Banner 468 x 60px

 

31 Ağustos 2009 Pazartesi

İftar Sofrası - 2009 (3)

0 yorum
İftar Sofrası - 2009 (3)

AKRABA İFTARI...
Geçtiğimiz hafta perşembe akşamı, eşimin Amerika'dan gelen amcası, kayınvalidemler ve diğer amcası ile ailesini ağırladık.
Hafta içi olması nedeniyle, salata ve kızartma ağırlıklı bir sofra oldu. Bir önceki hafta içi iftar sofrası kadar basit olmadı ama :)
Sebzeleri yıkama, kurutma, közleme işlemlerini ve köfteyi bir gece önceden hazırladığım için çok fazla yorulmadım.
İşten gelince, köfteyi kızarttım, püreyi hazırladım, salataları soslama ve yoğurtlama kısmını yapıp, sofrayı kurdum, hepsi bu :)
Yeri gelmişken bir yoruma da yanıt vereyim; kızartma ve zeytinyağlıları soğuk ve dinlenmiş sevdiğimiz için, domates soslu kızartmayı da bir gece önceden hazırladım. Hafta sonu ise üç dört saat önceden hazırlarım; dinlenmesi için.
Fotoğraflar, iftardan bir kaç dakika önce çekildiği için, ışık olarak, eşimi de beni de mutlu etmiyor :( ama yinede sofralarımı sizlerle paylaşmayı çok sevdiğim, hem de yıllar sonra bana bir anı olmasını istediğim için yayınlıyorum, bilginize :)

Yoğurtlu Patlıcan Salatası

Soframızdakiler;

  • İftariyelikler
  • Tarhana Çorbası
  • Patates Püreli ve Domates Soslu Fırın Köfte (Hasanpaşa Köfte)
  • Mısırlı Pilav
  • Domates Soslu Köy Biberi Kızartması
  • Yoğurtlu Patlıcan Salatası
  • Yoğurtlu Semizotu Salatası
  • Mevsim Salata
  • Baklava (Kilis'ten)

İftar Sofrası - 2009 (3)

Pınar'cığımın hediyesi peçetelikler. Hafta sonu; bende biraz farklı bir modelini yaptım, rengarenk çok güzel oldu. Onlar da bir sonraki sofra da :)

***

Sofrada kullanılan, yemek takımları; Karaca.... Kadehler, kuruyemiş ve zeytin tabağı; Mudo Concept....

Devamını Oku...

28 Ağustos 2009 Cuma

Biberli Çam Fıstıklı Tavuk

0 yorum
Biberli Tavuk

TEFAL ACTIFRY İLE ŞİPŞAK TAVUK :)
Bir önceki pratik iftar sofrasının, patates kızartmasından sonraki en pratik tarifini veriyorum :)
Eğer Actifry kullanıyorsanız, toplam yirmi dakikada hazırlayabileceğiniz bir yemek.
"Yirmi dakikanın neresi pratik? Ben o sürede iki çeşit tencere yemeği yaparım" diyorsanız, yanıldınız :) Çünkü alet yemeği yaparken siz başka bir şeyler yapabilirsiniz...
Daha renkli bir yemek olsun isterseniz, içine bir tane sarı biber de doğrayabilirsiniz. Ben son yaptığımda, marine ederken, anneannemin Almanya'dan getirdiği tavuk baharatından ekledim, bir yemek kaşığı kadar, çok güzel oldu. Evinizde varsa öneririm, yoksa olmasa da olur.

Actifry'ınız yok ise; tarifte yazdığım şekilde marine edilmiş tavukları, teflon bir tavada, kısık ateşte, çok az su ile pişirin. Sonra, biberleri, fıstıkları ve çok az sıvı yağ ekleyin, orta ateşte sürekli karıştırarak kızartın. Hepsi bu :)

Malzemeler (4 Kişilik)
  • 4 Parça (iri) Kemiksiz Tavuk But
  • 5-6 Adet Sivribiber yada Köy Biberi
  • 2 Adet Kırmızı Biber
  • 1 Yemek Kaşığı (dolmalık) Çam Fıstığı
  • 2 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
  • 2 Yemek Kaşığı Elma Sirkesi
  • 2 Diş Sarımsak
  • Tuz

Yapılışı

  • Tavukları, parmak şeklinde (jülyen) doğrayın. Sıvı yağ, elma sirkesi, dilimlenmiş sarımsak ve tuz ile iyice karıştırın. Buzdolabında en az yarım saat (mümkünse 1-2 saat) dinlendirin.
  • Actifry'ı 2 dk. boş olarak çalıştırıp, ısıtın. Tavukları ekleyin ve 15 dk.ya kurun.
  • Süre sonunda, irice doğradığınız biberleri ve fıstıkları ekleyin. 6-7 dk. daha çalıştın. (Dikkat edin biberler çok çabuk pişer, yanmasın)
Devamını Oku...

