DİYET YAPANLARI BURAYA ALALIM :)
Öncelikle bir itiraf; bana kalsa; Tahinli Rulo Çörek tarifini birkaç hafta tutardım en üstte :)
Hem uzun zamandır hayalini kurduğum bir lezzeti yakaladığım için, hem de sayfamı her açışımda içimi ısıtan fotoğrafını çok sevdiğim için…
Ama sizler birkaç gün sayfada aynı tarifi görünce sıkılıyorsunuz biliyorum.
Siz nasıl mutluysanız bende öyle mutlu olduğum için, istemeyerek de olsa kendisini bir alt bölüme uğurluyoruz :)
Tahinli çörek tarifine gelen yorumların çoğu; "diyet biter bitmez deneyeceğim” şeklinde olmuş :)
Bu demek oluyor ki; havalar her ne kadar hala Londra kıvamında olsa da hanımlar yaz telaşına kapılmış bile.
Her yıl bu aylarda olduğu gibi; “eyvah, kalın kazaklar gidiyor, kilolar meydana çıkıyor” telaşları başlamış, beslenme şekli değişmiş, diyet listeleri elden ele gezer olmuş.
Şimdi bu satırları okuyup, haklı olarak; “Ee Müge hanım, sende yok mu bu sıkıntılar, görmeyeli sıfır beden mi oldun, ya da uzayda mı yaşıyorsun” diyebilirsiniz. :)
Hayır tabiî ki… Aksine tüm hayatım boyunca olmadığı kadar fazla kilom var şu anda, yakında yuvarlana yuvarlana yürüyeceğim. Görsel güzelliğini geçtim, nefes almakta, merdiven çıkmakta zorlanıyorum :)
Ama bütün bunlara rağmen, ne diyet yapıyorum, ne de spor :)
Gözümün önünde; hafif zeytinyağlılar yerine, kremalı pastalar, incirli cevizli olabildiğince ağır çörekler uçuşuyor. Mutfağa girdiğimde hep tatlı bir şeyler yapmak istiyorum.
Sanırım bunca yıldır yediğine içtiğine hep dikkat etmek zorunda olan, birazcık kilolansa deli gibi diyet yapmaya zorlanan bünyem artık isyan ediyor, kafasına göre takılmak istiyor… :)
Bende onu biraz kendi haline bıraktım sanırım bu aralar…
Neyse, bugüne kadarki yazılarımdan hatırlarsınız, benim ne depresyonum çok uzun sürer, ne de sevgi kelebeği durumum... An be an değişir ruh halim…
Bu kendini boş vermiş, şişko halimi de en kısa zamanda yolcu edeceğime emin olabilirsiniz, üstelik gerçekten en kısa zamanda, benim en kısa zaman dilimimde değil :)
İşte bu konu ile ilgili start vermek için en uygun tarif; zeytinyağlı bakla.
Baklayı çok severim, zeytinyağlısını da, Fava'sını da…
Annem her şeyi olduğu gibi baklayı da öyle güzel yapar ki, ben bugüne kadar pişirme gereği duymamıştım :)
Ama kısa bir tatil için gittiğimiz Ağva’da, bahçeden topladığımız tazecik, pazılar, baklalar bana öyle güzel baktı ki, dün mutfakta epey bir haşır neşir oldum kendileri ile…
Hem zeytinyağlı bakla yaptım, hem de bakla çorbası. İkisi de gerçekten nefis oldu.
Yalnız, bakla çorbası için aklımda bir deneme daha var, hafta sonu onu da yapıp, en içime sinen tarifi paylaşacağım sizlerle…
Zeytinyağlı Bakla tarifi annemden, telefonda canlı bağlantı ile yapıldı ve gururla söylüyorum ki onunki kadar güzel oldu.
Ben yoğurtlu halinin fotoğrafını sevmediğim için, sade fotoğrafı koydum ama siz mutlaka yanında yoğurt ile servis edin.
Annemin önerisi; eğer evde var ise; kavururken, kuru soğana ek olarak, bir iki tane taze soğanın yeşil yaprağını da eklemeniz…
Annem, pek çok yemeği Zeytinyağlı Pırasa gibi düdüklü tencerede yaptığı için bu tarifte düdüklü tencere de yapılacak şekilde…
Düdüklü tencere kullanmıyorsanız, aynı yapılış aşamalarını uygulayıp, baklalar yumuşayıncaya kadar kısık ateşte pişirebilirsiniz.
Malzemeler
- 750 Gr. Bakla
- 1 Adet (iri) Kuru Soğan
- 7-8 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
- 1 Su Bardağı (200 ml.) Su
- 3 Yemek Kaşığı (tepeleme) Un
- 1 Yemek Kaşığı (tepeleme) Şeker
- 1 Tatlı Kaşığı (silme) Tuz
- 1 Tatlı Kaşığı (taze) Limon Suyu
- 1 Diş Sarımsak
- ½ (yarım) Demet Dereotu
Yapılışı
- Öncelikle bir kap suya, 2 yemek kaşığı un ekleyerek, unlu su hazırlayın.
- Baklaları yıkayın, uçlarını kesip, kenarlarını temizleyip, ikiye bölün ve unlu suya atın.
- Baklaları unlu sudan süzün ve bol suyun altında iyice yıkayın, süzülmeye bırakın.
- Ayrı bir kapta; su, şeker, tuz, limon suyu, 1 yemek kaşığı un, ezilmiş sarımsak ve kıyılmış 1-2 dal dereotunu karıştırın.
- Soğanları minik minik (yemeklik) doğrayın.
- Soğanı zeytinyağ ile, orta ateşte 2-3 dk. kavurun. (çok fazla kavurmayın, hafifçe şeffaflaşsınlar yeter)
- Baklaları ekleyin ve bir iki kez karıştırın.
- Hazırladığınız, unlu karışımı ekleyin ve bir iki kez karıştırın.
- Düdüklü tencerenin kapağını kapatın, orta ateşte dumanı çıkıncaya kadar, duman çıkınca ateşi kısarak 13 dk. pişirin. (ben Karaca düdüklü tencerenin 2 no’lu seçeneği ile pişirdim.)
- 15 dk. sonra tencerenin kapağını açın ve başka bir kaba alın.
- Üzerine bolca kıyılmış dereotu serpin ve soğumaya bırakın.
- Mümkünse bir gün buzdolabında dinlenmiş olarak servis edin.
0 yorum:
Yorum Gönder