Banner 468 x 60px

 

31 Aralık 2009 Perşembe

Kestaneli İç Pilav

0 yorum
Kestaneli İç Pilav

YILBAŞI SOFRASI İÇİN SON ÖNERİ :)
Kestaneli pilavı yapalı epey oldu biliyorsunuz, hatta ilk iki yaptığım, fotoğrafı çekilemeden tükendi.
Özellikle yılbaşından önce yayınlamak istiyordum ve neyse ki bu kez tarif tembelliğime kurban gitmedi :)
Yılbaşı sofrasında; kestaneli iç pilavla doldurulmuş, şöyle heybetli bir hindi hazırlamak isteyen hanımlar, bu tarif sizin için :)
Benim hindi eti ile aram hiç bir zaman iyi olmadı ne yazık ki, eğer yaparsam, aynı yemeğin tavuk versiyonunu uygulamayı düşünüyorum :)
İç pilav tarifi için, dergiler de ve internette kısa bir araştırma yaptım önce. Açıkçası tariflerin çoğu aklıma yatmadı, ya çok şekerli idiler, ya çok üzümlü, tarçınlı, hatta ciğerli !
Ben malzemeleri ve ölçüleri kendi damak tadımıza göre değiştirdim. Soğan zaten tatlı ve karamelize bir tat verdiği için, şeker miktarını azalttım. Üzüm olarakta sarı üzüm ve kuş üzümünü birlikte kullanmak yerine yanlızca kuş üzümü kullandım.
Bir çok tarifte; "kestaneleri haşlayıp, soyun" gibi bir ifade kulanılmış ama ben kendi adıma hiç bir zaman haşlanmış kestaneyi bütün olarak soymayı başaramam :)
Bu nedenle her zamanki gibi fırınladım.

Eskiden de, annem kestaneleri haşladığında, içini sıyırarak yemeye çalışır ve; "ziyan ettin yine onca parayı" diye kızardım:)
Şimdi yeni nesile tuhaf geliyordur ama, kestane, muz, kivi gibi yiyeceklerin çok pahalı olduğu ve nadir satın alındığı bir nesilden geliyorum ben :)
Küçüklüğümde, yanlızca yılbaşı sofrasında, hem zeytinyağlı sarma hem amerikan salatası, hem de muz ve kuruyemiş olurdu :)
O yüzden bu yaşımda hala, nerede mükellef şekilde hazırlanmış bir sofra görsem; "aa yılbaşı sofrası gibi olmuş" derim :) Yani bilinçaltım söyletir bunu, ben ne kadar engel olmaya çalışsam da :)
Önceleri bunun yanlızca maddiyat ile ilgili olduğunu sanırdım, ancak, şimdiler de -yani bu yaşımda ve evli biri olarak- düşünüyorum da yanlızca maddiyat değil.
Ondokuz yaşında evlenen, hayatı boyunca çalışan, benim yaşıma geldiğinde neredeyse liseye başlayacak yaşta çocukları olan annem, her gün bu kadar çok çeşitli bir sofrayı hangi arada hazırlayabilirdi ki.
Annem; "bir çok şeyi anne olunca anlayacaksın ancak" der hep, ben şimdiden anlıyorum bile kimbilir anne olunca daha neler neler anlayacağım :)

Heyhatt ! kestaneden nerelere geldim, amma yazasım varmış :)) Toparlayalım...
Kestaneli pilav süper, eşim de dahil "on numara olmuş" demeyen yok.
Şimdiden afiyet olsun...

Malzemeler
  • 2 Su Bardağı Pirinç
  • 3 Su Bardağı Su
  • 1 Adet (orta boy) Soğan
  • 1 Çay Bardağı Sıvı Yağ
  • 2 Yemek Kaşığı Kuş Üzümü
  • 20 Adet Kestane
  • 1 Tatlı Kaşığı (silme) Şeker
  • 15-16 Dal Dereotu
  • 1 Adet Tavuk Bulyon
  • Tuz, Karabiber
Yapılışı
  • Pirincin üzerine 4-5 parça limon doğrayıp, 1 tatlı kaşığı tuz serpin. Üzerini bir parmak geçecek şekilde, kaynar su ile ıslatın. Yarım saat beklettikten sonra, musluğun altında akan suyu berraklaşıncaya kadar yıkayın ve süzün.
  • Kuş üzümlerinin saplarını ayıklayıp, iyice yıkayın, 5-10 dk. kadar ılık suda bekletip süzün. (kuş üzümünde en az ıspanak kadar kum olduğunu unutmayın :) çok iyi yıkamaya özen gösterin)
  • Kestaneleri ortasından çizin ve -kesinlikle ıslatmadan- 200 derece ısınmış fırında 30 dk. kadar fırınlayın. Sıcakken kabuklarını soyun.
  • Soğanı minik minik yemeklik doğrayın.
  • Teflon tencereye, sıvı yağı koyup, ısıtın. Soğanları ekleyin ve 2-3 dk. soğanlar şeffaflaşıp, sararana kadar kavurun.
  • Kavrulan soğana, pirinçleri ve kuş üzümünü ekleyin ve 4-5 dk. pirinçlerin uçları şeffaflaşana kadar kavurun.
  • Ayrı bir kapta, 3 su bardağı kaynar suda, ıslatmak için kullandığımız limonların suyu, şeker, bulyon ve karabiberi eritin. (tuz ve karabiberde ölçü vermiyorum, damak tadına göre ekleyin)
  • Kavrulan pirince, sulu karışımı ve kestaneleri ekleyin. Bir kez karıştırın.
  • 1 dk. orta ısıdaki ateşte daha sonra kısık ateşte 8-10 dk. kadar pişirin.
  • Pilav suyunu çekince, ocağı kapatın ve ince ince kıydığınız dereotunu serpin.
  • Üzerine bir kağıt havlu koyarak, kapağını kapatın ve 15-20 dk. dinlendirin, servis edeceğiniz zaman pilavı karıştırarak, dereotunun içine karışmasını sağlayın.

Kestaneli İç Pilav

& Tüm sevdiklerimin, büyüklerimin, küçüklerimin, blog komşularımın yeni yılını en içten duygularımla kutlarım. Umarım, yeni yıl hepimize, önce sağlık, sonra huzur ve bol bereket getirir. Tüm hastalara şifa, kiracılara ev, isteyen herkese bebek nasip olur inşallah :)

& Hem yorumları, hem de mailleri ile hatta kart atarak yeni yılımı kutlayan tüm blog dostlarım, hepinize tek tek maille dönmeye çalıştım ama buradan da bir kez daha teşekkür ediyorum. İyiki varsınız...

Devamını Oku...

30 Aralık 2009 Çarşamba

2009'un Son Gelişmeleri :)

0 yorum
Balık Sofrası-2009

KRC'den SEVİNDİREN SÜPRİZ...
Blogumu düzenli takip etmek bir yana, arada sırada bile göz atıyorsanız eğer :) sofra kurmaya ne kadar meraklı olduğumu biliyorsunuz.
Evet, mutfakta zaman geçirmeyi de seviyorum, bir o kadar yeni tarifler denemeyi de.
Ama asıl merakım hazırladıklarımı en güzel şekilde sunmak.
Bunun için; zamanım ve bütçemiz :) elverdiği ölçüde, mağazaları dolaşıyor, yeni modaları takip ediyor ve neredeyse her objeye; "acaba nasıl bir sofra dekorasyonunda kullanabilirim ? gözü ile bakıyorum :)
Sizler de övgü dolu yorumlarınız ve mailleriniz ile beni şımartıyor ve "daha güzel neler yapabilirim?" şeklinde heveslendiriyorsunuz, bunun için çok teşekkür ederim, iyiki varsınız.

