Banner 468 x 60px

 

31 Mart 2014 Pazartesi

Hazır Yemek firmasında bulunması gerekli 10 şey

0 yorum
 
 
 
 
Lezzet catering firması işletmecisi Mustafa yılmaz ile görüştük, catering ve tabldot alanında hazır yemek üreten başarılı firma sahibinin sektörde kariyer yapmak isteyenlere önerilerini aktarıyoruz.
 
Birçok farklı iş alanında olduğu gibi, hazır yemek servisleri alanında da başarılı olmak için azim ve özenle yeteneklerinizi ortaya koymanız gerekir.
Bir aşçı ile hazır yemekçi ortak birçok özelliği paylaşsa da, hazır yemek üreten kişiler fazladan birçok işle baş etmek zorundadırlar. Bunların başında işletmenin muhasebesi, pazarlama, müşteri ilişkileri ve gıda güvenliği koşullarının sağlanması gelmektedir.
Ne yazık ki ülkemizde bu alana yönelik eğitim veren kurumlar bulunmamakta, son derece rekabetçi bu alana adım atanlar kendi başlarına yol bulmaya çalışmaktadırlar. Yine de sağlam bir mutfak anlayışı ve ilerici bir vizyon sahibi iseniz başlangıç için büyük bir avantaja sahipsiniz demektir. Ve önünüzde, uzun ve zorlu bir kariyer sizi beklemektedir. 
 
Hazır yemekçi nasıl olunur?
 
Aşçılık
Öncelikle iyi yemek yapmanız gerekir. İşletmeniz ne kadar nezih, kullandığınız malzeme ne kadar kaliteli olursa olsun eğer lezzetli yemekler yapamıyorsanız, bu işte tutunamazsınız. Bunun yanında yemek kültürlerini iyi özümsemiş olmanız hangi yemeklerin yanında nelerin iyi gidebileceği ve müşteri isteklerine göre nelerin değiştirilebileceğini bilmeniz gerekir. Aynı zamanda büyük miktarlarda yemek hazırlamayı, hazırladığınız yemekleri müşterilere sağlıklı bir şekilde taşımayı becerebilmelisiniz.
 
Gıda Güvenliği
İyi bir hazır yemekçi gıda güvenliği standartlarına hakim olmalı bunları eksiksiz uygulayabilmeli ve çalışanlarını bu konuda bilgilendirebilmelidir. Gıda tarım ve hayvancılık bakanlığı ve farklı birçok denetim kurumunundan sektör standartları konusunda bilgi, destek ve eğitim alınabilir.
 
Esneklik ve yaratıcılık
Binlerce farklı firmanın bulunduğu bir sektörde iş yapabilmeniz için çeşitli koşullara göre kendinizi adapte edebilmeli ve özgün şeyler üretebilmek için yaratıcılığınızı kullanmanız gerekir.
 
Liderlik
Bir hazır yemekçinin aşçılar, aşçı yamakları, garsonlar, komiler ve temizlik elemanlarından oluşan bir ekibi yönetmesi gerekir. Ekibinin organizasyon programından, oturma düzeninden, servis adet ve kurallarından ayrıca gıda güvenliği uygulamalarından haberdar olması onun sorumluluğundadır. Bazı durumlarda catering müşterilerine de önerilerde bulunması da gerekebilir.
 
Motivasyon
Hazır yemekçiler müşteri kazanmak için kendilerini tanıtmaya hevesli ve işlerini geliştirmek için atak olmalıdırlar. Düğün sezonu süresince hazır yemekçiler uzun saatler boyunca haftanın yedi günü çalışmak zorunda kalabilirler. Bu koşullarda çalışanları motive edip ekip ruhunu yüksek tutmak çok önemlidir.
 
Finansal planlama
Parasal dalgalanmalar işin bi parçasıdır. Yoğun sezon ile düşük sezon sırasında farklılıklar göz önüne alınıp planlama yapılmalıdır.
 
İşletme
Hazır yemek işi aynı zamanda karlı olmalıdır. Çünkü idari işler, muhasebe, vergiler, çalışanların yönetimi, satın alma, programlama ve bütçe düzenlemeleri gibi birçok iş sürekli para gerektirecektir.
 
Pazarlama
Harika yemekler yapıyor olabilirsiniz ama kimsenin bundan haberi yok ise telefonunuz çalmayacaktır. Firmanızı öne çıkarmak ve farkındalık yaratmak çok önemlidir. Verimli bir çevre ve ilişkiler kurmak hayati önem taşır. Ayrıca beraber çalıştığınız çiçekler, fotoğrafçılar, düğün salonu sahipleri de tanıtımız için yardımcı olabilirler.
 
Ayrıntılara dikkat
İnsanlar önce gözleri ile yer. Yaptığınız yemekler ne kadar leziz olursa olsun onları göze hoş gelen sunumlar ile takdim etmelisiniz. Masa düzeni, yemeklerin renk uyumu çok fark yaratacaktır.
 
Hazır yemek sektörü üzerinde çalışmak istiyorsanız, sektörün zorlukları ve talepleri hakkında bilgi sahibi olmanız işinizde hüsran ile zafer arasındaki tüm farkı yaratabilir. Eğer yemek yapmayı seviyor, insanlar ile ilişkilerinize güveniyorsanız, düğün, nişan ve mevlid cemiyetlerine katılıp hazır yemek servisleri sunabilirsiniz. 
 
Devamını Oku...

