyum. :)

Bugüne kadar pek çok kez ıspanaklı, pazılı börek yaptım ama hep kavurarak. Bu börekte ıspanaklar ve soğan diğer malzemeler ile birlikte çiğden konuyor.
Ispanak suyu sıkılırken biraz vitaminini kaybediyor ama idare edeceğiz artık hep çok sağlıklı şeyler yiyeceğiz diye bir şey yok…
Üstelik anneannem eskiden ıspanakları tuzla ovarak yumuşatır, sonra sudan geçirerek öyle sıkarmış! Annemin; “bu kadarda öldürme ıspanağı” isteğini kırmayıp şimdi sadece iyice suyunu sıkıyor.
Peynir olarak biz orta yağlı Ezine peyniri kullandık. Peynir içinde eridi ve lezzetine lezzet kattı. Eğer daha ekonomik olsun ve içinde peynirlerde görünsün isterseniz; lor peyniri kullanabilirsiniz.
Soğan ile arası olmayan bir misafir grubuna yapıldığı için soğanı az tuttuk ama ne kadar soğan o kadar lezzet diyorum. :)
Normalde börekler akşam yapılıp, buzdolabında bir gece bekleyince ve ertesi gün pişirince tadı daha muhteşem olur ama anneanneme göre ıspanaklı börekte bu mümkün değil, o yüzden bizde akşam pişirip, ertesi gün fırında ısıtarak servis ettik.
Kendim o şekilde denersem bu yazının altına not olarak düşerim ilerde…
Böreği piştikten sonra üç dört gün buzdolabında saklayabilir, canınız çektikçe yiyeceğiniz kadar parçayı teflon tavada ısıtabilirsiniz. Lezzetinden hiçbir şey kaybetmiyor, tecrübe ile sabittir. :)
Son olarak kol böreği şeklinde yapmanız şart değil elbette, aynı harcı kullanarak istediğiniz sevdiğiniz börek şeklinde sarabilirsiniz…

Malzemeler
  • 5 Adet Yufka
  • 750 Gr. Ispanak
  • 1 Adet (iri) Kuru soğan
  • ½ Su Bardağı Sıvı Yağ
  • 4-5 Yemek Kaşığı (ezilmiş) Beyaz Peynir
  • 1 Tatlı Kaşığı Tuz
  • 1 Çay Kaşığı Karabiber
  • 1 Tatlı Kaşığı Toz Kırmızı Biber
  • 1 Kase Su
  • 2-3 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
  • 1 Yumurta Sarısı
  • 2 Yemek Kaşığı Yoğurt

Yapılışı
  • Ispanakları; yapraklarını irice, saplarını ince ince doğrayın. Kumu gidinceye kadar bol su ile yıkayın.
  • Son yıkamadan sonra elinizle iyice suyunu sıkarak bir süzgece alın ve yarım saat kadar bekleterek tüm suyunun iyice gittiğinden emin olun.
  • Soğanı minik minik, yemeklik doğrayın. (Robotta çekerseniz de suyunu iyice süzün)
  • Ispanağa, doğranmış soğan, sıvı yağ, peynir, tuz, karabiber ve toz biberi ekleyin. İyice karıştırın.
  • Bir kase suya, 2-3 yemek kaşığı sıvıyağ ekleyip karıştırın.
  • Yufkayı ikiye bölün. Dar ucu size bakacak şekilde tezgaha serin.
  • Bir fırça yardımı ile yufkaya yağlı su sürün.
  • Ispanaklı harçtan 3-4 yemek kaşığı kadar alın ve minik minik parçalar halinde yufkaya serpin.
  • Dar ucundan başlayarak gevşekçe rulo yapın. İlk ruloyu kendi içinde sararak gül böreği gibi şekil verin.
  • Yağlanmış tepsinin ortasına koyun.
  • Diğer ruloları bu yuvarlağın etrafına çok sıkı olmayacak şekilde sarın.
  • Yumurta sarısı ve yoğurdu çırpın, böreğin üzerine sürün.
  • Susam ve çörek otu serpin.
  • 180 derecede önceden ısınmış fırında, 35-40 dk. böreğin üzeri ve altı iyice kızarıncaya kadar pişirin.
Devamını Oku...

5 Ekim 2011 Çarşamba

FAİRY Kavurma Şenliğinde Toplandık

0 yorum


Geçen haftalarda Selin Hanım'dan gelen davetle mutlu mutlu "Fairy kavurma şenliği" için düştüm Beşiktaş yollarına...Blogcanlarımla ve sevgili Berna Laçin'le tadına doyulmaz bir kahvaltı yaptık önce:)  Hava şıkır şıkır güneşliydi:)Herşey gayet güzel hazırlanmıştı bizler için.Berna Laçin ' de o kadar sempatik ki tadına doyulmaz saatler geçirdik hep beraber:)Bol sohbetli ,bol fotoğraflı bir gün oldu.