Kullandığımız yemek takımlarından biri de; KRC biliyorsunuz, eşim ve ben bu yemek takımına, deyim yerinde ise görür görmez aşık olduk :)
Bir market alışverişi sonrası, mağazanın önünden geçerken, vitrinde bu takımı gördük ve alışveriş sepetini mağazanın önünde bırakıp, heyecanla takımı incelemeye daldık.
Uzun bir süre sonra, arabayı mağazanın içine almak aklımıza geldi, o kadar heyecanlamışız yani :)
Aldığımız günden bu yana da severek kullanıyoruz. Sadece sofralar da kullanmakla kalmıyor, neredeyse tüm fotoğraf çekimlerini bu tabaklarda yapıyoruz.
Sofralarım, Karaca firmasının da dikkatini çekmiş olmalı ki, bir kaç hafta önce firma yetkilisi Sami Bey iletişime geçti benimle...
Kurduğum sofraları çok beğendiklerini ve bu konuda, birlikte yeni çalışmalar, farklı projeler yapabileceğimizi belirtti, kendisi ile uzun uzun sohbet ettik.
Yanlızca yemek ve servis takımları değil, bir sofrayı a'dan z'ye kurabilmek için, gereken herşeyin olacağı setler gibi, yepyeni projelerinin olduğundan sözetti.
Tüm bu yenilikler ile ilgili çalışmaları da, zamanı ve yeri geldikçe sizler ile paylaşacağım tabiki...

Sami bey sağolsun, görüşmeye gelirken eli boş gelmemiş, kocaman bir hediye ile gelmişti :)

Yeni doğan bebekleri; Marifetli Set...
Bu ürünü o kadar heyecanla ve gözlerinin içi parlayarak anlatıyor ki, görmeniz lazım.
Marifetli set gerçekten çok şık, benim ilk beğendiğim yanı; çok zarif oluşu ve çok az yer kaplaması. Tek bir set ile aynı anda iki düdüklü tencereniz, iki makarna süzgeciniz, iki de normal tencereniz oluyor.
En önemli özelliği ise; yirmi beş dakikada dört çeşit yemek pişirmesi !
Yani biz çalışan bayanlar için bulunmaz bir nimet...
Ben seti kullanarak, kimyonlu mercimek çorbası yaptım dün gece, çorbanın buharını kullanarak ta havuç pişirdim. İkisi de nefis oldu :)
Yeni denemeler yaptıkça sizleri de bilgilendireceğim:)

Marifetli Set ile ilgili de çok güzel aktiviteler planlıyoruz, şimdilik süpriz :)
Azıcık merak edin bakalım :)

Devamını Oku...

28 Aralık 2009 Pazartesi

Pazar Günü Kahvaltı Sofrası

0 yorum

Pazar Kahvaltısı (27.12.09)

YILIN SON PAZAR KAHVALTISI...
Bu hafta sonu; misafir anlamında çok bereketli idi, evimiz dolup dolup boşaldı :)
Özellikle pazar günü; hem kahvaltıda hem de akşam çayında misafir ağırladım.
Kahvaltıya gelen arkadaşlar, saat yedi gibi film keyfimiz bittiğinde; "e hadi biz kalkalım, sen ortalığı havalandır, yerlere dökülen mısırları falan temizle, saat sekiz seansı için hazırla salonu" dediler :))
Hatta sekizde gelen akrabaları karşılarken; "diğer misafirler saat yedide bitti" demişim, bütün gece bu iki laf aklımıza geldikçe güldük :)
Kahvaltı sofrası -her zamanki gibi- sade. Sofralarına yedi sekiz çeşit döktüren hanımlara hayranım gerçekten ama bende öyle bir cesaret yok, klasik kahvaltı çeşitlerinin yanında bir tatlı, bir tuzlu. Bitti gitti :)
Arşivimde bulunsun diye, paçanga böreği yapmıştım ama arkadaşlar iki çeşit börek getirince, çok olur diye kızartmadım. Krem peynirli yumurta ve baharatlı tereyağ var bir tek söz edebileceğim :)
Bir de; son anda evde hazır çikolata sosu kalmadığını farkedince, deneme yanılma yolu ile yaptığım, pek beğenilen bir çikolata sosu ve ayçekirdekli tam buğday unlu ekmek var.
Onların tarifini de üzerinde biraz daha çalıştıktan sonra veririm ilerleyen günlerde :)

Pazar Kahvaltısı (27.12.09)

Zeytin ezmeli, paprikalı, krem peynirli mini kanapeler...

Krem Peynirli Yumurta

KREM PEYNİRLİ YUMURTA...
Blog komşularımda görüp, ne zamandır yapmak istediğim tarifti bu. Yapılışıda çok kolay;

  • 4 Yumurtayı, 7-8 dk. haşlayın. Kabuklarını soyup, ikiye bölün. Sarılarını çıkarıp, 1 yemek kaşığı krem peynir (ben otlu sarımsaklı krem peynir kullandım) bir tatlı kaşığı süt ve birer tutam, tuz, karabiber, pul biber ile birlikte çatalla ezin.
  • Karışımı; krema sıkma aparatı ile yumurta aklarının yuvasını doldurun.

Baharatlı Tereyağ

BAHARATLI TEREYAĞ...
Baharatlı tereyağ fikrini, bu sofradaki erimiş baharatlı tereyağı gören arkadaşım Aysun, "bak birde böyle yap, erimişten çok daha güzel oluyor" diye önermişti.
Hatta o önerdikten bir kaç gün sonra, sevgili GIA'da taze otlar ile yapılmış olanını gördüm, o da eminim çok güzel olur.
Benim tarifim, üzülerek söylüyorum, göz kararı :(

  • 150 gr. kadar tereyağını oda sıcaklığında bekleterek yumuşatın.
  • Birer tatlı kaşığı kadar pul biber ve kekik, bir tutam biberiye, taze çekilmiş karabiber ve beyazbiber, bir tutam tuz ekleyin.
  • Tüm malzemeleri çatalla ezerek, birbirine yedirin. Strech filme sararak, rulo yapın ve buzlukta dondurun.

Baharatlı tereyağı sadece kahvaltıda değil yemeklerinizde de kullanabilirsiniz. Kızarmış yada fırından yeni çıkmış, kırmızı etin üzerine, et henüz sıcakken ince bir dilim koyarsanız, şahane bir lezzet veriyor.
Yada garnitür olarak, patates haşlayıp, dilimledikten sonra her dilimin üzerine, patates sıcakken birer parça baharatlı tereyağ koyabilirsiniz.
Benden ve Aysun'dan önermesi :)

Pazar Kahvaltısı (27.12.09)

***

Sofrada kullanılan, yemek takımı ve kırmızı kadehler; Mudo Concept.... Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli).... Masa örtüsü; Alaçatı pazarı.... Ekmek sepeti, sürahi, servis takımları ve şekerlik; Paşabahçe.... Çay bardakları; Koleksiyon Mobilya - Faruk Malhan İstanbul tasarımı.... Tepsi; Tantitoni (yılbaşı koleksiyonu)....
Devamını Oku...

27 Aralık 2009 Pazar

ZEYTİNLİ VE OTLU ÇÖREK

0 yorum
Herkese kocaman kocaman en gülücüklüsünden merhabalar:)

Yepyeni bir yıla girmemize çok az kaldı:)
Zaman inanılmaz hızlı geçiyor...her anın tadını çıkarmak lazım. İnanın Emremin 3 yaşında olduğuna inanamıyorum bazen...Ne kadar çabuk geçiyor vakit!
Bu yılda sizlerle ve bloğumla beraber olduğum için kendimi mutlu ve şanslı hissediyorum:)
Nice güzel senelere hep beraber inşallah:)

Yeni yılda hepimizin hayatında huzur olsun, sağlık olsun,bol kazanç olsun ,başarı olsun ve aşk olsun , hiiiiç bekar arkadaşım kalmasın inşallah...

Dilerim bütün yıllarımız Çikolatalı pasta tadında geçer:)))))

Tüm kalbimle mutlu seneler dilerim herkese.