Kuru Kayısı Marmelatı

0 yorum


            Merhabalar Sevgili Dostlar...
Türkiye gündemi o kadar yoğun ve iç karartıcı ki, geleceğe dair endişelere kapılmamak mümkün değil. Bir taraftan savaş tehlikesi bile gündemde iken, tarif yayınlayıp, sıradan konuşmalar yapmayı açıkçası saçma bulduğum için bir süre yine yayın paylaşmadım.
Sonra düşündüm nereye kadar, sürecek bu. Hem de bu kadar sevdiğim bir işi yaparken...
Çocuklarımdan sonra en mutlu olduğum yer burası, buraya birşeyler yazmak, resimler koymak....
Ve evet hiçbirşey yokmuşcasına devam etmeye karar verdim. Çünkü ortada emek verdiğim bir sürü güzellikler birikti.
Ne seçimler umurumda, ne başka birşey bugün, tememnim Türkiye 'yi aydınlık günlerin beklediği yolunda, en azından böyle olmasını umut ediyorum.
Şimdi geçiyorum kayısı marmelatına. Nerdeyse tazesi çıkmışken kuru kayısıdan marmelat da neyin nesi diyebilirsiniz. Doğum sonrası bir takım sıkıntılı günlere çare olarak aldığım kuru kayısılar elimde pek çok kalınca böyle birşey denedim. Açık söylemek gerekirse, tazesinden daha kıvamlı daha tatlı oldu diyebilirim. Belki size de bir fikir olur. Kalın sağlıcakla...



Malzemeler:

  • 1 büyükçe kase kuru kayısı (yıkanıp küp küp doğranmış)
  • 1 su bardağı şeker
  • birkaç damla limon suyu
  • isteğe göre 1 adet çubuk tarçın
  • isteğe göre birkaç tane karanfil
  • su
Yapılışı:
  1. Kayısılar tencereye alınıp, 5-6 su bardağı su ile haşlamaya başlanır. Suyu bittikçe birkaç bardak daha ekleyebilirsiniz. Su miktarı biraz da kayısıların çeşidine göre değişebiliyor. Kimisi daha yumuşak kimisi daha sert olabiliyor.
  2. Kayısılar, iyice yumuşayınca, robota alıp yüksek devirde püre haline gelinceye kadar çalıştırılır.
  3. Kayısı püresi tekrar tencereye alınıp, üzerine 1-2 su bardağı su koyulur (yine pürenin kıvamından yola çıkın su oranını belirlerken), 1 su bardağı şeker, bir kabuk tarçın atılıp, kıvam alıncaya kadar karıştırılarak pişirilir. İndirmeden birkaç dakika önce birkaç damla limon sıkılıp, bir iki fokurdatıp, ocaktan alınır. Sıcakken cam kavanoza alınır ve ters çevrilerek kapatılır. Yadaaa bizim gibi hemen tüketilmek için, bir kısmı kaseye alınır. Afiyet Olsun...
Not: Burada en önemli nokta, kayısıların iyice yumuşayıncaya kadar haşladıktan sonra püre haline getirip tencereye aldığımız kısım. Bu esnada su oranına kendinizin karar vermesi daha uygun olacaktır, pürenin kıvamına bakıp, suyu azar azar ekleyerek bir taraftan karıştırıp karar vermelisiniz.

Devamını Oku...

29 Mart 2014 Cumartesi

Minik Sinan'ın Kırk Mevlüdü

0 yorum
mevlud-5

SİNAN JR. SAYESİNDE BİR GÜZEL GÜN DAHA...
Her ne kadar kırk mevlüdünü 65 günlükken yapmış olsak da, günümüzün adı kırk mevlüdü.:)
Evet, Rabbime şükürler olsun ki, Baby Shower Parti'm, Hastane Odası Hazırlıkları derken Kırk Mevlüdümüzü de sizlerle paylaşmak nasip oldu.
İnşallah daha uzun yıllar böyle güzel paylaşımlar yapmak nasip olur diyeyim.
Kırk mevlüdünü özellikle birazcık büyüyünce, deyim yerinde ise ele avuca gelince yapmak istedim. :)
Bir diğer neden de Almanya'da yaşayan anneannemin de bulunmasını çok istememdi ama o sağlık sorunları nedeniyle maalesef gelemedi :(
Kırk mevlüdümüzün hazırlıklarını; minik Sinan'ın izin verdiği saatlerde yani geceleri sabahlayarak yaptık. Özellikle son hafta epeyce yorulduk ama değdi, ayrılırken tüm misafirlerin güzel sözler ile mutlu mutlu ayrılması tüm yorgunluğumuzu aldı.

Kırk Mevlüdünü akraba sayımız epey fazla olduğu için sadece akrabalar ile gerçekleştirdik. Arkadaşlarımı çağıramadım :) Onlara; "bu annelerin, onların hevesi, biz shower, diş buğdayı gibi partilerde bir arada olacağız" dedim. :)
Kırk mevlüdü hakikaten büyüklere daha çok hitap eden, onları çok mutlu eden bir organizasyon. En azından benim annem için öyle, daha ortada bebeğin esamesi bile yokken, annem; "işte, kırk mevlüdünde şunu yaparız, bunu giydiririz, şurayı şöyle süsleriz" gibi hayaller kuruyordu.
Çok şükür ki her şey, onunda gönlüne göre oldu, bu da benim için ayrıca önemli.
Düzenli takipçilerim bilirler benim anneme olan düşkünlüğüm çok bir başka, biraz abartılıdır hatta. :)

mevlud-1

Gelelim hazırlıklara; yıllardır her soframda, her davetimde olduğu gibi (üstelik bu kez çok kalabalık olmamıza rağmen) aşırıya kaçmadım.
Ne süslerde, ne de ikramlarda. Sade ama yeterli idi her şey.
Hediyelikleri konsola, yemek sonrası çay ile yenecek ikramlıkları da salon sehpasına hazırladım.
Klasik mevlüt menusu olan; Tavuk & Pirinç Pilavı bizimde ana yemeğimizi oluşturdu.
Yanında da blogumda da tarifi olan Nagehan Yengenin enfes Ev Baklavası...
Tavuğu bu çorbadaki tarifte olduğu gibi lezzet verecek çeşniler ile hazırladık.
Pilavı da yine blogumdaki temel tarif ile...