26 Ağustos 2009 Çarşamba

İftar Sofrası - 2009 (2)

0 yorum
İftar Sofrası - 2009 (2)

ÇOK PRATİK İFTAR SOFRASI :)
İftar davetleri hafta sonu olduğunda işimiz biraz daha kolay. Bir çok şeyi gündüzden hazırlayabiliyoruz. Ama hafta içi biraz zor. Eve geliş ve iftar vakti arasında, bir yada bir buçuk saat kadar olunca, sofra da mümkün olduğunca pratik hazırlanan yemeklerden oluşuyor.
Bu hafta iki akşam, bahsettiğim şekilde iki pratik iftar sofrası hazırladım. Gelenler de akraba ve çok samimi arkadaş olunca, kendimi de çok bunaltmadım, çok çeşit yapacağım diye. (aslında blogdaki tüm sofralarda, çeşit olarak her zaman, çok az yaptığım görülmektedir :)
Böyle dar vakitli dönemlerde, hemen hemen tüm hanımların yaptığı gibi, mutfakta elimiz kolumuz olan aletlere başvururum. Hatta annem beni izlerken, "teknolojiyi son damlasına kadar kullanıyorsun helal olsun" der :) Mikrodalga fırın, rondo, actifry hepsi aynı anda çalışır :)
Bu iftar sofrası da bahsettiğim şekilde, toplam bir saatte hazırlandı.
Çok albenili bir sofra değil, çeşitte az ama yayınlama nedenim; çalışan bayanlara nacizane fikir verebilmek :)

Mısırlı Yeşil Salata

Soframızdakiler;
  • İftariyelikler
  • Domates Çorbası (Tamek hazır domates suyu ile yaptım)
  • Biberli Çam Fıstıklı Tavuk (Tefal Actifry ile)
  • Mısırlı Pilav
  • Patates Kızartması
  • Mısırlı Yeşil Salata
  • Dondurma

Kumaş Peçete

Beni peçetelik yapma hobisi ile tanıştıran Pınar'cığımın, hediye ettiği çeşit çeşit kumaş peçetelerden biri. Altı takımım var şu anda :) Sonraki sofralarda, yeni yaptığım peçetelikler ile hepsini sizle paylaşmak istiyorum kısmet olursa.

***

Sofrada kullanılan, yemek takımları; Karaca.... Servis tabakları Yağmur Züccaciye.... Kadehler ve ekmek sepeti; Paşabahçe.... Kuruyemişlikler; Mudo Concept....

Devamını Oku...

Karnıyarık

0 yorum
Karnıyarık

SAKINCALI GÜZEL :)
Karnıyarık; arşivimde mutlaka olması gerek diye düşündüğüm klasik bir tarif. Hanımların çoğunun bildiği, bilmeyenlerin de annelerinden öğrendiği :)
İnternete girip, tarifini arayan olurmu bilemiyorum ama söylediğim gibi ben tüm klasik Türk mutfağı yemeklerinin arşivimde olmasını istediğim için, annemin tarifini, benimde ufak tefek eklemelerde bulunduğum, şekliyle yayınlamak istedim.
Yemeğin tek kusuru, patlıcanın kızartılması :(
Aslında ızgarada közleyerekte yapılabilir.
Babamın yaptığı gibi patlıcanları çiğden ama çok kısık ateşte pişirerekte...
O nasıl olur ? derseniz, patlıcanları ağzı kapalı derin bir tencerede çok az yağ ve su ile çok kısık ateşte (çay demler gibi) pişiriyor. Sonra ortalarını yarıp, iç malzemeyi koyuyor ve biraz su ile, çok az bir süre fırında pişiriyor.
Bu arada, Domatesli Pilav'dan sonra bir tarif daha oldu, babacığımdan blogda :)
Benim fikrim ise; bu yemeğin en güzel halinin, en sakıncalı yapıldığı versiyonu :)
Patlıcanın kendine has kekremsi tadından dolayı, Cafe Fernando'dan öğrendiğim yöntemle, çok az da şeker ekliyorum ben bu yemeğe.
Son yaptığımda, biber kızartması için hazırladığım domates sosundan,bir çay bardağı kadar arttırıp, iç malzemesinde, çiğ domates rendesi yerine onu kullandım. Pişmiş domates sosunda zaten şeker, tuz, sarımsak olduğu için ayrıca eklemedim. Size de eğer karnıyarık yaptığınızda evde hazırlamış olduğunuz domates sosu varsa, ondan kullanmanızı öneririm.

Malzemeler (8 Kişilik)
  • 8 Adet Orta Boy (ince olmayan) Patlıcan
  • 250 Gr. Kıyma
  • 1 Adet (orta boy) Kuru Soğan
  • 1 Adet (orta boy) Domates
  • 2-3 Adet Sivri Biber
  • 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
  • 1/2 (yarım) Çay Bardağı Sıvı Yağ
  • 2 Diş Sarımsak
  • 7-8 Dal Maydanoz
  • Tuz, Karabiber
  • 1 Tatlı Kaşığı + 1 Çay Kaşığı Şeker

Yapılışı

  • Patlıcanların saplarını kesin ve alacalı bir şekilde soyun. Bol tuz attığınız suyun içinde yarım saat kadar bekletin. Suyunu sıkıp, kızgın yağda kızartın. Peçete üzerine alarak, yağının süzülmesini sağlayın.
  • Soğanı ve biberleri minik minik yemeklik doğrayın. Sıvıyağı kızdırın, soğanları ve biberleri ekleyin. Orta ateşte sürekli karıştırak 2-3 dk. kavurun. (soğanlar pembeleşip, şeffaflaşıncaya kadar)
  • Kıymayı ekleyin, 2-3 dk daha kavurun.
  • Domatesi rendeleyin, salçayı da içine katarak eritin. Domates ve salçayı da kıymalı karışıma ekleyip 3-4 dk. daha kavurun.
  • İnce ince doğradığınız sarımsakları, tuz, karabiber ve 1 çay kaşığı şekeri ekleyin. Çok az daha kavurup, ocağı kapatın.
  • Karışıma ince kıydığınız maydanozları ekleyin ve karıştırın.
  • Patlıcanları, karnıyarık tenceresi diye bilinen, geniş çelik tencereye alın, ortalarını açın ve 1 yemek kaşığı şekeri tuz serper gibi patlıcanların üzerine serpin, sonra hazırladığınız karışımı pay edin.
  • Bu arada kıymalı karışımı hazırladığınız tavayı umarım yıkamadınız :) O tavaya 1 su bardağı su koyup, şöyle bir çalkalayarak, tencereye dökün, bu da yemeğinizin suyu :)
  • Karnıyarıkları kısık ateşte, 10 dk. kadar pişirip, sıcak servis edin.
  • Önceden hazırlayıp suyunu eklemeden bekletebilir, servis edeceğiniz zaman suyunu ekleyip, pişirebilirsiniz.
Devamını Oku...