Yılın son tarifini de hamur işiyle kapatıyorum:))))

Yeni yıl itibari ile yiyelim yiyelim kilo almayalım inşallah:)))))

Buyurun tarifimize;



ZEYTİNLİ VE OTLU NEFİSSS ÇÖREKLER

MALZEMELER:

150 gr. margarin
1 çay bardağı ayçiçek yağı
1 çay bardağı yoğurt
1 çay kaşığı kadar tuz
1 pk. kabartma tozu
1 çay bardağı kadar dilimlenmiş siyah zeytin
2 yumurta akı
3 dal yeşil soğan
dereotu
maydanoz
aldığı kadar sinangil baklavalık un:)

üzerlerine sürmek için,
yumurta sarısı

YAPILIŞI:

Margarini eritiyoruz.(becel kullandım)
Soğanı,dereotunu ve maydanozu incecik kıyıyoruz.
Bütün malzemeleri karıştırıyoruz.yuvarlak yuvarlak şekil verip yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsimize diziyoruz.
Üzerlerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış190 derece fırında kızarana dek pişiriyoruz.
Sıcak veya ılık servis yapıyoruz.

AFİYET, BAL OLSUN

SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER

ZEYNEP
Devamını Oku...

23 Aralık 2009 Çarşamba

Yumurtalı Ispanak Kavurması

0 yorum
Yumurtalı Ispanak / Pazı Kavurması

PRATİK VE SAĞLIKLI BİR KIŞ MEZESİ...
Ispanak ve pazı kavurması son bir aydır en çok yaptığım iki şey. Yazın ne kadar sık közlenmiş patlıcan salatası yapıyorsam, kışında bu ikisini yapıyorum.
Yaptığım zaman da tek başıma yediğim için, benim için bir akşam yemeği oluyor kendileri :)
Tarif çok basit ama ilk yaptığım zamanlar daha da basit idi :)
Ispanakları sadece kavuruyor, bazen sade bazen de sarımsaklı yoğurt ile yiyordum. Sonra yumurtalı ve en son hem yumurtalı hem yoğurtlu yapmaya başladım.
Son zamanlarda ise sadece kendime değil misafir sofralarına da yapıyorum. Eşim hariç, şu ana kadar beğenmeyen, iltifat etmeyen olmadı :)
Aşağıdaki tarifi aynı aşamaları kullanarak pazı ile de yapabilirsiniz. Enfes oluyor.
Ispanak yada pazıyı bir gün önceden kavurup, buzdolabında saklayarak, ertesi gün ısıtıp, yumurtasını ekleyebilir, sıcak servis edebilirsiniz.
Hatta derin dondurucuda bile saklanabilir ama ben hiç denemedim, tahmin ediyorum sadece.

Malzemeler
  • 750 Gr. Ispanak (ayıklanıp, temizlenmiş)
  • 1 Adet (orta boy) Soğan
  • 2 Adet Yumurta
  • 4 Yemek Kaşığı Zeytinyağ
  • 1 Su Bardağı (yaklaşık) Sarımsaklı Yoğurt
  • Tuz, Karabiber

Yapılışı

  • Ispanakları iyice yıkayıp, yarım saat kadar sirkeli suda bekletin. Bir iki kez daha yıkayın, süzün. Yaprakları iri iri, sapları minik minik doğrayın.
  • Soğanı minik, yemeklik doğrayın. Teflon tencereye, yağı koyup ısıtın.
  • Isınan yağa, soğanı ekleyin ve 3-4 dk. soğanlar şeffaflaşıp, pembeleşinceye kadar kavurun.
  • Ispanakları kısım kısım ekleyin, alttaki ıspanaklar kısa sürede küçüleceği için kısa aralıklar ile tüm ıspanağı tencereye sığdırabilirsiniz.
  • Orta ateşte, arada sırada karıştırarak ıspanağı pişirin. (sapları yumuşadığında ıspanak pişmiş demektir) Suyunu çekince, bir süre daha, hafif karamelize oluncaya kadar kavurun. Tuz ve karabiber ekleyin.
  • Yumurtaları çırpma teli ile iyice çırpın, kavrulan ıspanağa ekleyin ve karıştırarak yumurtalar pişinceye kadar kavurun. Yumurtaların akları beyazlaşınca, ocağı kapatın.
  • Ispanağı servis tabağına alın ve üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirin.
Devamını Oku...

21 Aralık 2009 Pazartesi

SEBZELİ BÖREK

0 yorum
Bugün pratik mi pratik ,uyduruk mu uyduruk ama nefis mi nefissss bir börek tarifi vereceğim sizlere:)
tarifim tamamen uydurma olup evdeki malzemelere göre yapıldı diyebilirim:)
Biraz çakma Çin böreğine benzedi sanırım:))))
Bu soğuk günlerde sıcak sıcak ince belli bir bardak çayla da çok iyi gittiğini söyleyebilirim:)))

Buyurun tarifimize;


MALZEMELER:

2 Adet yufka
2 adet kabak
2 adet patates
1 iri havuç
1 adet kırmızı biber
1 adet çarliston biber
3 yemek kaşığı kadar soya sosu
3 yemek kaşığı kadar ayçiçek yağı

üzeri için;

1 adet yumurta sarısı
2 yemek kaşığı kadar süt
çörek otu
susam

YAPILIŞI:

Her bir yufkayı + şeklinde 4 parçaya bölüyoruz. Toplam 8 üçgen parçamız olacak:)))
Kabağı, patatesi, havucu yıkayıp kabuklarını soyup rendeliyoruz.
Biberlerimizi yıkayıp jülyen kesiyoruz.
Geniş bir tavada sıvıyağı kızdırıp sebzelerimizi içine atıp ,soya sosumuzu da ekleyip sularını çekene dek kavuruyoruz.isteğe göre baharatta atabilirsiniz.
Sebze karışımımızı ılıdıktan sonra eşit olarak kestiğimiz üçgenlerin kalın tarafına kaşık yardımıyla koyup sarıyoruz.
8 üçgen yufkamız bitene kadar işleme devam ediyoruz.
Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsimize dizip,sütle açılmış yumurta sarımızı sürüp,çörek otu ve susamla süslüyoruz.
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.

Sıcak sıcak servis yapıyoruz.

AFİYET,BAL BÖREK OLSUN:)))

SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER
Devamını Oku...

Akşam Yemeği Davet Sofrası

0 yorum
Siyah Beyaz Kırmızı Sofra

SİYAH - BEYAZ - KIRMIZI ŞIKLIĞI...
Bir önceki yazıda, bu yıl sofra dekorasyonlarında siyah - beyazın çok moda olduğundan söz etmiştim.
Siyah beyaz kimi zaman altın, kimi zamanda gümüş ile destekleniyor.
Bir yılı daha geride bırakıp, yeni umutlar ile, yeni yılı karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde ise, en büyük eşlikçisi kırmızı :)
Sizde yeni yılı evde, sevdiklerinizle birlikte karşılamayı planlıyor, sofranızı her zamankinden daha özenli hazırlamak istiyorsanız, siyah, beyaz, kırmızı renklerini kullanabilirsiniz.
Bunun için, çok harcama yapmanıza da gerek yok, evde kırmızı ne bulursanız, benim gibi takın takıştırın :) Sürahiye kına kesesi bağlamak gibi :)
Kırmızı mumlar, ekmek sepetine kırmızı beyaz kumaş peçete ve peçetelikler benim bu görüntüyü oluşturmamı sağladı. Bir de Siret yenge'nin diktiği; saten runner tabiki...
Çift biberli tavuğu; sadece kırmızı biber ile yapınca, süslemede kurutulmuş domatesler kullanınca, pilavda kestaneli iç pilav olunca bizim soframız mini bir yılbaşı sofrası oldu bile.
Daha kalabalık olanı için prova oldu yani :)

Siyah Beyaz Kırmızı Sofra

Soframızda nelermi vardı?

kirmizisofra4

Soframızın özeti :)

Tavuğu bu kez farklı marine ettim. Göz kararı; soya sosu, zeytinyağ, elma sirkesi, karışık baharat, karabiber ve beyaz biber ile. İki üç saat kadar buzdolabında beklettikten sonra, Actifry'da pişirdim. Çok lezzetli oldu :) Kestaneli iç pilav tarifi ise; çok yakında...

kirmizisofra3

***

Sofrada kullanılan, yemek ve servis takımı; Karaca.... Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli).... Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş (Şişli).... Saten runner; özel dikim (Siret yenge).... Ekmek sepeti ve sürahi ; Paşabahçe.... Kırmızı kadehler ve tealigth mum tabağı; Mudo Concept....