  Yaklaşık 45 bin kişinin katıldığı  Fairy Kavurma Şenliği’nde  markanın reklam yüzü Berna Laçin, Fairy’nin daha soğuk suda bile yağları tek başına çıkarma özelliğini test etti.  Fairy  2.2 metre çapında dev tavada pişen 3 ton kavurmanın yağını yıkadı.

“Fairy Kavurma Şenliği”nde  2.2 metre çapındaki dev tavada 10 aşçı tarafından 3 ton kavurma pişirildi. Ortalama 4 kişiden oluşan bir ailenin her akşam kavurma yemesi durumunda on yılda tüketebileceği 3 ton kavurma gün boyunca halka dağıtıldı. 24 Eylül’de Beşiktaş Meydanı’nda gerçekleştirilen bu etkinliğe yaklaşık 45 bin kişinin katıldı. Markanın reklam yüzü Berna Laçin, “Fairy Kavurma Şenliği”nde Fairy’nin daha soğuk suda bile yağları %100 çıkarma özelliğini katılımcılar önünde test etti.



Etkinlik Berna Laçin öncülüğünde, dev tavada kavurmaların pişirilmesiyle başladı. Alana kurulan “Mutlu Mutfaklar” standında ise yemek yazarı ve deneyimli aşçı Gülhan Kara kendi özel kavurmasını pişirirken, farklı kavurma tariflerini  ve püf noktalarını katılımcılarla paylaştı. Kavurma pişirirken dikkat edilmesi gereken noktalardan birinin baharat olduğunu vurgulayan Gülhan Kara “Kavurmanın en önemli baharatı olan kekik, etin tadını acılaştırmaması için mutlaka et piştikten sonra en son olarak eklenmelidir. Ayrıca kuzunun yağını önden kavurduktan sonra o yağın içine etleri koymak kavurmanın lezzetini arttıracaktır.” dedi.

Kurufasulye ve Hamsi Tava’dan sonra Fairy’den Kavurma Şenliği
Fairy’nin reklam yüzü Berna Laçin “Ben de ailem için güzel sofralar hazırlamaktan çok keyif alıyorum, evde besleyici etli yemekler pişiriyorum ve kavurma en zor çıkan yağlardan biri. Geçen sene düzenlenen Fairy Kurufasulye  ve Fairy Hamsi Tava Şenliği’nde tüketicilerle birlikte, binlerce tabağın ve tavaların yağını yıkayan Fairy mucizesine tanıklık etmiştik. Bu sene  de Fairy Kavurma Şenliği’nde  Fairy’nin daha soğuk suda bile % 100 üstün yağ çıkarma gücüne şahit olduk” dedi.

Tüm tüketicileri, aileleri ve çocuklarıyla birlikte Beşiktaş Meydanı’na  karşılayan  Fairy’nin geleneksel hale gelen şenlik etkinliğinde, alana dev buz heykeli ve oyun alanları kuruldu. Etkinliğe katılanlar, kavurmalarını yedikten sonra Berna Laçin’in düzenlediği yarışmalarda yüzlerce hediye kazanma şansını yakaladılar



KEKİKLİ SAC KAVURMANIN tarifini vermeden de olmaz:)))

Hazırlama süresi: 5 dakika
Pişirme süresi: 30 dakika
4 kişilik
Gerekli malzeme:

1 kg kuzu kuşbaşı
4 çorba kaşığı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı kırmızı toz biber
2 tatlı kaşığı kekik
1.      Yanmaz yapışmaz bir sote tavasını iyice ısıtın. Kuşbaşı etlerin yağlı kısımlarını kesip ayırın ve kızgın tavaya atın. Yağ parçacıkları küçülüp kızarana kadar karıştırarak kavurun.
2.      Tavaya etleri ilave edin ve ateşi hiç kısmadan devamlı karıştırarak etleri 15-20 dakika kadar kavurun. Etler suyunu salıp çekmeye başlayınca tuz, karabiber,  kırmızı tozbiber ve kekiği ilave edin. 4 çorba kaşığı kadar sıvıyağ ekleyip karıştırın. 10-15 dakika kadar kavurduktan sonra sıcak olarak servis yapın.

AFİYET OLSUN

SEVGİ DOLU ÖPÜCÜKLER




Devamını Oku...