25 Ağustos 2009 Salı

Soğuk Yoğurt Çorbası

0 yorum
Yoğurtlu Soğuk Çorba

BİR ÇORBA'NIN NOSTALJİK HİKAYESİ :)
Soğuk çorba ile ilk kez, tam üç yıl önce bugün, 25 Ağustos 2006 da tanıştım. Yazın en sıcak günlerinde, şimdiki eşim o zamanki nişanlım :) ile harıl harıl ev arıyorduk.
Yaklaşık iki ay boyunca -ama bana iki yıl gibi geldi- onlarca ev gezdik, yaşayanlar bilir, çok sıkıntılı bir süreçtir. Beğendiğiniz evler bütçenize uymaz, bütçenize uygun olan da ya çok eskidir, bakımsızdır, gönlünüze göre değildir vs vs...
Hatta aramaların son günlerinde eşim, emlakçıdan her telefon geldiğinde beni çağırmamaya başlamıştı, önce gidip kendisi görüyor, ev onun gözünde ilk elemeyi geçerse beni haberdar ediyordu :)
Şu anda oturduğumuz evi bulduğunda ise heyecanla beni aradı; "sanırım evimizi bulduk, hemen görmen lazım" dedi.
Evimiz onu olduğu gibi, beni de görür görmez büyüledi :) Büyüklüğü, manzarası, bütçesi, her şeyi ile güzeldi. Ev sahipleri de çok iyi insanlardı.
Anlaşma yapıldıktan sonra bizi evlerine yemeğe davet ettiler.
Ev sahibimizin eşinin eli gerçekten çok lezzetli, bazen işten geldiğimizde, kokuları duyunca, kapısını çalıp, sofralarına oturmamak için kendimizi zor tutarız :)
Yemekte soğuk çorba vardı ve ben bir güzel pot kırdım;
- Naciye teyze, evi o kadar beğendik ki sarhoş gibiyim şu anda, yayla çorbasını ısıtmayı unutmuşsun ama bana yine de tadı çok güzel geldi, olsun varsın :)
- Bu yayla çorbası değilki, bizim yörenin soğuk çorbası, ayran aşı.
- ? ? ?
Özür diledim tabiki ve soğuk çorba ile ilgili bir anı kazanmış oldum :)
O günün mutluluğundanmıdır, bilemiyorum ama çorbayı o kadar beğendimki, tadı damağımdan üç yıl boyunca gitmedi. Hep yapacağım diye dilimdedir ama bir türlü kısmet de olmadı.
Bu yıl Ramazan ayının sıcak günlere denk gelmesi ise bu çorba için biçilmiş kaftan.
Bence hava ne kadar sıcak olursa olsun, oruç sonrası bir kase sıcak çorbanın yerini hiç bir şey tutamaz :) ama iftar sofraları için değişik bir seçenek olsun isterseniz, kesinlikle öneririm.
İçindeki malzemeler nedeniyle çok besleyici ve doyurucu.
***
Çorbayı yapmayı bu kadar ertelememin bir nedeni daha var, düdüklü tenceremin olmaması :) Nohut haşlama kısmı zor geldiği için, anneme; "biraz haşlayıp verirsin bana, artık çorba için demiştim" :)
Geçtiğimiz günlerde Tamek'ten gelen devasa hediye paketi, bu problemi çözdüğü için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Paketteki çeşit çeşit ürünlerin içinde beni en çok sevindiren, konserve nohut oldu :) Nedense konserve bir ürün almak hiç aklıma gelmemişti bu güne kadar...
Tamek bir yemek yarışması düzenlemiş, blogunuz olmasına da gerek yok, isteyen herkes katılabiliyor, ilginizi çekerse ayrıntılar burada...

Malzemeler (6 kişilik)
  • 3 Su Bardağı Yoğurt
  • 1,5 Su Bardağı (300 ml) Su
  • 4 Yemek Kaşığı Buğday
  • 1 su Bardağı (haşlanmış) Nohut
  • 2 Yemek Kaşığı (haşlanmış) Mısır (isteğe bağlı)
  • Tuz, Kuru Nane, Zeytinyağ

Yapılışı

  • (Bir gece önce) Buğdayı iyice yıkayın. Küçük bir tencereye koyup, üzerini 2-3 parmak geçecek kadar su ekleyin. Kaynamaya başlayınca, ocağı kısın ve 5 dk. kaynatın. Suyunu dökmeden, tencerenin kapağını kapatıp, bir masa örtüsü ile güzelce sarın. (eskilerin deyimi ile gelin edin) Bir gece bekletin. Sabah, buğdaylar yarılmış ve iyice yumuşamış olacak, suyunu süzüp, buzdolabında 1-2 gün, buzlukta ise bir kaç ay saklayabilirsiniz.
  • Konserve nohut kullanacaksanız, önce biraz yıkayıp, sonra üzerine 1lt. kadar kaynar su döküp, süzün.
  • Yoğurdu çırpma teli iyice çırpın, pürüzsüz bir hale gelince suyu ve tuzu ekleyin ve biraz daha çırpın.
  • Yoğutlu karışıma, nohut, buğday ve mısırları ekleyin, karıştırın.
  • Kaselere pay ettikten sonra üzerine nane serpin ve biraz zeytinyağ gezdirin.
Devamını Oku...