Devamını Oku...

17 Aralık 2009 Perşembe

Sade Pirinç Pilavı

0 yorum
Sade Pirinç Pilavı



TEMEL PİLAV TARİFİ :)

Hadi itiraf edin, pirinç pilavı başlığını okuyunca, normalde, sadece fotoğrafa bakıp çıkan, yazıları okumaktan sıkılan :) kişiler bile merak edip yazıyı okumaya karar verdi, değil mi?

Üç yıldır blog yazan, sadece pilav kategorisinde bile, hemen her çeşit pilav bulunan biri, neden çıkıpta sade pirinç pilavı yazsın?

Yanıtı çok basit, Pandispanya Dosyası'nı neden hazırladıysam, bu tarifin veriliş nedeni de o :)

Eşim çok sevdiği için, sade pirinç pilavını çok yaparım.

Misafirlerimize de, genellikle çoğu yemeğin yanına yakıştığı için yaparım.

Sizlerle bir davet sofrası paylaştığımda, eğer sofrada pirinç pilavı var ise; ya Sebzeli Pirinç Pilavı'na yada detaylarını uzun uzun anlattığım için; Dereotlu Mantarlı Pilav'a link veriyordum.

Not olarak ise; yapılışı aynı, sadece şu malzemeyi çıkarın veya ekleyin diyordum.

Yada üşenip hiç link vermiyordum, kafa karışmasın diye :)

Sonuç olarak, ben üç yıl önce, henüz yeni evliyken pilav yapmasını bilmiyordum, öğrendiğim en küçük bilgi bile benim için altın değerinde idi.

Her zaman, bir yerlerde, bir yeni evli olacak öyle değil mi ? :)



Malzemeler

  • 2 Su Bardağı Pirinç
  • 3 Su Bardağı Su
  • 1/2 (yarım) Limon
  • 1 Tatlı Kaşığı Tuz
  • 6 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
  • 1/2 (yarım) Çay Kaşığı Şeker
  • 1 Adet (tavuk) Bulyon

Yapılışı

  • Pirinci derin bir kaba koyun, üzerine yarım limonu iri iri doğrayın ve 1 tatlı kaşığı tuzu serpin. Pirinci bir parmak geçecek kadar kaynar su ekleyin. Yarım saat (suyu ılık olana kadar) bekletin.
  • Pirinci süzün ve musluğun altında, pirinçten akan su, berraklaşıncaya kadar yıkayın.
  • Teflon tencereye, sıvıyağı koyup ısıtın (dikkat edin yanmasın, sadece ısıtın) pirinci ekleyip, kavurmaya başlayın. Sürekli karıştırarak, pirinçlerin uç kısımları şeffaflaşana kadar kavurun.
  • Ayrı bir kapta, 3 su bardağı kaynar suda bulyonu eritin. Pirinci ıslatırken kullandığınız limonların bir kısmını da suyun içine sıkın, şekeri ekleyin.
  • Kavrulan pirince, sulu karışımı ekleyin. Bir iki kez karıştırın.
  • 1 dk. kadar hızlı ateşte, daha sonra ateşi kısarak 8-10 dk. kadar pişirin. Pirinçlerin üzeri göz göz olup, suyunu çekince ocağı kapatın.
  • Kapağın altına kağıt havlu koyarak, 15 dk. kadar demlenmesini sağlayın.

NOTLAR;

  1. Pilavın ideal ölçüsü genellikle bire bir buçuktur. Yani pirinci hangi kap ile ölçüyorsanız (su bardağı, çay fincanı, kase vs.) suyuda aynı kap ile eklerseniz, pilavı tutturmada bir sorun yaşamazsınız.
  2. Pilavda tereyağ kokusunu seviyorsanız, her zaman sonradan eklemenizi öneririm. Yani pilavı yukarıda anlattığım gibi sıvıyağ ile yapın, ocağı kapatıp, dinlemeye bırakacağınız sırada bir yada iki yemek kaşığı kadar tereyağını minik minik parçalar halinde üzerine serpin ve o şekilde dinlendirin. Kavururken tamamen tereyağ ile, yapsanız bile, sonradan eklediğiniz kadar yoğun bir aroma vermiyor.
  3. Pilavda bulyon tadını çok sevdiğim için bazen iki tane ekliyorum, bir tane eklediğimde, çok az daha tuz ekliyorum ama iki tane bulyon eklerseniz sakın tuz eklemeyin.
  4. Pilavın suyuna, tavuk suyu ekleyecekseniz, aynı oranda suyu eksiltin ve hatta kavururkenki yağ miktarınıda biraz azaltın.
  5. Pirinci ıslatırken eklediğimiz limon, ve pişirirken eklediğimiz limon suyu ve şeker pilavın beyaz ve parlak olmasını sağlıyor. (tadında herhangi bir fark yaratmıyor)
  6. Pilavı aynı aşamaları kullanarak yapıp, ateşi kısma aşamasında 3-4 yemek kaşığı konserve mısır eklerseniz; MISIRLI PİLAV olur.
  7. Pilav pişip, ocağı kapattığınızda 2 yemek kaşığı kadar kıyılmış dereotu eklerseniz, MISIRLI DEREOTLU PİLAV olur.
Devamını Oku...

16 Aralık 2009 Çarşamba

KAKAOLU ve ZENCEFİLLİ KEK

0 yorum
Herkese merhabalaaaaaaar,

Sevgili sultanım tarafından mimlenmiş bulunmaktayım:))) çoook teşekkür ederim şekercim...hemen ilk aklıma gelenleri sıralıyorum:)))

Mimin konusu sevdiğim kokular;

1- Oğlumun missss gibi ten kokusu
2- Ablamın ipek saçlarının kokusu ( çok özledim ablacığım seniiii:((((. )
3- Kitap ,gazete kokusu
4- Sokakta yürürken fırından yada pastaneden yayılan misss kokular
5- Türk kahvesi kokusu...bayılırımmmm:)
6- Deterjan Kokusu
7- Krem kokusu
8-Deniz kokusu
9-Çiçek kokusu
10-Yağmurdan sonraki toprak kokusu
11-Pişirdiğim kek ve kurabiyelerin missss kokusu
12-Çimlerin biçildikten sonraki misss kokusu vs. vs. bu mim uzaaaar gider:) yaz yaz bitmez:)

Güzel olan herşeyi çok seviyorum ben diyorum ve nefis pamuk pamuk kek tarifime geçiyorum:)

Sevgili arkadaşlarım birsen ve sevil SOFTBOWL sponsorluğunda eğlenceli bir yarışma düzenlemişler. bende bu nefis kekimi yarışmaya gönderiyorum:) Umarım beğenirsiniz...Değerli oylarınızı bekliyorum:)

http://softbowlsilikonkekkaliplari.blogspot.com/2009/12/tarif-no6kakaolu-ve-zencefilli-kek.html

Buyurun tarife;



MALZEMELER:

2 yumurta

1,5 su bardağı toz şeker

1,5 su bardağı yoğurt

1/2 su bardağı sıvıyağ

2 su bardağı kadar elenmiş un

1 paket kabartma tozu

1 paket vaniya

1 şeker kaşığı tarçın

1/2 şeker kaşığı toz zencefil

1 paket kakao (25gr.)

1 çay bardağı damla çikolata

YAPILIŞI:

Yumurtalarla şekeri bembeyaz oluncaya dek çırpıyoruz.
Yağımızı ve yoğurdumuzu da ilave edip tekrar çırpıyoruz.
Vaniya,tarçın,zencefil,kakaoyuda ilave edip tekrar karıştırıyoruz.
Elenmiş unumuzu ve unlanmış damla çikolatamızı da ekleyip tekrar karıştırıyoruz.
kalıbımızı yağlayıp unlayıp,kek hamurumuzu döküyoruz,önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişiriyoruz.