  mevlud-6

mevlud-3

Su şişelerini özellikle bol hazırladım. Bittikçe mutfaktan konsola ilave yaptık.
Bu tarz kalabalık misafir ağırlamada, su konusu biraz karmaşık gelir bana. Bardaklar karışır, mutfak sürekli boş bardaklar ile dolar, bardaklar makine de ise yıkama krizi yaşanır vs vs. :)
Ben bunun önüne geçmek istediğim için, şişe yöntemini uyguladım, şişelerin arkasına herkes kendi adını yazdı ve tüm gün boyunca, "benim suyum nerede?", "bu senin suyun muydu benim mi?" gibi karışıklıklar olmadı :)

mevlud-7

mevlud-8

Ayranları da kapalı klasik ayran kutusu ile servis etmek istemedim. Su şişelerinde olduğu gibi kendi markamız ile olsun istedim. Aslında ilk aklıma gelen; cam şişelerde ayranları etiketlemekti ama sonradan aklıma bu köpük bardak fikri geldi ve bence daha cici oldu.
Bu arada tahmin ettiğiniz üzere, her organizasyonumda olduğu gibi bu kez de Pembe Mavi Şekerler'in desteğini aldım. Hastane temamız olan aslanı kullanarak, çok cici etiketler hazırladılar benim için. :)

mevlud-2

mevlud-4

Bu cicilerde kelimenin tam anlamı ile mevlüdümüzün assolisti en flaş ismi oldular.
Mis kokulu sabunları; canım kardeşim Şeyma Kan Bildik / İpek Butik Pasta hazırladı.
Hep söylüyorum ben çok ama çok şanslı bir insanım diye. Blog yazmaya başladığım günden beri öyle güzel dostlar biriktirdim ki anlatamam. Türkiye'nin hatta dünyanın her yerinden konuştuğum, yazıştığım oralara yolum düşse kapısını çalıp, çayını içeceğim sayısız dostum var.
Kurs vermeye başladıktan sonra, bu dostların bazıları ile tanışma şansımda oldu. İşte Şeyma kardeşim de bunlardan biri.
Te Adana'dan kalkıp, pasta ve kurabiye kursuma gelmişti ve o günden beri de kendisi ile sımsıcak bir ilişkimiz var. Sinan daha doğmadan; "ablacım sabunları benden" demişti.
Bende "o zaman kırk mevlüdüne isterim, o güne sabun ikram etmeye çok heves ediyorum" demiştim.
Sağ olsun bir kelimem ile bu şahane sabunları hazırladı ve dediğim gibi günümüzün yıldızı oldular. :)

mevlud-9

mevlud-10

Kırk mevlüdü dediğin şekersiz olmaz değil mi? :) Önce her mevlüdün klasiği olan külahlardan alıp, içlerini doldurmayı ve etiketlemeyi düşündüm.
Sonra farklı ne yapabilirim diye düşünürken aklıma bu şekilde draje paketleri hazırlamak geldi.
Karışık lezzetlerde drajeleri ve lokumları, minik poşetlere koyarak süsledik.
Bence çok da cici oldu :)

mevlud-12

Ve yine bir klasik, hocamızın önüne hazırlanan; pirinç, tuz, şeker ve su dörtlüsü...

mevlud-11

Ve bir başka klasik; Lohusa Şerbeti. Eskiden adet olarak; bebek doğduktan sonra kırk gün evden eksik edilmezmiş. Hem gelen misafirlere ikram etmek için, hem de anneye süt yaptığına inanıldığı için.
Artık günümüzde süt yapan tek şeyin; moral+uyku+su üçlemesi olduğunu çok iyi biliyoruz. :)
Onun dışında yenen her türlü tatlı türü yiyeceklerin yaptığı tek şey; kilo :)
Kırk mevlüdümüz elbette lohusa şerbeti olmadan olmazdı, gelen herkese öncelikle şerbet ikram ettik ve lezzetini sizlerle paylaşmadan önce test ettirip, onaylattık. :)
Tarifini en kısa zamanda paylaşacağım.

mevlud-16

Yukarıda söylediğim gibi; ana yemeğin ve baklavanın haricinde sonrasında çay ile atıştırmak üzere minik çeşitler yaptık.
Blogumda tarifi olan; Un Kurabiyesi ve Fındıklı Un Kurabiyesi.

mevlud-14

Harf şeklindeki kurabiyeleri; en sağlam tariflerimden biri olan :) Mahlepli Tuzlu Kurabiye ile yaptım.

mevlud-15

Mini Patatesli Börek (Patatesli Börek tarifini minik minik bohçalar şeklinde hazırladım.
Mini Eti Brownilerin üzerini krem şanti ve çikolata ile süsledim. :)

Benim kırk mevlüdü hikayem kısaca böyle...
Bu yazıyı yazmam tam üç buçuk gün sürdü. :)
İnşallah en kısa zamanda lohusa şerbeti tarifini paylaşmak için döneceğim.
Son bir yıldır ki yazı tempom düşünülürse, hiç fena gitmiyorum, ne dersiniz? :)

mevlud-17
Devamını Oku...

27 Mart 2014 Perşembe

patatesli et haşlama

0 yorum

Patatesli et haşlama yemeği, kemikli et veya kemiksiz et kullanılarak yapılır. Tarifimde bu yemeğin yapımında kuzu incik kullandım. İstenirse aynı yemek için kuzu kol, kuzu but ve kuzu gerdan parçalanmış olarak kullanılabilir. Yemekte orta boy soğan ve orta boy patatesleri soydum ve bütün olarak kullandım. Yemekte orta boy soğan ve patates yerine, iri soğan ve patates bölünerek kullanılabilir. İstenirse rendelenmiş domates yerine domatesin kabuğu soyularak iri parçalar halinde kullanılabilir. Malzemelerin kullanma şekli tamamen tercihinize kalmış. Bu yemek, kısık ateşte bir saat yirmi dakikada lokum gibi pişer. Sultan, patatesli et haşlama yemeğini bazen bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.

