DİYETİSYEN BULDUM KAÇIRMADIM :)
Bloguma kısa bir süre ara verdiğim dönemde, düzenli spora başlamış ve -diyet yapmaktan nefret ettiğim için- yiyecekleri azaltma uygulamasına geçmiştim.
Hala her ikisinede devam ediyorum, yorumlarda siz sormadan ben baştan söyliyeyim :)
Hatta o ara neler yaptığımı da "Bu Aralar Ben" yazısı ile sizlere anlatmıştım.
İşte bu yazıya yazdığı ve benim bunca zaman yanlış bildiğim bir bilgiyi düzelten, nazik yorumu ile tanıştım Özge hanım ve şahane blogu; Kelebek Diyeti ile.
Meğer ne çok şeyi bilmiyor ya da yanlış biliyormuşum.
Hemen kendisine bir mail gönderip, aklımdaki soruları yanıtlamasını rica etmeyi düşündüm önce...
Sonra; "eğer bunları ben merak ediyorsam, pek çok kişi de merak ediyor olabilir" dedim :)
Sorularımı bir röportaj tadında :) yönelttim kendisine, sağolsun vakit ayırdı uzun uzun yanıtladı.
Bakmayın röportaj dediğime, daha çok samimi bir sohbet havasında...
Hani uzun bir yolculuk sırasında yanınıza oturan kişinin, mesleğini öğrenince o konu ile ilgili aklınıza gelen her şeyi sorarsınız ya -yani en azından ben öyle yaparım- işte bu öyle bir şey oldu :)
Sanki, Özge hanım ile tesadüfen bir yerde karşılaşmışız ve ben; "şunun için şöyle diyorlar, bunun için böyle diyorlar" şeklinde, aklımdaki bütün soruları sormuşum gibi :)
Sizlerinde aklınıza sorular gelirse, Kelebek Diyeti'nin sayfalarında gezinebilir ya da kendisine sorabilirsiniz, büyük bir nezaket ile yanıt veriyor sorulara.
Ayrıca sevgili GIA'cığımın blogunda da uzun zamandır böyle bir güzellik var, aklınıza takılanları sorabileceğiniz bir uzman ve sağlık konusunda birbirinden hoş, bilgilendirici yazılar mevcut.
Umarım içinde sizlerinde merak ettiği yanıtlar bulacağınız bir yazı olmuştur, keyifli okumalar diliyorum efendim.
********
Müge : Bir süredir spordan gelince eğer çok acıkmış isem, kepekli bisküvi ve bir kase yoğurt yiyorum.
Ama spor salonunda tanıştığım, güzellik uzmanı bir hanım dedi ki; “akşamları yoğurt yeme kesinlikle, içinde maya var ve yoğurt vücutta mayalanır” doğru mu bu?
Dyt. Özge KELEBEK : Açıkçası çok güldüm :)) yok öyle şey. Mayalansa gündüz de mayalanır, zaten bağırsaklarınızda bakteriler var o zaman sütte mayalanır değil mi?
Yoğurt sadece içerdiği iyi bakteriler ile bağırsak içerisindeki iyi bakterilerin çoğalmasını sağlar ve bu da bağışıklık sisteminizi güçlendirir.
Yani yoğurda devam.
Müge : Diyet yaptığım ya da bugünlerde olduğu gibi az yemeye dikkat ettiğim zamanlarda, ekmek ya da kurabiye yerine Altınbaşak tarzı bisküviler yiyorum ama arkasındaki karbonhidrat miktarını okuyunca çok şaşırdım, hiçte masum görünmüyor, onun yerine bir dilim kepek ekmeği yesem daha mı iyi sanki?
Dyt. Özge KELEBEK : 3 Tane Altınbaşak veya Etiform veya Maviyeşil bisküvi = 1 dilim ekmek.
Lightların sınırını bilmek lazım yoksa birkaç dilim ekmeği yemiş kadar kalori alırsınız.
