Banner 468 x 60px

 

22 Şubat 2012 Çarşamba

2012 YAZ TASARIMLARI

0 yorum
Kocaman bir kışı geride mi bırakıyoruz? 
Az önce erken tatil rezervasyonu yaptırmak için tatil sitelerini dolaşırken buldum kendimi. İstediğim tarih için fiyatların hiç bir sitede henüz belirlenmemiş olduğunu görünce önce şaşırdım sonra da sabah ofise girdiğimde ısıtıcıları biraz fazla açmış olduğum geldi aklıma :)
Eee içeride hava sıcak olunca, dışarıda da güneş olunca insanın hemen tatil geliyor aklına.

Son üç senedir rutine bağlanmış bir tatil yapıyoruz. Aynı şehir, aynı otel, aynı aktiviteler..vs
Bu sene biraz değişiklik yapsak mesela. Arkadaşlarımızala birlikte bir tekne kiralasak. Ege'den başlayıp Akdeniz'e doğru bakir koyları dolaşsak. Teknenin arkasına da böyle portatif bir Aqua park bağlasak. Sonra açık denizde oynarken popomuzu köpek balıkları ısırsa!!! aayyy hayal burada sona eriyor :))



Hımm sanırım bende bir açık deniz korkusu var.
O zaman açık deniz olmasın. İncecik kumu olan bir kıyıda kamp kuralım. Böyle çadırları dizelim yanyana. Çocuklar hayvan ayak izi bırakan terlikleriyle koştursunlar sahilde. Her gece ateş yakıp çevresinde oturalım. Ateşten çektiğimiz közlerde mis gibi mangal yapalım. 
Oooo hemen Türk geni çıktı ortaya :)



Ama en çok da ne çekti canım. Uzun yıllardır yapamadığım şu güneşlenme keyfini özledim. Son beş yıldır sanırım şöyle sere serpe uzanıp, güneş yağını da foşur foşur sürüp, cazırdayarak yanmak hayal oldu benim için. 

Kışın bin kat kıyafetin altında belli olmuyor ama mezarından yeni uyanmış bir vampir gibi bembeyaz olan tenim yazın parlayan güneşin de etkisiyle ışıldamaya başlıyor. Bunun üstüne bir de tatile beyaz gidip beyaz dönmek pek hoş olmuyor.

Güneşlenirken özellikle sırtımın da güneşlenmesi için yüz üstü döndüğümde şezlongların baş kısmında yüzün denk geldiği yerde bir boşluk olmasını istemişimdir hep. Masaj masalarındaki gibi.


 Yapan yapmış işte. Ne de güzel düşünmüş. Bana da lazım bundan bir tane. Hem erken kalkıp şezlong kapayım derdi de yok. Götürür denizin dibine de koyarım, havuzun içine de atarım... cıkss bu olmadı.
Ama mis gibi kitap okurum ben bu şezlongda. Akşam da Cem yoğurt sürer sırtıma hahhahaaa :))

0 yorum:

Yorum Gönder