Neler Lazım
dört parça kuzu incik
üç kaşık zeytinyağı
dört patates
dört küçük soğan
dört diş sarımsak
üç domates
üç sivri biber
karabiber
tuz ve su

Yapılması
incik parçalarını yıkayın ve süzün
domatesi rendeleyin, sivri biberi irice doğrayın
sarımsağı, soğanı, patatesi soyun ve bütün bırakın
yağ içinde incikleri hafif kızartın
ardından sarımsağı, soğanı, patatesi, sivri biberi
domatesi, üç bardak sıcak su, tuz ve karabiberi ilave edin
tencereyi bir dafa fokurdatın, kapağını kapayın
ağır ateşte etler yumuşayıncaya kadar pişirin
ve yemeğinizi gönlünüzce servis edin
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan 
Devamını Oku...

26 Mart 2014 Çarşamba

Salçalı Sosis

0 yorum
Sosisli sandwich  sever misiniz?  Bir çoğunuzun evet dediğini duyar gibiyim :) Özellikle de evde hazırlandıysa daha bir lezzetli olur ,temiz temiz:)) Bahariye'ye her inişimde vaktim varsa muhakkak Mercan'da ya kokoreç keyfi yaparım ya da sosisli :) Ay midye de yerim yalan olmasın şimdi:))
Dün canımız çekince hadi evde yapıp yiyelim dedik:) Acayip keyifli bir öğün oldu.
Yanına patates de kızarttık,koca bir bardak ayran eşliğinde afiyetle götürdük vallahi :) Evde ailecek sohbet eşliğinde tadından yenmiyor, tavsiye ederim:)
 
Sevgi Dolu Öpücükler
 
 
 
 
 
 
 
Salçalı Sosumuz İçin,
 
Malzemeler:
 
1 Yemek kaşığı margarin
3 yemek kaşığı domates salçası
1,5 su bardağı kadar su
bir tutam karabiber
tuz
 
 
Diğer Malzemelerimiz;
 
Ekmek
Sosis
Turşu
Mayonez
Ketçap
Hardal
 
 
Yapılışı:
 
Sos tenceremize margarini koyup eritiyoruz.
Salçamızı ilave edip karıştırıyoruz.
Suyumuzu ,karabiberi ve tuzumuzu da ilave edip kısık ateşte 20 dakika kadar pişiriyoruz.
 
Kıvam alan sosumuza sosislerimizi ekleyip yine kısık ateşte 20 dakika kadar pişiriyoruz.
 
Sandwich ekmeklerimizi tost makinasında ısıtıp ,ekmeklerimizi sosla ıslatıp sosisimizi koyuyoruz. hardal turşu mayonez,ketçap vs. ile süsleyip arzuya göre patates kızartması eşliğinde sıcak sıcak servis yapıyoruz.
 
AFİYET OLSUN
 
 



Devamını Oku...

19 Mart 2014 Çarşamba

Elmalı Lahana Salatası

0 yorum





Elmalı Lahana Salatası



Malzemeler;

Beyaz lahana

Yeşil elma

Rendelenmiş kaşar

Kurutulmuş sarı üzüm

Ceviz içi

Tuz ve limon suyu



Yapılışı;

Malzemelere ölçü miktarı girmedim çünkü ölçüleri kavun kadar, yarım avuç gibi adlandırmak istemedim. Bir yemek tabağı dolusu doğranmış lahanayı tuzla biraz ovalayarak yumuşattım. Büyük bir yeşil elmayı kibritten biraz daha kalın doğrayarak limon
Devamını Oku...

18 Mart 2014 Salı

Kuru Kayısılı Kek

0 yorum
Bugün size nefissss bir kek tarifi vereceğim. Kayısılıııı ,üzümlüüü,fındıklııı,çikolatalııı veeee tarçınnnnlıııı:)))
 
Sizce de nefis değil mi?:) Özellikle bir gün sonra daha da nefis oluyor.
 
Eviniz de kek pişerken öyle bir güzel kokacak ki akıllara zarar:)
 
Hepinizi öpüyorum veee tarife geçiyorum:)
 
 
 
Kayısılı ve Üzümlü Kek Tarifimiz İçin,
 
MALZEMELER:

2 adet yumurta
1 çay bardağı ayçiçek yağı
1 çay bardağı yoğurt
1 su bardağı tozşeker
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
12 adet kuru kayısı
1 çay bardağı kuru üzüm
2 çorba kaşığı nestle kakao
1 çay  bardağı kadar damla çikolata
1/2 çay bardağı kırık fındık
1 yemek kaşığı haşhaş tohumu
1 çay kaşığı tarçın
Aldığı kadar elenmiş un
 
YAPILIŞI:

Yumurtalarımızı ve şekerimizi köpük köpük olana dek çırpıyoruz.
Yoğurt ve sıvıyağı da ilave edip tekrar çırpıyoruz.
Kabartma tozumuzu,vanilyayı,tarçını, da ekleyip karıştırıyoruz.
Yavaş yavaş unu ilave ediyoruz.
Kek hamurumuz kıvam aldıktan sonra hamuru ikiye bölüyoruz. 
Yarısını kakaolu ve çikolatalı yapalım.
Diğer yarısına da ince ince ince doğranmış kayısı,kuru üzüm ve fındık koyup karıştıralım.
Kek kalıbımıza önce kayısılı harcımızı dökelim.
Sonra kakaolu ve çikolatalı harcımızı dökelim.
Önceden ısıtılmış 160 derece fırında 50 dakika kadar pişirelim.
Kalıptan çıkarıp servis yapalım.
 
AFİYET OLSUN :)

 
 

Devamını Oku...

12 Mart 2014 Çarşamba

Çikolatalı Ekmek

0 yorum
Dikkat Bu ekmek tehlikelidir :) Sağlam çikolata yedirir. İçerisine ceviz de eklerseniz eğer o biçim lezzeti artar :)
Çocuklarınız,sevdicekleriniz bağımlı olur benden söylemesi:)))
 
Ben bu tarifi teeee uzun seneler önce papatyadan almıştım. Kısmet bir türlü ekleyememiştim bloğuma:) Şeytanın bacağını kırdım sonunda yehhuu:) 
 
Gerçekten nefis bir ekmek. Kahvaltılarınızın vee çay saatlerinizin vazgeçilmezi olacak muhakkak deneyin derim.
 
