BEN DOSTLUK DİYE BUNA DERİM...
Son bir aydır evimizin hali; Zeytinyağlı Brokoli yazısında uzun uzun anlattığım gibi... Çok tatsız :(
Şöyle arkadaşlarımızı yada akrabalarımızı çağırıp, çeşit çeşit yemekler yapmayı, zengin sofralar kurmayı, mutfağa girip yeni denemeler yapmayı, öyle özledimki... Ama sanırım bu durum bir süre daha böyle devam edecek.
Bu arada; irademin sınırlarını sonuna kadar zorladığım günler olmuyor değil. Hafta sonu, misafirlere hazırladığım nefis hünkar beğendi'ye, mis gibi pirinç pilavına ve çorbaya yutkunarak bakıp, ızgara et, yeşil salata ve bamya yemeği yiyişim çok acıklıydı :)
Bu yazıda yayınladığım fotoğrafları, 20 dk. öncesine kadar önümüzdeki pazartesi yayınlamayı düşünüyordum. Hafta sonu yapacağım nişan kurabiyelerinide fotoğraflayıp, her zamanki gibi toplu bir sunum yapmaktı amacım.
Ama az önce Kurutulmuş Domatesli ve Zeytinli Ekmek yazısına Elif Hanımın yaptığı yorum fikrimi değiştirdi. O kadar güzel sitem etmiş ve o kadar net anlatmışki duygularını, açıkçası yazdıkları biraz kendime getirdi beni. Umarım, yorum yazmayan ama sessizce Elif hn. gibi düşünen, beni sürekli izleyen başka kişiler de vardır. Bunu hissetmek inanın beni çok mutlu etti.
Gelelim, alt başlıktaki "Dostluk" konusuna... Zaman zaman hepimize mailler gelir ya, hani şu beşyüz kişiye göndermezsen akşam eve gitmek kısmet olmasın, hiç bir dileğin gerçek olmasın türünden :)
İşte bazen o maillerde, dostluk, arkadaşlık kavramları masaya yatırılır, şunu yaparsa arkadaşındır, bunu yaparsa dostundur gibi... Diğer insanları bilmem ama benim hayatta çok sayıda dostum olmadı, çok çook arkadaşlarım oldu halada var hepsini çok sevdiğim. Ama dostluk gerçekten çok başka. Üstelik dostluğun, zamanla olgunlaşacak bir şey değil, yaşananlar ve yaşatılanlar ile olgunlaştığını öğrendim. Bunları bana kim mi öğretti?, bir buçuk yıl gibi kısacık bir sürede canımın içi Yaseminim.
Bundan bir yıl kadar önce eşimin doğum günü hazırlıklarında başladı dostluğunu hissettirmeye. Tam sekiz aylık hamile idi o zamanlar paşamıza. Bir ay boyunca hazırlıklar konusunda beni dinlemekle kalmadı, o haliyle nefis çeşitler hazırladı ve işinden erken ayrılıp, öğleden itibaren bana yardıma geldi. Bir yıl sonra, paşamız neredeyse 1 yaşında iken de, aynı desteği ile yanımdaydı, "bebeğim küçük, uyku saati, mama saati vs.." demeden, yine doğumgününde ve hazırlıklarda başroldeydi.
Aradaki görüşmelerimizi, bizi ağırlamalarını, ne zaman moralim bozuk olsa saatlerce, kendinden örnek vermeden sadece beni dinlemesini ve diğer yaptıklarını yazmıyorum bile .
Ben sipariş yapmak istiyorum dediğimde, ne kadar acemi olduğumu bildiği halde, en sevdiği insanların, en özel günlerinde pasta ve kurabiye konusunda bana sonsuz güvendi, beğenmeyenlere karşı, "ben o şekilde yapmasını istedim" diye savundu beni. Onun desteği ve morali sayesinde, hiç tanımadığım kişilerede pastalar, kurabiyeler yapmaya başladım.
Geçen hafta; mail kutuma düşen; ayıcıklı bir pasta yapabilirmisin sorusunu, önce nazikçe geri çevirdim. Hem çok yoğundum hemde modelleme konusunda, kendime çok güvenmiyordum açıkçası. Bunu Yaso'ma söylediğimde tepkisi çok sert oldu, "hemen arayıp yapabileceğini söylüyorsun, ben yarın sendeyim, birlikte yapacağız"
Gözlerim doldu mutluluktan... Ve ertesi gün bendeydi, erkenden. bir gece önce siparişleri nedeniyle sabah üç buçukta yatmasına ve sekizde kalkmasına rağmen, Sencer paşayı annesine bırakarak...
Sizin dostluk tanımınızı bilemiyorum, çok da merak ediyorum, yazıp paylaşırsanız çok mutlu olurum, ama benim dostluk tanımımın adı Yasemin... Ve ben onu çooookkk seviyorum.
İşte yukarıda yazdığım, karşılıksız sevginin ve dostluğun, vücut bulduğu, dile geldiği pastalar. Pasta haline getirmesi benden, hünerli elleri ile üzerine sepetler, kurdeleler ve ayıcıklar yapması Yasom'dan...
Tüm pastaların içeriği; yoğurtlu kakaolu pandispanya, çikolatalı pastacı kreması, vişne ve antep fıstığı. Hatta sepetin içindeki toprak görüntüsü bile kakaolu kek ile yapıldı. Tamamı yemede yanında yat yani:)
Bu kurabiyeler, Sezen'in iş yerindeki arkadaşlarına sevgililer günü hediyesi. Kakaolu ve sade olarak hazırladım. Her ikisinde de portakal kabuğu, zencefil ve fındık var. Çok lezzetli oldukları bilgisi de tarafıma iletildi :)
Nişan kurabiyeleri; sevgili Necla abla'nın, dostlarının kızına nişan hediyesi. Sonradan öğrendiğim bilgilere göre, kurabiyeler nişanın en çok konuşulan konusu olmuş ve çok beğenilmiş.
Bu nişan kurabiyelerini aslında hafta sonu hazırlayacaklarım ile birlikte yayınlayacaktım ama beklemek istemedim. Bol fotoğraflı yazıları okuması daha zevkli oluyor değilmi ? :)
EKLEME :) Bir üst cümlede bahsettiğim nişan kurabiyeleri... Toplam yüz adet ve dört farklı model hazırladım en yakın arkadaşlarımız için :)
0 yorum:
Yorum Gönder