Müge : Light ürünler ne kadar sağlıklı ve ne kadar light?
Örneğin; “Fransız kadınlar niçin kilo almaz” adlı kitap, Fransız kadınlarının asla light ürünler yemediğini özellikle vurguluyor. Nedir bu işin doğrusu?
Dyt. Özge KELEBEK : Dediğim gibi her şeyin sınırı vardır. Evet, tatlandırıcı vardır veya kalorisi azaltılmış yağlar kullanıyorlardır yaparken ama her şeyin kalorisi vardır. Kalorisiz bir tek su vardır.
Şu anda araştırmam light süt ürünlerinin zayıflamaya etkisi ile ilgili. Lightların elbette yararı var ama kullanma zamanını ve miktarını bilmek lazım. Fransızlar ise yapısal olarak inceler. Tabi ki hepside değil...
Müge : Spora ilk başladığım günlerde hocayı bile hayretlere düşüren bir kas oranım vardı, sonraki aylarda yapılan ölçümlerde kas oranımda azalma yani kas erimesi oldu. Hoca bunun bilinçsiz diyetten kaynaklanabileceğini söyledi oysa ben diyet yapmıyorum.
Gündüz pek çok şeyi azar azar yiyorum sadece akşamları 7 den sonra mümkün olduğunca yemek yememeye çalışıyorum, çok acıkırsam bir kase yoğurt ve altınbaşak bisküvi yiyorum, bu şekildeki beslenme biçimi kasların erimesine neden olur mu?
Bunu önleyecek beslenme şekli ya da gıdalar nedir?
Bu soruyu hayatımızda spor varsa da yoksa da şeklinde iki aşamalı yanıtlarsanız çok sevinirim?
Dyt. Özge KELEBEK : Kas spora başlandığı ilk zamanlar kaybedilir. Yapılan eforla vücutta önce tepki olarak yıkım olur özellikle protein yıkımı olduğu için kas kayıpları görünür. Bilinçli diyet spor türünüze göre protein dengesi ayarlanarak yapılır ve böylece kayıpların önüne geçilir.
Kas kaybı yeterli enerji almazsanız da olur ve akşam 7 den sonra yememek çok da doğru bir tercih değildir. Uyanık kaldığınız saatlere beslenmenizi yayarsanız daha dengeli ve doğru yapmış olursunuz. Öyle belirli bir besin yok. Medya sebebi ile mucize besin yaratma alışkanlığı oldu ama hiç bir besin mucize değil.
Aslında spor varsa ya da yoksa diye net bir cevap veremem kişiden kişiye değişir bu durum. Ama spor varsa proteini birazda arttırmak gerekir.
Müge : İnternete girdiğimizde ya da dost sohbetlerinde ortalık kürlerden geçilmiyor.
Lahana, maydanoz, ya da benim de bir süre uygulayıp bıraktığım sirke kürleri gibi.
Bunlar ne derece sağlıklı, herkesin yapabileceği şeyler mi?
Kimler yapmalı, nasıl yapmalı, bizi aydınlatır mısınız?
Dyt. Özge KELEBEK : Bu kürler ödemi attırmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Sirkeye dikkat, midesi hassas olanlar, reflü, gastiriti olanlar yapmasın ileride ülsere ve başka mide sorunlarına yol açabilir.
Lahana ve maydanoz sadece su attırır ve kilo verdim dersiniz ama iki gün sonra geri alırsınız.
Ayrıca bunları böbrek problemi ve karaciğer problemi olanlar ile diyabetliler, kalp hastaları uygulamamalı. Karaciğer enzimlerini oynatabilir, kan şekerinde ani değişiklikler yapabilir, kan elektrolit dengesini bozarak vücudun genel dengesini yani homeostazı bozabilir ve özellikle su attırdığı için böbreğe zarar verebilirler.
Aman dikkat diyorum...
Müge : Özellikle hanımların bazı dönemlerde zirve yapan tatlı-çikolata krizinin nedeni nedir?