 
 
 
Çikolatalı Ekmeğimiz İçin,
 
Malzemeler:
 
1 cup ılık süt
2 yemek kaşığı tozşeker
2 yemek kaşığı sıvıyağ
2 yemek kaşığı kakao
2 yemek kaşığı nutella veya bal
2 cup un
1 yemek kaşığı instant maya
2 çay bardağı kadar damla çikolata
 
Yapılışı:
 
Bütün malzemeleri sırayla ekmek yapma makinemizin yoğurma kabına koyuyoruz.
Yoğurma işlemi bitip ek malzeme koyma sinyalini duyunca damla çikolataları ekleyelim.
Tatlı ekmek modunda pişmeye bırakalım.
 
Ekmek piştikten sonra sıcak sıcakken nutellayı sürüp keyif yapalım:)
 
Afiyet Olsun
 
 
 
 

Devamını Oku...

Zeytinyağlı Enginar

0 yorum
zeytinyaglienginar

NAMI DİĞER; FAVA DOLGULU ENGİNAR :)
Eğer şık bir lokantanın listesinde yer alsaydı, bu basit ama lezzetli tarife pek çok sosyetik isim bulabilirdik. :)
Fava dolgulu enginar, enginar yatağında soğan ve havuç garnitürlü fava gibi! :))
Ama biz zeytinyağlı enginar deyip geçelim :)

Bol gülme işaretlerinden de anlayacağınız üzere gayet neşeliyim, çünkü artık ilk günlere göre (annemin üstün çabaları ile de olsa) daha uzun uyuyan bir oğlum var.
Bu uzun uykularda bende hemen bilgisayarın başına geçiyor ve çoook uzun zamandır hasret kaldığım blogumu güncelliyorum, ne mutlu !:))

Zeytinyağlı enginar pek çok hanımın gözü kapalı yaptığı, oldukça kolay yapılan pratik bir yemek.
Blogumun takipçileri, mutfak kurdu hanımlar, "bunca zaman sonra bu kadar basit tarifler ile mi döndün?" demesin lütfen :)
Beni uzun zamandır takip edenler tarzımı artık çok iyi biliyor, blogumda klasik Türk yemeklerinin hepsi olsun, bir nevi arşiv olsun istedim hep ve enginarda bir eksikti bana göre...
Bir diğer nedende; ilk günden beri tariflerimi hep hiç bilmeyene göre yazıyor olmam, yani istiyorum ki, hayatında hiç mutfağa girmemiş, eline patlıcan almamış biri, canı karnıyarık istediğinde blogumdaki tarif ile yapabilsin.
Bu konuda da amacıma ulaştığımı gelen maillerden ya da kursuma katılan takipçilerimden aldığım geri dönüşlerden anlıyorum.
Avusturya'da mimarlık okuyan çok cici bir okuyucum, kursuma geldiğinde, İstanbul'da yaşarken hiç mutfağa girmediğini ama Avusturya'da yalnız yaşadığı evinde canı çektiği tüm yemekleri blogum sayesinde yaptığını anlatmıştı. Hatta annesi ziyaretine geldiğinde onu yaptığı çilek reçeli ile hayretlere düşürmüş, nereden nereye diye!:)
Bu benim için gerçekten çok önemli bir mutluluk kaynağı ve kendi kendime; "aynen devam Müge" motivasyonu. :)

Zeytinyağlı enginar mevsimi geldiğinde sık sık pişirdiğim, hatta fırsatımız olursa derin dondurucuya koyup, mevsimi olmadığında da pişirdiğim bir sebze. Çok sağlıklı olduğu, hatta belirli bir sayıda yendiğinde karaciğeri yenilediği rivayetler arasında. :)
Zaten Rabbim neyi faydasız yaratmış ki?! :)

Yapımı bir kaç püf noktası ile son derece basit...
Enginarları eğer limonlu su içinde satın aldıysanız, sadece sudan geçirip, kullanabilirsiniz.
Yeşil yaprakları ile satın aldıysanız, ayıklar ayıklamaz, pişirene kadar bol limonlu su içinde bekletmeniz gerek hem kararmasın hem de ekşiliği içine çeksin diye.
Garnitürlü yapacaksanız, soğan ve havucu tarifteki gibi birlikte pişirmeniz, patates ve bezelyeyi ayrıca haşlayıp eklemeniz gerekiyor, çünkü enginar ve havucun sertliği aynı ve aynı zamanda pişiyor ama bezelye ve patates daha erken piştiği için problem oluyor.:)
Enginarın içini sunum sırasında benim yaptığım gibi Fava ile süsleyebilirsiniz, hem görüntüsü çok şık oluyor hem de lezzet olarak birbiri ile çok uyumlular.

Malzemeler

  • 4 Adet Enginar
  • 1 Adet (orta boy, mandalina büyüklüğünde) Soğan
  • 1 Adet (orta boy) Havuç
  • 1/2 (yarım) Çay Bardağı Zeytinyağ
  • 1/2 (yarım) Limon'un Suyu
  • 5 Adet Kesme Şeker
  • 1 Çay Kaşığı Tuz
  • Su
Yapılışı
  • Enginarların yeşil kabuklarını soyarak, kararmaması için pişirene kadar bol limonlu suda bekletin. Eğer ayıklanmış ve limonlu suyun içinde satın almışsanız, direk durulayıp kullanabilirsiniz.
  • Soğanı piyazlık (yarım ay) şeklinde ince ince doğrayın. Havuçları da yarım ay şeklinde ince ince doğrayın.
  • Orta boy (tercihen yüksek olmayan karnıyarık tenceresi idealdir) bir tencereye, yağı, soğanı ve havucu koyun, orta ateşte soğanların rengi sararıp, şeffaflaşıncaya kadar 3-4 dk. kavurun.
  • Enginarları sudan alın ve tencereye dizin. Enginarların üzerini hafifçe geçene kadar su ekleyin.
  • Suya; şekeri, tuzu ve limon suyunu ekleyin. Bu aşamada damak zevkinize göre tuzunu arttırabilirsiniz.
  • Orta ateşte kaynayana kadar, daha sonra kısık ateşte yaklaşık 20-25 dk. enginarlar yumuşayana kadar pişirin.
  • Enginarların içini garnitür ile dolduracaksanız, bezelye ve patatesi ayrı bir yerde haşlayıp, yemeğin pişmesine 5 dk. kala tencereye ekleyin.
  • Ocağı kapatıp, tencerenin içinde soğumaya bırakın. En az 1 gün dinlendirdikten sonra soğuk servis yapın.