4 Ekim 2011 Salı

Çay Daveti Sofrası

0 yorum
Sofra-1

YENİ EVDE İLK AKRABA DAVETİ…
Daha önce, daha doğrusu Ramazan ayında üç dört kez iftar daveti sofrası hazırlamıştım ama hep minik minik gruplar şeklinde olmuştu.
Gün itibari ile yeni evimizde ilk kalabalık misafirimizi ağırladık.
Blogu takip edenler, on sekiz kişilik çekirdek akraba grubumuzu da bilir :)
Yaz oldu mu o grup memleketlere, tatile yazlığa bir güzel dağılır, Eylül sonu ise kuşlar misali bir bir dönerler yuvalarına :)
Bende hiç vakit kaybetmeden, davetimi yaptım gelir gelmez, sağ olsun kırmadılar koşa koşa geldiler, evimizi şenlendirip, yüzümüzü güldürdüler, listemizde olan hediyelerden getirip bizi ayrıca mutlu ettiler :)
“Listede neyin nesi?” diye merak ederseniz hemen anlatayım.
Malum eve yeni taşındık. Hemen her odanın; tablo, fotoğraf çerçevesi, vazo, çiçek, çeşitli süs objeleri gibi eksikleri var. Ayrıca mağazaları gezerken çok beğendiğimiz ve almak üzere aklımıza yazdığımız pek çok eksik…
Bunları aklımız yerine bir kağıda yazdım ve buzdolabının üzerine yapıştırdım.
Akrabalarımız, arkadaşlarımız gelmeden önce; “listede neler var?” diye soruyorlar, bende söylüyorum, böylece hem ihtiyacımız olan hem de “acaba beğenir mi?” korkusu olmadan bir hediye seçmiş oluyorlar. :)
Yeni eve taşınan ya da evlenecek olan herkese şiddetle tavsiyemdir bu liste sistemi…

Davete yani soframıza dönecek olursak, ilk söyleyeceğim şu olur; paslanmışım! ...
Evet, evet hem de ne pas. Tam bir hafta ne yapsam, ne hazırlasam diye düşünüp durdum ve doğru dürüstte karar veremedim.
Üstüne bir de zorlanarak hazırladığım o liste eşim ve annemin elinde kuşa döndü :)
Listemdeki pek çok şeyi; “ay çok süslü ne gerek var, büyükler şeker hamuru sevmez, olmaz onda sarımsak var, o çok oyuncaklı hem zaten bu kadar kişiye yetmez vs vs..” gibi cümleler ile çizdiler.
Buyurun dedim siz karar verin, ben bu sefer uyacağım.
Annem zeytinyağlı fasulye ve yaprak sarmayı, anneannem ıspanaklı böreği, kayınvalidem sütlacı, eşimde tavukları hazırladı.
Bende gerisini :)
Geriye pek bir şey kalmamasından, cumartesi günü otel mutfağındaki şef aşçılar gibi elim belimde onları yönettiğimi tahmin etmişsinizdir :)
E ne yapayım, menümü beğenmezseniz, bende sizi çalıştırırım değil mi ama? :))

Oh, dedikodumu da yaptım, içimi döktüm rahatladım çok iyi geldi. :)
Şimdi sofranın detaylarına geçebiliriz…

Sofra-2

Tam bir aile çalışması içinde hazırlanan soframızda neler vardı;
  • Kırmızı ve Yeşil Biberli Tavuk Şiş
  • Ispanaklı Börek
  • Zeytinyağlı Yaprak Sarma
  • Zeytinyağlı Taze Fasulye
  • Karışık Kızartma
  • Patates Salatası
  • Fındıklı Kurabiye
  • Fındıklı Mereng Topları
  • Sütlaç
  • Ceviz krokanlı, Çikolata Kremalı ve Ganaş Kaplama Pasta
Tavuk Şiş

Tavuk şişlerin marinesi ve hazırlanması eşime ait. Şimdi siz haklı olarak tarif soracaksınız ama ne yazık ki yok :) Yoğurtlu, soya soslu bir sürü baharatlı bir karışım yapıyor bakmaya çalıştığımda sırtını dönerek engel oluyor :) Yok ne yaptıysam öğrenemedim.
Aynı şekilde bir de mantar sotesi var, inanın her seferinde parmaklarımı yiyorum lezzetinden ama hazırlarken beni mutfağın dışında bir iş vererek oyalıyor!
Kendisine bir blog yapacakmış, “hünerli bey” diye orada paylaşacakmış, bekleyeceğiz artık elden ne gelir :)

Ispanaklı Börek

Ispanaklı Börek; anneannemden...
Tadını anlatmaya, benim kuvvetli bulduğunuz kalemim bile yetmez :)
Deneyip, kendiniz karar verin efendim. Neyse ki tarif konusunda eşim gibi değil, hazırlarken yanında durup hepsini not aldım, en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım.