Alternatif çözümler ne olabilir, ille de çikolata diyorsak miktar ne olmalı?
Dyt. Özge KELEBEK : Daha önce blogumda bu konuya detaylı yer vermiştim. Hormonal denge alt üst olur ve beyinde seretonin hormonu bu dönemde azalır. Seretonin sizi sakinleştiren, mutlu yapan bir hormondur -bir kimyasal nörotransmitter-
Ayrıca kasılmalar olur bu dönemde her kadında bu kasılmaların nedeni de magnezyumun vücutta bu dönemde azalmasıdır. Beyin direk olarak magnezyumdan zengin ve kan şekerini ani yükseltip seretonini arttıracak bir besin arar, evet bu da çikolatadır. Tamamen içgüdüsel olarak gidersiniz. Çikolata yerine meyve tercihi daha iyidir aslında ama bence bu dönemde ağzınıza atacağınız küçük bir parça taze zencefil bütün tatlı isteğinizi keser evet acı ama etkili :)
Müge : Su içmek çok yararlı... Evet, bunu artık biliyoruz ama ne zaman ve ne kadar?
Yaşa, cinsiyete, kiloya göre değişiyor mu? Gün içinde içmemiz gereken suyu, rastgele içsek olur mu yoksa şu saatte şu kadar, bu saatte bu kadar gibi bir sistematiği var mı?
Dyt. Özge KELEBEK : En çok gelen sorulardan biri aslında. Kişiden kişiye göre değişir ama normal bir insanın günlük 2 litre içmesi gerekir çünkü hem terle, hem idrarla, hem dışkılama ile hem konuşarak ve nefes alarak ciğerlerden, hem de metabolizmada kullanılarak su kayıpları olur.
Bu da ortalama 2 litredir. Alınanın yerine konması gerekir, konmaz ise su atımı azalır ve su depolanarak ödem denilen cilt altı sıvısı oluşur. Bu da fazla kilo gibi görülebilir.
Sistematik olmalı her şeyde olduğu gibi suyunda düzeni olmalı, yatıncaya kadar yaşam stilinize göre düzenleyebilirsiniz.
Müge : Akşam 7 den sonra tükettiğimiz meyvenin miktarı ne olmalı?
Meyvelerde de şeker olduğuna göre çikolata yerine meyve yiyerek ama sınırsız yiyerek daha fazla şeker almış olmayalım?
Dyt. Özge KELEBEK : Tabi ki her şeyin miktarı vardır bir meyve (elma, portakal, kivi, ayva, şeftali gibi meyveler) ortalama 50-70 kalori arasındadır. Kişinin metabolizmasına göre 1 veya 2 meyve olabilir. Akşam yatmadan 1,5 - 2 saat önce yeme durumunu bitirmenizi öneririm.
Müge : Çalışan ya da ev hanımı diyeti farklı olmalı değil mi?
Sanılanın aksine ev hanımları çalışanlara oranla çok daha hareketliler, örneğin; masa başında çalışan bir kişi bütün gün hareketsiz otururken, ev hanımları ev işi, yemek, çocukların okula götürülmesi gibi dışarıdaki bir dünya işleri nedeniyle oldukça hareketli bir gün geçiriyorlar.
Bu yüzden herkesin yaşam stiline göre beslenmesi de farklı olmalı değil mi?
Dyt. Özge KELEBEK : Ev hanımının günlük yaşantısını, vücut zaten artık alıştığı için pek farklı olarak görmez ve kilo vermelerinde çok yardımcı olmaz. Ama tabi ki herkesin yaşam stiline ve metabolizmasına göre beslenmesi farklıdır. Arkadaşınızın yaptığı diyet ona kilo verdirirken size aldırabilir veya metabolizmanızı bozabilir gibi...
Sanılanın aksine ev hanımları çalışanlara oranla çok daha hareketliler, örneğin; masa başında çalışan bir kişi bütün gün hareketsiz otururken, ev hanımları ev işi, yemek, çocukların okula götürülmesi gibi dışarıdaki bir dünya işleri nedeniyle oldukça hareketli bir gün geçiriyorlar.