AFİYET, BAL OLSUN


SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER
Devamını Oku...

Arpa Şehriyeli Pilav

0 yorum
Arpa Şehriyeli Pilav

MİNİK FARKLI SADE PİLAV :)
Yine yapımı çok kolay ama aynı; Sade Pirinç Pilavı gibi arşivimde mutlaka olmasını istediğim bir pilav bu.
Evlenene kadar annem her şehriyeli pilav yaptığında; "sade yapsaydın keşke" diye burun kıvıran ben, artık sırf değişiklik olsun diye, arpa şehriyeli de sık sık yapıyor ve severek yiyorum.
"Arpa şehriyeli pilavı tutturmak daha kolaydır" der annem hep.
Diğer pilavda az da olsa lapa olma ihtimali olur ama arpa şehriye de, bir miktar su çektiği için pilavı garantiler :)
Pilavı yanlızca arpa şehriye ile değil, farklı modelde şehriyeler ile de yapabilirsiniz.
Hele şimdi çocuklara özel, harfli, tekerlekli şehriyeler bile çıkmış :) eğlenceli pilavlar hazırlayabilirsiniz bu şehriyeler ile.
Şehriyenin yarısını kavurup, diğer yarısını pirinçler kavrulduktan sonra ekleyebilir ve üç renkli pilav yapabilirsiniz.

Malzemeler
  • 2 Su Bardağı Pirinç
  • 3,5 Su Bardağı Su
  • 1 Çay Bardağı Arpa Şehriye
  • 1/2 (yarım) Limon
  • 1 Tatlı Kaşığı Tuz
  • 6 Yemek Kaşığı Sıvı Yağ
  • 1/2 (yarım) Çay Kaşığı Şeker
  • 1 Adet (tavuk) Bulyon

Yapılışı

  • Pirinci derin bir kaba koyun, üzerine yarım limonu iri iri doğrayın ve 1 tatlı kaşığı tuzu serpin. Pirinci bir parmak geçecek kadar kaynar su ekleyin. Yarım saat (suyu ılık olana kadar) bekletin.
  • Pirinci süzün ve musluğun altında, pirinçten akan su, berraklaşıncaya kadar yıkayın.
  • Teflon tencereye, sıvıyağı koyup ısıtın (dikkat edin yanmasın, sadece ısıtın) arpa şehriyeyi ekleyip, kavurmaya başlayın. Şehriyelerin rengi, kahverengiye dönünce, pirinçleri ekleyin ve pirinçlerin uç kısımları şeffaflaşana kadar kavurun.
  • Ayrı bir kapta, 3,5 su bardağı kaynar suda bulyonu eritin. Pirinci ıslatırken kullandığınız limonları da suyun içine sıkın, şekeri ekleyin.
  • Kavrulan şehriyeli pirince, sulu karışımı ekleyin. Bir iki kez karıştırın.
  • 1 dk. kadar hızlı ateşte, daha sonra ateşi kısarak 8-10 dk. kadar pişirin. Pirinçlerin üzeri göz göz olup, suyunu çekince ocağı kapatın.
  • Kapağın altına kağıt havlu koyarak, 15 dk. kadar demlenmesini sağlayın.
Devamını Oku...

15 Aralık 2009 Salı

TEŞEKKÜRLER SİNANGİL VE HAFTA SONUM:)

0 yorum


Hafta Sonu SİNANGİL tarafından gönderilen birbirinden güzel ürünlerle şımardım durdum:)))
Çok çok teşekkür ederim Sinangil...Hepsiyle nefis tarifler deneyip , paylaşacağım sizlerle de...
Kesinlikle gönül rahatlığıyla kullanabileceğimiz ürünler.Denemeyen varsa deneyin derim:))))
Sinangilse hiç düşünmeyin üçer beşer koyun sepete:)))))
Lezzet demek SİNANGİL demek...

Cumartesi günü de geleneksel kızlar toplantımız sevgülümde yapıldı:)
handeme ve bana birbirinden nefis lezzetler hazırlamıştı...

Bol bol sohbet ettik,her zamanki gibi kıkırdadık, mamaları lüp lüp tükettik, göbişleri hiiiç erimemecesine büyüttük:))))
Acayip iyi geldi yani:))) Buradan da teşekkürü bir borç bilirim dermişimmm:)))) Ellerine sağlık sevgülümmmm:))))

Kızlar hakikaten çok teşekkür ederim, iyiki hayatımdasınız...bir sonraki buluşmamız bende olacak:) sabırsızlıkla bekliyorum şimdiden:)
Kucak Dolusu Öpücükler

Zeynep
Devamını Oku...

12 Aralık 2009 Cumartesi

İGLO İLE HOBİMLE MUTLUYUM BLOGGER ETKİNLİĞİ

0 yorum

Herkese kocaman kocaman merhabalaaaaar:)

İGLO
sponsorluğunda gerçekleşen Hobimle Mutluyum yemek kursumuz perşembe akşamı gerçekleşti.
resimlerden de anlaşılacağı gibi inanılmaz keyif aldım...Sürekli fiyonk şeklinde sırıtıp durdum bütün akşam:)))
Acil kilo vermem gerektiğini de resimlerden de bir tokat yemiş gibi çok feciii hisettim yani:))))

Sağolsun eşim ve Emre erkek erkeğe takıldılar bende rahaaaaat bir gece geçirdim:)))
3 senedir ilk defa eteğim çekiştirilmeden rahat bir yemek hazırladım:)))Bu bile benim için harika bir değişiklik oldu:))))
İnanın kursta zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadım...İmkanınız varsa kendinizi ödüllendirmek ,şımartmak ve hatta kafanızı dinlendirmek için tüm kalbimle gidin derim..

Sevgili Tijene de tekrar teşekkür ederim böyle güzel etkinliklerle bizleri bir araya getirdiği için..


Hazırladığımız nefisss tarifler ise;


İGLO Açık Deniz Somon Provensal

İGLO Soya Fasulyeli Basmati

Yufkaya sarılı İGLO Bahçe Bezelyeli Köfte

Mantarlı İGLO Gurme Karides Salatası



Hepsi birbirinden nefisti:))) Ellerimize sağlık:)

Sevgili aslıcığım ve tijenciğim iyi ki tanıştık:)))) Değerli şefimiz Hüseyin Usta ya ve yardımcılarına da sonsuz teşekkür ederim:)



Harika bir akşam geçirdim:))) çok çok teşekkür ederim hepinize:)


En yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle...



sevgiler,öpücükler



zeynep




Devamını Oku...

11 Aralık 2009 Cuma

Şehriyeli Tavuk Suyu Çorba

0 yorum
Tavuk Suyu Çorba

ANTİBİYOTİK NİYETİNE :)
Hani bazı yemek isimleri vardır, özellikle restoranlarda. Yemeğin adı öyle uzundur ki, tüm içindekiler ve yapılışı neredeyse adında yazar :)
Tarhunlu, kekikli, truff yağlı, deniz tarağı ve ahtapot kızartması... gibi :)
İşte bu çorbanın adı da aynen öyle bana göre;
Terbiyeli, şehriyeli, tavuklu, tavuk suyu çorba... Haksızmıyım ? :)
Bu çorbayı ilk kez bayramda, Gökay'da tattık. Hatta ilk akşam o kadar beğendimki, iki kase içtim ve ertesi gün de Esma'dan aynı çorbayı yapmasını rica ettim, benim gözlerimin önünde :)
Tarifi dikkatlice not aldım ve bayramdan sonra bende yaptım, gerçekten ilaç niyetine, şifa olsun diye içilecek bir çorba.
Yemek seçme şampiyonu eşim içmedi tabi... Gökay'dan da, fırça yedi bir güzel; "hastasın, en çok senin içmen gerek, antibiyotik niyetine" dedi ama nafile :(
Çorba'da şehriye ve tavuk miktarında oynama yaptım biraz, iki kaşık yerine, üçer kaşık koydum, gözüme az görünmüştü iki kaşık.
Ama benim çorbam, haliye Esma'nınkine oranla biraz koyu kıvamlı oldu. Bu kısım sizin damak zevkinize kalmış.
Çorbayı ister sade, ister limon ekleyerek için ama benim önerim; sarımsakla ve işkembe çorbası ile aranız iyi ise, sirkeli sarımsaklı bir sos ile içmeniz. Şahane oluyor !
Birde ben fotojenik olsun diye kırmızı biber serptim ama bu çorbanın asıl eşlikçisi karabiber, aklınızda olsun :)