zeytinyaglienginar1
Devamını Oku...

10 Mart 2014 Pazartesi

Fava

0 yorum
fava

GÜNCELLENEN BİR TARİF VE BENDEN SON HABERLER... :)
Önce benden kısa kısa haberler diyeyim mi? :)
Bizi soracak olursanız pek iyiyiz, çok şükür. Kırk günü geride bıraktık hatta elli üç günlük olduk bile.
Şu anda bu satırları yazabiliyorsam eğer, yavaş yavaş (ama gerçekten çok yavaş) normal hayata dönmeye başladık demektir.:)
Günlerim annelerin tahmin edeceği üzere oldukça rutin, bir kaç şeyi sürekli yaparak ama bir yandan da çok hareketli geçiyor. En bariz şikayetim; çook uykusuz olmam!
Günde ortalama 3-4 saat uyku ile duruyorum ve bu beni gerçekten çok zorluyor.
Onun dışında çok şükür çok fazla ağlamayan sadece bazı günler dengesi şaşıp çok ağlayan ve o zamanlarda elimizi ayağımızı birbirine dolayan, uslu olduğu zamanlarda karşısına geçip, gözlerimi kırpmadan dakikalarca seyrettiğim, uyurken ki ağız hareketlerini terapi niyetine izlediğim ve hatta en sevdiğim diziyi izlemekten daha çok keyif aldığım bir prensim var benim. :)
Günümün yaklaşık üçte ikisi emzirmek ile geçiyor desem abartmış olmam :)) Emzirmeyi zaman zaman çok acı çekiyor olsam da çok seviyorum, onunla kurduğumuz bir bağ olarak görüyorum ve baş başa geçirdiğimiz şahane dakikalar olarak...
Beslenmesinde sadece anne sütünün ne kadar önemli olduğunu da artık bütün dünya kabul ediyor ve ben onu sağlıklı bir şekilde besleyebildiğim için her gün şükrediyorum. :)
Şimdilik benden haberler bunlar diyeyim ve tarife geçeyim. :)

Fava; benim çok sevdiğim, bayıldığım hatta zaman zaman aş erdiğim bir meze! :)
Dünde tam olarak öyle oldu, sanki hamileymişim gibi bir canım çekti anlatamam size. Allah'tan annem bizdeydi ve kendisi pek çok şeyin olduğu gibi favanında profesörüdür! :)
"Malzemen varsa yapıvereyim hemen" dedi, bende canım istedi deyince hemen yapacağını bildiğim için :) bu haftaki Taze Masa siparişlerime, kuru baklayı eklemiştim zaten :)
Fava'yı; yıllar önce 2008 de YemekName için yapmıştım. Bloguma da eklemiştim.
Ama o zaman nedense annemin tarifini değil de kitaptan başka bir tarif denemişim, çok fazla içime sinmeyen oldukça koyu kıvamlı bir fava olmuştu.
Oldukça uzun zamandır da annemin tarifini deneyip, eklemek geçiyordu içimden.
Kısmet; evde bolca zaman geçirdiğim ve annemin de sürekli yanımda olduğu bu bebekli günlere imiş :)
Ben bu yazıyı yazmadan önce sütüme gaz yapar korkusunu bir yana bırakıp yarım borcamı mideye indirdim, varın lezzetini siz hesap edin :)
Hatta zeytinyağlı enginar pişirip, üzerine fava ekleyerek tükettik ve hem görüntüsü hem de lezzeti on numara oldu.
Zeytinyağlı enginar tarifi bir sonraki yazıda...:)

Malzemeler
  • 1 Su Bardağı Kuru İç Bakla
  • 2,5 Su Bardağı Su
  • 1 Adet (orta boy) Soğan
  • 1 Çay Bardağı Zeytinyağ
  • 5 Adet Kesme Şeker
  • 1 Çay Kaşığı Tuz
  • Dereotu (süslemek için)
Yapılışı
  • Baklaları bir gece önceden ılık suda bekletin.
  • Soğanları küp küp şekilde doğrayın, 1 çay bardağı zeytinyağ ile rengi sararıp şeffaflaşıncaya kadar 2-3 dk. kavurun.
  • Soğanlar kavrulunca suyu ekleyin ve kaynatın.
  • Soğanlı su kaynayınca, süzdüğünüz baklaları, şekeri ve tuzu ekleyin ve orta ateşte baklalar iyice yumuşayıp dağılıncaya kadar pişirin. (Bu aşamada annem düdüklü tencere kullanıyor, tüm malzemeleri ekleyip, kısık ateşte 20 dk. pişirmek gayet yeterli oluyor)
  • Baklalar pişince ya da düdüklü tencerenin süresi dolup kapağı açılabilir hale geldiğinde, el blenderi ile pürüzsüz bir kıvam alıncaya kadar çekin. Bu aşamada şekerini ve tuzunu kontrol ederek damak zevkinize göre arttırabilirsiniz.
  • Karışımı; kare veya dikdörtgen bir borcama kalınlığı 2 cm olacak şekilde dökün.
  • Buzdolabında en az 5-6 saat yada bir gece beklettikten sonra kare kare dilimleyerek ve dereotu ile süsleyerek servis yapın.
NOT: Dereotunun fava için sadece süs değil, aynı kabak yemeklerinde olduğu gibi tamamlayıcı bir lezzet olduğunu unutmayın. "Evde maydanoz var, rengi yeşil, koysam ne olur demeyin :)"

