KABAK ERTESİ :)
Mücver; ramazan ayının son iftar sofrasında yer aldı. Eşimin çok sayıdaki "yemediği" şeylerden biri olduğu için, diğerleri gibi onuda yapmak için, misafir gelmesini kolluyordum.
Tabi misafirinde damak tadına uyması lazımdı ve Gökay bu konuda biçilmiş kaftandı. Yeni lezzetlere açık ve klasikleşmiş her lezzeti seven biri olarak, kendisi en sevdiğim misafir tipidir :)
Sizede olurmu bilmem, gelecek misafir ne kadar müşkülpesent, zor beğenen, yemek seçen biri ise o kadar elim ayağıma dolaşır. Her zaman gözüm kapalı yaptığım şeylerde illaki bir sorun çıkar, istediğim gibi olmaz.
Ama Gökay geleceği zaman mutfağa girer ve doğru dürüst ölçü hesabı bile yapmadan, aklıma gelenleri hayata geçiririm. "Nasılsa ne yapsam Gökay beğenir, iltifat eder, afiyetle yer" diye düşünür ve hiç sıkmam kendimi.
Bu yüzden bu güne kadar, o geldiğinde yaptığım hiç bir yemek kötü olmadı ve masadaki diğer kişilerden de hep övgü aldı. Pozitif enerji dedikleri işte tam da bu olsa gerek :)
İşte bu mücverde o güzel enerji ile yapıldı ve sofrada anında silip süpürüldü :) ve daha önemlisi eşim tam üç tane yedi.
Şaşkınlıkla ona bakarken ise, beni çileden çıkaran o meşhur sözünü söyledi yine;
- E güzel olmuş, biliyorsun ben güzel olan her şeyi yerim...
- ?? !!
Bir önceki yazıda da anlattığım gibi, arkadaşlara; "bilin bakalım, ana yemek ne?" diye sordum. Hiç düşünmeden, "kabak dolması" dediler :)
Gerçekten kabak dolması pişen hemen her evde aynı gün mücver olur nedense :)
Tarifin temeli, tabiki anneme ait. Sadece üzerinde minik oynamalar yaptım. Annem sadece kabak içleri ile yapar, ben bütün kabakta rendeledim. Kuru nane yerine taze nane, taze soğan yerine de kuru soğan koydum. Un miktarını da birazcık arttırdım, zaten bu tarifte un miktarı pek sabit değil, kıvamı ayarlayana kadar diyelim :)
Mücver'in en güzel hali her zamanki gibi en zararlı hali, yani kızartılarak yapılanı. Siz daha sağlıklı olsun isterseniz, hafifçe yağladığınız bir borcam da, fırında da pişirebilirsiniz. Hatta porsiyonluk yapmak isterseniz; muffin kalıplarında.
Bu şekilde de gayet lezzetli oluyor.
Önerim ise; kesinlikle kızartılması :)
Yanında sarımsaklı yoğurt ile birlikte harika oluyor bu arada.
Biraz tatlı bir mücver olsun derseniz, içine minik bir havuçta rendeleyebilirsiniz, güzel olur.
Malzemeler
- 1 Su bardağı (yaklaşık) Kabak içi
- 2 Adet (orta boy) Kabak
- 1 Adet (mandalina kadar) Kuru Soğan
- 2 Adet Yumurta
- Yarım Demet (10-15 dal) Dereotu
- 8-10 Dal Taze Nane
- Tuz - Karabiber
- 4-5 Yemek Kaşığı Un
- Kızartmak için Sıvı Yağ (Ben fındık yağı kullandım)
Yapılışı
- Kabak içlerini ve soğanı rondoda çekin. Soğanlar mümkün olduğunca küçülmeli ama püre gibi de olmamalı.
- Kabakları rendeleyin. Yumurtaları hafifçe çırpın. Dereotu ve naneleri incecik kıyın.
- Kabak, yumurta, soğan-kabak karışımı, dereotu, nane, tuz ve karabiber ekleyip, iyice karıştırın.
- Karışıma yavaş yavaş un ekleyin. Her kaşıktan sonra iyice karıştırın. Karışımın kıvamı, oldukça koyu bir hal alınca (havuçlu kek harcı gibi birazcık daha koyusu) un eklemeyi bırakın.
- Bir tavaya, bir parmak kadar sıvı yağ koyup, kızdırın. Sonra ateşi biraz kısın. Dışı birden yanıp, içi çiğ kalmasın.
- Karışımdan, bir servis kaşığı (2-3 yemek kaşığı kadar) alıp, yağa bırakın. Yaklaşık 30 saniyede bir yüzü kızaracaktır. Diğer yüzünü de aynı şekilde kızartıp, kağıt havlu üzerine alın.
- Ilık ya da soğuk servis yapın.
0 yorum:
Yorum Gönder