Annem, bu çorbanın kuzu etli versiyonunu yapar, yanılmıyorsam kuzu gerdan eti ile. Rüya gibi bir şey olur, anlatılmaz içilir :)
Ben; sade, limonlu ve sirkeli - sarımsaklı olmak üzere üç kase içerek ! bir akşam yemeğini sadece etli çorba ile geçirdiğim günleri bilirim :)
En kısa zamanda annemi bizim mutfağa sokup, yaptırmalı ve sizinle paylaşmalıyım.
Neyse bugünki tarifimiz, tavuklu çorba, etli çorbadan kendi yazısında söz ederim :)

Malzemeler
  • 1,5 Lt. (7-8 su bardağı) Tavuk Suyu
  • 4 Yemek Kaşığı (tepeleme) Yoğurt
  • 3 Yemek Kaşığı (silme) Un
  • 3 Yemek Kaşığı (didiklenmiş) Tavuk Eti
  • 3 Yemek Kaşığı Tel Şehriye
  • 2 Adet Yumurta
  • Tuz

Yapılışı

  • Öncelikle bir bütün tavuğu yada bir adet tavuk göğsünü, 2 lt. su, bolca tuz, biraz karabiber ve (varsa) 4-5 tane defne yaprağı ile 45 dk. kadar haşlayın. (su kaynamaya başladığında ateşi kısın ve kısık ateşte haşlayın)
  • Haşlanan tavuğu ve defne yapraklarını, suyun içinden alın ve tavuk suyunu soğumaya bırakın.
  • Çorbayı yapacağınız tencereye, yoğurt, yumurta ve un'u koyun ve çırpma teli ile iyice çırpın.
  • Soğumuş tavuk suyunu ve tuzu, yoğurtlu karışıma ekleyin.
  • Karışımı, orta ateşteki ocağa alın ve kaynayana kadar sürekli karıştırın.
  • Kaynamaya başlayınca, ateşi kısın ve şehriye ile didiklenmiş tavukları ekleyin.
  • Şehriyeler yumuşayıncaya kadar, sık sık karıştırarak, pişirin. Bu aşamada, çorba gözünüze çok koyu görünürse, bir miktar kaynar su ekleyebilirsiniz.
  • Şehriyeler yumuşadığında, çorbanız hazır demektir.

tavuksuyucorba1

  • Çorba'da kullanacağınız tavuk suyunu bir gün önceden hazırlayabilir, buzdolabında bekletebilirsiniz. Yoğurdun kesilmemesi ve yumurtanın birden pişmemesi için, eklediğiniz tavuk suyunun soğuk olması önemli.
  • Aynı şekilde sonradan ekleyeceğiniz, suyun kaynar olması yada kaynamış soğumuş olması da mineral dengesi açısından önemli. Yanlızca bu çorba için değil, tüm çorbalarınızı, ısıtırken, bu detayı atlamayın.
  • Kırmızı et pişirirken, tuz en son eklenir biliyorsunuz, yoksa et sertleşir. Tavukta ise tam tersi, pişirirken eklediğiniz tuz, tavuğu yumuşatıyor. Özellikle haşlama suyuna, iki tatlı kaşığı tuz ekliyorum. Bol tuzlu suda haşlanan tavuk çok daha lezzetli oluyor.
  • "Müge; koca tavuğu üç kaşık et için mi haşlayacağız ?" demeyin lütfen :) O günü tavuk günü ilan edin, tavuk suyu çorba, fırın poşetinde tavuk ve hatta tavuklu pilav :)

Devamını Oku...

6 Aralık 2009 Pazar

Balık Sofrası - 2009

0 yorum
Balık Sofrası-2009

SİYAH - BEYAZ - ALTIN ŞIKLIĞI...
Bu balık sofrası diğerine göre çok ama çok sade :)
Arkadaşlarımız; "Müge, bak, balıkla balık yenir, istemiyoruz öyle çok çeşit" şeklinde direktif verdikleri ve aksini yaparsam bir daha gelmemekle tehdit ettikleri için ! sofrada yanlızca salata var :)
Birde çaktırmadan eklediğim, tavuk suyu çorba ve yoğurtlu patlıcan salatası :)
Hafta içi olduğu ve gün içinde karar verilmiş bir balık gecesi olduğu için, bu istek çokta işime geldi doğrusu :)

Bu yıl, ev ve sofra dekorasyonlarında siyah, beyaz ve altın çok revaçta.
E bende, her yıl evin dekorasyonunu baştan aşağı değiştiremeyeceğime göre, modayı sofralarım ile takip etmeye çalışıyorum :)
Davet sofralarınız da, her zaman, çeşit olarak fazla bir şey yapma şansınız olmayabilir, çalışıyorsunuzdur, zamanınız kısıtlıdır veya ilgilenmeniz gereken bir yumurcağınız olabilir.
Emin olun, detaylara özenilmiş, şık hazırlanmış, bir sofrada, iki çeşit salata ile, sanki mantı açmış, dolma sarmış gibi iltifat alıyorsunuz :)
Defalarca tecrübe ettim bunu, güvenin bana :)

Balık Sofrası-2009

SOFRADAKİ MİNİK DETAYLAR...
  • Yoğurtlu patlıcan salatası'nda, pratiklik anlamında zirve yaptım o akşam :) Buzluktaki közlenmiş patlıcanları çözdürdüm, yoğurt, sarımsak ve bir kaşık mayonez ile bir karışım yapıp, patlıcanı ekledim. İçinde közlenmiş biber, domates, yağ, limon olmamasına rağmen, mayonezin verdiği kıvam ile çok güzel olmuştu. Kesinlikle öneririm.
  • Benim blog açmaya karar verme maceram, nasıl başladı, biliyorsunuz. Google abiye; "mor lahana nasıl pembe yapılır" diye sormuş ve yemek blogları ile tanışmıştım böylece :) Artık biliyorum :) Lahanayı ince ince doğrayıp, tuz ile ovuyorsunuz biraz. Sonra yıkayıp, süzüyorsunuz. Göz kararı, zeytinyağ, limon, sirke ve tuz ekleyip güzelce karıştırıyorsunuz. Biraz bekleyince, aynı dışarda yediklerimiz gibi pembe pembe bir lahana salatamız oluyor :)
  • Yeşil salataların üzerine, kurutulmuş domates çok yakışıyor. Domatesleri, 10 dk. kadar kaynar suda bekletin önce. Sonrada kekikli zeytinyağının içinde. Misler gibi oluyor :) Salatayı hazırlarken, aynı zeytinyağını kullanabildiğiniz için ziyan da olmuyor.

Balık Sofrası-2009

Siyah ve beyazın fotoğrafını, hele de gün ışığı yoksa çekmek öyle zor ki. Ama eşim bu konuda artık, deyim yerinde ise, aşmış durumda :) Ne kadar iltifat etsem az... Sizce de öyle değil mi ?

***

Sofrada kullanılan, yemek ve servis takımı; Karaca.... Çatal-kaşık takımı; Jumbo (2000 modeli).... Keten masa örtüsü; Çarşaf-iş (Şişli).... Kadife runner; özel dikim.... Ekmek sepeti, sürahi ve yeşil kadehler; Paşabahçe....

Devamını Oku...