Bu yüzden herkesin yaşam stiline göre beslenmesi de farklı olmalı değil mi?
Dyt. Özge KELEBEK : Ev hanımının günlük yaşantısını, vücut zaten artık alıştığı için pek farklı olarak görmez ve kilo vermelerinde çok yardımcı olmaz. Ama tabi ki herkesin yaşam stiline ve metabolizmasına göre beslenmesi farklıdır. Arkadaşınızın yaptığı diyet ona kilo verdirirken size aldırabilir veya metabolizmanızı bozabilir gibi...
Müge : Kahvaltı da sızma zeytinyağı yemeyi çok seviyorum, öğle ve akşam yemeklerinde de salatalara zeytinyağı ekliyorum ve çok sağlıklı olduğunu düşünüyorum ama daha önce gittiğim diyetisyen demişti ki; “hiçbir yağ masum değildir” sizce ?
Dyt. Özge KELEBEK : Evet hiç bir yağ masum değildir. 1 gramı 9 kaloridir.
Kullanılırsa enerji için kullanılır (ama vücut enerji için önce karbonhidratları tercih eder) kullanılmasa direk yağ depolarına gider.
Müge : Kahvaltıda çay yerine kahve içmemiz demir emilimi açısından daha mı sağlıklı?
Kahvaltıda portakal suyu içiyorsak -ben öyle yapıyorum- fazladan seker mi almış oluyoruz?
Dyt. Özge KELEBEK : Hem çay hem de kahvede kafein vardır ve kafein varsa tanende vardır. Tanen ise demir emilimini azaltır.
Portakal suyu diyet yapıyorsanız kötü bir seçim. Kan şekerinizi ani yükseltir ve kan şekeri dengesini bozar. Bunun yerine domates, biber gibi C vitaminli besinleri seçerek, demir emilimini arttırabilirsiniz. Bence süt, sabah kahvaltısı için ideal bir içecek.
Kullanılırsa enerji için kullanılır (ama vücut enerji için önce karbonhidratları tercih eder) kullanılmasa direk yağ depolarına gider.
Müge : Kahvaltıda çay yerine kahve içmemiz demir emilimi açısından daha mı sağlıklı?
Kahvaltıda portakal suyu içiyorsak -ben öyle yapıyorum- fazladan seker mi almış oluyoruz?
Dyt. Özge KELEBEK : Hem çay hem de kahvede kafein vardır ve kafein varsa tanende vardır. Tanen ise demir emilimini azaltır.
Portakal suyu diyet yapıyorsanız kötü bir seçim. Kan şekerinizi ani yükseltir ve kan şekeri dengesini bozar. Bunun yerine domates, biber gibi C vitaminli besinleri seçerek, demir emilimini arttırabilirsiniz. Bence süt, sabah kahvaltısı için ideal bir içecek.
Müge : Hafta sonu yemek veya tatlıyı çok kaçırınca ne yapmalı?
Kaldığımız yerden eski düzen ile (diyet ya da az yeme düzeni) aynen devam mı edelim yoksa kendimize bir süre ceza verip aç mı yaşayalım?
Dyt. Özge KELEBEK : Aç kalmak sizin kendinize verdiğiniz en büyük cezadır. Kilo alırsınız aç kalırsanız…
Vücut kendini kıtlık pozisyonuna sokar ve aç kaldığınızda ondan sonraki dönemde yediklerinizi depolamaya başlar, düzenli çalışması için, önce kendini sağlama alıp, depoları doldurması gerekiyor çünkü.
Çok kaçırırsanız, ertesi güne 1 dilim ekmeğinizi azaltabilir veya yemeğinizi bir kaşık azaltabilirsiniz ama sakın aç kalmayın.
Müge : Midemiz gerçekten kauçuk bir torba gibi yedikçe büyüyen yemedikçe küçülen bir organ mı?