Servis Önerileri;
  • Zeytinyağlı enginar pişirdiğinizde, ortalarını garnitür ile doldurmak yerine fava ile doldurabilir ve muhteşem bir lezzet elde edebilirsiniz. Hatta favayı krema sıkma aleti ile şekilli olarak sıkarsanız davet sofralarınız için çok hoş bir sunum olur.
  • Favayı bütün olarak borcama dökmek yerine minik muffin kalıplarına dökebilir, tek kişilik sunumlar elde edebilirsiniz. Favayı dökmeden önce kalıbı hafifçe su ile çalkalamayı unutmayın.
  • Mandalina büyüklüğünde domateslerin içini oyarak, içlerini fava ile doldurabilir yine tek kişilik sunumlar elde edebilirsiniz. Üstelik domates, fava ve dereotu üçlüsü harika bir lezzet oluşturur.
Devamını Oku...

9 Mart 2014 Pazar

Soslu Tavuk Şiş

0 yorum



            Mutfakta pratiklik her zaman hayat kurtarır. Hele de benim gibi çocuklu bir evin annesi iseniz. Her ne kadar tavuk konusunda çekincelerim olsa da, malesef tamamen tavuktan kendimizi kurtaramıyoruz. Bizim evin et sevmez ahalisine, daha albenili aynı zamanda da pratik tarifler bulmaya çalışıyorum çoğu kez. Sosta bekletme kısmı olmasa, çok pratik, zaten bu yüzden sosunu daha önceden hazırlayıp, streçle kaplıyorum ve buzdolabında akşam çocukların ve babalarının geliş saatine kadar terbiyeleniyor tavuklar. Böylece hem sosu iyice işliyor hem de pişmesi kolaylaşıyor. Denemeniz dileğiyle...



 
Malzemeler:
  • 1 paket tavuk göğsü
  • 1/2 türk kahvesi fincanı süt
  • 1 büyükçe soğan
  • 1 kaşık salça (ben köy salçası kullandım)
  • 1-2 diş sarımsak
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • kuru kekik, karabiber, kimyon, pul biber (yada istediğiniz farklı baharatlar)
  • tuz
  • çöp şişler (8-9 adet)
Yapılışı:
  1. Tavuk göğsünü yıkayıp küp küp doğruyoruz.
  2. Soğanı, rendenin ince kısmıyla rendeliyoruz,aynı şekilde sarımsağı da.
  3. Rendelediğimiz soğan ve sarımsağı süzgeç yada temiz bir tülbent yardımıyla suyunu süzüyoruz.
  4. Bu suyu tavuk etine ekliyoruz. Aynı şekilde süt, sıvıyağ, salça, tuz ve baharatları ekleyip üzerini streçle kaplıyoruz. Buzdolabında en az 2 saat dinlendiriyoruz.
  5. Çöp şişlere çok sıkı olmayacak şekilde göğüs etlerini geçiyoruz. Çok az sıvıyağ katılmış genişçe bir tavaya alıp, tavanın ağzını kapalı tutup, şişleri ters yüz ederek pişiriyoruz. (Kapağının kapatmamızın sebebi hem daha yumuşak pişmesi hem de yağının ocağa fazla sıçramasını önlemek) İstediğimiz şekilde servis yapıp sıcak tüketiyoruz. Afiyet Olsun...

Devamını Oku...

6 Mart 2014 Perşembe

KEYİF KÖŞESİ

0 yorum


Keyif yapmak için illa doğanın içinde olmak gerekmez. Biz şehir isanlarının doğa içinde bulunma yüzdesi oldukça düşüktür zaten. Bu sebeple yüksek çözünürlükte bir duvar posteri  ve dingin açık renkleri seçtiğiniz mini mobilyalarınızla ferah bir keyif köşesini evinizin uygun bir alanında oluşturabilirsiniz. Pazar sabahlarının kahve ve gazete keyfi için ideal.

İç Mimar
 Pelin Pelister Akyürek 
Çatalçeşme Mh. Bağdat Cd. Ebru Apt. 483-B
 Suadiye-Kadıköy İSTANBUL 
Tlf: (0216) 410 0 999
Devamını Oku...

Acıka Burger

0 yorum
Hem pratik ,hem lezzetli hem de parti tadında bir tarif :) İsterseniz kahvaltıya,isterseniz çay saatine günün her saatinde sevdiklerinizi bu burgerle şımartabilirsiniz :)
 
Sevgi Dolu Öpücükler
 
 
 

ACIKA BURGER

Malzemeler:

Tost ekmeği
Domates Dilimleri
Salatalık Dilimleri
Acıka

Yapılışı:

Tost Ekmeklerini arzuya göre kalıpla veya bardak yardımıyla kesiyoruz.
Üzerlerine acıka sürüp sırayla domates salatalık katları yapıp üzerlerine tekrar acıkalı ekmek koyarak hamburger görüntüsü oluşturuyoruz.
Kürdanla süsleyip servis yapıyoruz.
 

AFİYET OLSUN

 


Devamını Oku...

3 Mart 2014 Pazartesi

HARVEY NICHOLS HOME

0 yorum



İstanbul'da Kanyon AVM'de açılan Harvey Nichols mağazasının home bölümünde presijli markaların tasarımları, zevkli alıcıların beğenisine sunuluyor. Art de lys, Artel, Etro, Mario Cioni, Mike & Ally ve New Englis markalarının yeni sezon aksesuar ve ev tekstili koleksiyonları tarafıma ulaştı. Hepsi birbirinden çekici olan bu tasarımları ayrı birer başlık altında paylaşacağım. Harvey Nichols'a başarılı bir sezon diliyorum.