24 Ağustos 2009 Pazartesi

İftar Sofrası - 2009 (1)

0 yorum
İftar Sofrası 2009-1

HOŞGELDİN YILIN EN GÜZEL GÜNLERİ..
İnsanların birbirine sevgi dolu ve daha bir hoşgörülü olduğu, kalplerin huzur bulduğu, hazırlanması en zevkli, sohbeti en keyifli sofraların kurulduğu, her yapılan yemeğin daha bir lezzetli olup, afiyetle yendiği, mübarek ay Ramazan geldi nihayet...
Hatta bir de bakmışız ki yarılamış, sonuna gelmiş, bayram hazırlıklarına girişmiş bile olacağız. Çok çabuk geçeceğine inandığım bu günleri, elimden geldiğince dolu dolu yaşamak, yaşatmak istiyorum bu yıl; bu yazı da anlattığım gibi...
Bu hafta sonu; ilk iftar sofrasını -eski- çekirdek aileme :) hazırladım. Annem, anneanem, kardeşim ve kuzenimiz ile harika bir iftar yaptık.
Uzun zamandır denemek istediğim ve Ramazan'da yaparım diye ertelediğim, soğuk yoğurt çorbasını yaptım, çok da güzel oldu ve arşivimde tüm klasik yemeklerin olmasını istediğim için; karnıyarık :)
Tarifleri sonraki yazılarda paylaşacağım.

İftar Sofrası 2009-1

Soframızdakiler;

İftar Sofrası 2009-1

İftar Sofrası 2009-1

İftarda kahvaltı etmeyi çok sevdiğim için, pide üzerinde, fesleğen, peynir ve domatesli, tek lokmalık kahvaltılıklar hazırladım :)

İftar Sofrası 2009-1

Bütün yaz soframdan eksik olmayan köy biberi kızartması... Tefal actifry ile 12-13 dakikada kızarıyor ve en güzel yanı etrafa bir damla yağ sıçramıyor olması :)

Peçetelik

Peçeteliklerimi beğendiniz mi? Yeni hobim bu :) Akşam olsa da, televizyonun karşısında peçetelik yapsam diyorum bu aralar sürekli :)

Çiçekli yapmak niyetiyle başladığım ama kutuda gözüme ilişen nazar boncuğu çıkartmaları ile ani bir kararla, nazar boncuklu olan bu peçeteliklerimi ben çok sevdim. Yeni kreasyonlar da buluşmak üzere :)

***

Sofrada kullanılan, yemek takımları; Karaca.... Kadehler ve ekmek sepeti; Paşabahçe.... İftariyelik servisleri; Mudo Concept.... Masa örtüsü; Alaçatı Pazarı....

Devamını Oku...

20 Ağustos 2009 Perşembe

Braun Etkinliği

0 yorum
Braun Etkinliği - 18.08.09

BRAUN İLE EĞLENCELİ SAATLER
Başlık laf olsun diye değil, gerçekten eğlenceli, bitmesini hiç istemediğim, saatler geçirdim salı akşamı.
Tefal Actifry ile yapılan etkinlik ve Uno'nun düzenlediği otel mutfağında yemek yarışması etkinlikleri süperdi, tadı damağımda hala :) Hal böyle olunca geçtiğimiz günlerde posta kutuma düşen Braun davetiyesi beni çook sevindirdi :)
O akşam ekiptekilere de söylediğim gibi, bu tarz etkinlikler, benim için bir çocuğun Disneyland'de olması gibi bir şey :)
Profesyonel bir mutfak, önünüzde hazırlanmış malzemeler, siz yemek yaparken sürekli arkanızın toplanması, mutfak toplama ve bulaşık derdi olmaması, şahane ! :)
Sizinle ortak zevkleri, ortak hobileri olan, güleryüzlü blogdaşlarla birlikte olmak, sizi güzel ağırlayabilmek adına elinden geleni yapan, saygıda kusur etmeyen, hediyeler ile uğurlayan, sevimli ajans ve firma yetkilileri de cabası.
Kısaca kendimi çok özel ve çok mutlu hissediyorum bu tarz etkinliklerde. Bu yüzden Braun ekibine ve Sinem hanıma çok teşekkür ediyorum.

Braun Etkinliği - 18.08.09

Sinem Hanım davetiyeyi gönderdiğinde, en çok sevgili Chef's Gülhan Kara ile tanışıp, birlikte vakit geçireceğimiz için sevindim.
Kendisini medya'dan tanıyor ve çok beğeniyordum, yüz yüze tanışınca daha da çok sevdim, bizi atölyesinde çok güzel ağırladı sağolsun.
Bu arada fotoğraftan da anlaşılacağı üzere Braun multiquick'i bol bol denedik o akşam.
Alet; rondo, çırpma aparatı ve parçalayıcı el mikserinden oluşuyor. Diğer rondo'lardan farkı ise on beş kademesi olması, soğanı istediğiniz boyutta doğrayabilmesi mesela :)
Benim hoşuma giden ise, parçalayıcı el mikserinin çıkabilir ve bulaşık makinesinde yıkanabilir olması oldu, çünkü benim kullandığım Moulinex'in eski bir modeli idi ve yıkarken sürekli elimi kesme tehlikesi yaşıyordum.