Yoksa bu bir şehir efsanesi mi?
Dyt. Özge KELEBEK : Evet esnektir ama midenin de esneme sınırı vardır. Az az sık sık yedikçe, vücutta midede buna alışır ve mide değil, artık beyin daha fazlasını istemez. Çünkü acıkma ve tokluk direk beyinde bitmektedir.
Müge : Asitli içeceklerin zararlı olduğunu özellikle selülite yol açtığını biliyoruz.
Soda ve meyveli soda da aynı kategoriye giriyor mu?
Sodayı limon sıkarak içmek içindeki tuz miktarını arttırıp zararlı hale getirir denir, doğru mu?
Dyt. Özge KELEBEK : Asitli değil de kafeinli içecekler selülite neden olur. Selülit deri altı suyunun, o bölgedeki yağ hücreleri ile yan yana gelerek oluşturduğu görüntüdür. Koladaki kafein su tutulumunu arttırdığı için selülite neden olur.
Sodanın içerisine sıktığınız az miktarda limon sodyumu arttırmaz aksine vitaminde eklemiş olursunuz sodanıza.
Sodanın içerisine sıktığınız az miktarda limon sodyumu arttırmaz aksine vitaminde eklemiş olursunuz sodanıza.
Meyveli sodanın diğer sodadan tek farkı şeker içerikli olmasıdır. Hem şeker hem de sodyumu yoğun içeren bir içecek tabiki su tutulumunu arttırır.
Basit şeker dediğimiz glikoz da depolar dolu ise -ki öğleden sonra tüm depolar dolu olur- yağ olarak depolanır. Selülit zaten yağ ve suyun karışmaması sonucu oluşan bir görüntüdür. Tabi ki yapar günde 1 den fazla içilmemeli ve içilirse öğle yemeğinden önceki ara tercih edilmelidir.
Müge : Şarküteri tarzı yiyeceklerin (sosis, salam, pastırma vs.) selülite yol açtığını okuyoruz, tek zararı bu mu?
Örneğin genetik olarak selülit sorunu olmayan bir kişi bu yiyecekleri rahatlıkla tüketebilir mi?
Dyt. Özge KELEBEK : Tuz, nitrat gibi koruyucu maddeler, bu tarz yiyeceklerin içlerinde fazladır ve bunlar sodyumda içerir.
Vücudun su toplamasında etkili olabilir. Çok fazla tüketmemek kaydı ile hafta 1-2 çok çok isteniyorsa tüketilebilir.
Müge : Şarküteri tarzı yiyeceklerin (sosis, salam, pastırma vs.) selülite yol açtığını okuyoruz, tek zararı bu mu?
Örneğin genetik olarak selülit sorunu olmayan bir kişi bu yiyecekleri rahatlıkla tüketebilir mi?
Dyt. Özge KELEBEK : Tuz, nitrat gibi koruyucu maddeler, bu tarz yiyeceklerin içlerinde fazladır ve bunlar sodyumda içerir.
Vücudun su toplamasında etkili olabilir. Çok fazla tüketmemek kaydı ile hafta 1-2 çok çok isteniyorsa tüketilebilir.
Müge : Sosis yada sucukların başında ve sonunda (iple büzülen kısmında) bakteri biriktiği ve bu gıdaların uç kısımlarını yemememiz gerektiğini okumuştum bir yerde doğru mu?
Dyt. Özge KELEBEK : Genelde kesilen kısımdır evet, haklısınız ama üründen ürüne değişir, analiz yapılmadan kesinlikle birikir veya birikmez diye bir şey söylemem mümkün değildir.
Müge : Derin dondurucudan çıkan ürünlerin oda sıcaklığında yavaş yavaş erimesi mi, buzdolabında yavaş yavaş erimesi mi, yoksa mikrodalga fırın ile hızlıca çözdürülmesi mi sağlıklı?