İç Mimar
 Pelin Pelister Akyürek
 Çatalçeşme Mh. Bağdat Cd. Ebru Apt. 483-B
 Suadiye-Kadıköy İSTANBUL 
Tlf: (0216) 410 0 999
Devamını Oku...

1 Mart 2014 Cumartesi

Lahana Cacığı Yada Yoğurtlu Lahana Salatası

0 yorum
           
          İyi bir sebze sever olarak, lahanayı mutfağımdan eksik etmemeye çalışıyorum şahsen. Hele de şu sıralar lahanaları sarmak yerine bazen etli yemeğini yapıyorum, bazen salatasını.
          Lahana salatası, favori salatam oldu. Hatta birkaç küçük değişiklikle kendimi de geliştirdim. Lahana cacığı da diyebileceğimiz bu salatayı mutlaka deneyin derim. Pişman olmayacaksınız.

Malzemeler:
  • 1 kase ince doğranmış beyaz lahana
  • 1/2 kase katı yoğurt
  • 3 kaşık mayonez
  • 2 kaşık domates sosu (ev yapımı kullandım)
  • 1 çay kaşığı kuru fesleğen
  • 1 çay kaşığı kuru nane
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • tuz




Yapılışı:
  1. Salata kasesinin içine lahanalar alınır.
  2. Yoğurta mayonez ve diğer baharatlar eklenip karıştırılır.
  3. Bu yoğurtulu karışım lahana kasesine alınıp karıştırılır. Afiyet Olsun...
Not: Bu salatayı onlarca kez yapmış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, yoğurtlu kısmı lahanaların içinde hafifçe sulu olacak şekilde eklenirse kesinlikle çok daha başarılı oluyor. Ben domates sosu da ekledim hafif sulu ev yoğurdu kullandım ve mayonez de eklenince bence tam oldu. Siz de kendi damak tadınıza göre değişikliğe gidebilirsiniz. Fakat kimyonu şiddetle öneririm. 
Devamını Oku...

salçalı biftek

0 yorum

Salçalı biftek yemeği, bifteğin salçalı sos içerisinde pişirilmesiyle hazırlanır. Biftekler yağ içerisinde iki tarflı kızartılır, aşçıların deyimi ile et mühürlenir. Ardından mühürlenmiş biftekler salçalı sos içerisinde yumuşayıncaya kadar pişirilir. Tarifimde iki diş sarımsak ve bir tatlı kaşığı un'u bifteklere hafif aroma versin diye kullanıyorum. Sarımsak dişlerinin üzerine bıçağı bastırın, sarımsağı çatlatın ve olduğu gibi yağ içinde kızarttıktan sonra çıkarın atın. Bir tatlı kaşığını unun içerisine daldırdıktan sonra, kaşığı silkeleyerek kalan unu kullanın. Yani kaşığı tepeli olarak doldurmayın, sos içerisinde fazla un kullanmayın. Bifteklerinizin ince veya kalın oluşuna göre su miktarı değişkenlik gösterebilir. Verdiğim su ölçüsü normal kalınlıkta biftekler için yeterlidir. Şayet etiniz yumuşamadı ve etin suyu yetersiz ise, bifteklerin üzerini kapatacak miktarda sıcak su ilave edin. Sultan, her daim salçalı bifteğini bu tarifle yapar. Hadi bakalım kolay gelsin.

Neler Lazım
beş dilim biftek
bir kaşık domates salçası
bir tatlı kaşığı un
bir buçuk bardak sıcak su
iki diş sarımsak
beş kaşık zeytinyağı
karabiber
tuz

Yapılması
tavada zeytinyağı içinde sarımsağı kavurun, ardından çıkarın
üzerine biftekleri yayın, iki tarafını kızartın ve bir kaba alın
tavaya sıra ile salçayı ve unu ilave edin hafif kavurun
üzerine 1.5 bardak sıcak su, karabiber ve tuzu ilave edin karıştırın
ardından biftekleri ilave edin, tavayı bir defa fokurdatın ve kapağı kapatın
ocağı kıstıktan sonra, etler yumuşayıncaya kadar pişirin
ve yemeğinizi patates püresi veya pilav eşliğinde servis edin
Tarif bizden yapması sizden, hadi kolay gelsin.
Sultan
Devamını Oku...

Közlenmiş Patlıcan Yemeği Tarifi

0 yorum
Patlıcan seviyorsanız, közlenmiş patlıcana da bayılıyorsanız bu tarif tam size göre:)
 
İsterseniz ekmek üstü ,isterseniz makarna sosu olarak,isterseniz sarımsaklı yoğurtla kombinleyip nefis bir meze olarak yada börek içi olarak kullanabileceğiniz 10 numara 5 yıldız bir tarif:)
 
Ben bu nefis tarifi tatlılar tatlısı arkadaşım Aylin'den aldım. Bir iki küçük değişiklik dışında orjinaline sadık kaldım.Kıyma koymadım mesela köfte yanında servis yaptığım için.
 
Öyle de böyle de nefis bir tarif:) Yapın yapın yiyin blogcanlarım:)
 
Sevgi Dolu Öpücükler
 
 
 
Közlenmiş Patlıcan Yemeği İçin,
 
Malzemeler:
 
1 kavanoz hazır közlenmiş patlıcan
2 sivribiber
1 adet küçük soğan
1 adet kırmızı közlenmiş biber
2 yemek kaşığı sıvıyağ
2 tane rendelenmiş domates
2 diş sarmısak
bir kaç dal maydanoz
tuz ,karabiber

Yapılışı:
 
Sıvıyağı tavaya alıp ince kıyılmış sarmısak,soğan ve biberleri ilave edip kavuralım.
Rendelenmiş domatesleri tuz ve karabiberini ekleyip domatesler hafif suyunu çekince közlenmiş patlıcanı ve maydanozları ekleyelim bir iki çevirip altını kapatalım.
 
Afiyet Olsun .
 
 
 
 
 

Devamını Oku...