PAZILI KİŞ

0 yorum
Uzun zamandır kiş denemek istiyordum,sonunda geçen hafta şeytanın bacağını kırdım ve Emre'm uyurken attım kendimi mutfağıma, lezzet dergisinde gördüğüm bu nefis kişi denemeye karar verdim...
İyi fotoğraflayamamışım maalesef ama 10 numara bir kiş olduğunu söyleyebilirim size...yapımı da gayet kolay...
Çay saatlerinde kesinlikle favorim oldu diyebilirim:)
En yakın zaman da başka sebzelerle de denemeler yapmak istiyorum:)

10 Aralık Perşembe günü de İGLO HOBİMLE MUTLUYUM YEMEK KURSUNDA olmaya hak kazanmışım. Sevgili tijene böyle güzel etkinlikler düzenlediği için çok teşekkür ederim...İnanılmaz heyecanlı ve mutluyum...Bir an önce perşembe olsun istiyorum:)
Bol bol resim çekip paylaşacağım inşallah sizlerlede:)

Hepinizi seviyorum, öpüyorum veee nefis pazılı kiş tarifime geçiyorum:)



MALZEMELER:


KİŞ HAMURU İÇİN;
300 gr. un
100 gr.soğuk tereyağı
10 çorba kaşığı soğuk su

HARCI İÇİN;

2 Yumurta
1 su bardağı süt
1/2 kg. pazı
3 dal taze soğan
2 diş sarımsak
2 çorba kaşığı ayçiçek yağı
1 kase mısır
50 gr. beyaz peynir
tuz
karabiber
pulbiber

YAPILIŞI:

Un , tuz ve soğuk tereyağını ( ben becel margarin kullandım) bir kapta karıştırıp parmak uçlarınızla ufalayın. Soğuk suyu ilave edip pütürsüz bir hamur yoğurun. Hamuru strech folyoya sarıp buzdolabında yarım saat dinlendirin.
Dinlenmiş hamuru un serpilmiş tezgahın üzerinde merdane yardımıyla açıp kalıbın içine elinizle bastırarak yerleştirin.

Yumurtaları peynir ve 1 bardak sütü derin bir kapta çırpın.
Pazı,soğan ve sarımsakları yıkayıp ince doğrayın. Yağı ve baharatları ilave edin. Hızlı ateşte 8-10 dakika kavurun.Mısırı ekleyip harmanlayın. Karışımı kiş hamurunun üzerine yayın. Üzerine sütlü karışımı ilave edin.Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 30 dakika kadar pişirin ve sıcak sıcak servis yapın...

AFİYET , BAL OLSUN

SEVGİLER,ÖPÜCÜKLER
Devamını Oku...

3 Aralık 2009 Perşembe

Hindistan Cevizi Dolgulu Kurabiye

0 yorum
Hindistan Cevizi Dolgulu Kurabiye

KOKOSTAR KURABİYE :)
Bizim evde hazır puding pek sevilmez açıkçası. (Bu lafı duyan da dört çocuklu, dedeli, babaanneli bir köşkte yaşıyorum sanır :) Ev derken, eşim ve beni kastediyorum, anladınız siz onu :)
Puding, klasik pişirme şekli ile sevilmez ama ben yinede çeşit çeşit Dr.Oetker pudingleri evden eksik etmem. Acil durumlarda lezzeti garanti kurabiyeler yapmak yada pasta ara kreması olarak kullanmak için.
Kurabiyeleri bayramda kayınvalidemin misafirleri için yaptım. Her zamanki gibi ilk yapışımda fotoğrafı çekilmedi. En az dört kişi tadına bakıp, onay vermez ise ve mutlaka en az iki kere denenmeden, bir tarif "hünerlibayanlar"'a eklenmiyor, biliyorsunuz...
İşte bu kurabiyeler o gün, yaklaşık on beş kişi tarafından test edildi, tarif için, önüme balya balya peçeteler serildi ama kabul etmedim, "yayınlarım okursunuz" dedim.
Nasıl sanatçı kaprisi yapıyorum ama ? :)
Kurabiyeler çok beğenilince, bayramdan sonra, ikinci kez yaptım. İyiki de yapmışım, çünkü bazı değişiklikler ile daha iyi oldu.
& İlk yaptığım da, fındık aromalı kek un kullandım ama içindeki kabartma tozu nedeniyle, şişip kocaman kocaman oldular ve dokusuda yumuşaktı biraz.
Bu nedenle ikinci yapışımda hem fındık aromalı kek un hem de beyaz un kullandım. Kesinlikle daha derli toplu :) ve kıtır oldular.
& Yine ilk yaptığım da; iç dolgusunu farklı hazırladım. Bir yumurta akını kar haline getirdim, bir yemek kaşığı şeker ve bir buçuk su bardağı hindistan cevizi ekleyerek bir karışım hazırladım. Yanlız bu şekilde karışımın yarısı arttı ve ben içinde yumurta olduğu için bekletmeye korktum, ziyan oldu anlayacağınız.
İkinci kez yaptığımda, yumurta ve şeker koymadım, yanlızca hindistan cevizi koydum içlerine, tadında hiç bir fark olmadı bana göre. Hem de ihtiyaç kadar kullandığım için, ziyan da olmadı.
Tarifi, bu ikinci yaptığım gibi veriyorum o nedenle.
Sizler, biraz daha yumuşak kurabiye seviyorsanız, tamamen kek unu yada kıvamlı bir iç dolgu isterim derseniz, yumurta akı ile hazırlanmış iç malzeme ile doldurabilirsiniz kurabiyeleri.
Daha önceki pudingli kurabiye denemelerinde de söylediğim gibi, puding çeşidinde özgürsünüz, aynı tarifi muzlu, çilekli vs. yapabilirsiniz.
Tecrübelerime göre en iyi sonucu; Dr.Oetker'in, bitter çikolatalı ve portakal aromalı gurme pudingi veriyor.

Malzemeler
  • 1 Paket (Dr.Oetker) Bitter Çikolatalı Puding
  • 1 Paket (250 Gr.) Margarin (Sana-hamur işi)
  • 3 Yemek Kaşığı (tepeleme) Pudra Şekeri
  • 1,5 Su Bardağı Fındık Aromalı Kek Un
  • 2 Su Bardağı Un
  • 1 Su Bardağı Hindistan Cevizi (yaklaşık)

Yapılışı

  • Margarini oda sıcaklığında iyice yumuşatın.
  • Margarinin üzerine, toz halindeki puding, pudra şekeri, fındık aromalı kek un ve 1 su bardağı beyaz un'u birlikte eleyin.
  • Yoğurmaya başlayın. Hamur toparlanıncaya kadar azar azar beyaz un eklemeye devam edin. Yumuşak ama ele yapışmayan bir hamur yoğurun.
  • Hamurun üzerini örterek, buzdolabında yarım saat dinlendirin.
  • Hamurdan cevizden biraz iri parçalar koparıp, elinizde yuvarlayın. Baş parmağınız ile içli köfte yapar gibi çevire çevire içini çukur yapın.
  • 2 çay kaşığı hindistan cevizini ekleyin ve ağzını büzerek kapatın. Nazikçe yuvarlayın ve üzerine hafifçe bastırın.
  • Yağlı kağıt serili tepsiye, 2-3 cm. aralıklar ile dizin.
  • Önceden ısıtılmış, 180 derece fırında, 20-25 dk. pişirin.
  • Kurabiyeler fırından çıktığında yumuşak olacak, bir süre sonra sertleşecekler.

Lezzet Dergisi- Ekim/2010

Lezzet Dergisi, Ekim 2010 sayısında bu tarifim ile yer alıyorum :)
Devamını Oku...

2 Aralık 2009 Çarşamba

Bayramın Ardından...

0 yorum
Gökay-ev (1)

HER GÜZEL ŞEY ÇABUK BİTER :)
Su gibi geçti hemde, bir gün değil bir kaç saat gibi :)
Eşimle altıncı bayramımızı yaşadığımız bu bayramda da kuralı bozmadık.
Kaçmadık bir yerlere.
Hiçbir bahanenin de arkasına sığınmadık :)
Domuz gribi var demedik, bol bol el öptük, sarmaş dolaş olduk.
Uzun zamandır rahatsız olan eşime; "ciğerlerindeki iltihap, kana karışmış" dedi doktorumuz, "oh ne güzel, bahane ile yatarız, bir yere gitmeyiz" demedik...
Pişmanmıyız ?
Kesinlikle hayır. Tatil imkanı hep var çok şükür, bayramlar ise yılda yanlızca iki defa.
Bu bayramda, annem ve kayınvalidemin misafirleri için bazı şeyler hazırladım arife günü.
Peçetelikti, etamindi derken, uzun zamandır çok vakit geçirmediğim mutfağımı, pek özlemişim, pasım gitti :)
Bayram tatili süresince yorulduğum tek gün de arife oldu zaten, ondan sonrası şahane geçti.