Dyt. Özge KELEBEK : Oda sıcaklığında yavaş yavaş eriyen besinlerde bakteri üreme oranı oldukça fazladır. Ortalama 4 dereceye geldiğinde bakteri üremeye başlıyor ki, oda sıcaklığında 4 derece tam erimiş sayılmıyor.
Buzdolabı ise; en üst rafta 0 derece de sabitleyerek, belirli bir zamanda çözülmeyi sağladığı için sağlıklı ama hızlı değil.
Mikrodalga ise; bakteri üremesinde en önemli etken olan suyu etkileyerek çalıştığı için hızlı ve güvenilir olabilir.
Müge : “Ara öğünler çok önemli” sözünü sürekli duyuyoruz, kısaca nedenlerini anlatır mısınız?
Örneğin ben, acıkmadan yemek istemiyorum, hatta ne kadar acıkmazsam o kadar kar ettim bugün bir ya da iki öğünden diye seviniyorum :)
Siz ne dersiniz?
Dyt. Özge KELEBEK : Genelde kesilen kısımdır evet, haklısınız ama üründen ürüne değişir, analiz yapılmadan kesinlikle birikir veya birikmez diye bir şey söylemem mümkün değildir.
Müge : Derin dondurucudan çıkan ürünlerin oda sıcaklığında yavaş yavaş erimesi mi, buzdolabında yavaş yavaş erimesi mi, yoksa mikrodalga fırın ile hızlıca çözdürülmesi mi sağlıklı?
Dyt. Özge KELEBEK : Oda sıcaklığında yavaş yavaş eriyen besinlerde bakteri üreme oranı oldukça fazladır. Ortalama 4 dereceye geldiğinde bakteri üremeye başlıyor ki, oda sıcaklığında 4 derece tam erimiş sayılmıyor.
Buzdolabı ise; en üst rafta 0 derece de sabitleyerek, belirli bir zamanda çözülmeyi sağladığı için sağlıklı ama hızlı değil.
Mikrodalga ise; bakteri üremesinde en önemli etken olan suyu etkileyerek çalıştığı için hızlı ve güvenilir olabilir.
Müge : “Ara öğünler çok önemli” sözünü sürekli duyuyoruz, kısaca nedenlerini anlatır mısınız?
Örneğin ben, acıkmadan yemek istemiyorum, hatta ne kadar acıkmazsam o kadar kar ettim bugün bir ya da iki öğünden diye seviniyorum :)
Siz ne dersiniz?
Dyt. Özge KELEBEK : Az az sık sık yemek metabolizmayı hızlandırır.
Ama metabolizma nedir? Bunu bilmek lazım ki neden önemli olduğunu anlayalım ve bilinçli beslenelim.
Metabolizma hızı, asıl adı bazal metabolizma hızı organlarımızın çalışma hızıdır.
Ben ne kadar sık aralıklarla beslenirsem organlarım o kadar çok çalışır ve metabolizmam hızlanarak enerji harcar.
Metabolizma ne kadar enerji harcarsa o kadar az depolar ve o kadar fazla yakar.
Bir kısır döngü gibi.
Harcaması kilo vermenizin en kolay yoludur.
Bu yüzden önemlidir…
Ama metabolizma nedir? Bunu bilmek lazım ki neden önemli olduğunu anlayalım ve bilinçli beslenelim.
Metabolizma hızı, asıl adı bazal metabolizma hızı organlarımızın çalışma hızıdır.
Ben ne kadar sık aralıklarla beslenirsem organlarım o kadar çok çalışır ve metabolizmam hızlanarak enerji harcar.
Metabolizma ne kadar enerji harcarsa o kadar az depolar ve o kadar fazla yakar.
Bir kısır döngü gibi.
Harcaması kilo vermenizin en kolay yoludur.
Bu yüzden önemlidir…
*******
Bir kez daha ayırdığınız zaman ve sabrınız için, çok ama çok teşekkür ediyorum Özge hanım...
0 yorum:
Yorum Gönder