Fındıklı Kurabiye

Fındıklı Kurabiye; bu kadar anne tarzı bir sofraya, anne tarzı bir kurabiye yakışır diye düşünerek son anda malzemelerini uydurup hazırladığım bir kurabiye…
Kısa ama komik hikayesini tarifini verirken anlatırım :)

Fındıklı Mereng Topları, Patates Salatası, Zeytinyağlı Sarma

Son zamanlarda sıkça yaptığım ama hala yayınlanması için okey veremediğim mereng topları, patates salatası ve blogumdaki zeytinyağlı dolma tarifindeki iç harç ile hazırlanan; zeytinyağlı yaprak sarma…

Evimiz :)

Buda kolajını yaptıktan sonra bile yayınlayıp yayınlamamak konusunda saatlerce kararsız kaldığım fotoğraf… :)
Evimizin fotoğraflarını paylaşmam konusunda sayısız mail ve yorum alıyorum ama inanın beni yanlış anlamanızdan çok çekiniyorum.
Beni tanıyanlar bilir, mütevazi olmayı bir erdem sayar elimden geldiğince her konuda mütevazi olmaya gayret ederim.
Ama sonunda kendi kendime şöyle mantıklı bir açıklama yaptım. :)
Madem sevdiğim insanları misafir olarak evimde ağırlamayı çok seviyorum, tüm okuyucularımı da pek çok seviyorum o zaman sizi sanal da olsa evime davet etmiş oluyorum.
Beni doğru anlayacağınızdan da hiç şüphem yok :)
İşte pek çok obje eksiğine, duvarlarının henüz boş olmasına rağmen, sizlerle paylaşmak istediğim evimizden, birkaç kare…

Sofrada kullanılan;
Yemek takımı; Karaca....
Tüm servisler; Paşabahçe....
Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli)....
Taşlı servis kasesi ve tabağı; Yağmur Züccaciye....
Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş... Kurdele nakışı işlemeli runner; Kilis'ten hediye...
Peçeteler; Ikea...
Devamını Oku...

3 Ekim 2011 Pazartesi

Düğüm Poğaça

0 yorum
Düğüm Poğaça


Malzemeler;
8 adet milföy
200 gr peynir 
1 çay kaşığı kırmızı biber
1 çay kaşığı kekik


Üzerine 
1 yumurta sarısı 
1 tatlı kaşığı süt


Yapılışı;
Milföyleri oda sıcaklığına getirin. 2'li veya 4'lü dikdörtgen olacak şekilde birleştirin. Un serpili yüzeyde merdaneyle açarak milföyleri büyütün. Ezilmiş peynire baharatları ekleyerek karıştırın. Peyniri hamurun yüzeyine çok yoğun
Devamını Oku...

1 Ekim 2011 Cumartesi

sütlü bulgur çorbası

0 yorum

Sütlü bulgur çorbası için; ince köftelik bulgur, iri pilavlık bulgur ve pirinç kullanılabilir. Sütlü çorba içerisinde bulgurun yanı sıra katkı malzemesi olarak patates, kabak, havuç, domates püresi, soğan kullanılabilir. Ayrıca, süt ile birlikte et suyu, tavuk suyu kullanılabilir. Tatlandırıcı olarak pul veya kırmızı toz biber, tereyağı ve hatta soğan kulanılabilir.

Bana göre en güzel içilebilir sütlü bulgur çorbası, yağ ilave etmeden süt ve bulgur kullanılarak yapılan çorbadır. Bir de süt taze ve yağlı olursa, sütlü bulgur çorbasının tadına doyum olmaz. Sütlü bulgur çorbası hazırlarken en fazla dikkat edilecek nokta, çorbaya ilave edilecek tuzu dikkatli kullanmaktır. Çorbanın tuz ölçüsü birazcık kaçırılırsa, çorba içilmez bir hal alır. Sultan canı çektiği vakit, sütlü bulgur çorbasını her daim bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.

Neler Lazım
üç bardak süt
bir kahve fincanı iri bulgur
bir bardak su
bir çay kaşığı silme tuz

Yapılması
bir bardak suyu tencerede kaynatın
üzerine bulguru ilave edin karıştırın
bulguru bir kez fokurdattıktan sonra
ağır ateşte bulgur suyunu çekinceye kadar haşlayın
ardından sütü ilave edin ve karıştırın, ısıyı yükseltin
malzemeler kaynamaya başladıktan sonra
ağır ateşte tencere açık olarak
çorbayı 10 dakika süre ile tekrar kaynattıktan sonra
ocaktan alın ve tuzunu ayarlayın
ardından gönlünüzce servis edin
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...