Braun Etkinliği - 18.08.09

Braun multiquick'i kullanarak önce eti kıyma haline getirdik, sonra diğer malzemeleri kattık ve elimizi sadece köfteye şekil vermek için değdirdik. Boşuna dememişler "alet işler el övünür diye :)

Braun Etkinliği - 18.08.09

Kendim yaptım diye söylemiyorum ama fesleğenli domates soslu köfte, pek bir lezzetli olmuştu. Son damlasına kadar yendi :)

Braun Etkinliği - 18.08.09

Aletin ikinci beğendiğim özelliği, elektrikli çırpma teli. Benim gibi çırpma teli kullanmayı çok seven, küçük çapta bir çırpma teli koleksiyonu olan, biri için ideal :)

Braun Etkinliği - 18.08.09

Bu tatlıya, daha doğrusu tereyağ ve şeker ile karamelize edilen şeftaliye, tek kelime ile bayıldım !!
Etkinlikte; krep içinde yaptık. Ama ben ilk fırsatta tek kişilik kaselerde, vanilyalı muhallebi yapıp, üzerine ekleyeceğim.
Muhallebiyi önceden hazırlayabileceğimiz için, iftar sonrası kahve yapmaktan bile kısa sürecek, şahane bir ikram :)
Gülhan hanım'a bu güzel ve pratik tarif için çok çok teşekkür ediyorum.
Devamını Oku...

14 Ağustos 2009 Cuma

Ramazan Hazırlıkları

0 yorum
Ahmed-Pınar Akşam Yemeği Sofrası

2009 İFTAR SOFRALARI İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI :)
Ramazan ayına gerçekten sayılı günler kaldı. Beni de bir heyecan sardı ki sormayın gitsin :)
Bu yıl, geçen yılın acısını çıkartıp, şöyle layıkı ile bir Ramazan yaşamak istiyorum, nasip olursa.
Bir önceki yıl, yeni gelin olmanın verdiği heyecan mı denir?, bloga sürekli birşeyler ekleme hevesi mi denir, evli olarak ilk Ramazan ayı heyecanı mı denir? artık ne denir bilemiyorum ama pek çoşkulu, bol misafirli bir yıl olmuştu.
Geçen yıl ise -bana göre- çok sönüktü, pek bir tembeldim misafir ağırlama konusunda, genelliklere davetlere icabet edip, işin kolayına kaçtım yani...
Bu yıl; Müge dedim kendime; "silkelen ve kendine gel" :)

HAZIRLIKLARA ŞİMDİDEN BAŞLADIM...
Bu yıl işi ciddiye aldığım için, aynı eşimin doğum günlerinde olduğu gibi erkenden ve çok sıkı şekilde hazırlıklara başladım.
Öncelikle bilgisayarımda takvimli bir liste hazırladım. Tarihleri ile, hangi gün kimleri davet edeceğim, kim hafta içi kim hafta sonu olacak ve en önemlisi bir biri ile uyumlu gruplar oluşturdum. Böylelikle bizim davet edildiğimiz günlerde, takvime bakarak, hemen yanıt verebileceğim. Hatta davet edeceğim kişilerin çoğunu arayıp, teyit ettim bile :)
Dün ve bu günde, misafirlerin sevdiği-sevmediği yemekleri dikkate alarak, uygun yemek listeleri hazırlıyorum.
Yarın ise, Eminönü, Mısır çarşısı ziyareti yapmayı, iftariyelik; kuru meyve, kuru yemiş, kahvaltılık, baharat ve Mehmet efendi'den kahve alışverişi yapmayı planlıyorum.

Peçete-Detay

Bu yıl havalar nedeniyle, iftarlarımızın çoğunu balkonda yapacağız gibi görünüyor. Bu pek çok açıdan güzel bir durum :)
Özellikle yemek hazırlıkları konusunda tam bir artı !
İftar da sıcak sıcak servis etmek için pek çok hazırlığı son ana bırakmamız gerekebiliyor normalde. Ama yaz yemeklerinin güzelliği soğuk ve dinlenmiş olmasında :)
Bu yüzden ben çoğu iftar sofrasında; bir kaç saat önce hazırlayabileceğim, domates soslu ve yoğurtlu kızartmalara, patatesli, kabaklı veya havuçlu salatalara, bir gece önceden hazırlayabileceğim, zeytinyağlı yemeklere ve bol bol cacığa yer vereceğim.
Hatta çoğu zaman soğuk, ayranlı çorba'ya.
Yemeklerin çoğu hazır, sofra kurulmuş ve iftariyeliklerin de yerleştirilmiş olması ise; çorbayı, yemekleri ısıtırken ya da son anda yapacağım pişirme işlemlerin de panik olmamamı sağlayacak.
Balkon iftarlarının, benim için, tek eksi yanı ise; ışık yetersizliğinden dolayı fotoğrafların karanlık olması. Pek çok sofrayı, sizlerle paylaşamayacağım bu nedenle :(