Mini Kahvaltı Sofrası

Bayramın ikinci günü, ziyaretlere başlamadan önce, eşimle güzel bir kahvaltı yaptık. Kayda değer bir şey yok, minicik bir sofra. Tek özelliği kırmızı beyaz renkler ile hazırlamış olmam.
Eşim sofrayı görünce; "sen şimdi fotoğrafta istersin" dedi :) Bende; "hayır, hayır, fotoğraf yok, sadece senin için hazırladım ben bu sofrayı" dedim.

Mini Kahvaltı Sofrası

Halbuki o gelmeden, dayanamayıp, kendim çekmiştim bir iki kare, alışkanlık işte :) Siz bundan bahsetmeyin kimseye olurmu ? aramızda kalsın :)

Gökay-ev (2)

İlk iki gün ziyaretleri tamamlamış ve gönül rahatlığı ile artık dinlenelim diyorduk ki, Gökay aradı bizi. (Gökay'ı tanıyorsunuz artık)
"Hadi", dedi. "Çıkın gelin, hava mis, madem dinleneceksiniz, burda dinlenin".
Uçarak kabul ettik teklifi, hemen çıktık yola.
İki gün boyunca da, sayısını hatırlamadığımız kadar çok; "iyiki gelmişiz" dedik :)
Sonbaharın tüm renklerinin yaşandığı bahçede, temiz hava aldık, tamamen organik beslendik, sözün kısası yenilendik, tazelendik :)
Sizleri eşimin çektiği kareler ile baş başa bırakıyorum şimdi...

Gökay-ev (9)

Gökay-ev (8)

Gökay-ev (10)

Gökay-ev (3)

Gökay-ev (5)

Gökay-ev (4)

Gökay-ev (6)

Gökay-ev (7)
Devamını Oku...

26 Kasım 2009 Perşembe

İyi Bayramlar...

0 yorum
İyi Bayramlar

BENDEN SON HABERLER :)
Normal hayat için kısa denilebilecek bir süre on gün. Ama blog yazıyorsanız eğer çok uzun geliyor, sanki aylardır birşey yazmamışsınız gibi. Bu yüzden öncelikle teşekkürle başlamak istiyorum sözlerime.
Bu on gün süresince bana mail atan, hatta arayıp soran okuyucularıma, "bir çorba olsun yazıver, özledim, lütfeeenn !" diye sitem eden :) blog komşularıma, kısaca bana kendimi çok iyi hissettiren bu arayıp sormalara çok çok teşekkürler, iyiki varsınız...
Ben nelermi yapıyorum son zamanlarda ?
Mutfağa giriyorum elbette ama daha önceki yazılarda da anlattığım gibi, yeni bir şeyler denemiyorum, hep bilindik sebze yemekleri vs. yapıyorum.
Bayramda ilk iki gün ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra, kalan iki günde birşeyler yapmak niyetim... Bakalım kısmet :)

Bunun dışında Ekim ayı içerisinde MSA Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi'nin davetlisi idik. Eski mutfaklarında da eğitim alma şansımız olmuştu Tefal-Actifry sayesinde. Yeni mekanları ise tek kelime ile olağanüstü. Geniş ve çok şık atölye kısmı ve şefi rahatça izlemenizi sağlayan dev ekranları ile gerçekten rüya bir mekan olmuş.
Normalde bu tarz etkinliklerde, eşim sağolsun kamera arkası görevini üstlenir :) bol bol fotoğraf çekerdi. Bende bunları bir galeri halinde sizlerle paylaşırdım. Bu etkinlikte fotoğraf yok, çünkü eşimde bu muhteşem mutfağın cazibesine kapıldı ve şapkasını giydiği gibi ocağın başına geçti :) Ben sadece ona aşçı yamaklığı yaptım :)
Truff yağlı Toscana salatası, limon soslu jumbo karides ve deniz tarağı, çikolata mascarponlu fırında armut gibi şahane İtalyan lezzetleri yaptık, Şef aşçımız ile birlikte.
Hele bir Safranlı Risotto yaptıkki ! Haftalardır tadı damağımdan gitmedi, en kısa zamanda evde de deneyip paylaşmak isterim sizlerle, bütün püf noktalarını kaptık nede olsa :)
Eğer sizde bir yemek kursuna katılmak yada şirketiniz için hoş bir ekip aktivitesi planlıyorsanız MSA bunun için en doğru adres bence...

14 Kasım'da ise Ülker'in "Halley ile Tatlı Saatler Atölyesi" etkinliğinde öğretmenlik yaptım :) Dünya Çocuk Kitapları Haftası Etkinlikleri kapsamında, Carousel alışveriş merkezinde düzenlenen; "Okusunda Büyüsün !" etkinliğinde..
Çocuklarla birlikte, şeker hamuru ile Halley süsledik. Etkinlikte, iki tane yuva öğretmeni yardımcım olduğu halde eve gittiğimde inanılmaz yorgun hissettim kendimi... Yuva öğretmenlerinin işi ne zormuş, yaşayınca anladım :)

etamin3

Veee bu günlerde en çok vaktimi alan şeyi, yani son merakımı açıklıyorum !
Etamin... ! :)
Beni tanıyanlar, nasıl ayran gönüllü biri olduğumu iyi bilirler :) Yanlız benim bu huyum biraz gariptir, yani sadece ondan ona, ondan ona, hızlı hızlı geçiş yapmaz heveslerim.
Yeni bir hobiye yada işe heveslendiğimdeki heyecanımı bir görseniz, ömrümün sonuna kadar hiç kalkmadan onu yapacağımı sanırsınız :)
Bir heyecan, bir heyecan, sormayın gitsin :)
Diğer hobiye geçtiğimde eskisinden bahsederken duysanız birde, "yahu o heyecan nasıl kayboldu böyle bıçak gibi" dersiniz :)

Süslü kurabiye yapmaya heveslendim bir ara biliyorsunuz, eve bir malzeme yığdımki sanırsınız haftaya atölye açıyorum :) bir kaç ay hevesle yaptımda, sonra; sıkıldım ! Elime şeker hamuru almıyorum aylardır :)

Sonra peçete halkasına heveslendim, aynı şekilde, onlarca yaptım. Her modelden de en az sekiz tane yaptığım için, kocaman bir koli peçete halkam oldu :) Arkadaşlarıma, akrabalarıma hediye ettim çoğunu, hatta eski yaptıklarımı beğenmeyip, söküp yenilerini yaptım :) Ve ondan da hevesim geçti :)

etamin4

Şimdilerde harıl harıl etamin işliyorum. Yaptıklarım da beğeniliyor hani :)
Üstte gördüğünüz modelden banyo için işledim, iki farklı renkte. İki tane de hediye işledim; Can arkadaşım için :)

etamin1

Birde "dmc" markasının hazır modelli olanları var, minicik tablo şeklinde. Poşetinden, ipi, iğnesi, çerçevesi, etamini hazır çıkıyor, siz sadece işliyorsunuz ve asıyorsunuz hemen. Yeni hobimi öğrenince Necla abla bir sürü almış bana sağolsun, onları da işledim bitti :) Şimdi yeni modeller araştırıyorum internetten, yastık yapacağım. Bu aralar bütün dekorasyon dergilerinde, en şık koltukların üzerinde hep etamin, goblen desenli yastıklar var, çok moda anlayacağınız, geri kalmamak lazım :)

Ve bu yazıyı okuyan herkesin, tüm sevdiklerimin, kurban bayramını, en içten dileklerimle kutluyorum. Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öperim.

Çok sevgilerimle...

Devamını Oku...