Mangalda Mısır Keyfi

Bu yıl iftarlar da, zaman zaman, eşim mangal yapacak. Kendi deyimi ile üzerimdeki yükü alarak, beni rahatlatacak !
Mangal yapılacak etlerin marine edilmesi, salatanın, kızartmaların ve pilavın yapılması, bunlar yapılırken sürekli, "maşa, ızgara, bez, tabak istenmesi" nedeniyle bölünmek, mangal sonrası ızgaranın temizliği sayılmıyor.
Yemek sonunda, söylenen söz hep aynı; "nasıl, mangal yaptım bu akşam, sende yorulmadın değil mi? çok iyi oldu" :))
Birde ateşi hep fazla fazla hazırladığı için ziyan etmeme çabaları var ki o ayrı bir alem :) Yemek bitmiş, tam biraz dinleneceğim derken;
-Müge, ateş süper, patlıcan, biber filan közlenecekse yarın için, getir.
-Yok canım sağol
-Domates filan?
-Gerek yok.
-Kahve bile yapar bu ateş bak !
-Hayır canım, haşlarız diye aldığın, 10 kg. kadar mısır var istersen getireyim mi?
-Aaa süper, ne duruyorsun, getir getir...

Sofra Dekorasyonu

Yukarıdaki sofra geçen haftadan, hava aydınlıkken ne olur ne olmaz diye çekilen bir kare. Gerçektende yemekler yerleştiğinde hava kararmış ve fotoğrafı imkansız hale getirmişti.

Bu arada, annemin çeyizime koyduğu ya da kayınvalidemin hediye ettiği ve "nerede kullanılır ki" diye bir yerlerde unuttuğum tüm el emeği örtüler, Pınar'cığım sayesinde bir bir ortaya çıkıyor. O'nun hediye ettiği zarif peçeteler, benim bu paha biçilemez örtüleri tekrar hatırlamamı sağladı.
Siz söylemeden ben söyliyeyim, en yakın zamanda peçete halkası edineceğim ya da yapacağım, söz :)

Ve son olarak, o akşamın yemekleri.
2009 iftar sofraları için, hünerlibayanlar'dan ilk öneri :)
Devamını Oku...

11 Ağustos 2009 Salı

Çay Daveti Sofrası

0 yorum
Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

SERPİL ABLA'DAN MUHTEŞEM ÇAY SAATİ LEZZETLERİ...
Aslında yukarıdaki başlık eksik, Serpil abla ve Selahattin abi'den muhteşem bir ziyafet demeliyim. Hem hazırlıklarda hem de süslemelerde çok yardımcı olmuş çünkü.
Kahvaltıdaki herkesin iltifat ettiği lezzetler farklıydı ama Selahattin abi'nin elinin değdikleri daha bir güzeldi sanki :)
Serpil abla uzun zamandır bizleri ağırlamak istediğini söylüyordu ama çocuklarının final sınavları, mezuniyetleri derken süre birazcık uzadı.
Pazar günü yaşadığımız ziyafet ise, beklememize fazlasıyla değdi :) Aslında yorgunluğunu atması ve mezuniyetleri kutlamak adına bizim onu ağırlayıp, dinlendirmemiz gerekirdi belkide ama düşünemedik. Serpil ablamızı çok yormuşuz bilmeden ama çeşitlerin hepsi olağanüstü idi !

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

Aslında; "yediğin, içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat" tır işin doğrusu :) Ama hem blogun yazarı hem de okuyucularının asıl ilgi alanı yemekler olunca haliyle konumuzda sofradaki lezzetleri anlatmak oluyor :)
Soframız öyle zengindi ki, tüm lezzetleri bir fotoğraf karesine sığdıramadık. Yan tarafa açılan servis masasından bazı yiyecekleri alıp ana sofraya ekleyerek çekmeyi denedik, baktık o da uzun sürüyor ve her zaman olduğu gibi, bir an önce sofraya oturmak isteyen gözler bana bakıyor :) bazılarını da tek tek fotoğrafladık.

Soframızdakiler;
  • Yoğurtlu Patates Salatası
  • Taze Soğanlı Kabak Salatası
  • Zeytinyağlı Dolma ve Yaprak Sarma
  • Peynirli Poğaça
  • Patatesli Katmer Poğaça
  • Karaköy Böreği
  • Sosisli Mini Pizzalar
  • Elmalı Tart
  • Kar Yağdı Tatlısı
  • Kuru Meyveli Kek (Necla Abla'dan)

Sosisli mini pizzalar Serpil abla'nın spesiyali. Daha önce de tadına bakmış ve çok sevmiştik. Pastanede satılan minik hamburger ekmeklerinin içini boşaltıp, salça ile sotelenmiş sosisle doldurup, üzerine bir dilim kaşar koyarak fırına veriyor, pratik ama çok iltifat topluyor. Sofradaki sayısız çeşide rağmen hepimiz üçer tane yedik :) Karaköy böreği ise; bir Sarıyer klasiği olduğu için soframızda yerini aldı. "Zekeriyaköy'e gelip te börek yemeden gitmeyin istedim" dedi Serpil abla :)

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

YOĞURTLU PATATES SALATASI
Masanın yıldızı :) istisnasız herkesin beğendiği ve bir kaç kez aldığı, muhteşem lezzet.
İçindekiler; Haşlanmış patates, Salatalık, Zeytinyağ, Limon, Sarımsak, Yoğurt ve Mayonez.
Her anne gibi ölçüler göz kararı :) En kısa sürede yapıp, ölçüleri ile sizlerle paylaşacağım, iftar sofralarımız için nefis bir çeşit olacak.

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

TAZE SOĞANLI KABAK SALATASI
Kabak ile birlikte taze soğanın da sotelenmiş olması, inanılmaz bir lezzet vermiş.
İçindekiler; Kabak, Taze soğan, Dereotu, Maydanoz, Haşlanmış Pirinç, Yoğurt ve Sarımsak.
Ölçüler yine göz kararı :) En kısa sürede yapıp, ölçüleri ile sizlerle paylaşacağım.

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMA VE BİBER DOLMA
Kaç tane yediğimi hatırlamıyorum, çünkü sayamadım :) Kendi yediklerimin haricinde eşimin çaktırmadan alıp, tabağıma koydukları da var :)
Hafif ekşi, bol tatlı, annemin yaptığı gibi; yani zeytinyağlı sarma & dolma'nın en sevdiğim haliydi.

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

PATATESLİ RULO POĞAÇA
Ölçüler bu sefer göz kararı değil, yaklaşık :) Bir cezve kadar süt, bir fincan kadar yağ şeklinde.
İyi haber; malzemeleri Katmer Poğaça ile karşılaştırdım ve bire bir aynı olduğunu gördüm. Katmer poğaçadan daha güzel olan yanı ise daha bereketli olması.
Katmer poğaça'dan 8 tane elde ediliyor, bu hamurdan 32. Nasıl mı?
Hamuru 4 bezeye ayırın, her bezeyi yarım cm. kalınlığında yuvarlak açın. Bir hamurun üzerini erimiş margarin ile yağlayıp diğer hamuru kapatın. Dört tarafından içe doğru katlayarak kare olmasını sağlayın. Diğer iki bezeyi de aynı şekilde kare haline getirin. Buzdolabında 1-2 saat bekleterek iyice soğutun.
Soğuyan kare hamurları 16 eşit kare olacak şekilde kesin. Her kareyi dikdörgen olacak şekilde oklava ile açın. İstediğiniz iç malzemeyi koyarak sarın. 180 derecede ısınmış fırında altı ve üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Hamuru ılık ortamda mayalamak yerine, buzdolabında soğuttuğumuz için, milföy hamuru kıvamında puf puf poğaçalar elde edeceksiniz.

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

ELMALI TART
Benim elmalı tarifler ile aram pek iyi olmadığı için kendisine yaklaşmadım :) Ama herkesin çok beğendiği bir lezzet olunca tarifini almak istedim. (Tamamen sizler için :)
Ölçüler bu sefer göz kararı değil, tarif Lezzet dergisinden.
Serpil abla, elmalı tart için, daha önce bir kaç kez farklı tarifler denemiş ama en beğendiği tarif bu olmuş. Bende hemen dergiye bakıp, tarifi not aldım.
Hamuru çok lezzetli olduğu için, farklı bir meyve ile örneğin vişneli yapılabilir ve çokta güzel olur diye düşünüyorum.

Malzemeler

Hamuru için;

  • 250 Gr. Tereyağ veya Margarin
  • 1 Adet Yumurta
  • 1 Çay Bardağı Pudra Şekeri
  • 1 Yemek Kaşığı Yoğurt
  • 2 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
  • 1 Paket Vanilya
  • 1 Paket Kabartma Tozu
  • 3 Su Bardağı Un

İç Harcı için;

  • 3 Adet (orta boy) Elma
  • 1 Tatlı Kaşığı Tarçın
  • 1/2 (yarım) Su Bardağı Ceviz
  • 2 Yemek Kaşığı Toz Şeker

Yapılışı

  • Tüm hamur malzemeleri ile (yağ oda sıcaklığında yumuşamış olacak) unu azar azar ekleyerek, yumuşak bir hamur yoğurun.
  • Elmaları rendeleyin, tarçın, ceviz ve şeker ile harmanlayın.
  • Hamuru iki eşit parçaya ayırın, bir parçasını, mini fırın tepsisine veya bir borcama yayın. Üzerine elmalı harcı yayın. Diğer hamuru da açarak, harcın üzerine yayın.
  • 180 derece de ısınmış fırında 25-30 dk. üzeri ve altı kızarıncaya kadar pişirin.
  • Fırından çıkıp, biraz ılınınca üzerine pudra şekeri serpin.
  • İsterseniz, hamuru iki eşit parçaya ayırmayabilir, üstü için daha az hamur ayırarak, üzerini kafes şeklinde de yapabilirsiniz.
Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

KAR YAĞDI TATLISI
Tadı da en az ismi kadar güzel bir tatlı. 1.kat; karamelize şerbet ile ıslatılmış etimek, 2.kat; vanilyalı pastacı kreması (muhallebi), 3.kat; krem şanti. Üzerinde bolca hindistan cevizi.
İnanılmaz hafif ve lezzetli bir yaz tatlısı idi. Bu yıl Ramazan ayı'nın sıcak günlere denk gelmesi nedeniyle hep hafif tatlılar araştırıyorum. Bu tatlı da listelerimde yerini aldı.

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

Serpil abla, evlerinin arka bahçesini minik bir tarla haline getirmiş. Mahsulleri de pek bol :) Hazırladığı tariflerin çoğunda kendi yetiştirdiği sebzeleri kullanmış. Salatalardaki, kabak, salatalık, nane, maydanoz gibi. Sofrada onca çeşit olmasına rağmen, hepimiz organik domates, biber ve salatalıkları da yemeğe doyamadık.
İnsanın kendi yetiştirdiği bir sebzeyi yada meyveyi toplayıp yemesi kadar keyifli bir şey yok diye düşünüyorum.
İşyerindeki balkonumda saksıda yetiştirdiğim nane ve fesleğen ile, peynirli, domatesli sandviç yapıp yediğimde ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsiniz :))

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

Serpil & Selahattin Tuncay - Kahvaltı (09.08.09)

İlk bakışta küpe çiçeği sanıp, dikkatlice bakınca süs biberi olduğunu anladığım acı şirinler ! :) Sofrası ile, lezzetleri ile, keyifli bahçesi ve hepsinden önemlisi sıcacık misafirperverliğiniz ile harika bir gün geçirdik, Serpil abla ve Selahattin abi.

Bir kez daha çok teşekkürler. Ellerinize sağlık, kesenize bereket.

Devamını Oku...

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Günün Blogu :)

0 yorum

Bir kaç saat önce, bloxoo sitesinden gelen kutlama yorumları sayesinde öğrendiğim ve beni çok mutlu eden bir haberi hemen sizlerle paylaşmak istedim.
Beni mutlu eden haber, sizi de mutlu eder biliyorum :)

Binlerce üyesi, ziyaretçisi olan, güncel, aktif ve saygı duyduğum bir site tarafından takdir edilmek çok hoşuma gitti, çok gururlandım.

Tekrar teşekkürler Bloxoo !!

Devamını Oku...

7 Ağustos 2009 Cuma

Etli Biber Dolması

0 yorum
Etli Biber Dolması

YAZ MEVSİMİ NİMETLERİNDEN :)
Biber dolması, blogumun arşivinde mutlaka olması gerek diye düşündüğüm tariflerden biri. Pek çok hanımın gözü kapalı yaptığı, ama benim gibi canı klasik yemekler çektiğinde, annesini telefonda bir saat esir edenler için ! internet ortamından küçük bir destek :)
Geçen hafta canım etli biber dolması çektiğinde önce kendi kendime inanamadım :)
Çünkü dolma, tıpkı diğer sebze yemekleri gibi, annemin sürekli yaptığı, ortalama iki hafta da bir pişirilen bir yemekti evimizde. Düzenli olarak sırası gelirdi yani :) mevsimine göre, örneğin yaz ise; fasulye, patlıcan, kabak, semizotu vs. gibi...
İşten gelince anneme; "yemekte ne var? diye sorup, "etli dolma" yanıtını alınca, hafifçe burun kıvırır, "eh iyi bari" derdim :)
Şimdi, yıllar sonra bir kez daha anlıyorumki, insan elindeki değerlerin, elinde iken değerini bilemiyor gerçekten. Evde sürekli, taze pişmiş sebze yemekleri olması, evli değilken çok normal bir şeymiş gibi görünse de, evlendikten sonra, biraz da yemek seçen bir eşiniz olunca, dünyanın en değerli lezzetleri olarak görünüyor :)
Benim bildiğim insanın canı, iskender kebap filan iser, etli taze fasulye, bamya, dolma istermi ?
- Kocaman bir "evet" :)
Bunları anlatmamın nedeni; anneme telefon açıp, etli biber dolması tarifi isteyince, yaşadığı şaşkınlığı biraz olsun özetlemek içindi :)
Sizlerle paylaştığım tarif; pirinç ölçüsü olarak, orjinal tarif. Ben ve eşim, dolmayı kıyması az, pirinci bol sevdiğimiz için pirinci iki çay bardağı kullanıyorum. Bizim haricimizde tadına bakan arkadaşlar ise pirincinin gayet yeterli olduğunu belirtti. Siz de kendi damak zevkinize göre pirinci arttırıp, eksiltebilirsiniz.
Dolmalık biber seçerken; biberin yumuşak ve mümkün olduğunca ince olmasına dikkat etmelisiniz.

Malzemeler
  • 12-13 Adet (minik) Dolmalık Biber
  • 250 Gr. Kıyma
  • 1 Adet (orta boy) Soğan
  • 1 Adet (orta boy) Domates
  • 1 Çay Bardağı Pirinç
  • 1 Yemek Kaşığı Biber Salçası
  • 1 Tatlı Kaşığı Domates Salçası
  • 8-9 Dal Maydanoz
  • 5-6 Dal Taze Nane
  • Karabiber, Tuz
  • 2-3 Yemek Kaşığı Zeytinyağ

Yapılışı

  • Öncelikle domatesi rendeleyin, soğanı çok minicik doğrayın. (soğanı rende yapmamanızı, minik doğramanızı öneririm)
  • Maydanoz ve naneyi de ince kıyın. Pirinci yıkayıp, süzün.
  • Hazırladığınız, soğan, domates, maydanoz, nane ve pirinci kıyma ile karıştırın. Damak zevkinize göre tuz ve karabiber ekleyin.
  • Karışım, köfte harcı gibi değil biraz cıvık olmalı. Domates rendesi bunu sağlayacaktır ama gözünüze sert görünürse, 2-3 yemek kaşığı su ekleyerek, yumuşak bir karışım olmasını sağlayın.
  • Biberlerin sap kısımlarını keserek içlerini boşaltın. (ben baş parmağım ile delmek suretiyle yapıyorum, bu hareketi hiç yapmadığım halde annemi izlerken hafızama kaydetmişim, ilk zeytinyağlı dolma yaparken farkettim :)
  • Karışımı biberlerin içine, çok sıkı olmayacak şekilde doldurun. (Pirinçler pişerken şişeceği için) Üzerlerini bir parça domates ile kapatın.
  • Biberleri tencereye dik olacak şekilde dizin ve biberlerin yarısına gelecek kadar su ekleyin. Zeytinyağını üzerine gezdirin.
  • Suyu kaynamaya başlayınca, ocağı kısın ve yaklaşık 20-25 dk. biberler yumuşayıncaya kadar pişirin.

Benzer Tarifler;

Devamını Oku...